Kitap Hayatüs Sahabe
Yazar Muhammed Yusuf Kandehlevi
Tercüme Cengiz Yağcı - Mehmet Karabulut
Yayınevi Huzur Yayınları
Kağıt - Cilt Şamua kağıt - 4 Cilt, Bez Cilt
Sayfa Ebat 2.176 Sayfa - 17x24.5 cm
Huzur Yayınları, Muhammed Yusuf Kandehlevi tarafından yazılan Hayatüs Sahabe adlı kitabı incelemektesiniz.
4 cilt Hayatüs Sahabe kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
SUNUŞ
Saygıdeğer okuyucularımız,
Okumakta olduğunuz M. Yusuf KANDEHLEVİ ' ye ait olan Hayatü's Sahabe adlı eseri okumaya karar vermiş olmanızdan dolayı sizleri kutlar ve tebrik ederiz.
Okumakta olduğunuz bu eseri yayınlamak benim için tarif edilemeyecek kadar büyük bir mutluluktur.
Sıkılan kalplere genişlik. Daralan dünyamıza enginlik ve ferahlık katmıştır. Gayesiz ve anlamsız geçen günlerimizde bize yol gösterici ve yardımcının Allah (c.c) olduğunu,, Yol onun yolu; Rehber Kur'ân, Lider Resulullah (s.a.s.) olduğunu, arkadaş ve dost ise Allah Resulümün kendisi ve arkadaşları olduğunu, kurtuluş yolu onun yolu, yaşanacak islam ise onların yaşadığı islam olduğunu bu kitabın satırlarına daldıkça gördüm.
İslami yaşam tarzını tanıdım ve işte islam işte Müslümanlık dedim.
Yıl 1971 yılları idi, o zaman ismi M.T.T.B. olan islamcı gençlik kuruluşuna yeni yeni gitmeye başlamıştım.
Teşkilatta yeni bir görevlendirme oldu ve beni M.T.T.B.'nin kitaplık kolu başkanı seçtiler. Küçük bir dolap içinde en büyük kitap, üstad Necip Fazıl KISAKÜREK'e ait ideoloçya öyküsü adlı birkaç tane küçük kitap ile ben kitaplık kolu başkanı olarak işe başladım. Ve bu gün kırk yaşıma geldim. Teşkilatım kapatıldı ama ben halen kitaplık kolu başkanıyım.
Aynı sevgi ve heyecan zerre kadar eksilmedi bu aşk ve şevk ile gücüm ve maddi imkanım, el verdiği sürece okuyucularımıza en güzeli ve en iyi olanı yayınlamaya gayret ettim.
Bu eseri yayınlama isteğim ise gençlik yıllarımda Hadislerle Müslümanlık adlı eseri ilk okuduğumda hayran olmuştum, Bu eserin muhtevasına içeriğine adeta kendimi kaptırdım, O yiğit insanlarla aynı duyguları her satırında yaşadım. Ama üzülerek belirteyim bu kadar güzel bir eser, bu kadar kötü dizgi baskı ve kalitesiz kağıda basılmamalı idi, sayfalarının bir çok kısmı okunmuyordu ben kendi kendime bir gün maddi imkanım olursa bu kitabı mutlaka en güzel şekilde yayınlayacağıma yemin ettim ve bana güç vermesini Allah'tan diledim.
Ve yıllar sonra Allah (c.c) bana bu kitabı yayınlama şansını ve parayı nasib etti. Konya İslami neşriyat'a ait olan 4 ciltlik Hayatüs Sahabe nüshasının 5 yıllığına baskı hakkını kiraladım. Ve 1990 yılında en güzel şekilde 2 renk baskı ve 1. hamur kağıda basarak yayınladım.
Ama yayınevi ile aramızda çıkan ihtilaf nedeni ile 1 yıl sonra kitabın basımı bizden çıkmış oldu.
