Kitap Hakikati Arayanlara Kılavuz
Yazar El Haris El- Muhasibi
Tercüme Mehmet Odabaşı
Yayınevi Takdim Yayınları
Kağıt Cilt 2. Hamur. - Karton Kapak
Sayfa Ebat 256 sayfa - 13.5x21 cm
Yayın Yılı 2020
Takdim Yayınları Hakikati Arayanlara Kılavuz kitabı ni incelemektesiniz.
El Haris E Muhasibi Hakikati Arayanlara Kılavuz kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı " alak "dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
BİRİNCİ BASKININ ÖNSÖZÜ
Her türlü hayrın ve hidayetin sahibi Allah Teâlâ'ya hamd ve en yüce yola ve gayeye davet eden Efendimiz Hz. Muhammed'e salât ve selâm olsun. Allah Teâlâ hidayetin ve dinin kandilleri ashâb-ı kiramdan ve onların sağlam yoluna en güzel şekilde koyulan tabilerinden razı olsun.
Yaşadığımız şu çağda insanların şiddetle ihtiyaç duydukları haslet maneviyat, dini anlama ve buna göre amel etmektir. Bu haslet selef-i sâlihînde tam olarak bulunuyordu ve bu yüzden yaşadıkları toplum temiz bir toplumdu, hayat tarzları düzgün, hayırları bol ve kötülükleri az idi. Onlar hem dünyalarında hem de ahiretlerinde kendileri için yarar sağlayacak işler yaptılar.
İşte bize öncülük eden selef-i sâlihîn şaşırmışlara kılavuzluk edecek, yoldan saptıklarında onları ana yola sevk edecek hayır ve ilim eserleri bıraktılar. Hem özendirici hem de uyarıcı mahiyette amellerin faziletleri ve tezkiyesi, nefsin ıslahı ve arındırılması gibi konularda kitaplar ve risaleler telif ettiler. Onların uyarma ve anlatmaya yönelik bu telif ve tasnif hizmetleri sayılamayacak kadar çoktur. Hatta bu yüzden şöyle denmiştir: "Öncekiler sonrakilere çalışılacak konu bırakmadılar!"
Öncekilerin sonra gelen nesillere miras bıraktığı en hoş eserler arasında fıkıh, kelam ve hadis âlimi olan öğüt ve nasihatleriyle iz bırakan, kalbi ve kalıbıyla, dili ve kalemiyle Allah Teâlâ'ya davet eden zühd sahibi İmam Ebû Abdullah el-Hâris b. Esed el-Muhâsibî'nin kitaplar yer alır.
Muhâsibî'ye takva ve Allah korkusu ile birlikte safiyane bir ihlas, nur saçan bir kalp ve etkili bir beyan kabiliyeti verilmiştir. Sadece dillerde ve kulaklarda yer eden bu iki kelime, takva ve Allah korkusu, Muhâsibî'nin kalbinde dünyadan daha geniş ve hayattan daha canlı bir yer tutuyordu. Muhâsibî'nin kalbi, kendisiyle kabir arasında sadece bir anlık vakit kalmıştır bilinciyle yaşayan bir kimsenin kalbi gibi her türlü gaileden boştur. Bu yüzden sanki cenneti ve nimetlerini, cehennemi ve azabını görmüşçesine diliyle ve yazdıklarıyla insanları uyarmıştır.Adeta Mâlik b. Dinâr'ın tur şu sözünde kasdettiği kimseler gibi olmuştur: "Keşke kendime yardımcılar bulabilsem ve dünyanın her bir yanına, Ey İnsanlar! Cehennem var! Cehennem var! diye çağırmaları için onları salabilsem!"
Muhâsibî (Allah Teâlâ onun sevabını bollaştırsın) bazı kitaplarında daha fazla bilgi beklenmeyecek ve faydayı tam sağlayacak şekilde ayrıntılı açıklama yoluna gitmiş, bazı eserlerinde ise uzunca ve ayrıntılı açıklamaya gerek duymadan kısa ve veciz ifadelerle yetinme yolunu seçmiştir. Her iki yöntemde de doğru yolu bulma arayışında olan ve hidayeti elde etme çabası gösteren kişilerin yönelişlerini dikkate almıştır.
Muhâsibî, işte bu önümüzdeki eserine Risâletul-müs-terşidîn adını vermiştir. Muhâsibî bu eserine en değerli nasihatleri, en hoş irşadları, eksiksiz öğütleri, en açık tembih ve uyarıları, en samimi söz, açıklama ve yönlendirmeleri yerleştirmiştir. Tüm bunları hemen anlaşılan ve hızlıca okunan, ilim ve mana hazineleriyle dolu cümleler halinde ifade etmiştir. Ancak okurun bu ifadelerden tam olarak istifade edebilmesi bunları üzerinde durarak ve tefekkürle okumasına bağlıdır. Bir metni ezberlemek, iyice bellemek ve tefekkür etmek amacıyla sürekli tekrar eden bir kimse gibi cümle cümle üzerinde durarak okunmadıkça tam bir fayda hâsıl olmayacaktır.
