Kitap Fethul Bari Sahihi Buhari Şerhi ve Tercümesi, Termo Deri
Yazar İmam Buhari
Derleme İbn Hacer El Askalani
Tercüme Heyet
Yayınevi Karınca Polen Yayınları
Kağıt Cilt Sarı Şamua - Termo Ciltli, 15 Lüks cilt takım
Sayfa Ebat 9.767 sayfa - 17x24 cm, Özel Kutulu
Yayın 7.563 Hadis-i şerif ve Arapça metin, Açıklama ve Şerh
SON BASKI
Mütercimler: Beşir Eryarsoy - Dr. Halil Aldemir - Dr. İshak Aktepe - Mehmet Odabaşı - Soner Duman
Polen Karınca , İmam Buhar, Fethul Bari Sahihi Buhari Şerhi adlı kitabı incelemektesiniz.
Termo Deri Fethul Bari Sahihi Buhari Şerhi kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
FETHUL BARİ - SAHİHİ BUHARİ ŞERHİ
fethul bari şerhi ve tercümesi
Rahman ve Rahim Allah'ın Adı ile başlar ve Ona güvenirim.
Değerli kardeşim saygıdeğer Ebû Suhayb Safa ed-Davvî Ahmed!
Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Fethu'l-Bari muhtasarı'na dair örnekler elime ulaştı. Bunları okudum ve bu minval üzere devam etmesi halinde yararlı bir iş olacağını düşünüyorum.
İhtisaru Fethi'l-Bari adıyla gördüğüm çalışma, bu şekilde tamamlanırsa, büyük şerhe, yani Fethul Bariye başvurmak için yeterli vakti bulunmayan pek çok kişi için bir hayli yararlı olacaktır.
Allah'ın size yardım etmesini, sevdiği ve razı olduğu şeye sizi muvaffak kılmasını dilerim. Âmîn.
Kardeşiniz Ebû Abdüllatif Hammâd b. Muhammed el-Ensârî
Bismillahirrahmanirrahim
Sayın Ebu Suheyb Safa ed-Dawî Ahmed'e (Allah size afiyet ve sıhhat versin).
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Allah'a hamd, onun şerefli Resulüne, bütün ehl-i beytine ve ashabına salât ve selâm olsun.
Başlamış olduğunuz Fethu'l-Bari muhtasarı ile ilgili benim de yararlandığım örnekleri, mektubunuzla birlikte okudum. Hedef, çağımızda fıkhu'l-hadis1 ilmi ile ilgilenen okuyucunun Fethu'l-Bari adlı kitabın okumasını ve tetkikini kolaylaştırmaktır. Takip edilecek planı inceledikten sonra bu çalışmanın hedefi gerçekleştireceğini gördüm.
Gerçekten de İbn Hacer kitabında pek çok ilme yer vermiştir. Bunlar arasında, hadis tenkitçilerini ve hadis ilimlerinde uzmanlaşanları ilgilendiren; hadis rivayet yollarının toplanması, illetlerin açıklanması ve rivayetlerin karşılaştırılması gibi ilimler de bulunmaktadır. Bu bilgiler hadisten elde edilen fıkhî hükümler ve hadiste yer alan kelimelerin anlamları ile iç içe bulunmaktadır. Yine bunlar tarihî rivayetlerle, kimi zaman da edebî ve dille ilgili ilimlerle karışmaktadır. Hafız İbn Hacer'in bu ansiklopedist yaklaşımı, kitabını okuyan kişiler açısından büyük bir zorluk doğurmaktadır. Çünkü bu haliyle kitabı okumak, içinde bulunduğumuz uzmanlaşma çağında ilim ehlinden çok azının elde edebileceği farklı ilimleri bilme özelliğini gerektirmektedir.
İşte bu güçlükten dolayı kitapta yer alan bilgilerin sınıflandırılması ve istenilen uzmanlığın hizmetinde kullanılacak şekilde kolaylaştırılması şarttı.
1 Hadislerden çıkarılan fıkhî hükümlerle ilgilenen bilim dalı.
Benim danışmanlığımda iki doktora öğrencisi, kitapta yer alan Hz. Peygamber, Hulefâ-i râşidin ve Emevîler dönemine ait tarihî rivayetleri, ayrıntılı bir fihrist de hazırlamak suretiyle özetlediler. Bu çalışmaya hadislerden elde edilen fıkhî hükümler ile ilgili sizin muhtasarınız da ilave edilirse, geriye kalan kısım da hadis ilimlerine hizmet etmek maksadıyla tasnif edilebilir. Ancak her iki kısma da, araştırmacıların kitaba müracaat etmelerini kolaylaştıracak bilimsel fihristler eklenmesi şarttır.