Ama benim için bu sevda son bulmamıştı. Değerli hocamız şirket müdürümüz Cengiz Yağcı Hocamın bizim üzerimizde inkâr edemeyeceğimiz büyük iyiliği desteği ve samimi gayreti sayesinde biz bu eseri yeniden tercüme ederek daha güzel ve anlaşılır bir şekilde yayınlamayı kararlaştırdık ve tercümeye başladık.
Gayemiz bu eseri mümkün olduğunca gündem'de tutmak ve herkese mutlaka Allah ve Resulünün hayat ve yaşam tarzım sahabe'nin fedakarlık ve samimiyetini bu kitapta insanlarımıza ulaştırmak istedik.
SAHABE İLE TANIŞTIRMAK için biz de kendi idealimiz ve yayın anlayışımız doğrultusunda bu kitabı yayınladık
Yayıncılık hayatımda olması muhtemel hatalarım için Rabbimin engin mağfiretine sığmıyorum. Çalışmalarımızda bizlerden yardımını esirgemeyen değerli hocam Cengiz Yağcı ve Mehmet Karabulut'a bu kitabın hazırlanmasında ve size ulaşıncaya kadar tüm safhalarında yer alan isimsiz kahraman kardeşlerime fert ve kuruluşlara şükranlarımı arzetmeyi vefa borcu biliyorum.
Rabbimizin yardımına güvenerek okuyucularımıza daha güzel eserler yayınlamaya devam edeceğiz.
Hamd Allah'a (c.c) Selât ve Selam Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ve bütün peygamberlere ve dünya Müslümanlarının üzerine olsun.
Nurettin KİĞILI
1996
TAKDİM
Hamd Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. Salât ve Selam efendimiz Hz. Muhammed'e, O'nun âline ve Ashabına, kıyamete kadar samimiyetle yolunu takib edenlere olsun.
Peygamber ve Ashabın hayatı ve tarih içinde yaşadığı' olaylar, iman kuvveti ve din sevgisi için en^üçlü bir kaynaktır. İslâm ümmeti ve din davetçileri bu güne kadar iman ateşini o kaynaktan almışlardır. O ateş, maddi esintilerle şiddetle sönmeye yüz tutan ve küllenen kalbte-ki közü tekrar alevlendirdi. Bu ateş eğer sönerse islam ümmetinin kuvveti, mümeyyiz vasıfları, insanlığa yaptığı tesirler yok olur ve omuzlarına yüklenen hayatı çekemiyecek hale gelir.
Bu devir, kendilerine İslam daveti gelince kalpleriyle tasdik ederek iman eden, Allah'a ve Rasûlüne çağırıldıkları zaman "Ey Rabbımız! Gerçek şu ki biz, "Rabbinize iman edin" diye seslenen bir davetçıyı işittik, hemen iman ettik..." diyen ve ellerini Allah Rasulü'nün eli üzerine koyarak biat eden insanların yaşadığı devirdir. Onlar canlarını, mallarını ve yakınlarını bir tarafa bıraktılar. Allah'a davet uğrunda karşılaştıkları acıları ve hoşnutsuzlukları hoş karşıladılar. Bu davanın hakikati kalblerine yerleşti, akıllarına ve nefislerine yazıldı. Gaybe imanın, Allah ve Rasûlünü sevmenin, müminlere rahmet ve kafirlere şiddet göstermenin, ahireti dünyaya, sonra olacağı hemen olana, henüz vücud bulmayanı mevcud olana, manevi kazancı maddî kazanca tercih etmenin, insanları hakka davet etme arzusunun, Allah'ın kullarını kula ibadet etmekten yalnızca Allah'a ibadet etmeye, batıl dinlerin zulmünden. İslâmın adaletine, dünyanın darlığından genişliğine, dünya malını ve süsünü fazla önemsememeye, Allah'a kavuşma şevkine ve cennet sevgisine çağırma hususunda fevkalade örnekler sergilediler. İslâmın şerefinin yükselmesine, hayrının herkese dokunmasına, baştan başa kâinatta, kainatın ovasında, yaylasında, çölünde, dağında yayılması için basiretle davet ettiler. Bu uğurda zevklerini unuttular, rahatlarını terkettiler, vatanlarından ayrıldılar, canlarını ve mallarının sıcak sevgisini feda ettiler. Böylece din çevreye yayıldı, kalbler Allah'a yöneldi, iman rüzgarları bereket ve hoş koku salarak kuvvetlice esti. Tevhid, iman, ibadet ve takva devleti kuruldu. Cennet pazarları açıldı, âlemde hidayet yaygınlaştı ve insanlar bölük bölük Allah'ın dinine girdiler.
