Kitap Hilyetül Evliya ve Tabakatül Asfiya, Allah Dostlarının Dünyası
Yazar Ebu Nuaym el-Isbehani
Yayınevi Ocak yayıncılık
Tercüme Hüseyin Yıldız, Hasan Yıldız, Zekeriya Yıldız
Kağıt - Cilt Şamua, Ciltli, 12 cilt takım
Sayfa - Ebat 7.995 sayfa, 17.50x24 cm
Arapça Türkçe metinli
Ocak Yayıncılık Hilyetül Evliya kitabını incelemektesiniz.
12 cilt Hilyetül Evliya ve Tabakatül Asfiya, Allah Dostlarının Dünyası kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Allah Dostlarının Dünyası Hilyetül Evliya ve Tabakatül Asfiya
YAYINCININ ÖNSÖZÜ
Günümüzde İsfahan denilen ve zamanındaki adıyla Asbehân veya Isbehân'da İslam kültür tarihinin altın çağlarının birinde dünyaya gelen bir hafız, uzun ömrü ve geniş kapsamlı rivayet ve hadis birikimi ile döneminin en parlak şahsiyeti olduğu, zamanında ve sonra gelen konunun uzmanları tarafından dile getirilmiş bir gerçektir. Eserlerinin daha hayatta iken çoğaltılıp satışa sunulması ona gösterilen kabul ve teveccühün bir göstergesidir.
Hadis rıhleti/ilim seyahati sırasında bizatihi semaını yaparak elde ettiği hadis birikimi yanında hocalarının ona güveni ve teveccühü sayesinde pek çok (340) muhaddisin hadis birikimlerini de ona olan güvenleri sayesinde icazetle almıştır ki, bu da onun gücüne güç katan bir unsur olsa gerektir kuşkusuz.
Hadis toplama işinde kardeşleri Ebû Ahmed Abdürrezzâk b. Abdillah (öl. 395) ve Muhammed b. Abdillah maddi olarak yardımda bulunmuşlardır. İlk hadis dinlemesini İsfahan'ın müsnidi Abdullah b. Cafer b. Ahmed b. Fâris'ten H. 344 senesinde yapmıştır.
Taberânî ve Ebu'ş-Şeyh gibi pek çok telifatı ile meşhur olmuş hadis imamlarından da hadis alma fırsatını yakalamıştır. Verdiği eserler ise dikkat çekecek kadar çoktur. Öğrencileri ise daha sonra hadis hafızı olan pek çok şahsiyet, evinde toplanıp onun hadis okumalarını dinlemişlerdir. Uzun ömrü yanında zamanını çok verimli geçirmiş ve yürürken bile hadis nakletmiştir. Sahabe konusundaki Ma'rifetu's-sahâbe'si, Hz. Peygamber'in mucizelerine dair Delâilu'n-nübüvve'si ile Isbehân muhaddisleri hakkında kaleme aldığı Târîh'i kendi alanlarında telif edilmiş ilk eserlerden sayılmıştır.
Elinizdeki bu kitap, ibadet, takva ve zühdü ile zirve yapmış İslam kültürünün yıldızı şahsiyetlerinin biyografileri konusunda bilinen ilk kaynak koleksiyonlarından dır. Sahabe asrından başlayıp 3. hicri asra kadar yaşamış âbid, zahid, bilge ve ilk dönem tasavvuf önderlerini ele almakta ve onlar hakkında sarf edilmiş övgü dolu değerlendirmelerin yanısıra onların sarf ettikleri özlü ve hikmetli sözlerden örnekler sunmaktadır. Müellifin muhaddis kimliğinin bir tezahürü olarak ta bu zevât-ı kiramın ravi zincirleri ile rivayette bulundukları örnek hadis-i şeriflere de yer verilmiştir.
5000 kadar azımsanmayacak bir sayıda olan bu hadis-i şeriflerin önemli bir kısmı, müellif tarafından biyografilerine yer verilmiş bu zevatın rivayetinde tek kaldığı (=ğarîb) hadislerden seçilmiştir ki bu yönüyle hadis literatüründe önemli bir yer işgal etmektedir. Bu, şu anlama gelmektedir, sadece Hilye'de olup başka hadis kaynağında yer almayan nadir hadis-i şerifler ihtiva etmektedir. İçerdiği yüzlerce şiir de esere ayrıca Arab Edebiyatı açısından değerli bir kaynak hüviyeti kazandırmıştır.
Hadis hafızı Silefi’nin de dillendirdiği gibi Hilye gibi bir eser kaleme alınmamıştır. Bu kitabı Türkçeye kazandırırken okuyucunun bundan azami şekilde istifadesini göz önünde bulundurarak daha önce İmam Ahmed'in Müsned'inde konu tertipli neşrini yaptığımız gibi orijinal metni içindeki hadis-i şerifleri ayrı bir bölüm halinde konu sıralamak olarak vermeyi tercih ettik. Hadis-i şeriflerin muhtevaları zaten kitabın kronolojik ve biyografik tertibi ve sunumuyla doğrudan ya da dolaylı bir bağlantıları olmadığından sebep bunları ayrı bir bölüm halinde vermenin uygun olacağına karar verdik. Geçmişte bu ihtiyaca binaen yapılmış bir çalışmanın olduğunu gördük. Daha önce yayınevimizden çevirilerini gerçekleştirdiğimiz Mecmauzzevaid ve Mevâriduz-zamân (İbn Hibbân Zevâidi) adlı yapıtları hazırlayan hafız Nûreddîn el-Heysemî'nin Takrîbu'l-buğye bi-tertîbi ehâdîsi'l-Hilye adlı eserini esas aldık. Ancak bilindiği üzere Heysemi bu çalışmasının tamamlayamamış onu itmam etmek hadis hafızı ibn Hacer el-Askalânî'ye nasip olmuştur. Fakat çeviri sırasında yine de bazı bölümlerin eserde eksik olduğuna tanık olduk.