İşte bundan dolayı bana öyle geliyor ki sizin Fethul Bariyi ihtisar etme yolundaki bu çalışmanız, çağımızda İslâm'ın ilmî mirasına ulaşmayı kolaylaştıracak çağdaş projeler kapsamında yer almaktadır. Bu ise, hem dine hem de ilme hizmet etmektir. Allah sevdiği ve razı olduğu şeye sizi muvaffak kılsın. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Medîne-i Münevvere
el-Câmiatu'l-İslâmiyye
(Medine İslâm Üniversitesi)
Prof. Dr. Ekrem Ziya el-Umerî
ÖNSÖZ
Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd, peygamberlerin efendisine, onun ehl-i beytine ve bütün ashabına salât-u selâm olsun.
Bu, ilim talebelerinin uzun zamandan beri ortaya çıkmasını bekledikleri Muhtasaru Fethul-Bari isimli kitaptır.2 Ben de, o ilim talebeleri gibi bu değerli eserin bir muhtasarını görmek istiyordum. Bu eser, hadis kitaplarının en sahihine ait, gördüğümüz en güzel, en geniş ve en kaliteli şerh olarak kabul edilmektedir. Ben ilim talebelerinin bu kitabı sevdiklerini ve ona yöneldiklerini görüyordum. Ne var ki bu talebelerin pek azı bu kitabın ve içindeki faydalı bilgi ve açıklamaların değerini anlayabiliyordu. Bunlar da vakitlerinin büyük bölümünü bu kitapla geçiren, onun inceliklerini anlamak ve incilerini elde etmek için ardı arkası kesilmez gayret gösteren kişilerdir. Okuyucuların pek çoğu ise, hadisten fıkhî hükümler çıkarma ve hadisin farklı bilimlerini kuşatma konusunda ibn Hacer'in (Allah rahmet eylesin)sahip olduğu önderlik ve kabiliyete sahip olmayan yorumcuların kitaplarını okuyorlardı. Ne var ki bu kişilerin çoğu yeterli vakitleri olmadığı ve eşine az rastlanır böyle bir ansiklopedik kitaba layık gayretleri bulunmadığı için çaresiz bir şekilde bu kitapları tercih ediyorlardı.
Bu durumun sebebi, Hafız İbn Hacer'in hadislerin farklı rivayetlerine ve bunlarla ilgili tartışmalara yer vererek, yalnızca konunun uzmanlarına hitap eden bir usûlle sözü bir hayli uzatmasıdır.
2 Kitabın Arapça ismi: " İthafu'l-Kârî bi-ihtisari Fethi'l-Bari " olarak konulmuştur.
Fethu'l-Bariye olan hayranlığım ve uzun yıllar boyunca hep bu eserle meşgul olmam sebebiyle kalbimde onu ihtisar etme ve Hafız İbn Hacer'in ilminden yararlanmak isteyen ilim aşığı kardeşlerime yaklaştırma duygusunu taşıyordum.
İlk başta bu büyük işten korktum. Ancak Alla Teâlâ içimdeki bu tereddüdü giderdi. Ben de Allah'tan yardım diledim, Mısır, Suudî Arabistan, Pakistan ve diğer ülkelerde dinî hassasiyetlerine ve ilimlerine güvenilebilecek pek çok ihlaslı kardeşimle istişarede bulundum ve kitap üzerinde yapacağım çalışma için bir yöntem belirleyerek bunu muhtasara dair bir örnekle birlikte onlara sundum.
Hepsi de bu projeyi memnuniyetle karşıladı ve kitabı bu minval üzere tamamlamamız için Allahu Tealâ'ya başarı ve yardım için dua ederek bizi teşvik eden mektuplar yazdılar. Allah da onlara en güzel şekilde karşılık versin, beni ve onları salih ameller işlemeye, faydalı ilim elde etmeye muvaffak kılsın.
İlim ehlinden bazıları önemli eserleri ihtisar etme fikrinden uzak durmuştur. Çünkü bu, ilim talebi konusunda himmetleri yüksek tutmanın gereğinden yüz çevirme anlamına gelir. Ayrıca ilimde yüksek payeleri elde etmek için çalışma konusunda kusurlu davranmaya da yol açar.
