Kitap Kalplerin Keşfi, Mukaşefetul Kulub
Yazar İmam-ı Gazali
Tercüme Atilla Cengizoğlu
Yayınevi Merve Yayınları
Kağıt - Cilt 2.Hamur Kağıt, Citli
Sayfa - Ebat 555 Sayfa, 17x24 cm, büyük boy
İmamı Gazali kalplerin keşfi kitabı nı incelemektesiniz.
Merve Yayınları kalplerin keşfi kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
KALPLERİN KEŞFİ
İmam Gazali
2. HAMUR
ÖNSÖZ
“
Mükeşefetül Kulub” kalbin gizli noktalarındaki sırların keşfedilmesi.
İmamı Gazali “Hamid el
Gazali ”nin Kelam, Usulü Fıkıh felsefe ve işraki felsefeyi özdeştirerek kaleme aldığı önemli eserlerden biridir.
“
Mükeşefetül Kulub”, İmam’ı Gazali’nin “Mişkatül el-Envar” İşraki felsefesinin en önemli eserleri adlı
kitabın somutlaşmış halidir. İşraki felsefenin o aşkın konumunu mücessemleştiren, soyutu somutlaştıran, gökten yere olana yerden göke doğru, yeni bir boyut kazandıran şaheserdir.
Allah’ı ve gönüllerdeki sırlarının açıklanması, kağıtlara kelimeler, cümleler halinde dökülerek ifade edilmesi mümkün mü? Özellikle böyle bir mevzuyu
Arapça’dan Türkçe’ye aktarırken
orijinal metinin arka planındaki sırlarını meydana çıkarmak çok daha müşkildir. İşte bu eserin çevirisinde dikkat ettiğimiz noktalar…
- Soyut İşrakiliği, somutlaştırmaya çalışan İmam’ı Gazali’nin düşüncesini aynen muhafaza etmek.
- Kırık kelime ve cümleler arkasında ifade edilmek istenenleri (asıl manayı) sözcüklerle açıklamaya çalışmak.
- Kendi düşüncelerimizden uzaklaşıp orijinal metine sadık kalmak.
İmam’ı Gazali’nin birçok kitabının içinden özellikle bu eserin tercih edilmesi, tasavvuf kültürü içindeki ehemmiyetine binaendir. Türkiye gİbi Sünni tasavvufun işrakiliğe üstün gelmesi… Türkiye’de İşrakilik akademisyenler tabir felsefi ekol olarak değerlendirilirken tekke ve dergahlar Sünni, tasavvufu yaşadıklarını iddia etmektedirler. Özellikle Sünni tasavvufun temsilciliğini üstlenen tekke ve zaviyeler etrafında öbekleşen insanlar için eser daha önemlidir.
Türkiye gibi kültür ve tarihi değerlerde sürekli erozyon durumunu yaşayan toplumlar için, kültürün korunması erozyonun önlenmesi açısından bu eser çok önemlidir. Tekke ve zaviyeler etrafında ve içindeki değişmelerin sona ermesi için, eser bu çevreler tarafından iyi müteala edilmelidir.
İmam-ı Gazali’nin “
Mükeşefetul Kulub” adlı eserini “
Allah Nizamında Kalplerin Keşfi” olarak, kelimelerin arkasında gizlenen mana alemine dikkat ederek çevirdik. Bu çeviri halkın anlayacağı bir tarzda yapılmış konuşulan
Türkçe tercih edilmiştir. Zaten
Gazali bu eserini açık ve anlaşılır bir dille yazmıştır. Yani bu
kitap bir halk
kitabıdır. Bu
tercümenin tashihini yapan, manayı bozmadan şiirleri hece ve aruz vezniyle yazan şair Ahmet Metin Şahin’i minnetleri bildirir şükranlarımı sunarım. Ayrıca eserin
tercümesi esnasında bana maddi ve manevi yardımlarını esirgemeyen saygıdeğer abim Ali Kılıç’a, Aişe Kılıç ve yengem Fatıma Kılıç’a buradan teşekkür etmeyi borç bilirim.
Atilla CENGİZOĞLU
İMAM-I GAZALİ’NİN HAYATI
Hicri 450 (Miladi 1058) tarihinde İran’ın Tus şehrinde Gazale köyünde doğan
İmam Gazali’nin asıl ismi Muhammed bin Muhammed bin Ahmed’tir. Künyesi Ebu Hamid. Lakabı da
Hüccetü’l-İslamdır. Zeynaddin, Tusi,
Gazali diye de meşhurdur. 1111’de (Hicri 505) Tus şehrinde vefat etmiştir.