Bende bu eserin yıllar önce edindiğim yazma bir nüshası bulunuyordu. Yazma nüshadan eseri okuyunca hayır yoluna koyulan ve bu yolu arayan kimseler için derli toplu ve yeterli bilgiler içerdiğini gördüm. Bunun üzerine faydasını yaymak ve müellifinin (Allah Teâlâ ona merhametiyle muamele buyursun ve ondan razı olsun) ihlası, dürüstlüğü, üst düzey takvası, ilmi ve Allah'ı hatırlatmadaki sadakatinden herkesin istifade edebilmesini sağlamak için eseri yayınlamaya karar verdim.
Elimde bulunan yazma nüshanın hattı açık ve kelimeleri belirgin idi. Çok nadiren hatalı yerler bulunuyordu. Nüshanın bazı yerlerinde makama uygun düşmeyen düzeltmeler ve notlar da vardı. Anladığım kadarıyla, geç bir tarihte, hicri bin yılından sonra çoğaltılmış olan bu yazma nüsha, 33 varaktan oluşuyordu ve üzerinde hangi tarihte çoğaltıldığına dair bir bilgi yoktu. Nüshayı kimin çoğalttığı da açıkça yazmıyor ancak üçüncü varakta kalemin ucuyla noktalar vurarak yazılmış bir ifade bulunuyordu. Bu noktalar birleştirilince şu cümle çıkmaktaydı: "Bu nüshayı Ahmed İbnü'l-Hâc İsmail yazdı."
Daha sonra Kahire'deki Arapça Yazma Eserler Enstitü-sü'nde, İskenderiye'deki Belediye Kütüphanesi'nde C. 13/3024 kayıt numarasıyla bulunan bir nüshadan kopyalanmış yazma bir nüshasının olduğunu öğrendim. Bu nüshanın bir kopyasını edindim. Mağrib hattıyla yazılmış olan bu nüsha küçük ebatlı 14 varaktan oluşuyordu. Yazılarda ve kelimelerde önemli denecek bir sorun yoktu. Ancak bu nüsha da bendeki gibi tarihsizdi ve üzerinde nüshayı yazana dair bir bilgi yoktu. Arapça Yazma Eserleri İhya Enstitüsü'nün (Ma'hedü ihyâi'l-mahtûtâti'l-arabiyye) hazırlamış olduğu Kopyalanmış Yazma Eserler Fihristi'nde (Fehresul-mahtûtâti'l-musavvere, I, 164) bu nüshanın 12. yüzyılda yazıldığı belirtilmektedir.
Genç, yetenekli ve kavrayışlı yeğenim Şeyh Abdüssettâr Ebû Gudde'nin (Allah tevfîkini ondan esirgemesin, ilmini artırsın) yardımını alarak bu nüshayı bendeki nüsha ile karşılaştırdım. Bazı cümleleri tamamlama ve düzeltme noktasında bu nüshadan çokça yararlandım. Dipnotlarda bazı yerlerde iki nüsha arasındaki farklılıklara işaret ettiğim de oldu. Sonradan edindiğim bu nüshaya Mağrib Nüshası, bendeki nüshaya da Asıl Nüsha dedim. Her ikisinin birleştiği yerlerde ise Asıl Nüshalar tabirini kullandım.
Risâ/etü7-müsterşidîn'den daha fazla istifade edilebilmesi için konuyla ilgili açıklamalar içeren notlar yazdım, ayetlerin numaralarını ve geçtiği sureleri zikrettim, hadis-i şeriflerin kaynaklarını belirttim ve müellifin hayatına dair geniş bir bölüm ekledim. Muhâsibî'nin hayatını yazmakla daha önce basılan et-Teuehhüm ve er-Riâye adlı eserlerinde göz ardı edilen bir görevi ifa ederek onun yerini ve önemini arz etmiş oldum.
Bu çalışmayı ömrünün baharında, gencecik yaşında daha yirmisini'doldurmadan vefat eden sevgili yeğenim Abdülhâdî Ebû Gudde'nin ruhuna hediye ediyorum.
Allahım! Ona gençliğine karşılık cennette daha güzel bir karşılık ver. Bizi ve onu cennetinle ve cemalinle şereflendir! Bu amelimi kabul buyur ve sırf senin rızan gözetilerek yapılan işlerden eyle! Bu amelimi katında benim için sakla ki, huzuruna vardığım gün ondan istifade edebileyim.
"Allah'a sunulan selîm bir kalpten başka o gün insana fayda vermez hiçbir şey; ne mal ne de evlat." (26 Şuarâ 88)
Abdulfettah Ebû Gudde Halep
1 Cemâziyelevvel 1384
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9786056920264 |
Marka | Takdim Yayınları |
Stok Durumu | Var |
9786056920264
Havale / Eft :
Havale İle : 81,48 TL
Kapıda Ödeme :
Kapıda Ödeme ile : 84,00 TL
Tek Çekim :
Kredi Kartı ile : 84,00 TL
Mağazamızda taksit için en az 200 TL lik ürünü sepete eklemeniz gerekir