Ancak Hafız İbn Hacer çoğunlukla araştırma, detaylandırma ve görüşler konusunda sözü uzatmaktadır. Fethu'l-Bârîde sıkça rastlanan ve ihtisarı gerektiren sözü uzatma örneklerinden birini verelim. İbn Hacer şöyle demektedir: "Ebû Salebe'nin ismi konusunda ihtilaf edilmiştir. Bazıları onun isminin "Cürsûm" olduğunu söylemiştir, ki bu çoğunluğun görüşüdür. Onun isminin "Cürhüm, Nâşib, Cürsüm -bu da ilki gibidir ancak burada uzatma yoktur-, Cürsûme -ilkine hâ ilâve ederek-, Ğurnûk, Naşir, Lâşir, Lâş, Lâşin, Lâşûme" olduğu da söylenmiştir. Babasının ismi konusunda da ihtilaf edilmiştir: Babasının isminin "Amr, Nâşib, Nâsib, Naşir, Lâşir, Lâş, Lâşin, Lâşim, Lâsim, Cülhüm, Himyer, Cürhüm, Cürsûm" olduğu söylenmiştir. Kendisinin ve babasının ismi konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. O, Hayber'in fethinden önce Müslüman olup Rıdvan bey'atına katıldı. Hudeybiye'den sonra kendi kabilesine geri döndüğünde onları İslâm'a davet etti ve bu davet üzerine kabilesi de Müslüman oldu ..!'". (IX, 606).
Yaşamakta olduğumuz realite, bu değerli şerhlerin Allah'a davet konusuna bunlardan yararlanmayı zorunlu kılmaktadır. Bu, davetin üzerinde yürümesi gereken metodun asaletini korumak için gereklidir. Müslüman nesilleri, (Allah onların hepsinden razı olsun) sahabe ve tabiînden oluşan selef-i salihîne bağlayan hadisçilerin ortaya koyduğu metottan daha çok dini koruyan ve daha asil olan bir diğer metot yok gibidir.
Hafız İbn Hacer rahmetllâhi aleyh, hadislerde yer alan kavramlar, rivayet yollan, tenkit ve yorum bakımından hadis bilim dalında uzman olan imamlardandır. Onun biyografisi konusunda sözü uzatmaya bile gerek yoktur.
Şunu belirtmek de yerinde olur: Fethu'l-Bârî bundan önce de defalarca ihtisar edilmiştir.3 Ancak değerli ilim adamı Hammâd el-Ensârî'nin bu çalışmam hakkındaki "Bu Fethu'l-Bârîye dair benim gördüğüm ilk muhtasardır" sözünden de anlaşıldığı gibi daha önceki muhtasarlar basılmamıştır. Biz de bu muhtasarlara ulaşamadık. fethul bari şerhi 15 cilt
3-Şeyh Sıddık Hasan Han el-Hıtta adlı eserinde bu muhtasarlara işaret ederek Fethu'l-Bârî ile ilgili olarak şöyle demiştir: "Bu şerhi ihtisar edenlerden biri Şeyh Ebu'l-Feth Muhammed b. Hüseyin el-Merâğî'dir (v. 859)". el-Hıtta'nın Muhakkiki Şeyh Ali Hasan Abdülhamîd kitabın isminin Muhtasaru Ebi'l-Feth li mekâsidi'l-Feth olduğuna işaret etmiştir.
Bu arada kitap üzerindeki çalışmalarım sırasında bana yaptığı yardımlar, nasihat ve teşviklerinden dolayı değerli ilim adamı Hammâd el-Ensârî'ye en içten teşekkür ve dualarımı sunmak isterim.
Medine İslâm Üniversitesi Hadis fakültesi lisans üstü öğretim üyelerinden, değerli ilim adamları Dr. Ekrem Ziyâeddin el-Umerî ve Dr. Sa'dî el-Hâşimî'ye de bana mektup yazarak faydalı nasihatlarını ve değerli teşviklerini bildirdikleri için teşekkür ve takdirlerimi sunmayı bir borç bilirim. Allah onlara bol mükâfat versin.
Kurulması, başkanlık ve iki fakültesinde dekanlık yapmakla şeref duyduğum İmam Buhârî Üniversitesi'nin şeriat ve hadis fakültelerinde benimle birlikte yedi yıl boyunca öğretim üyesi olarak çalışan Pakistanlı değerli ilim adamı Nakîb Ahmed er-Ribâtî'ye de çok teşekkür ederim. Gerçekten onun sohbetinden ve bilgisinden çok istifade ettim. İlim konusunda bana yardımları ve bu kitaptaki çalışmalarım için teşvikleri sebebiyle Allah kendisine bol bol mükâfat versin.
