Kitap Kuranı Kerimde Adabı Muaşeret, Görgü Kuralları
Yazar Prof. Dr. M. Zeki Duman
Yayınevi Fecr Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur - Ciltli
Sayfa Ebat 583 sayfa - 17x24 cm
Yayın Gözden geçirilmiş, İlaveli genişletilmiş yeni baskı
Fecr Yayınları, Prof. Dr. M. Zeki Duman tarafından yazılan Adabı Muaşeret adlı kitabı incelemektesiniz.
Adabı Muaşaret Görgü Kuralları kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satışı hakkında bilgiyi aşağıda geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
ADABI MUAŞERET GÖRGÜ KURALLARI
adabı muaşeret görgü kuralları
"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamd eder, O'ndan yardım isteriz. Allah, kime hidâyet verirse, artık onu saptıracak hiç kimse yoktur. Saptırdığına da hiç hidâyet verici yoktur. "Sözün en hayırlısı Allah'ın kitabı, yolun en hayırlısı da Muhammed'in yoludur." Rabbim, ilmimi ve anlayışımı arttır, beni Müslüman olarak öldür ve sâlihler zümresine ilhak eyle. Tevfîkini benden esirgeme. "
ÖNSÖZ
Din, Allah Teâlâ tarafından, insanlara, dünya ve ahirette saadete erişebilmeleri için yol gösteren, Allah'a nasıl ibâdet edileceğini açıklayan ve birbirleriyle ilgili münâsebetlerinde müslümanların uyacakları esasları belirten ilâhi bir nizamdır.
Kur'ân-ı Kerim, bu nizâmın ihtiva ettiği kanunları, geçmiş peygamberler ve kavimlerden ibret dolu bilgiler sunarak hâli en güzel bir şekilde izhar eden ve pek çok âyetleriyle geleceğe ışık tutan; velhasıl içtimaî bir nizamın gerekli kıldığı tüm esasları, kendi tabiriyle: "yaş ve kuru, her şeyi" muhtevi; Hz. Muhammed'e 23 yılda, âyet âyet nazil olup zamanımıza kadar da tevatür yoluyla gelen ilâhi bir kanun mecmuasıdır.
Her insanın başına bir polis dikmek mümkün olmadığı için,, yalnız kanunların mevcudiyeti, bir toplumu yönetmek için kâfi olamaz. Onların vicdanlarına tesir edebilecek birtakım ahlâkî esaslara da ihtiyaç vardır.
Ahlâk olmadan, insanların yönetimi için kanunların kifayetsizliği nasıl bir gerçekse, ahlâkı pratik hayata intikâl ettiren âdâb-ı muaşeret olmadan ahlâkın, nazariye olmaktan öteye geçmeyeceği de öyle bir gerçektir. Yâni, adab-ı muaşeret olmadan ahlâkın, ahlâk olmadan da kanunların tek başına, dünya ve ahiret saadetini temin etmek için yeterli olabileceğini söylemek mümkün değildir.
Bir toplumda, âdaba riâyet edilmiyorsa, orada ahlâkın varlığından bahsedilemeyeceği gibi; adab-ı muaşeret ve ahlâka önem verilmeyen cemiyetlerde, hukuka saygı, nizam ve intizamdan bahsetmek de mümkün değildir. Bu gerçeklere binâen, en son din ve mükemmel bir nizam olan islâm, misafirperverlikten bayram törenlerine; sosyal yardımlaşmadan, insanların birbirlerini sevip saymasından şekillerine; şahsî hayatın arzetmesi lâzım gelen özelliklerinden, sosyal hayatın çeşitli yönlerine varıncaya kadar... cemiyet hayatında gerekli olan her türlü muaşeret esaslarını ortaya koymuştur.
Fakat bugüne kadar, bu mevzuda doğrudan doğruya Kur'ân'a istinaden ciddî bir araştırmanın yapıldığını söylememiz mümkün değildir.
Hâl-i hazırda mevcut olanlarsa, ya makaleler hâlinde yazılmış, yahut da ahlâk kitaplarının oldukça kısa bir bölümünü teşkil etmekten öteye geçememiştir.
Konunun acı olarak nitelendireceğimiz başka bir yönü de şu ki, yıllardar Avrupalılaşma kompleksi içerisinde olan bazı yazarlarımız, yazdıkları adab-ı muaşeret kitaplarında, genellikle millî karakterimize yabancı olan batılıların âdabını işlemişler; bu suretle, sanki bize bu konuda rehberlik edecek, davranış şekillerimizi düzene koyacak kaide ve kurallara sahip olmadığımız, millet olarak da bunları ortaya koyabilecek kapasiteden uzak olduğumuz imajını verme yoluna gitmişlerdir.
