Kitap Sünnet Işığında Hayat
Yazar Ahmet Şahin
Yayınevi Cihan Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur kağıt - karton kapak cilt
Sayfa Ebat 192 sayfa - 13.5x19.5 cm
Yayın Yılı 2012
Cihan Yayınları, Ahmet Şahin tarafından yazılan Sünnet Işığında Hayat adlı kitabı incelemektesiniz.
Sünnet Işığında Hayat kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
TAKDİM
Müslümanları yabancı kültüre esir edip adetini, örfünü değiştirmeye uğraşan biz zihniyet, son yarım asırdır artık iyice gerilemeye yüz tutmuştur.
Aile hayatımızın, giyim-kuşamından tutunuz da tavır ve haraketlerinin bütününü yabancıların ölçüsüne gire ayarlamaya çalışan bu anlayış, artık iflasa doğru hızlanmış görünmektedir.
İfsad etmeye çalıştıkları, binüçyüz yıllık geçmişe sahip aziz insanlar, aslına dönmeye, mazideki üstün şahsiyetini elde etmeye teveccüh etmiştir.
İşte elinizdeki eser, bu umumi teveccüh ve devamlı ısrarın bir tezahürü olarak vücuda gelmiştir.
Müslüman, kendine ait hayat anlayışını, giyim-kuşam tarzını, hayatının tümüne şamil ulvi ölçüde ve kaidelerini artık şahsında yaşamak istemektedir. Hıristiyanlar gibi giyinmek, gayr-i Müslimler gibi davranmak, yabancılar gibi yaşamak istemeyen Müslümanlar, kendi öz değerlerine dönüyor, İslam’ın temel mefhumlarının verdiği hayat anlayışına, örf ve adetine sahip çıkıyor…
Bu yüzdendir ki, en basitinden tutun da, aile içi mes’elelere, konu-komşu münasebetlerine, alış-veriş usullerine ve adab-ı muaşeret mevzularına kadar bütün sahalara ait sünnetin tesbit ve tamimine şiddetle ihtiyaç zuhur etmiş bulunuyor.
Bu ihtiyaç ve arzunun gereği olarak vücuda gelen bu mütevazi eser, inşallah bu mevzuda değişmek ölçüler verecek, sabit kaideler sunacak; İslami hayatın günlük mes’eleleri burada söz konusu edilecektir. Müslüman, vicdanına huzur, gönül ve kalbine surur verecek beşeri münasebet usullerinin bu eserde kolayca bulup, rahatça tatbik edecektir.
Artık Müslümanları gayr-i Müslim gibi yaşatmak isteyen batıl zihniyet, yabancı örf ve adetleri bize takdim edemeyecektir. Zira aslımıza dönmüş, gerçek örfümüzü yaşama azmine girmişiz.
Hem bu hayat anlayışı, fıtratımıza daha uygun, insani hasletimize daha mutabık olduğu için vicdanımız rahat etmekte, gönlümüz surur duymakta, kalbimiz huzurla dolmaktadır.
***
“
SÜNNET IŞIĞINDA HAYAT” ahlakın en nihaisiyle tezyin edilen Zat’ı örnek almış, Kur’an-ı Kerim’de, “Sen muhakkak ki ahlakın en mükemmeli ve en güzeli üzerinden sin.” Diye tarif edilen son örneği rehber edinmiştir.
Demek ki, kendisinden daha üstün ve yücesi olmayan bir örneğe sahip, bur numuneye malikiz. Beşeri tavırda nihai örneğimiz, insani hasletle kesin mihengimizdir O…
Bizler, Allah’ın Resulü’nü örnek alıp, bütün tavır ve hareketlerimizde O’nu takip etmekle, yabancı örf ve adetlerimizi, normal tavır ve hareketlerimizi de ibadet haline getirmiş oluyoruz… Zira, Müslüman, Peygamberimizin sünnetini takip edip, hayatına ait bütün mes’elelerde
O’nu örnek almakla, Hrıstiyan, Yahudi ve dinsizin hayat anlayışını taklid etmekten kurtulmuş olup, ibadet mahiyeti olan Sünnet-i Seniyye’ye tabi oluyor… Evet, evden çıkarken sünneti hatırlayıp, sağ ayağını dışarı atmak basit bir adet iken, ibadet derecesini buluyor. Sağ elle yemenin sünnet olduğunu bilip , o elle yemeye alışmak, normal bir görgü iken, ulvi bir bağlılık hüviyetini kazanıyor…
İşte bu gibi beşeri münasebetlerde Resulüllah’ın sünnetini tam icraya niyet etmek, sünnete bağlılığı ifade etmektir. Sünnete bağlanan, o sünnetin sahibini hatırlıyor, ona itaatini tazeliyor demektir. Böylece en basit fıtri davranış ve hareket, zircirleme bir silsile ile, İlahi tefekkür derecesine yükselip, sahibinin adetlerini ibadete çeviriyor. Hayatı baştan sona nurlanıyor…
Bunun içindir ki mana büyükleri ikazda bulunuyorlar:
“_Ey Müslüman, hayatının basit adetlerini, normal görgü kaidelerini ibadet derecesine çıkarmak istiyor musun? Öyle ise hayatını
Sünnet-i Seniyye ile zinetlendir, hareketlerine Sünneti rehber kıl, örnek al, adi hareketler ali hüviyet alsın…”
Bu mevzuda ilk Müslümanları ibretle hatırlıyor, hayretle düşünüyoruz. Resulüllah’ı nasıl örnek alıp, rehber edinmek gerektiğini onların tatbikatından öğreniyoruz.