Kitabın basımından önce son defa gözden geçirme konusunda bana yardımcı olan değerli kardeşlerime de teşekkür ederim. Allah onlara bol mükâfat versin.
Bu kitap üzerindeki çalışmalarım süresince âdeta Hafız İbn Hacer ile birlikte yaşadım, kitabı kelime kelime okudum. Onun geniş ilmini, derin anlayışını, ilmin her dalındaki uzmanlığını, kitabın tümünde yöntemine bağlı kalışını, hadise vakıf olma yöntemini, delilin desteklediği görüşü kabul etme, bunu pekiştirme, delili olmayan görüşleri reddetme ve eleştirme metodunu hayranlıkla izledim. Allah'ın sıfatlarını tevil edenlere uyması ve bu konuda selef-i salîhine muhalefet etmesi olmasaydı Hafız İbn Hacer ve kitabı, araştırmacılar nezdinde en üst konum ve en büyük değere sahip olur, Fethu'l-Bari, hadisten elde edilen fıkhî hükümler ve hadisin senetlerini araştırma konusunda telif edilen en sahih ve geniş kitap olurdu.
Üstad Abdülaziz İbn Bâz kitabın ilk üç cildine eklediği notlarla kitabın geri kalan ciltlerinde okuyucunun yürümesi gereken ve kitaba başka hizmet yapacaklara da yön veren bir yöntem ortaya koymuştur. Bu sebeple, bu mukaddimede yer alan ihtisar yönteminde de açıkladığım üzere, ben de Hafız İbn Hacer'in selef-i salihine bu konularda muhalefet ettiğini gördüğüm yerlere notlar koymaya özen gösterdim.
Bu münasebetle, değerlendirme ve yorumlarından yararlandığım ilim adamlarına, özellikle de et-Tâ'lîk alâ Fethi'l-Bârî isimli risalenin yazarı üstad ed-Derviş'e rahmetullâhi aleyh ve Şerhu Kitâbi't-teuhîd min Sahihi'l-Buhârî isimli kitabın yazarı Şeyh Gunayman'a da teşekkür ederim.
Hafız İbn Hacer' in rahmetullâhi aleyh Allah'ın sıfatları ile ilgili bir konuyu ele aldığını, kitap boyunca bu konudaki görüşlerine yer verdiğini ve kendi mezhebine uyan imamların görüşlerini zikrettiğini görünce şaşırdım. Mâlikî âlimlerden İbn Battal (Hafız İbn Hacer'den sonra Feth üzerindeki en uzman kişidir), Mühelleb b. Ebî Sufra, İbnü't-Tîn, Zeyn İbnü'l-Müneyyir ve kardeşi Nâsırüddin, İbn Ebî Cemre, Şâfiîlerden el-Hattâbî ve Nevevî, Hanefîlerden Kirmânî rahmetullâhi aleyh bu imamlardan bâzdandır.
Ayrıca aynı konuda tahkik ehli ve selef-i salihîne uyanların, muhalif görüşlerine yer vermesi de beni şaşırttı. Bunlar arasında Şeyhü'l-İslâm İbn Teymiyye ve öğrencisi İbnü'l-Kayyim rahmetullâhi aleyh vb. ilim adamları zikredilebilir. Yalnızca "Allah'ın arşa istiva etmesi" konusunu istisna edebiliriz. İbn Hacer rahmetullâhi aleyh bu meselede selef-i salihînin görüşünü kabul etmeye yaklaşmıştır. Çünkü İsmail el-Herevî, Ebu'l-Kâsım el-Lâlkâî, İmam el-Bağavî vb. gibi büyük imamlara ait açık, sahih görüşleri aktarmış ve bunların İmam Ahmed b. Hanbel, İmam Şafiî, Süfyân-ı Sevrî, Süfyân b. Uyeyne, Hammâd b. Zeyd, Hammâd b. Seleme vb. gibi büyük imamlara isnad ettiklerini nakletmiştir. İşte bu büyük imamlar Cenab-ı Allah'ın yücelerin yücesinde olduğunu, arşı üzerindeki istivasında mahlukatından ayrı olduğunu ortaya koymuşlardır. İbn Hacer onların bu görüşlerini desteklemiştir. Keşke bunu Allah'ın sıfatları ile ilgili bütün konularda yapsaydı...