İşte bu gerçeklere binâen, muhterem hocam Ahmet Coşkun Bey'in de işareti ile, hem bu sahadaki boşluğu kapatmaya, hem de yıllardır uygulanan ve bizleri kendi öz benliğimizden uzaklaştıran hareket ve davranışları terketmeye bir vesile olur kanaatiyle tezimize konu olarak "Kuran-ı Kerim'de Muaşeret Esasları" mevzuunu seçtik.
Âdâb-ı muaşeret, insana, cemiyet içerisinde yaşamak için lâzım olan nezâket kurallarını Öğreten, insanî ilişkilerde uyulacak şekil ve ölçüleri ortaya koyan ve şahsı, toplum içerisinde saygı ve hürmete lâyık kılan... davranış şekilleridir. ( adabı muaşeret kitap , görgü kuralları , zeki duman , ipek yayınları , adabı muaşeret kitabı fiyatı, zeki duman adabı muaşeret, ayet ve hadislerle adabı muaşeret, kuranı kerimde adabı muaşeret )
ÖNSÖZ
Ahkâm ve ahlâk ile iç içe olup, aynı zamanda onların tamamlayıcısı durumunda olan muaşeret kuralları, söz ve hareketleri tezyin eder, görünüşü zarif kılar, kişiye ayrı bir değer kazandırır.
Dinimizde emir ve yasaklara taallûk eden ahkâm aslî, âdâb-ı muaşereti ise (konuşmanın âdabı, yemenin, içmenin, öğrenip öğretmenin, temizliğin... âdabı olarak) fert değerlerdir. Diğer bir deyişle adab olmadan hükümler ve insanlar arası ilişkiler sürdürülebilir ise de, o takdirde bunların mükemmel olacağını söylemek mümkün değildir. Çünkü ahkâm ve ahlâk, ancak âdâb ile mükemmellik kazanır ve kabule şayan olur. Aksi halde ameller nezâket ve nezâketini kaybeder. Bir mûsikî parçasının ruh okşayıcı güzelliği notalar sayesinde gerçekleştirildiği gibi ahkâm ve ameller de ancak âdâb-ı muaşerete riâyetle güzelleşir, takdir edilir. Bu münâsebetle âdâb'ı, ahkâm ve ahlâktan ayrı düşünmemiz mümkün değildir. Ancak şu kadarını söyleyebiliriz ki, İslâm'da hükümler ve ahlâkî kurallar, genel anlamıyla evrensel olup müeyyideleri de kesindir. Âdâb-ı muaşeret ise, temel prensiplerde İslâm'dan ayrılmamak şartıyla, şekil ve görünüş açısından çeşitli iklim ve kuşaklarda az çok farklılık arzeder.
Adâb'ın müeyyideleri de ahkâm ve ahlâkta olduğu gibi zecrî olmayıp, o andaki davranışın ortaya koyduğu nezâketten uzak oluşun vereceği mahcubiyetten Öteye gitmeyebilir.
Adâb-ı muaşeret, uyulmadığı zaman, topluma etkisi bakımından ahkâm ve ahlâkla eşdeğerde sayılmaz, fakat yapılan iş, âdabın vereceği güzellik ve zerâfetten uzak olur. "Allah güzeldir, güzeli sever" prensibince yapılmış olmaz.