İbn Hacer'in de tamamlayamadığı ya da bize ulaşan nüshaların İbn Hacer tarafından gözden geçirilmemiş olması ihtimali sebebiyle biz de yayınevi olarak tertibi yapılmamış bölümleri ortaya çıkardık. Bunları kitabın sonuna ekledik: Yönecilik Kitabı, Cihad Kitabı, Giyim ve Süslenme Kitabı, Hadler (Şer'i Cezalar) Kitabı. İlave ettiğimiz bölümlerde 170, diğer bölümlerde ise yaklaşık 430 hadis-i şerifi Hilye'den alıp ilave ettik.
İlk sekiz cilt olan HİLYE'de hadislere numaralar sadece Arapça asıllarına verilmiştir. İlk numara, baştan sona kadar müteselsil olan içinden Takrîb için çıkarılmamış hadisler dahil numaralardır. Hadisler olmadığı yerlerde "Takrîb XXX" formatında son dört ciltteki Hadisler bölümünde var olduğu hadis numarasına gönderme yapmaktadır. Parantez içindeki ikinci numara ise "x/yyy" formatında olup Hilye'nin Arapça en meşhur nüshasındaki cilt ve sayfa numaralarını göstermektedir. ( hilyetül evliya kitap , tabakatül asfiya kitabı , ocak yayınları hilyetül evliya , Allah dostlarının dünyası , hilyetül evliya ebu nuaym , 12 cilt hilyetül evliya , tercümesi )
Hilye Hakkında
Eserin tam adı Hilyetül evliya ve tabakatul asfiya 'dır. Müellif zâhid, âbid ve sûfîlerin hayat hikâyelerini anlatan ve dinî hayatla ilgili vecizelerini aktaran eserini, onları savunmak ve haklarında ileri sürülen suçlamalarla ilişkileri bulunmadığını göstermek için kaleme aldığım belirtir (I, 3, 4). Bu zümrenin arasına bazı ibâhiyeci ve hulûlcü fâsık ve kâfirlerin sızdığı, zahir ulemâsının bunları tenkit etmesi doğru olmakla birlikte fazilet sahibi zâhid ve sûfîleri tenkitlerinin kapsamına almasının yanlış olduğuna dikkat çeker.
Sülemî, Tabakâtu's-sûfiyye'sine II. (VIII.) yüzyılda yaşayan İbrahim b. Edhem ve Fudayl b. İyâz gibi sûfîleri anlatarak başladığı halde Ebû Nuaym eserine ashap, tabiîn ve tebeu't-tâbiînin âbid ve zâhidleriyle başlamış, ardından II-IV. (VIII-X.) yüzyıllarda yaşayan zâhid ve sûfîleri tanıtmış, böylece tasavvufî hayatın Aşere-i mübeşşere, Ehl-i Suffe ve diğer sahâbîlerle başladığını, daha sonraki dönemlerde gelişerek devam ettiğini göstermek istemiştir. Kuşeyrî er-Risâle'de, Hucvîrî Keşfu'l-mahcûb'da, Attâr Tezkiretu'l-evliyâ'da., Abdurrahman Câmî Nefehâtü'l-üns'te Sülemî'nin Tabakâtu''s-sûfiyye'sini örnek alırken Şa'rânî, et-Tabakâtu'l-kabrâ'sında, Münâvî el-Kevâkibü'd-dürriyye'sinde Ebû Nuaym'ın usulünü benimseyerek eserlerine ashâbdan başlamışlardır.
Ebu Nuaym Hilyetül evliya 'da, kronolojik bir sıra takip etmiş, ancak bazan daha faziletli olduğuna inandığı kişileri daha önce anlatmıştır. Eserin başında velîler ve tasavvuf hakkında bilgi verilmiş, Hulefâ-yi Râşidîn, Aşere-i mübeşşere anlatıldıktan sonra zühd ve ibadetleriyle tanınan sahabelere geçilmiştir. Ardından Suffe ve ehl-i Suffe ile yirmi sekiz kadar kadın sahâbî tanıtılmıştır. Tâbiûn devrinde yaşayan zâhidler bazan şöhretlerine, bazan da bulundukları bölgelere göre sıralanmıştır.
Eserde zâhid ve sûfîlerin doğum ve ölüm tarihleri belirtilmediği gibi yaşadıkları yerler üzerinde de durulmamıştır. Baştan sona kadar nakil ve rivayetlerle dolu olan eserde müellife ait herhangi bir açıklama, değerlendirme ve yoruma rastlanmaz. Ebû Nuaym'ın zâhid ve sûfîleri anlatmaya başlarken kullandığı seçili ifadeler yapmacık, külfetli ve zevksiz olduğu gibi bunların bazan anlatılan kişiyle de ilgisi yoktur. Müellif zâhid ve sûfîlerle ilgili menkıbeleri, sözleri ve rivayetleri senedleriyle birlikte vermiş, daha sonra onların rivayet ettikleri veya onlardan rivayet edilen hadisleri yine senedleriyle kaydetmiştir. Özellikle zühd ve ahlâka dair rivayet edilen hadislerin bir kısmına başka kaynaklarda rastlanmadığından eser hadis ilmi açısından da önemli kabul edilir.