Beni şaşırtan noktalardan biri de şudur: Hafız İbn Hacer çeyrek asra yakın bir süre Sahih-i Buharı ile hemhal olmuş, İmam Buhârî'nin tasnifindeki inceliğe, konu başlıklanndaki fıkha şahit olmuş, onun bir kez bile olsun Allah'ın sıfatlarını tevil edenlerin düştüğü duruma düşmediğini, Allah'ın onu bu tür durumlardan koruduğunu, onun Allah'ın sıfatlarını zahir anlamlan üzere bırakma ve bunlan hakikaten var kabul etme konusunda selefin yolu üzere kaldığını görmüştür. Bu durumda İbn Hacer'e selefe, hadis imamlarına ve bunların başında da İmam Buhârî'ye uyması yakışırdı.
İHTİSAR YÖNTEMİ
1. Sahih-i Buharinin senetlerini kaydetmedim. Bağlam müsait olduğu sürece sadece hadisi rivayet eden sahabiyi zikretmekle yetindim. Bağlam müsait olmadığında sahabi ile birlikte tabiinden olan raviyi de zikrettim. Hadisin metninde, senette yer alan kişilerden birisi zikredildiğinde senede ondan başladım. Hafız İbn Münzir'in Müslim şerhinde, üstad ve değerli ilim adamı el-Elbâni'nin Buhari ihtisarında kullandıkları yöntemlerden yararlandım. Bab başlıklarını aynen bıraktım. Çünkü bilindiği üzere Buharinin fıkhı, bu bab başlıklarında yer almaktadır.
2. Hafız İbn Hacer'in rahmetullâhi aleyh ibaresini aynen korudum, paragrafları bağlama şeklinde bile olsa ibarede tasarrufta bulunmadım. Onun hadisleri şerh yöntemi de bana yardımcı oldu. Çünkü o hadisleri cümle cümle şerhetmektedir. Mesela: "(cennet ehlinin amelini) sözü" diyerek hadiste yer alan bölümü vermekte sonra bunu şerhetmekte ve ilim ehlinin bu konudaki görüşlerini nakledip sonra da diğer cümleye geçerek ("işler neticelerine göre değerlendirilir bölümü") diyerek sözlerine devam etmektedir.
3. Fethu'l-Bâriyi ihtisar ederken, kitabın aslını okuyacak kadar vakti olmayan ilim ehline ve öğrencilere onu kolaylaştırmak maksadını taşıdığımdan Hafız İbn Hacer'in; hadis rivayet yollarını hadisin rivayet yolları ile ilgili verdiği bilgileri ve birkaç satırla halledilebilecek bir meselede başka hadis yorumcularının görüşleri hakkındaki uzunca değerlendirmelerini bir kenara bıraktım. Hadisin anlamı ile ilgili özetlerle yetindim. Bir meselede farklı mezheplerin görüşlerini öğrenmek için İslami ve Kur'ani ilimlerle ilgilenenlerin beklentilerini dikkate alarak; ilim ehlinin, özellikle de dört imam ve onların konumunda olanların fıkıhla görüşlerine yer verdim.
4. Alimlerin çoğunluğunun cumhurun görüşünü ortaya çıkarmaya gayret ettim. Ancak delil açık olarak başka bir görüşü destekliyorsa, çoğunluğun görüşünü de belirtmekle birlikte diğer görüşü esas aldım.
5. Hafız ibn Hacer'in sahih veya hasen olduğuna hükmettiği yahut hakkında olumsuz sözler söylenmiş olsa bile kendisini güçlendiren başka rivayetlerin verildiği hadislerle yetindim. Böylelikle muhtasarda esas aldığım görüşler, sened bakımından en kuvvetli, lafız bakımından en kapsamlı hadislerle desteklenmiş oldu.
6. Hafız İbn Hacer'in görüş ve tercihlerini koruyarak diğer görüşlerin arasında bunu açıkça belirttim, konu ile ilgili hadislerin gösterdiği anlama en yakın görüşleri vermeye de özen gösterdim.
7. Kelimenin tefsiri ile güçlü bir bağlantısı olmayan dilsel ve lafzi tartışmaları terk ederek, hadiste yer alan kelimelerin harf ve harekelerini ortaya koymakla yetindim.
8. Buharinin konu/bab başlıklarında yer alan ayetlerin surelerini ve Ayet numaralarını belirttim. Bunlar sekizinci ciltten başlayarak on üçüncü cildin sonuna kadar devam etmektedir. Bu, üstad Muhammed Fuâd Abdülbakinin yaptığını tamamlamaktadır. Çünkü o, ayetlerin sürelerini ve numaralarını yedinci cildin sonuna kadar yapmış, orada bırakmıştır.