Şahsın gerek Yaratıcısına karşı ibâdet ve itaatinde ve gerekse diğer insanlarla ilgili münâsebetlerinde, hoş görünümü sağlayan ve hüsn-i kabule lâyık kılan âdâbla ilgili incelememizi kaynaklarını, faydalanma sebep ve oranını da şu şekilde sıralayabilirz:
Birinci kaynağımız, konumuzun adından da anlaşılacağı üzere Ku'ân-ı Kerîm'dir. Bu münasebetle tezimizle ilgili âyet-i kerîmeleri tespit ederken âyetleri; ahkâm âyetleri, ahlâk âyetleri, kıssalar, meseller şeklinde bir ayırıma tâbi tutmadan Kur'ân'ı, baştan sonuna, âyet âyet inceleyip, her âyetin âdapla ilgisinin olup olmadığını araştırdık. Çünkü, ister hüküm ifâde eden (emir ve yasaklarla ilgili) âyetler olsun, isterse nedb ifâde edenler olsun, pek-çok âyetin aslî yönünden başka, âdâbla ilgili yönünün de olabileceği muhakkaktır. Binâenaleyh bazı âyetler, doğrudan doğruya muaşeret esaslarını öğretirken, bazıları da ahkâmla ilgili olmasına rağmen öyle bir üslûpla vahyolunmuş ki, mânâ itibariyle ilâhî bir hükmü vaz'ederken, özellikle seçilmiş olan lâfızlarıyla da güzel bir nezâket ve edeb örneği ortaya koymaktadırlar. Meselâ, Bakara sûresi'nin, 223. âyetinde Allah Teâlâ'nın: "Kadınlarınız sizin ekin tarlanızdır. O hâlde tarlanıza istediğiniz şekilde varınız." kavl-i şerifi, burada cinsî münâsebetle ilgili bir hükmü belirtirken, cima mahalli olarak "HARS" (ekilen yer, tarla), fiil olarak da "İTYAN" lâfızlarının seçilmiş olması bu edebin tipik bir örneğidir.
Görülüyor ki, hüküm ifâde eden bir âyet, mânâ itibariyle olmasa bile lâfzı ile de âdâb-ı muaşerete işaret etmektedir. Bu münâsebetle Kur'ân'ı baştan sonuna kadar incelememiz iktizâ etmektedir. Bu mülâhazalarla seçmiş olduğumuz, Elmalılı merhumun "Hak Dini Kur'ân Dili" adlı tefsirinin tamamını okuyarak işe başladık.
İkinci kaynağımız: Hz. Peygamber'in, konumuzla ilgili âyet-i kerîmeleri izah sadedinde olan açıklamaları ve sünnet-i seniyyesidir.
Çünkü âyetlerden bir kısmının muhkem (mânâsı anlaşılabilir), bir kısmının da müteşâbih olması bizleri buna mecbur etmektedir. Zira biliyoruz ki müteşâbih âyetler:
1-Mânâsı, yalnız Allah Teâlâ tarafından bilinip başkalarının anlayamayacağı âyetler.
Mânâsı, Allah ve Rasûlü tarafından bilinip, bir de Rasûlullah'ın açıkladığı kimselerin bilebileceği âyetler.
Mânâsı, ilimde rüsuh sahibi olan kimseler tarafından anlaşılabilecek âyetler olmak üzere üç kısma ayrılmaktadır.
Ayrıca, selâmlaşmak, evlere giriş-çıkışta izin istemek, büyüklerin yanında davranışlara dikkat etmek... gibi bazı muaşeret esasları, âyetlerde açık olarak beyan edildiği hâlde; evlenme talebinde bulunmak, evleneceği kadına bakmak, selâmdan sonra musafaha yapmak... gibi bir takım âdâb-ı muaşeret de âyetlerde zımnen ifade edilmiş ise de onları da ancak Kur'ân-ı Kerîm'i çok iyi anlayabilen kimselerin işaretiyle tespit etmemiz mümkündür. Binâenaleyh incelememizi yaparken, kendisine vahyolunanı bizzat açıklamakla da görevli olan ve hüküm ifâde eden tüm emir ve yasakları vahyi ilâhiye müstenid bulunan Hz, Peygamber (s.a.v.)'in sünneti, Kur ân'dan sonra ikinci derecede istifâde ettiğimiz kaynak olmuştur. Allah Teâlâ'nm Haşr sûresi, 7. âyetiyle: "Rasûl size ne vermişse onu alınız ve yasakladığı şeylerden de vazgeçiniz" diye emretmiş olması da bizi bu ittiba'a mecbur etmiştir,
Üçüncü derecede kaynağımızda: asr-ı saadette yaşamış, Rasûlullah ile bizzat sohbet etmiş, aynı zamanda Kur'ân'ı daha iyi anlama imkân ve kabiliyetine sahip olan kimseler olarak, tereddüt etmeden uyacağımız Sahabe-i Kirâm'ın âyetlerle ilgili görüş ve izahlarıdır. Ashabdan sonra gelen ve kendilerinden öncekilerin yollarına ihlâs ve samimiyetle bağlanan; naklettikleri rivayetleri zikrederken, kimden naklediliyorsa, onun o andaki hareketini dahi itinâ ile uygulayacak kadar ayniliğe riâyet eden selef-i sâlihînin âdâbla ilgili âyetlere dâir nakil ve görüşlerini almakta da tereddüt etmedik. Çünkü Kur'ân ve hadisler bizlere, onların ilimdeki aşk ve titizlikleri sayesinde gelebilmiştir. Onlar, bizlerle Asr-ı Nebî arasında sağlam köprülerdir. Bu münâsebetle meşhur rivayet ve dirayet tefsirleri ile, özellikle Kütüb-i Sitte, bu konuda bize ışık tutan kaynaklarımızdandır.