Ebu Nuaym, Hilyetül evliya 'daki bilgilerin çoğunu hocalarından ve çağdaşı âlimlerden derlemiş, bir kısmını da başta Buhârî ve Müslim'in eserleri olmak üzere hadis mecmualarından aktarmıştır. Ayrıca Ebû Saîd İbnü'l-A'râbî'nin Tabakâtu'n-nussâle'i ile Sülemî'nin Tabakâtu's-sufiyye'sinden de (Hilye, II, 25) geniş ölçüde faydalanmıştır. Tâbiûn zâhidlerini Ebû Saîd İbnü'l-A'râbî'ye dayanarak anlatan Ebû Nuaym, İranlı ve Horasanlı sûfîleri anlatırken Sülemî'ye dayanmış, onun Tabakâtu's-sûfiyye'sindeki bilgilerin hemen hemen tamamını eserine aktarmıştır. Hilyetül evliyâ 'nın X. cildi ile Sülemî'nin Tabakâtu's-sûfiyye'si karşılaştırıldığında bu durum açıkça görülür. Ebu Nuaym'ın faydalandığı, ancak çok defa adlarını zikretmediği kaynakların bir bölümü günümüze ulaşmadığından Hilyetül evliya daki bazı bilgileri başka kaynaklarda bulmak mümkün değildir.
Eserde zâhid ve sûfîlerin menkıbe ve vecizelerinin yanı sıra birçok dinî şiir ve münâcâta da yer verilmiştir. İhtiva ettiği zengin malzeme sebebiyle Ebû Tâhir es-Silefî, "Hilye gibi bir eser henüz yazılmadı" demiş, Hilyetül evliya'nın Nîşâbur'a getirildiği zaman 400 dinara alıcı bulduğu söylenmiştir (Zehebî, XVII, 458-459). Müellifin bazı mevzu hadisleri mevzu olduklarım belirtmeden senedleriyle birlikte eserine alması başlıca tenkit konusu olmuştur. Zâhidlerin menkıbelerine dair yazılan eserlerin en iyilerinden birinin Hilyetül evliya olduğunu söyleyen İbn Teymiyye, bu eserde ve bu alanda yazılan diğer eserlerde zayıf ve mevzu hadislerin bulunduğuna dikkat çeker (Mecmu'u fetâvâ, XVIII, 71-73). Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzî de daha önce aynı hususa işaret etmiş ve Ebû Nuaym'ın eserine yanlış bilgiler kaydettiğini belirterek ilk dört halifeyi ve büyük sahâbileri mutasavvıflar arasında göstermesini eleştirmiştir (Telbîsu İblis, s. 185). İbnü'l-Cevzî, eserde adlan zikredilen bazı kimselerin durumları hakkında bilgi verilmeyip sadece başkalarından yaptıkları rivayetlerin söz konusu edildiğini, Mücâhid, İkrime ve Kâ*b el-Ahbâr gibi kişiler anlatılırken eserin konusuyla ilgisi bulunmayan tefsire dair parçalar aktarılıp Tevrat'tan nakiller yapıldığını, bir şahısla ilgili bilgilerin ayrı ayrı yerlerde verildiğini, bazan da bir şalısın iki yerde anlatıldığım söyler. Zühd ve ahlâka dair olmayan hadisler hakkında geniş bilgi verilmesi de eserin amacına aykın görülmüştür. Eserde anlatılan kişilerin konuyla ilgisi bulunmayan sözlerine de yer verilmiş, sahabe olmayan âbid ve zâhid kadınlardan ise hiç bahsedilmemiştir. Tasavvufî bir sonuç çıkarabilmek için bazı hadislere garip mânalar yüklenmiş, sathiye türü sözler nakledilmiştir (Sıfatu's-safve., I, 20-32). Ebu Nuaym mezhep taassubundan kendini kurtaramadığı, îmam Mâlik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel hakkında geniş bilgi verdiği, hatta Mürcie, Kaderiyye ve Hâriciyye mezheplerine mensup bazı şahısları bile eserine aldığı halde Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf, Muhammed ve Züfer'e yer vermediği için de tenkit edilmiştir (İzmirli İsmail Hakkı, s. 86).
İbnü'l-Cevzî, ağır bir dille tenkit ettiği eseri Sıfatus safve adıyla özetlemiş (Haydarâbâd 1339; Haleb 1389/1969, bazı kaynaklarda Safvetüs safve [Keşfu'z-zunûn, I, 689]) ancak esere bazı kişi ve bölümlerle, özellikle de evliya olarak kabul edilen 200 kadar kadın zahidi ilâve etmiştir. İbnü'l-Cevzî'nin bu eserini Abdülvehhâb eş-Şa'rânî Safvetüs safve (Kahire, tarihsiz; Mekke 1387) adıyla kısaltmıştır. İbrahim er-Rakkî tarafından yapılan Ehâsinu'l-mehâsin adlı muhtasar ise (Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Haraççıoğlu, nr. 9, 10; aynca bak. Brockelmann, GAL, I, 445; Suppl., I, 617) henüz yayımlanmamıştır.
YAZAR HAKKINDA
Ebu Nuaym Ahmedb. Abdillâh b. îshâk el-Isbehânî (ö. 430/1038)
Receb 336'da (Ocak-Şubat 948) İsfahan'da doğdu. Bazı kaynaklarda 330 (941-42) veya 334'te (945-46) doğduğu ileri sürülmüştür. Fars asıllı bir aileye mensuptur. Dedelerinden Mihrân, Cafer b. Ebî Tâlib'in torunu Abdullah b. Muâviye'nin (ö. 129/746-47) teşvikiyle islâmiyet'i kabul etmiştir. Babasının anne tarafından dedesi olup Arûsu'z-zuhhâd diye meşhur olan Muhammed b. Yûsuf b. Ma'dân (ö. 184/800), İsfahan'ın meşhur sûfîlerindendir. Ebû Nuaym zamanında onun zühd mektebi hâlâ faaliyetini sürdürmekteydi. Babası Ebû Muhammed Abdullah (ö. 365/976), hadis toplamak üzere Suriye ve Irak'a seyahatler yapan bir hadis hafızıdır. Hilye içinde de babası kanalıyla pek çok rivayetlerini aktarmıştır.