Tarih kitapları bu insanların yaşadığı olayları kaydetti. İslâmi eserler bunların haberlerini muhafaza etti. Müslümanların hayatında sürekli yenilenmeler oluyordu. Bu nedenle İslâm davetcileri ve ıslahatçıları için bu eserler büyük bir ihtiyaçtı. Müslümanların gayretlerini uyandırmada, kalblerini dini kahramanlıklar ve iman zevkiyle alevlendirmede bunlardan büyük ölçüde istifade ettiler.
Fakat öyle bir zaman geldi ki Müslümanlar o dönemde, tarihe geçmiş hakikatleri neredeyse unutup kendi köşelerine çekildiler. Yazarları, müellifleri, vaizleri ve davetcileri Peygamber ve ashabının tarihe geçen hayatlarını bırakıp zâhidlerin, şeyhlerin ve son devir velîlerinin haberleri ile ilgilenmeye başladılar. Kitaplar ve mecmualar bu adamların hikayeleriyle ve kerametleriyle dolup taştı. İnsanların rağbeti bunlara yönlendirildi. Vaaz meclisleri ders halkaları ve kitap sayfaları bunlarla meşgul edildi.
Bildiğimiz kadarıyla bu asırda Sahabe haberlerinin önemine, dini terbiye ve İslam'a davet konusunda örnek olan yaşayışlarına, terbiye ve ıslahata ait toparlanıp rafa kaldırılmış böyle bir servetin değerine ve kalblerde bırakacağı ize dikkat çekenlerin, ona yönelip büyük bir gayret ve titizlikle üzerinde duranların ilki büyük ıslahatçı, meşhur davetci Şeyh Muhammed İlyas El Kandehlevi (1363 h.) olmuştur. Bu zat mütalaa ederek, ders vererek, hikayelerini anlatarak, hatırlatmalar yaparak bu değerli servetin üzerine düştü. Kendisinde peygamberin hayatına ve sahabe ile ilgili haberlere karşı büyük bir gönül coşkunluğu gördüm. Bunları talebeleriyle ve arkadaşlarıyla müzakere ediyordu. Her gece kendisine peygamber ve ashabın hayatından bölümler okunuyor, o da sevgi, saygı ve büyük bir aşkla dinliyor, anlatılanların yeniden hayata geçirilmesini, neşredilmesini ve herkes tarafından müzakere edilmesini arzu ediyordu. Kardeşinin oğlu olan büyük muhaddis ve "Evcezu'l-Mesalik ilâ Muvattai'l-İmam Malik" kitabının yazarı Şeyh Muhammed Zekeriye El-Kandehlevi urduca dilinde sahabe haberleri ile ilgili muhtasar bir kitap kaleme aldı. Kitaba "Hikâyatüs Sahabe" adını verdi. Şeyh Muhammed İlyas böyle bir kitabın kaleme alınmasına çok memnun oldu. İnsanları islama davetle meşgul olanlara ve bu uğurda yola çıkanlara bu kitabtan istifade etmelerinin, ders olarak okumalarının lüzumunu anlattı. Böylece bu eser sofiler ve İslam davetcileri için kaleme alman eserlerin en önemlisi ve dini ortamda yazılanların en revaçta olanı, en büyük kabul göreni oldu. Şeyh Muhammed Yusuf irşad görevini yüklenmede, Peygamberin hayatına ve ashabın yaşayışına şevkle yönelmede, bu çalışmalarından aldığı zevkte babası Şeyh Muhammed İlyas'ın hayırlı bir varisi oldu babasının sağlığında iken kendisine Peygamberin hayatı ve Ashabın hal tercümeleri ile ilgili dersler ve kıssalar anlatılıyordu. Vefatından sonra da, irşad vazifesiyle çok meşgul olmasına rağmen siyer, tarih ve Ashabın hayatı ile ilgili kitaplar üzerine eğildi.