Konuyu işlerken takip ettiğimiz metoda gelince: âdâbla ilgili âyetlerin izahına geçmeden önce, hemen her bölüm ve ana başlıklardan önce, konu ile ilgili bir girişle mevzunun önemini, islâm'dan evvel tatbik şekli ve varsa mahzurlarını ihtiva eden hususları koyduk. Sonra da İslâm Dini'nin o konuya bakış açısını belirtip getirmiş olduğu çözüm ve âdabı açıklamaya çalıştık.
Asıl kaynak, doğruluğundan ve Öğrettiklerinin güzelliğinden asla şüphe etmediğimiz Kur'ân olduğu için, tebit edilen âdabın değerini isbat etmek maksadıyla, zamanımızda birçoklarının âdet hâline getirdikleri şekilde, sık sık batılıların görüşleriyle mukayese etmek yerine doğrudan doğruya âyet-i kerîmenin öğretmiş olduğu âdâb ile, bizzat Allah'ın Rasûlü, ashab ve İslâm âlimlerinin, âyetin işâri mânâsına göre belirttikleri mânâya istinaden muaşeret esaslarını tesbit edip izaha çalıştık.
Âyet-i kerîmenin işaret etmediği, fakat sünnette önemle üzerinde durulan bazı konular da vardır ki, içtimaî hayatın ortaya koyduğu lüzum üzerine, hazan bahse girmeden önce giriş olarak, bazen da konu içerisinde ve dipnotlar yoluyla onlara da işaret etmekle beraber; âyetlerin gerek zahiri, gerekse bâtını mânâlarıyla, yakından-uzaktan hiç alâkası olmayan hususlara müstakilden yer vermedik.
Ana hatlarıyla özelliklerinden kısaca bahsettiğim tezimiz üç bölümden oluşmakta ve her bölüm kendi arasında birtakım ana ve tâli başlıklara ayrılmaktadır. Araştırmamızın yeterli olabilmesi için elimizden gelen gayreti esirgemedik. Bununla beraber çalışmamızın da kusursuz olduğunu söyleyemeyiz. Her samimi gayretin mahsûlünün, kendisinden sonra gelecekler için bir basamak teşkil edeceğine inanıyor ve bu tezimin hazırlanmasında benden maddî ve manevî hiçbir yardımını esirgemeyen hocam ve tez yöneticim Ahmet Coşkun Bey ile değerli alâka ve yardımlarını gördüğüm diğer hocalarıma ve asistan arkadaşlarıma burada teşekkür etmeyi bir borç bilmekteyim. Yüce Mevlâ'dan tevfikini niyaz ederim.
Mehmet Zeki DUMAN
Haziran - 1982
İÇİNDEKİLER
Kısaltmalar
Önsöz
1.BÖLÜM
ÂDÂB-I MUAŞERET I-EDEB
Lügat yönünden tarifi
Istılah yönünden tarifi
İlimler yönünden tarifi
II-MUAŞERET
Lügat yönünden tarifi
Istılah yönünden tarifi
III-İÇTİMAİ HAYATIN GEREKLİLİĞİ
İçtimaî hayat fıtrat (yaratılış)ın bir gereğidir
İçtimai hayat dinî yaşayışın gereğidir
IV-EDEBİN ÖNEMİ
Edebin fert açısından önemi
Edebin toplum açısından önemi
Edebin ibâdetler açısından önemi
V-ÂDÂB-I MUAŞERETİN KAYNAĞI
VI-İSLÂM'DA ÂDÂB-I MUAŞERETİN KAYNAĞI
II. BÖLÜM
ÖZEL İLİŞKİLERDE MUAŞERET ESASLARI
Hz. PEYGAMBERLE İLİŞKİLERDE ÂDÂB-I MUAŞERET
Hiçbir konuda önüne geçmemek
Yanında yüksek sesle konuşmamak
Rasûlullah'a hitap şekli
Argo tabirler kullanılmamalı
Hane-i Saadetinde rahatsız edilmemeli