Devrin önemli ilim merkezlerinden İsfahan'da yaşayan Ebu Nuaym, sekiz yaşından itibaren Ebuş-Şeyh ve İbnü'l-Mukrî el-Isbehânî gibi hadis âlimlerinden ders almaya başladı. Diğer taraftan babası İsfahan dışındaki birçok âlimden onun adına icazet aldı. Bunlar arasında Suriyeli muhaddis Hayseme b. Süleyman, Nîşâburlu Ebu'l-Abbas el-Esam, Basralı İbn Dâse zikredilebilir. Ebu Nuaym, 356 (967) yılında çıktığı ilmî seyahati sırasında Askerimükrem, Tüster, Ahvaz, Basra, Vâsıt, Küfe, Bağdat, Mekke ve Eyle gibi ilim merkezlerine giderek buralardaki hadis âlimlerinden hadis aldı. Assâl, Ebû Bekir el-Ciâbî, Taberânî ve Ebû Bekir el-Katîî gibi muhaddislerden faydalandı. Suriye'ye gitme arzusuna rağmen Fâtımîler'in sebep olduğu karışıklıklar yüzünden buna muvaffak olamadı. Muhtemelen ikinci bir seyahatinde Cürcân ve Horasan bölgelerine giderek Esterâbâd, Cürcân ve Nîşâbur'daki âlimlerden hadis öğrendi. Ebû Nuaym, yegâne râvisi olduğu pek çok âlimden hadis nakletti ve hocalarına dair Mu'cemu'ş-şuyûh adlı bir eser kaleme aldı. Kendisinden rivayette bulunan birçok muhaddis arasında Hatîb el-Bağdâdî, Ebû Salih el-Müezzin, Ebû Ali el-Vahşî ve Ebu Nuaym 'ın hemen bütün eserlerini rivayet eden muhaddis ve kıraat âlimi Ebû Ali el-Haddâd gibi tanınmış âlimler vardır. Uzun ömrü boyunca topladığı birçok hadisin âlî isnadına sahip olması sebebiyle muhaddisler ondan hadis öğrenmek için İsfahan'a akın etmişlerdir.
Ebû Nuaym, 20 Muharrem 430 (22 Ekim 1038) tarihinde İsfahan'da vefat etti. Kaynaklar onun büyük bir sûfî, meşhur bir muhaddis ve tarihçi olduğu hususunda birleşirler. Ancak Ebu Nuaym, bir sûfî olmaktan çok zühd ve takvâsıyla tanınan bir tasavvuf tarihçisi olarak kabul edilmelidir. Nitekim sûfî tabakat kitaplarında kendisine yer verilmemesi de bunu gösterir.
Hatîb el-Bağdâdî'nin, Ebu Nuaym 'ı bazı hadis terimlerini yerli yerinde kullanmamakla itham etmesini doğru bulmayan Zehebî (Mîzânu'l-i'tidâl, I, 111) onun hadis ilimlerini iyi bildiğini, ancak mevzu hadisleri uydurma olduğunu belirtmeksizin eserlerine almakla hata ettiğini söylemiştir. Çağdaşı ve hemşehrisi Hanbelî Ebû Abdullah İbn Mende, o devirde Haribelîler'le Eş'arîler (Şâfiîler) arasında ileri seviyede olan mezhep taassubu sebebiyle Ebû Nuaym'ı ağır ifadelerle suçlamış, Ebu Nuaym da ona karşılık vermiştir. Bu iki âlimin birbiri hakkında kullandığı ifadeler, Zehebî gibi kendilerini takdir edenlerce de hoş karşılanmamıştır. Hanbelî âlimlerinin Ebu Nuaym 'ı suçlamasında, onun kelâm ilmiyle uğraşmasının ve özellikle Eş'ariyye taraftarı olmasının rolü büyüktür. Hanbelîler'in Ebu Nuaym hakkındaki ithamları İbnü'n-Neccâr, Bağdadî, Zehebî ve Sübkî gibi Şafiî âlimleri tarafından cevaplandırılmıştır. Sübkî onun fıkıhla tasavvufu uzlaştırdığını, hıfz ve zabtta, rivayet ve dirayette en yüksek mertebeye çıktığım söyleyerek kendisini mübalağalı şekilde över (Tabakât, IV, 18).
Ebu Nuaym ile İbn Mende arasındaki tartışma, İsfahan'daki Şafiî ve Hanbelî hadisçilerini karşı karşıya getirmiştir. Ebu Nuaym 'ın Hanbelîler'i, Kur'an ve hadislerdeki teşbihe dair ifadeleri lügat mânalarıyla anlamalarından dolayı tenkit etmesine karşılık İbn Mende Ebu Nuaym 'ı dinî geleneklere bağlı olmayan bir akideye sahip olmakla suçlamıştır. Bu tartışma yüzünden Hanbelî mezhebine mensup talebeleri onunla ilişkilerini kesmişler ve kendisini İsfahan'daki büyük camiye sokmamışlardır. Abdülvehhâb eş-Şa'rânî onun İsfahan'dan da çıkarıldığını ve muhaliflerince öldürüldüğünü söyler. 420'de (1029) Gazneli Mahmud'un oğlu Mes'ûd'un İsfahan'da adı geçen camide yaptığı katliam sırasında Ebû Nuaym'ın camide bulunmaması taraftarlarınca onun bir kerameti olarak değerlendirilmiştir.