9. ihtisarımda, (Allah selamet versin'4) üstad Abdülaziz İbn Baz'ın tahkik ettiği, değerli ilim adamı Muhibbüddin el-Hatib'in rahmetullâhi aleyh Mısır'daki Selefiyye matbaasında basımını gerçekleştirdiği nüshayı esas aldım.
4-Kitap nesredildiğinde üstad İbn Baz hala hayattaydı, onun için "Allah selamet versin" demektedir.
Hafız ibn Hacer'in şerhinin, Fethul bari ile birlikte basılan rivayetten farklı bir rivayete dayandığını gördüm. Çünkü iki rivayet arasında pek çok farklılık bulunmaktadır. Bu yüzden buna işaret ettim ve bunların her birinde tashihte esas aldığım, basımını Sultan Abdülhamid'in rahmetulffihi aleyh emrettiği, (Allah rahmet eylesin) Allâme üstad Ahmed Şakir'in tahkikini yaptığı nüshadan farklı yerlerdeki en ince hususlara işaret ettim.
10. Bilindiği gibi İmam Buhari aynı hadisi farklı yerlerde zikretmekte ve konu başlıkları altında hadisin ilgili 'bölümünü zikretmektedir. Bunun pek çok faydaları olmakla birlikte bunlardan bahsederek sözü uzatmak istemiyoruz. Hafız ibn Hacer de şerhinde bu yönteme uymuş, hadisi konuda kasdedilen şeye riayet ederek şerhetmiş, bir hadisi farklı yerlerde, farklı açılardan açıklamıştır. Bu sebeble faydalı bilgiler birbirine uzak konular arasına dağılmıştır. Bu, tekrarı önlemek, konu ile ilgili farklı bilgileri toplamak ve şerhin bütününden yararlanmak için hadisin şerhinin geçtiği önceki ve sonraki yerleri okuyucuya işaret etmeyi gerekli kılmıştır. Bu hizmeti yerine getirdim ve hadisin şerhinin muhtasarda geçtiği kitap ismi, konu, hadis, cilt ve sayfa numarasını belirttim. Örneğin (Kitabül-megazi, 85. bâb, 4464. hadis, III, 445) dedim. Şunu zikretmek yerinde olur ki bu hizmeti aslen Fethul Bari üzerinde yaptıktan sonra bunu muhtasara uyguladım. Yüce Allah'tan, yeni bir baskıda ya Fethul Bari ile veya müstakil olarak bunun basılmasını dilerim.
11. İbn Hacer'in Allah'ın sıfatları, salihler ile tüberrükte bulunmak konularındaki görüşleri hakkında üstad Abdülaziz İbn Baz'ın notların', çok yararlı olduğu için korudum. Bunu en sağlam ve en doğru olan selef-i salihin'in akidesine yardım amacıyla yaptım. Çünkü onlar, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi sellem dönemine yakın olmaları, dinin maksatlarını ve Arap dilinin sırlarını bilmeleri sebebiyle islam'ı en iyi bilen ve anlayan insanlardır.
12. İlim adamı üstad Abdulaziz İbn Baz'ın notlar koymadığı diğer ciltlere notlar ekledim. Bu konuda onun yöntemini esas aldım.
İthâful kâri bihtisâri Fethil Bâri adını verdiğim bu kitaba dair özet şeklindeki bu giriş kısmında değineceğim konular bunlardır. Bu konuda başarıya ulaştırılmış olmayı dilerim.
Yüce Allah'tan bu işimi güzel bir şekilde kabul buyurmasını ve bunun sebebiyle bana, ana-babama ve hocalarıma en güzel şekilde karşılık vermesini niyaz ederim.
Şüphesiz ki O en iyi işitendir ve dualara icabet edendir.
Allah'ım, Peygamberimiz. Hz. Muhammed'e sallallâhu aleyhi ve sellem, ailesi ve as-habını bağışla, hepsine salat ve selam olsun.