Evine izinsiz girmemek
Allah'ın Habîbi, müminlerin de sevgilisi olmalı
Bizlerde Rasûlullah sevgisi
II-Hz. PEYGAMBERİN HANIMLARIYLA İLİŞKİLERDE ÂDÂB
Hicâb (örtünme) âyeti gelmeden önceki durum
Hicâb (örtünme) âyetinin getirdiği esaslar
Hicâb (örtünme) emri
Konuşma âdabına riâyet
Teberrüç'ten sakınma
III-KARI-KOCA İLİŞKİLERİNDE ÂDÂB
Cahiliyye devrinde evlenme
İslâm'da evleme ve usulleri
Evlenecek adayların birbirlerini görmesi
Evlenecek adayların birbirlerini istemesi
Kadının erkekte arayacağı vasıflar
Erkeğin kızda arayacağı vasıflar
4-Mehir-başlık-hediye
5-Nişanlanma ve düğün
Düğün
Velîme
Eğlenme
İlân ve def
Evlileri tebrik etmek
Ailede karı ile kocanın durumları
Aile reisi kim olmalıdır
I-KADININ UYMAK ZORUNDA OLDUĞU MUAŞERET ESASLARI
Kocasına itaat etmeli
Aile mahremiyetlerini muhafaza etmeli
Aile sırlarını ifşa etmemeli
II-KOCANIN UYMAK ZORUNDA OLDUĞU MUAŞERET ESASLARI
1-Ailenin geçimini temin
Hüsn-ü muaşeret
Hoş görürlülük
Hanımıyla alay etmemeli
Ayıplarını araştırmaman
6- Kadının itaatsizliği ânında, kocanın takip edeceği metodlar
Nasihat
Hicret (yatakta alâkayı keme)
Dövme
Ancak ne zaman dövülebilir?
Dövmenin şekli ve ölçüsü
D) Karı ile kocanın geçimsizliği anında akrabalara düşen görev
Birden fazla evlilik hâlinde
Cinsel ilişkilerde âdâb
Cinsî arzunun tatmini konusu
Mübaşeretin keyfiyeti
9-Hayızlı kadına karşı kocanın tutumu
IV-EBEVEYN-EVLÂD İLİŞKİLERİNDE ÂDÂB
Anne ve babanın uyması gerekli âdâb
Sevgide mu'tedil olmak
Acıma duygusunu ihmal etmemek
Kız-erkek ayrımı yapmamak
Çocukların terbiyesi
Karı-koca mahremiyetleri çocuklara karşı
gizli tutulmalı
B) Çocukların uyması gerekli muaşeret esasları
Ebeveyne iyilik ve ihsan
Anne ve babaya itaat
3- Anne-baba gayr-i müslim iseler
4- Anne ve babaya ihsanın şekl
V-KADIN-ERKEK İLİŞKİLERİNDE ÂDÂB
Erkeğin, erkekle âdabı
Kadının kadınla âdabı
Erkeğin yabancı kadınla âdâm.
Hicap emri
Halvet hâlinin yasak olması
Kadına bakmayı mubah kılan hâller
4-Kadının yabancı erkekle âdabı
Konuşurken
Süslenirken
Ahretlik, bacı-kardeşlik, kirvelik
İhtiyar kadınların özel durumu
5-Birbirlerine mahrem olanların âdabı
VI-ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLİŞKİLERİNDE ÂDÂB
A- Öğretmenin uyması gerekli âdâb
İlmiyle âmil olmalı
Öğrencisini kardeş bilmeli
Anlatırken Öğrencilerin seviyesine inmeli
Öfkesine hakim olup öğrencilere arkadaş muamele etmeli
Sorularım cevaplayıp, bilmediği konularda susmalı
Talimi sebebiyle öğrencileri minnet altına sokmamak
Öğrencisine hitap şekli
B)Öğrencinin uyması gerekli âdâb
Öğretmenini can kulağıyla dinlemeli
Hocasına karşı oldukça saygılı olmalı
Soru sorma hakkım istismar etmemeli....
VII- KOMŞULUK İLİŞKİLERİNDE ÂDÂB
Yakın ve uzak komşu kim olabilir.