Ebu Nuaym el-Isbehânî'nin el-Mu'tekad (el-I'tikâd), es-Sıfât, Tesbîtü'l-imâme, Delâ'ilü'n-nübüvve, Stfatü'l-cenne, el-Fiten, Zikrü'l-Mehdî ve nü'ûtüh, er-Red 'ale'l-Lafzıyye ve'l-Hulûliyye gibi eserlerinin bir kısmı doğrudan veya dolaylı olarak kelâmla ilgilidir. Bunlardan bazıları günümüze ulaşmıştır. încelenebilen eserlerinden, onun kelâmla ilgili özgün görüşlere sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Eserlerine aldığı rivayetler konusunda titizlik göstermemesi sebebiyle çeşitli itikadî mezhep mensupları bu eserlerde Ebu Nuaym 'ın kendi görüşlerine meylettiğini gösteren örnekler bulabilmişlerdir.
Nitekim Zehebî, Sübkî ve İbnü'n-Neccâr gibi Eş'arî âlimleri onu kendi mezheplerinden saydıkları için Şiî ve Hanbelî müelliflerin ithamlarına karşı savunmuşlardır. Ebu'l-Kâsım îbn Asâkir, Ebû Nuaym'ı Eş'arî tabakatı içinde sayarken (Tebyîttu kezibi'l-miifterî, s. 246) Ebu'l-Ferec Ibnü'l-Cevzî de Eş'arîliğe meyli olduğunu kaydeder (el-Muntazam, XV, 268; XVI, 134).
Takıyyüddin İbn Teymiyye ise Ebu Nuaym 'ın İbn Mende ile yaptığı Kur'an'ın lafzı konusundaki tartışmada tilâvetin mahlûk olduğu görüşünü savunduğunu ve bu hususta er-Red 'ale'l-Lafzıyye ve'l-Hulûliyye adlı eseri yazarak Selefe ve selefi görüşleri savunan îbn Mende'ye karşı çıktığını belirtir (Muvâfakatu sahîhi'l-menkûl, I, 160).
Öte yandan bazı Selefi müellifler Ebû Nuaym'ın Selef yanlısı olduğunu savunmuşlardır. Meselâ İbn Teymiyye, Muvâfakat'taki görüşünün aksine Mecmû'u fetâvâ'sında onun Ahmed b. Haribel taraftarı olduğunu, "Bizim yolumuz Kitab, sünnet ve icmâ-ı ümmete tâbi olan Selef yoludur" dediğini, sıfatlar konusunda Selefin görüşlerine benzer düşünceler taşıdığını nakleder. Ebu Nuaym 'ın lafız konusunda söylediklerinin İmam Ahmed'in görüşlerine ters düşmediğini belirten İbn Teymiyye onun kitabının er-Red 'ale'l-Hurûfiyyeti'l-Hulûliyye, İbn Mende'nin eserinin ise er-Red 'ale'l-Lafzıyye adım taşıdığım, her ikisinin de sıfatları inkâr edenleri hedef aldıklarını belirtir (Mecmû'u fetâvâ, V, 190; XII, 209). İbn Mende'nin Kitâbu'l-îmâtı'ı neşreden Ali b. Muhammed el-Fakîhî, Ebu Nuaym ile Ibn Mende arasındaki ihtilâfı benzer bir yaklaşımla açıklar. Ona göre İbn Mende tilâvet ile metlûvvü (Kur'an'ı) kasteder ve onu yaratılmamış kabul eder. Ebu Nuaym 'ın ise tilâvetten, okuyan kişiden çıkan sesi kastettiğini ve bu sesi mahlûk saydığım, böylece aslında her ikisinin de aynı görüşü savunduklarını ve Selefe bağlı kaldıklarım söyler (Kitâbu'l-îmân, I, 47-48).
Sıfatü'l-cenne gibi eserlerinde konulara yaklaşım biçimiyle Zehebî ve Suyûtî'nin onun el-î'tikad ve es-Sıfât adlı eserlerinden yaptıkları iktibaslar dikkate alınarak Ebu Nuaym 'ın Selefi bir eğilim taşıdığım söylemek mümkündür. Onun Şiî olduğunu söyleyen Mirza Muhammed Bakır el-Isfahânî ve İbn Şehrâşûb gibi Şiî müellifleri ise iddialarına delil olarak bazı eserlerinde, özellikle Hilyetul evliya'da. Hz. Ali hakkında yer alan rivayetlerle Mâ nezele mine'l-Kur'ân ft Emîri'l-mü'minîn 'Alî b. Ebî Tâlib, Kitâbu Menkıbeti'l-mutahharîn, Zikrü'l-Mehdî ve-nü'ûtüh gibi eserlerini göstermektedirler. Ancak bunlar, onun Şîa'ya nisbeti için yeterli sebepler değildir. Zira Ebu Nuaym 'ın Hilyetul evliya 'da, duyduğu bütün rivayetleri naklettiğini ve bunlar arasında pek çok zayıf, hatta uydurma rivayetlerin bulunduğunu Sünnî âlimlerin yam sıra Şiî âlimler de kabul ederler (İbn Teymiyye, Minhâcu's-sünne, VII, 52). Ebu Nuaym, Tesbîtu'l-imâme, Ma'rifetu's-sahâbe gibi eserlerinde H/7ye'dekinin aksine haberleri ayıklamaya çalışmıştır. Ayrıca Tesbîtu'l-imâme adlı kitabında (s. 45-53) ashaba ta'neden Şîa'yı tenkit etmiştir. Ebû Nuaym'a ait olduğu söylenen Mâ nezele mine'l-Kur'ân fî Emîri'l-mü'minîn Alî b. Ebî Tâlib adlı eser ise sadece Şiî yazarlarca ona nisbet edilmekte olup Şîa dışındaki kaynaklarda onun böyle bir eser yazdığından söz edilmemektedir. Bu sebeple söz konusu eserin Ebû Nuaym'a ait olması ve dolayısıyla onun Şîa'ya nisbeti mümkün görünmemektedir (Zerrinkûb, s. 186).