Safa ed-Davvi Ahmed el-Adevi
Pencap Ün. Şeriat Fakültesi Yüksek Lisans,
İmam Buhari Üniversitesi Başkanı,
İmam Buhari Ün. Şeriat ve Hadis Fakülteleri eski dekanı
1 Recep 1413.
SAHİHİ BUHÂRÎ Yİ ŞERHEDEN ÂLİMLER
1-Hafız İbn Hacer ( 773- 852 h.):
Şeyhülislâm, büyük âlim, imamlann imamı olarak anılan Şihâbüddîn Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Ali b. Ahmed el-Kenânî el-Askalânî el-Mısrî el-Kâhirî eş-Şâfiî. Mısır bölgesinin kâdı'l-kudâtı, âlimi, hafızı olup, dokuz yaşında Kur'ân'ı ezberledi. Hafız Irâkî'ye on yıl boyunca öğrencilik yaptı, onun elinde yetişti. İlim talebi için Mısır, Şam, Hicaz ve Yemen'e yolculuklar yaptı. Bu bölgelerde pek çok âlimle bir araya geldi. Hocalarının sayısı altıyüzü aşmıştır. İbn Abdülvahid ed-Dımaşkî, el-Belkînî, İbnü'l-Mülakkın, İbn Cemâa bu hocaların dan bazılarıdır. Öğrencilerinin sayısı yüzleri buldu. İbn Burhan, Sehâvî, Zekeriya el-Ensârî vb. bunlardandır.
Vera sahibi, sünnete uyan, bid'atı şiddetle reddeden bir âlimdi. Alimler onun hafız, güvenilir, emin, tam bilgi sahibi, müthiş zekâ ve parlak zihinli, farklı ilim dalları hakkında geniş malumat sahibi olduğuna şahitlik etmişlerdir.
2- İbn Battal ( ? - 499 h. ):
Sahîh-i Buhârînin şârihi, allâme, Ebu'l-Hüseyn Ali b. Halef b. Battal el-Bekrî el-Kurtubî. et-Talemenkî, İbn Afîf vb. alimlerden ilim tahsil etti. İbn Biş-kevâl şöyle demiştir: "İbn Battal ilim ve marifet ehlindendi. Hadis ilmine büyük özen göstermiş, Sahîh-i Buhâriyi birkaç cilt halinde şerhetmiştir. İnsanlar bu kitabı kendisinden rivayet etmişlerdir. Mâlikîlerin büyük âlimlerindendi."
3) el-Hattâbî ( 319 - 388 h.):
İmam, allâme, hafız ve dilci olan Ebû Süleyman hamd b. Muhammed b. İbrahim b. Hattâb el-Büstî el-Hattâbî. Pek çok eserin müellifi olup, Ebû Bekr el-Kaffâl eş-Şâşî, Ebu Ali b. Ebû Hureyre ve onların dengi pek çok alimden fıkıh tahsil etti. Yaş ve senet bakımından kendisinin akranı olan Ebu Abdullah el-Ha-kim, Ebû Hamid el-İsferâyînî, el-Herevî vb. alimler kendisinden hadis rivayet etmiştir. Kitaplarından bazıları şunlardır: Şerhu Süneni Ebu Dâvud, Şerhu'l-Esmâi'l-hüsnâ.
4) İbn Reşîd ( 657 - 721 h.):
İmam, muhaddis, Muhibbüddîn Ebû Abdullah Muhammed b. Ömer b. Muhammed b. İdris b. Reşîd el-Fehdî el-Büstl Lisânüddin b. el-Hatîb Târih-i Gırnata isimli eserinde şöyle demiştir: "İbn Reşîd Arapça, lügat ve aruz konusunda uzman bir bilgindi. Adalet, saygınlık, ezber ve edebiyat konusunda zamanında tekti. Tefsir ve kıraat ilimlerini bilirdi. İbn Rebi'den ders okumuş olup telif eserleri vardır. Bunlardan biri de Tercümanü't-terâcim alâ ebvâbi'l-Buhârîdir."
5) İbnü'l-Murâbıt ( ? - 485 h. ):
Mâlikîlerin büyüklerinden bir imamdır. Meriyye kasabasının müftü ve kadı-sıdır. İsmi Ebû Abdullah Muhammed b. Halef b. Saîd Vehb el-Endülûsîdir. İbnü'l-Murâbıt adıyla tanınan ve Şerhu Sahihi'l-Buhârî isimli eserin müellifi olarak bilinen bir ilim adamıdır. Mühelleb b. Ebû Sufra'nın Buhârî şerhini de ihtisar etmiştir. 485 h. yılında vefat etmiştir.
6) Nâsıruddun İbnü'l-Müneyyir ( 620 - 683 h.):
Ahmed b. Muhammed b. Mansûr b. Ebu'l-Kâsım b. Muhtar b. Ebû Bekr b. Ali el-Cerevî el-Cezâmî el-İskenderî. Seçkin bir ilmî ortam içinde yetişmişti. Şeyh Kemaleddin b. Fâris onun dayısıdır Babasından da hadis dinlemiştir. Beyân ilminde otorite sahibi, nahiv, Arapça ilimleri, usul ve tefsirde imam idi. Fıkıhta iyi bir uzman ve derin bir alimdi. 651 h. senesinde İskenderiye'de kadılığa tayin edildi. İzz b. Abdüsselam onunla ilgili olarak şöyle demiştir: "Mısır diyarı ülkenin iki tarafındaki iki kişi ile övünür: Kavs bölgesinde İbn Dakîku'l-'Id ve İskenderiye'de İbnü'l-Müneyyir." Mâlikîlerin önde gelen âlimlerindendi. Ancak mezhebinde mutaassıp değildi. Pek çok eseri vardı. Bunlardan bazıları şunlardır: el-Hibrü'l-kebîr fî nuhabi't-tefsîr, el-İntisâf mine'l-Keşşâf, el-Mütevârî âlâ ebvâbil-Buhârî.