Tanıdıklarımız içerisinde Âshab hakkında ondan daha geniş malumatlı, hallerini en ince teferruatıyla bilen ve en çok hatırlayan, Sahabenin hayatını O'ndan güzel iktibas edip delil olarak kullanan, konuşmalarında ve konferanslarında onların hayatından ondan daha çok bahseden bir başkasını tanımıyoruz. Sahabe ile ilgili bu tarihi belgeler ve bu gerçek kıssalar sözlerinin kuvvet ve tesir kaynağıydı, büyüsünün sırrıydı, kalblerde yer etmesinin sebebiydi. Bu kaynağı kullanması, büyük toplulukları feragat ve fedakârlığa sevkediyor, onların Allah yolunda karşılaştıkları meşakketleri, güçlükleri ve yorgunlukları hoş karşılamalarına sebep oluyordu.
Allah yoluna davet işi onun zamanında Arap ülkelerine, Amerika'ya, Avrupa'ya, Japonya'ya ve Hint Okyanusu adalarına kadar ulaştı. Bu arada davetle meşgul olanların, bu uğurda memleketini bırakıp sefere çıkanların mütalaa edebilecekleri, ders olarak verecekleri, gönüllerini ve akıllarını gıdalandıracakları, dine olan sevgilerini alevlendirecekleri büyük bir kitaba ihtiyaç duyuldu. Bu kitap onlar için Ashabın hayatım taklide, mallarını ve canlarını Allah'a davet için harcamaya, tebliğ için dünyayı dolaşmaya, kötülüklerden kaçmaya, faziletli amelleri yapmaya ve güzel ahlaka sahib olmaya sevk edici bir güç olacaktı. Bu kitapta Âshab ile ilgili haberleri okuyunca kendilerini onların karşısında, denizlerin önündeki küçük su birikintisi ve yüksek dağların önündeki kısa boylu adamlar gibi küçük ve bodur göreceklerdi. Islama tam nüfuz edemediklerinden yakınacaklar, amellerini küçümsiyecekler, yaşayış tarzlarım değersiz bulacaklar, neticede gayretleri yükselecek, ruhları coşacak ve azimleri harekete geçecekti.
Cenabı Allah, Şeyh Muhammed Yûsuf a, zâtına davet görevini lütfetmenin yanında, bu değerli konuda kitap yazmasını da lütfetti. Halbuki sıksık yaptığı yolculuklar, ziyaretine gelen misafirler, heyetleri ve derslerle bütün hayatı dolu olduğu için eser yazma imkanı yoktu. Fakat Allah'ın yardımı ve kendisinin üstün gayreti ve kuvvetli azmi sayesinde kitap yazma işiyle de meşgul olma imkanını elde etti. Zor olmakla birlikte hem İslama davet hem de kitap yazma işini birlikte yürüttü. Allah'ın gücü ve kuvvetiyle, İmam Tahavî'nin "Şerhu Meânîl Asar" nı şerhetmeye muktedir oldu. Üç büyük cild halinde " Hayatu's Sahabe " yi yazdı. Bu eserde, siyer, tarih ve tabakat kitaplarında parça parça yazılmış olanları biraraya getirdi. Şimdi de büyük Peygamberin (s.a.s) hayatını yazmaya başlıyor. Ardından da sahabenin kıssalarını ele alıyor. Bunu yaparken amaçladığı hedef davet ve terbiye metodunun özelliklerini ortaya çıkarmak, davet ve terbiye işiyle uğraşanların özel niteliklerine dikkat çekmektir. Böylece bu eser, islâm davetcileri için bir rehber olacak, bu işle bilfiil uğraşanların gayretlerini ve sayılarını ve bütün Müslümanların yakînî imanlarını artıracaktır.