Eserleri
1. Hilyetül evliya ve tabakatal asfiya '. 800 kadar sûfi ve zahidin biyografisini büyük ölçüde kronolojik sırayla, zaman zaman da faziletlerine göre ele almaktadır. Aşere-i mübeşşere ile başlayan eser, diğer zâhid sahâbîler, Ehl-i Suffe, tâbiûn ve tebeü't-tâbiîn nesilleriyle müellifin zamanına kadar yaşayan zâhidleri ihtiva etmektedir (I-X, Kahire 1351-1357/1932-1938).
2. Delâ'ilu'n-nübüvve. Hz. Peygamber'in nübüvvetini ispat etmek maksadıyla yazılan ve bu konuda delil sayılabilecek harikulade olaylarla ilgili rivayetleri bir araya getiren eser, ilk olarak Haydarâbâd'da (1320), daha sonra da Halep'te (1397/1977) ve nihayet Muhammed Revvâs Kal'acî ile Abdulberr Abbâs'ın tahkiki ile 1406 ve 1419 yıllarında yayımlanmıştır.
3-Zikru ahbâri Isbehân. Târîhu Isbehân adıyla da tanınan eser, İsfahan'a dair daha sonra yazılan kitaplara kaynak teşkil etmiştir. Eserin giriş kısmında, Arap olmayan milletlerin ve bilhassa İranlılar'ın faziletleri hakkında hadis diye rivayet edilen çeşitli sözlerle İsfahan'ın kuruluşuna, fethine ve özelliklerine dair bilgiler verilmekte, ardından başta muhaddisler olmak üzere bu şehre mensup din âlimleri alfabetik sırayla ele alınmaktadır. Bir âlimin hangi tarihte İsfahan'a geldiği, oradan ne zaman ayrıldığı, ne zaman vefat ettiği gibi bilgiler özellikle kaydedilmektedir. Eser iki cilt halinde önce Sven Dedering (Leiden 1931-1934), daha sonra da Seyyid Kisrevî Hasan (Beyrut 1990) tarafından neşredilmiştir.
4-Ma'rife-tu's-sahâbe. Giriş mahiyetinde olmak üzere bazı sahabe grupları ve sahabenin değeri hakkında bilgi verildikten sonra Aşere-i mübeşşere ve adı Muhammed olan ashâbla esere başlanmakta, ardından diğer sahâbîlerin biyografileri alfabetik sırayla verilmektedir. 4235 sahabiyi ele almıştır. Eserin tamamı Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde iki cilt halinde mevcuttur (III. Ahmed, nr. 497, I. cilt 353 varak, II. cilt 367 varak). Son kısmının Millet Kütüphanesi'nde (Feyzullah Efendi, nr. 1527) bulunduğuna dair bilgi ise yanlış olup bu numarada müellifin Hilyetül evliyâ 'sı kayıtlıdır. Cemmâîlî diye tanınan Abdülganî el-Makdisî, bu eseri 290 konuda tenkit etmek için Tebyînü'l-isâbe li-evhâmin hasalet li-Ebî Nu'aym fî Ma'rifeti's-sahâbe adlı bir eser kaleme almıştır. Ma'rifetu's-sahâbe, Topkapı nüshası ile diğer bazı eksik nüshaları esas alınarak Muhammed Râdî b. Hâc Osman tarafından yayımlanmıştır (I-III, Medine-Riyad 1408/1988). Ayrıca H. 1419'da Âdil el-Azzâzî tarafından neşredilmiştir.
5-Kitâbü'd-Du'afâ'. İbn Hacer el-Askalânî'nin dediği gibi müellif bu kitabı el-Müsnedü'l-müstahrec ala Sahihi Müslim adlı eserine mukaddime olarak yazmış, orada geçen ve muhtelif âlimler tarafından tenkit edilen 289 zayıf râvinin durumunu belirtmiştir. Eser Faruk Hamâde tarafından yayımlanmıştır (Dârülbeyzâ 1405/1984).
6-Sıfatu'l-cenne. Cennet ve cennet hayatıyla ilgili 454 hadisin bir araya getirildiği eseri Ali Rızâ Abdullah tahkik ederek iki cilt halinde neşretmiştir (Dımaşk 1407-1408/1987-1988; Beyrut 1988).
7-Fazîletu'l-'âdilîn mine'l-vulât ve-men en'ame'n-nazar fi hâli'l-ummâl ves-su'ât. Adaletle ve âdil kimselerle ilgili sahih, zayıf ve uydurma otuz yedi hadisi ihtiva eden bu risaledeki rivayetler Muhammed b. Abdurrahman es-Sehâvî tarafından Tahrtcu ehâdîsi'l-âdilîn adıyla değerlendirilmiş, eseri Meşhur Hasan Mahmûd Selmân tahkik ederek yayımlamıştır (Amman 1408/1988). Ayrıca 1418 yılında Avvâdu'l-Halef, neşdetmiştir. Neşre esas alınan nüshanın sonunda bulunan ve Ebu Nuaym 'ın rivayeti olmayan aynı konudaki sekiz hadis de risale ile birlikte basılmıştır.