***
Biz gaza dönüşünde ashabın, bir ağacın altına üşüştükleri görülüyor. Herkes varıp gölgeye hem de diz çöküp oturuyor, bir müddetçik tefekkür ediyor, sonra kalkıp yollarına devam ediyorlar.
-Bunu ne için yapıyorsunuz? Şeklinde sorulan bir suale, içlerinden biri şu cevabı veriyor:
-Biz Resulüllah’la buradan geçerken, O’nun bu ağacın altına oturup, bir müddet tefekkür ettiğini görmüştük. Resulullah’ın yaptığının aynını yapıyor, sünnetine tabi oluyoruz…
***
Biri, elinde misvak, dişlerini fırçalıyor. Onu ilk defe gören soruyor:
-Ne yapıyorsunuz?
-Ne yapayım, Resulüllah’ın sünnetine tabi oluyorum. Ben O’nun ümmetiyim, ümmeti olduğum içindir ki, sünnetine tabi olmak üzerime vaciptir.
***
İki hadis rivayet ederken hadisinin başında gülümsüyor, ortasında da tebessümünü yitirip, resmiyet kesbeden bir görünüşe giriyor. Ona niçin böyle yaptığı sorulunca şu karşılığı veriyor:
-Bu hadisi Resulüllah’tan dinlerken O’nun, bu sözün başında tebessüm ettiğini gördüm. Bununda aynını yapıyorum.
Kabak yememeğini yeme alışkanlığı olmayanlardan biri, birden kabak mübtelası oluyor, ona soruyorlar:
-Sen hiç kabak yemezdin?
Şöyle cevap veriyor:
-Bir eve misafir gelmiştik. Ortaya konan sofrada kabak da vardı. Resulüllah’ın kabağı tercih ettiğini gördüm. Ondan sonra ben de kabak yemeğini sevdim…
İşte, Resulüllah’ın bütün sünnetlerini takip ve taklid eden bu ilk insanlara, sonra gelenlerden kimse erişemiyor, derecelerine yaklaşamıyor.
Çünkü, diğer fazilet ve meziyetleri yanında bir de Sünnet’i bütünüyle tatbik etmek adetleri vardı onların. Hayatlarında tek yabancı örf, adet ve anlayışa yer yoktu. Yatarken sünnet. Kalkarken sünnet, giyinirken kuşanırken, misafir ağırlarken, yala çıkarken, cihada giderken, konu komşuyla münasebet kurarken.. Velhasıl hayatın bütününe ait davranışlarda hep sünneti tatbik ediyor. Onu yaşıyorlardı. Böylece ibadetleri, sadece beş vakit namazdan ibaret kalmıyordu. Hayatlarını tümü ibadet halini alıyor. İbadet kutsiyetini buluyordu..
Ömür dakikalarını böyle kudsileştiren sahabelere nasıl erişecek, nasıl yaklaşacaksınız? Elbette onlar külli fazilette kendilerinden sonra gelen beşeriyetin hepsini de geçerken, bu halleriyle bizlere fiili örnek olacaklardı…
***
Takdim ettiğimiz bu mütevazi eserin ifade ve işleniş tarzının kusurdan beri olduğunu asla iddia etmiyorum. Ama ihtiva ettiği hükümlerin sıhhatinden, verdiği ölçülerin sağlamlığından sevinç ve huzur duyuyorum. İnşallah geleceğin yeni nesli, daha mükemmelini yazacak. Sünnet-i Seniyye’yi layık olduğu ulviyet ve kudsiyete yakın üslub ve ifade haşmeti içinde sunacaktır.
Şimdilik bize düşen, bütün kusur ve eksikliklerimize rağmen, elimizden geldiği kadarıyla faydalı olmak, gücümüzün yettiği ölçüde vazife yapmaktır.
Kusur bizde, af ümidimiz şefaatini kebair ehline tahsis ederken, rızasına uygun kılması niyazımızda Rahimi Zülcelal’dendir. ( sünnet ışığında hayat kitabı, Ahmet şahin sünnet ışığında hayat, cihan yayınları, Ahmet şahin kitapları, sünnet ışığında hayat kitap fiyatı )
Ahmed ŞAHİN
15 Haziran 1979
Bahçelievler / İst.
Cihan Yayınları, Ahmet Şahin tarafından yazılan Sünnet Işığında Hayat adlı kitabı incele diniz.