7) Ali İbnü'l-Müneyyir ( 629 - 695 h.):
Ali b. Muhammed b. Mansûr. Yukarıda biyografisi geçen Nâsırüddîn İbnü'l-Müneyyir'in kardeşi olup önemli bir hadis âlimidir. Kurban bayramı günü vefat etmiştir. Şerhu'l-Câmü's-sağîr lil-Buhâri onun eserlerindendir.
8) İbnü'l-Mülakkın ( 723 - 804 h.):
Ömer b. Ali b. Ahmed el-Ensârî eş-Şâfiî, Sirâcüddîn Ebû Hafs b. en-Nahvî, İbnü'l-Mülakkın diye bilinir. Hadis, fıkıh ve rical tarihi âlimlerinin büyüklerindendir. Aslen Endülüs'ün "Âş" adı verilen vadisindendir. Kâhire'de doğmuş ve orada vefat etmiştir. Üçyüze yakın eseri vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: İkmâlu Tehzîbi'l-Kemâl fî esmâîr-ricâl, et-Tezkire fî ulûmi'l-hadîs, el-'l'iâm bi fevâidil umdeti'l-ahkâm, et-Taudîh li Şerhi'l-Câmi'i's-sahîh. Bu eserlerin tümü el yazması halindedir.
9) el-Bulkînî ( 724 - 805 h.):
Ömer b. Ruslân b. Nasır b. Salih el-Kenânî. Aslen Askalânî'dir. Şafiî alimlerindendir. Künyesi Ebu Hafs, lakabı Sirâcuddîn olan Bulkînî, hem müctehid hem de hadis hafızıdır. Mısır'ın batısındaki Bulkîne şehrinde doğdu. Kâhire'de eğitim gördü, Şam'da h. 769 yılında kadılığa atandı. Kâhire'de vefat etti. Pek çok kitabı bulunmaktadır. Bunlardan biri de el yazması halinde bulunan Münâsebâtü terâcimi ebvâbi'l-Buhârî isimli eserdir.
10) Kirmanı ( 717 - 786 h. ):
Muhammed b. Yusuf b. Ali b. Saîd, Şemsüddin el-Kirmânî önemli bir hadis alimi olup aslen Kirman'lıdır. Bağdad'da tanınmış ve bir süre Mekke'de oturmuştu. el-Kevâkibü'd-derârî fî Şerhi Sahîhi'l-Buhârî isimli kitabını, yirmi beş küçük cüz halinde burada tamamlamıştır. Bu kitap daha sonra basılmıştır. Yine ona ait, İbnü'l-Hacib muhtasarının şerhi vardır. Buna es-Seb'atü's-seyyâre adını vermiştir. Daha pek çok eseri vardır. Hacdan Bağdad'a dönerken yolda vefat etmiş ve orada defnedilmiştir.
11) İbnü't-Tîn (?-611 h.):
Abdülvahid b. et-Tîn es-Sefâkısî el-Mağribî, Önemli muhaddis, müfessir ve fakihlerdendir. el-Muhbirü'l-fasîh fî şerhi'l-Buhârîyyi's-sahîh isimli bir eseri vardır.
12) el-Mühelleb b. Ebî Sufra ( ? - 433 h.):
Ebu'l-Kâsım b. Ahmed b. Üseyd b. Ebî Sufra el-Ezdî en-Nemîmî. el-Meriyye şehrinde otururdu. Fıkıh ve hadis ilminde derinleşen âlimlerdendir. Daha sonra Malaka kadılığına tayin edilmiştir. Ebu'l-Isbağ şöyle demiştir: "Ebu'l-Kâsım, Asî-lî'nin öğrencilerinin önde gelenlerindendi. Buhari'nin kitabı onun sayesinde Endülüs'te yayıldı. Onu şerh ve ihtisar etti. Bu ihtisarı meşhur olup ona en-Nasîh fihtisâri's-Sahîh adını verdi."