8-el-Müsnedu'l-mustahrec ala Sahihi Müslim. Türkiye (Bursa), Mısır, Suriye ve İngiltere'de nüshaları bulunmaktadır (Brockelmann, GAL, I, 446; Suppl., I, 617). Ebu Nuaym 'ın ayrıca Buhârî ve Müslim'in d-Câmi'u's-sahîh'teri ve İbn Huzeyme'nin et-Tevhîd'i üzerine de müstahrecleri bulunduğu kaynaklarda zikredilmektedir. 1417 senesinde Muhammed Hasan eş-Şâfiî tarafından tahkik edilerek neşredilmiştir. İhtiva ettiği hadisler talâk konusuna kadar olup 3516 hadistir.
9. Kitâbu Tıbbi'n-nebi. Hz. Peygamber'in tıpla ilgili tavsiye ve uygulamalarına dair rivayetleri ihtiva eden eserin Antalya (Akseki Yeğen Mehmet Paşa, nr. 200, 198 varak) ve Adana (İl Halk, nr. 1156, 35 varak) kütüphanelerinde birer nüshası, Süleymaniye Kütüphanesi'nde de (Kadızâde Mehmed, nr. 349, 107 varak) bir Türkçe tercümesi
bulunmaktadır. (eserin diğer nüshaları ve muhtasarları için bak. Brockelmann, GAL, I, 445-446; Suppl., I, 617).
10-Tesbttu'l-imâme ve tertîbu'l-hilâfe. el-İmâme ve el-İmâme ve'r-red 'ak'r-Râfiza adlarıyla da anılmaktadır. Ebu Nuaym, çeşitli fırkaların imamet konusundaki siyasî tercihlerine delil olmak üzere en faziletli sahâbîyi tesbite çalışırken ihtilâfa düştüklerini, kendisinin bu ihtilâfı gidermek maksadıyla bu eseri kaleme aldığını söyler. Ashabın faziletine dair âyetleri zikrettikten sonra başta dört halife olmak üzere çeşitli sahâbîlerin faziletlerine dair hadisleri nakleder. 225 rivayetin yer aldığı eseri İbrahim Ali et-Tihâmî, Köprülü Kütüphanesindeki (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1617, 48 varak) yegâne nüshasına dayanarak el-Imâme ve'r-red 'ak'r-Râfiza unvanıyla neşretmiştir (Beyrut 1497/1986).
11-Kitâbü'l-Erba'în 'alâ mezhebi'l-mütehakkıkîtt mine's-Sûfiyye. Tasavvuf ehlinin ahlâk ve davranışlarına esas teşkil eden kırk hadisi içeren eser Bedr Abdullah el-Bedr tarafından yayımlanmıştır (Beyrut 1414/1993).
12-Fezâ'ilu'l-hulefâ'i'l-erba'a ve-gayrihim. Köprülü Kütüphanesi'nde bir nüshası bulunmaktadır (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 40, vr. 233-251). 239 merfû ve mevkuf hadis ihtiva eden eser, Salih b. Muhammad el-Akîl'in tahkiki ile 1417 senesinde yayımlanmıştır.
13. Câmi'u ed'iyyeti'n-nebî. Eserin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir (Çorlulu Ali Paşa, nr. 284/2, vr. 62-133).
14. el-Emâlî. İki mecliste imlâ ettiği bazı rivayetlerini ihtiva eden eser Köprülü Kütüphanesi'nde bulunmaktadır (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 252, vr. 9-10, 83-86). Sâidb. Ömer b. Ğâzî'nin tahkiki ile 1410 yılında basılmıştır.
15. el-Müntehab min Kitâbi'ş-Şu'arâ'. Adından da anlaşıldığı üzere asıl eserden yapılan bir seçme olup bu seçimi kimin yaptığı bilinmemektedir. Hepsi de ravi zincirleriyle gelen beyitlerin yanı sıra kitabın sonunda şiir ve şairler hakkında varid olan hadisler yer almıştır. Abdülazîz b. Nasır el-Mâni' (Riyad 1982) ve İbrâhîm Salih (1994) tarafından yayımlanmıştır.
16-Cüz' min kitabi Riyâzeti'l-ebdân. Günümüze ulaşmayan Riyâzetü'l-ebdân adlı kendi eserinin bir bölümü olup Mahmûd el-Haddâd'ın tahkiki ile basılmıştır (Riyad 1408/1988). 23 adet hadis ve âsâr ihtiva etmektedir.
17-en-Nûrü'l-müşte'al min kitabi Mâ nezek mine'l-Kur'ân ft Alî aleyhi's-selâm. Ebû Nuaym'a nisbet edilen Mâ nezele mine'l-Kur'ân adlı eserden Muhammed Bakır el-Mahmûdî tarafından toplanıp tertip edilmiştir (Tahran 1406/1986).
18-Müsnedu'l-îmâm Ebî Hanîfe. Ebû Hanife'nin rivayetlerini kendi senedleriyle topladığı eserinde îmam'ın 242 şeyhinin alfabetik olarak isimlerine göre derlemiştir. 325 hadis-i şerif içermekte olup Ebû Hanîfe kanalıyla gelen hadisi zikrettikten sonra rivayetteki mütabât ve şahit durumları ile hadis illetlerine de elverdiğince yer vermiştir. Nazar b. Muhammed el-Firyâbî'nin tahkiki ile 1405 yılında yayımlanmıştır.
19.Sıfatu'n-Nifâk ve-nu'ûtu'l-münâfikîn mine's-süneni'l-me'sûre an Resûlillah (sav) Adından da anlaşıldığı üzere nifak ve münafıklar hakkındaki 181 hadis ve âsârı bir araya getirdiği eser, Âmir Hasan Sayrî'nin tahkiki ile 1422 yılında yayımlanmıştır.