Bu kitap, Sahabenin haberlerini, yaşayışlarını, kıssalarım ve hikayelerini hep birlikte içinde toplayan ender bir kitaptır. Çünkü bu kitap hadis, müsned, tarih ve tabakat gibi bir çok kitaplardan iktibas edilmiştir. Bu nedenle elinizdeki kitap o asrı tasvir eden, Sahabenin hayatını, onların özelliklerini, ahlâklarını ve hatıralarını canlı tutan bir eserdir. Kitaba gösterilen dikkat, eksiksiz araştırma ve bolca alınan rivayet ve kıssalar, kısa ve özlü yazılan kitapların meydana getiremediği mükemmel bir tesir kudreti kazandırdı. Bu nedenle kitabı okuyan insan adeta iman, Allah yolunda davet, kahramanlık, fazilet, ihlas ve zühd okyanusunda yaşamış olur.
Kitap müellifin kimliğidir, kalbinden bir parçadır. Meydana getireceği tesir, müellifin bu eseri kaleme alırken sahib olduğu akidesi, eserde belirttiklerini kabul etmesi, görüş ve anlayışı, iç ve dış dünyasında eserin muhtevasına uygun yaşayışı nisbetinde ise olduğu bir gerçek ise - ki öyledir- ben bu kitabın gerçekten tesirli ve neticeyi elde etmede başarılı olacağını kuvvetle temin ediyorum. Çünkü müellif bu eseri imanından aldığı güçle, cesaretle, lezzet duyarak ve sevgi ile kaleme aldı. Sahabe sevgisi adeta kanma ve canına işlemişti. Bu sevgi bütün şuurunu ve düşüncelerini kuşatmıştı. Uzun zaman sahabe haberleriyle, bu konudaki hadislerle iç içe yaşadı. Halen de yaşamaya, onların içtiği kaynaktan içmeye devam ediyor. Allah ömrünü uzun etsin [Müellif Zilka'de ayının 29. günü Lahor'de 1384 H. (1965 M. 2 Nisan) tarihinde vefat etmiştir.] hayatım bereketli kılsın.
Samimi ve kudretli bir müellifin kaleme aldığı bu kitap, benim gibi bir insanın takdimine muhtaç değildir. Öyle inanıyorum ki böyle bir eseri meydana getirmek ilahi bir vergi ve kuvvetli bir imana, sağlam bir davet ruhuna sahip olan, bu yolda kendisini yok edebilen kimselerin zaman içinde kazandığı bir güzelliktir. Bu tür insanların yetişmesi çok uzun zaman alır. Müellif, kalblerde en büyük ve geniş tesirler meydana getiren, en kuvvetli hareket kaynağı olan dini bir hareketin liderliğini yapıyor. Ancak bana da bu esere takdim yazmamı istiyerek ikram da bulundu. Ben de bu değerli işte bir payım olsun istedim ve Allah'ın rızasını gözeterek şu birkaç kelimeyi kaleme aldım. Allah bu kitabı kabul etsin, bununla kullarını faydalandırsın.
Ebul Hasan Ali El Haseni En Nedvi
2 Receb 1378 H.
SEHARENBUR
Mehmet KARABULUT
Mütercim
M. Karabulut 1945 yılında Elazığ Baskil ilçesinin MUŞAR Nahiyesinde doğdu. İlk okul tahsilini bu nahiyede, orta öğrenimini Elâzığ'da İmâm-Hatip okulunda yaptı. İmam-Hatip lisesini bitirdiği sene o günkü sınav sistemi olan yazılı-sözlü yoluyla İstanbuLyüksek İslam ensti-tüsü'ne girdi (1966).