Komşuya ihsanın şekli
Komşuluğu carî kılan hususlar
VIII- GAYR-İ MÜSLİMLERLE İLİŞKİLERDE ÂDÂB
Savaş halinde iken uyulması gerekli âdâb
Sulh halinde iken uyulması gerekli âdâb
Dininden dolayı zorlanmaman
Kitap ehline has özel durum
Gayri Müslimlerle dostluk
IX-YETİM VE KİMSESİZLERLE İLİŞKİDE ÂDÂB
Gelen âyetler karşısında Müslümanların durumları
X- FAKİRLERLE İLİŞKİDE ÂDÂB
İnfakta usul
İnfakta sıra
İnfakta âdâb
Yok demenin usulü
İffetli, fakir ilan edilmemeli
Dilencilik
XI- KÖLE VE CARİYELERLE İLİŞKİLERDE ÂDÂB
İslâm'ın köleliği İslahı
1- Mükâtebe yoluyla Hürriyetine' kavuşturmak
2-Sevap ve mükâfat va'diyle köleleri hürriyetlerine kavuşturmak
İşlenen günahlara keffâret olarak kölelerin azadı
Evlenme yoluyla cariyelerin hürriyete kavuşturulması
Müslümanlar arasında köle ve cariyeler
XII- ÂMİR-MEMUR İLİŞKİLERİNDE ÂDÂB
A) Memurların uymaları gerekli âdâb
1-İzin âdabı
Giriş-çıkışlarda dikkat etmeli
Yağcılık (Yersiz medh-ü sena)
Yapamayacağı görevi talep etmemeli
Her zaman için saygılı olmalı
B)Âmirlerin uymaları gerekli âdâb
Yönetim arzuya göre olmamalı
Memurların hatasını aramamalı
Bağışlayıcı olmalı
Davranışlarında mütevazi olmalı
Memurlarla istişârî mahiyette sohbet etmeli
Memurların arasını ıslâh etmeli
Memurlardan hediye almamalı
III. BÖLÜM YAKLAŞTIRICI NİTELİKTE GENEL İLİŞKİLER SELAMLAŞMA VE ÂDABI
Selâmın seldi
En güzeli ile selâmlamak nasıl olmalı
Selâmda takip edilecek sıra
Selâmdan sonra "merhaba" demek
Musafaha-Tokalaşma
II-MİSAFİR VE MİSAFİRLİK ÂDABI
Ev sahibinin giyim-kuşanma önem vermesi
Misafiri güler yüzle karşılayıp en güzel kabul göstermesi
Misafirlerin bir müddet yalnız bırakılması
Yemek hazırlamak için telaşlanmaya lüzum yok
Yemeğin takdim şekli
Yemekte misafirlerle ilgilenmek
Misafirlere kim hizmet etmeli?
Misafirin uğurlanması
Misafirin uymak zorunda olduğu esaslar
Geleceği zamanı önceden bildirmek (randevu)
Misafir de güzel giyinmeli
İzinsiz ve selâmsız girmemek
İSTİZAN
Kapıyı çalma şekli
Kapıda ne kadar beklemeli?
İzinsiz girilebilecek yerler
Ziyaret saatinin ayarlanması
Sunulan yemeği beğenmemek
6-Misafir evde sağa-sola dalmamalı
ZİYAFET VE ÂDABI
Ziyafette da'vetin önemi
Yemeklerin tertibi
Ziyafette da'vetlinin durumu
IV. BÖLÜM ŞAHSA ÖZGÜ HÂL VE DAVRANIŞLAR
I-TEMİZLİK (TAHARET-NEZAEET)
Zahirin temizliği
1-Hadesten temizlik ve âdabı
Guslün âdabı
Guslün şekli
Necasetten temizlik ve âdabı
Bedeni çeşitli ifrazattan temizlemek
A)Hitan (Sünnet olma)
Hitanın dinî yönden faideleri
Hitanın sıhhî yönden faideleri
B)İstihdad (Kaşıkların traşı)
GİYİM-KUŞAM VE ÂDABI
Güzel giyinmek
Bütün Müslümanların müşterek bir kıyafeti olabilir mi?
Görünümüne önem vermek
BAŞKALARINA KARŞI SAYGILI OLMAK
Her insana karşı saygılı olmak
Büyüklere saygı duymak
3-Meclislerde âdâb
Selâm vermek
Gelene ilgi göstermek
Meclise gelen şahıs için ayağa kalkmak
Meclisten ayrılırken izin istemek
İzin kimden ve naşı] alınmalıdır
Konuşma âdabı
Kötülüklere karşı iyilikle mukabelede bulunmak da
bir nezaket kuralıdır
6-Fısıltı ile konuşmak
7-Tecessüs
NETİCE
BİBLİYOGRAFYA
İNDEKS
Fecr Yayınları, Prof. Dr. M. Zeki Duman Adabı Muaşeret adlı kitabı incele diniz.