20-Cüz' fihi turuk hadîsi "İnne lillahi tis'atu ve-tis'îne ismen". Esmâ-i Hüsna'ya dair çoğunluğu Ebû Hureyre'den gelen 92 rivayetin ravi zincirleri ile yer aldığı eser, Meşhur b. Hasan Selmân tahkiki ile 1413 yılında yayımlanmıştır.
21-Tesmiyetu ma'ntehâ ileynâ mine'r-ruvât an Ebî Nuaym el-Fadl b. Dukeyn. Çoğunluğu merfû hadislerden oluşan senedli 79 hadis ihtiva eden eser, Abdullah b. Yusuf el-Cudey' tarafından 1409 senesinde yayımlanmıştır.
22-Zikru meni'smuhu Şu'be. Taleb üzerine derlediği bu eserinde Ebû Nuaym, meşhur Şu'be b. el-Haccâc dışında bu isme sahip 12 raviyi ele almış ve çoğunluğu merfû hadislerden oluşan 37 hadise yer vermiştir. Târik b. Muhammed el-Amûdî'nin tahkiki ile 1418 yılında yayımlanmıştır.
23-Cüz' fîhi min hadîsihi an şeyhihi Ebî Ali es-Savvâf. Hocası olan Savvâftan rivayet ettiği 10 hadis-i şerifin yer aldığı bu hadis cüzü, Süleyman b. Abdilazîz el-Uraynî'nin tahkiki ile 1420 yılında.
24-Tesmiyetu ma'ntehâ ileynâ mine'r-ruvât an Saîd b. Mansûr âliyen. 25 hadis-i şerif ihtiva eden bu hadis cüz'ünde Saîd b. Mansûr'la müellif arasında en az sayıda ravinin yer aldığı "âli" senedli rivayetlere yer verilmiş olup Abdullah b. Yusuf el-Cudey'in tahkiki ile 1409 yılında basılmıştır.
25-Mesânîdu Ebî Firâs Yahya b. el-Muktib el-Kûfî. 60 kadar tekrarsız hadis-i şerif ihtiva eden bu hadis cüz'ünde Ebû Firâs'm hemen tamamında sahabi ile arasında yalnızca bir ravinin olduğu "âli" senedli rivayetleri yer almıştır. Ebû Yusuf Muhammed b. el-Hasan el-Mısrî'nin tahkiki ile 1413 yılında basılmıştır.
Kaynaklarda Ebu Nuaym el-Isbehânî'nin şu kitaplarından da söz edilmektedir: Mu'cemu'ş-suyûh, Kitâb fî ulûmi'l-hadîs, Tesmiyetu ashâbi Alî ve'bni Mes'ûd, Riyâzetü'l-müte'allimîn, el-Mu'tekad, el-Mesâcid, Zikrü'l-Mehdî ve-nu'ûtuh, es-Sıfât, Kurbânu'l-müttakîn fî enne's-salâte kurretu ayni'l-âbidîn, Erba'ûne hadîsen alâ mezhebi Ehli's-sünne ve'l-cemâ'a, el-Evâ'il, Amelu'l-yevm ve'l-leyle, es-Su'âl, Menâkıbu'ş-Şâfi'î, Tesbîtu'r-rü'yâ, el-Müselselât, Müsnedu Abdillâh b. Dînâr el-Adevî, Cüz' fî men yuknâ bi-Ebî Rabî'a, el-Muhibbîri ma'a'l-mahbûbîn. Brockelmann, Ebû Nuaym'a nisbet edilen Kitâbu'l-Emvâl'in (Kahire 1337) ona aidiyetinin şüpheli olduğunu söylemektedir (GAL Suppl, I, 617).
Ayrıca Sem'ânî, el-Muntehab min Mu''cemi'ş-şuyûh'unda Ebu Nuaym'ın bu eserlerinin isimlerini vermiştir: et-Tevbe vel-i'tizâr, Şerefti's-sabri ve-aksâmuhu, el-Hass ala iktisâbi'l-halâl vez-zebb an tenâvuli'l-harâm, Hıfzu'l-lisân, Sıfatu'l-ğurabâ, es-Sebku ver-ramy, Fadlu't-teheccüd ve-kıyâmu'l-leyl, el-îcâz ve-cevâmiu'l-kelim, el-Hasâis fî fadli Ali, Hutabu'n-Nebî (sav), er-Riyâda ves-siyâse, Ta'zîmu'l-evliyâ bit-terhîb vet-takbîl, Fadîletu's-sâ'îni'l-ebtâl vel-munfîkîn ala'l-iyâl, Ref'ul-yedeyn fis-salât, Tecvîzu'l-mizâh, Cevaz kabûli'l-hedâyâ, Hurmetu'l-mesâcid, Lebsu's-sûf, Fadîletu'l-mutesahhirîn, Fadlu'l-câr, el-
Erîraûn fıl-ahkâm, Medhu'l-kerem ve-şükrü'l-ma'rûf, il-İftirâk ala 'isneteyn ve seb'în fırka, el-Muhibbîn mea'l-mahbûbîn... ve diğerleri.
Ebû Nuaym'ın biyografisini Ebû Tâhir es-Silefî Ahbâru Ebu Nuaym (Zehebî, A'lâmü'n-nübelâ', XVII, 458), Abdülhafîz AH el-Karenî de el-Hâfız Ebu Nuaym el-Isbehâttî el-fakîh el-muhaddis es-sûft el-müverrih (Kahire 1987) adlı eserlerinde kaleme almışlardır.
Osman Türer
Ocak yayınları 12 cilt hilyetül evliya ve tabakatül asfiya kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9786054659104 |
Marka | Ocak Yayıncılık |
Stok Durumu | Var |
9786054659104