1970 yılında Enstitüyü bitirdi, Sırasıyla önce Ordu İmam-Hatip li-sasinde, sonra Malatya İmam-Hatip lisesi, son olarak da Zonguldak İmam-Hatip lisesinde görev yapmış 1989 istifa ederek Almanya'da Bergkamen İslâm kız kolejinde öğretmenlik ve idarecilik yapmıştır 1992 Aralık'ta Türkiye'ye dönmüş, yeniden Milli Egitim'e müracaat ederek Kadıköy İmam-Hatip lisesindeki mesleğine başlamıştır. Hâlen bu okulda çalışmaktadır. (1996 yılı itibarıyla).
Meslek hayatında; biri, meslektaşı olan Velî ULUTÜRK ile Malatya İmam-Hatip lisesinde iken prof Dr. Abdülkerim Zeydan'ın USÛLÜ'D-DA'VE adlı kitabını "İSLÂM DAVETİNİN ESASLARI" adıyla tercüme etmiş bu kitap Risale yayınevi tarafından ikinci baskısı yayınlanmıştır. Diğeri ise Almanya'da iken Hint ulemasından ÜSTAD ES-SEY-YİD CELÂLÜ'D-DİN EL-UMERİ'NİN 'EL-MA'RUF ve EL-MÜNKER" adlı kitabını Arapça baskısından "KUR'AN, SÜNNET ve İSLÂM HUKUKU IŞIĞINDA MARUF VE MÜNKER KAVRAMLARININ YORUMU" adıyla dilimize kazandırmıştır. Bu kitap, kitap piyasasında bulunmamaktadır çünkü kitap herhangi bir yayınevi tarafından basılmamıştır. Şahsî imkânlarla basılmış olup piyasaya sürülememiştir.
Son olarak bizim yayınlamaya çalıştığımız HAYATÜS SAHABE 'yi hocamız M. Karabulut ve hâlen İstanbul-Zeytinburnu ilçesi Vaiz'i olan Cengiz YAĞCI hoca ile 1992 yılında başlamış 1993 ün sonuna doğru tercüme bitmiştir.
Cengiz YAĞCI
Mütercim
Hocamız 1948 tarihinde Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde doğdu.
İlkokul tahsilini orada yaptı. Orta tahisilini Konya ve K. Maraş İmam-Hatip okullarında tamamladı. İslâm enstitüsünü 1973 yılında Erzurumda okudu. Sırasıyla Hasankale, Sinop Durağan ilçelerinde müftülük, Malatya Çankırı, Ağrı ve Silivri vaizliği görevlerinde bulundu. Malatya vaizi iken Haseki ikinci dönem mezunu oldu. Şu anki görevi Zeytinburnu Merkez vaizliğidir.
Çalışmaları: Said Havva'nın "Terbiyetuna er-Rûhiyye" adlı eserini "RUH TERBİYEMİZ" adiyle dilimize kazandırmıştır.
Diğer bir çalışması okusan yayınevinin yayın yönetmenliğim yaparken Ali ASLAN hocanın (meâl-i şerifini) hazırlamış, ayrıca Şâmil Yayınevinin çıkardığı İslâm Ansiklopedisine 70 küsur maddesini hazırlayarak kültür hayatımıza katkıda bulunmuştur.
Hayatü's-Sahabe. bu kitabı da DEVRAN yayınevimizde İken başlamış ve titiz bir çalışma sonucu yeniden tercüme ederek yayın hayatımıza kazanmasına vesile olmuştur. Büyük emek vererek ve göz nuru dökerek bu çalışmalarından ve gelecekteki hayırlı çalışmalarından dolayı hocalarımıza, hayatları boyunca bereketli ve uzun ömürler dilerken, daha nice faydalı çalışmalar nasibetmesini Cenâb-ı Allah'tan niyaz ederiz. ( hayatüs sahabe 4 cilt , hayatüs sahabe,, hayatüs sahabe , huzur yayınları hayatüs sahabe , Muhammed Yusuf kandehlevi hayatüs sahabe )
Huzur Yayınları Muhammed Yusuf Kandehlevi 4 cilt Hayatüs Sahabe adlı kitabı incele diniz.