İmam Gazali’nin babası çok Salih bir zattır. İlmi olmamakla beraber ilim ve zikir meclislerinden ayrılmaz, ilmi eksikliğini derinden hisseder ve evlatlarının tahsili için dua ve niyazda bulunurdu. Zaten iki oğlunu bu yolda büyütmeye gayret sarfedip duruyordu. Kendisi ipekçilikle meşkul olmakla beraber fazla da zengin değildi. Öleceğine yaktın dükkanı satarak elde ettiği parayı bir tarikat şeyhine bırakarak çocuklarının tahsili için harcanmasını vasiyet etti.
Şeyh, Ahmed ve Mehmed’i babalarının isteği doğrultusunda yetiştirmeye başladı.
İmam Gazali bu tahsile çocukluğunda başlamış idi. Fıkıh ilmi öğrenmeye başlayınca Cürcan’a gelerek Ebu Nasu İsmail’den ders aldı. Sonra TUS’a döndü.
Bu dönüşünde geldiği kervanın önünü eşkıyalar kestiler. Eşkıyalar kervandakilerin bütün eşyalarını aldılar. Bu arada
İmam Gazali’nin de kitaplarını aldılar.
Gazali eşkıyaların peşlerine düştü.
Kitaplarını kendisine iade etmelerini istedi. Onlara yalvardı.
- Bunlar sizin işinize yaramaz. Bunları bana verin, dedi.
Eşkıyaların reisi:
- Bunlar nedir? Diye sordu.
İmam Gazali Ona:
--Bunlar uğruna memleketimi terk edip uzaklara türlü meşakkatlarla elde ettiğim bilgileri toplayan
kitap ve notlardır, dedi.
Reis alaylı bir ifadeyle:
--Sen onları bildiğini nasıl iddia edebiliyorsun? Biz onları senden alınca hemen cahilleşiyorsun! Demek ki sen hiçbir şey bilmiyorsun. Yani zamanını boşuna harcamışsın, deyip notları kendisine verdi.
İlme aşık olan
Gazali “Allah bu eşkıyayı bana ikaz için gönderdi.” Diye düşündü.
Bu hadiseden sonra geriye dönen
İmam Gazali Gürcan’da tuttuğu bütün notları yeniden okuyup ezberine aldı.
Memleketinde kaldığında batan alimleri inleyip onlardan bilgiler edindi. Ebu Ali Farmedi ile sohbetlerde bulundu. Sonra bir ilim merkezi olan Nişabur’a gitti. İmamü’l Harameyn Ebu’l Meali el-Cüveyni’nin Rıhle-i Tedrisine devam etti. Usul-i Fıkıh, Usul-i Hadis tahsil etti. Ayrıca Ebu Hamid er-Razekani, Ebu’l Hüseyin el-Mervezi Ebu Nasr el İsmaili, Ebu Sekl, Ebu Yusuf en-Nessae gibi büyük alimlerden ders aldı. Dersini tamamlayınca Selçuklu veziri Nizam-ül Mükün daveti üzere Bağdat’a gitti.
Nizam-ül Mülk’ün alimleriyle yapılan münakaşa ve münazara meclislerde ilmini ve kabiliyetinin yüceliğini gösterdi. Üstün bilgisi halk topluluklarınca da benimsendi. Sapıklar zekası karşısında perişan oldular.
Nizamiye medresesinde müderris olan
Gazali bilgisi ve ruh yüceliğinden meydana gelen halk hoşnutluğu ve methüsenadan hoşlanmadı. Hacca niyet etti. Hicaz’a geldi. Dönüşte Şam’a uğradı. Buradan kuddüs’e ve oradan tekrar Şam’a döndü. Burada 10 yıl kadar kaldı. Ayrıca Mısır’ı ziyaret etti. İskenderiye’de bir zaman kaldı. Sonra Tus’a döndü. Bu arada Selçuklu veziri olan Fahr’ül Mülk kendisine tekrar Nizamiye medresesinde müderrislik teklif ediyor. Artık
Gazali alimlerle cebelleşmeyi terk ederek müderris olmaya, talebe yetiştirmeye karar veriyor.
Sakin bir hayat sürmeye karar veren İmam tekrar Tus’a dönüyor. Evinin yanında bir medrese ve sofiler içinde bir tekke yaptırıyor. Gah ulema ile sohbetle gah sofiler ile zikirle vakit geçiriyor.
Gazali ahir ömrünü de Kur’an el meşguliyetle geçirmiştir.
Nizamiye medreselerinde iken “Kitab-ül Basit fil-Furu, Kitab-ül-Vasit, El- Veciz, melahiz-ül-Hilaf adlı kitaplarını kaleme almıştır.
Bir de İsmailiyle denen sapık meshebin fikirlerini çürütmek için “
Kitaba Fedaih-il- Batniyye ve Fedail-il Müstehzeniyye” adlı eseri yazdı. Rumca öğrenerek Yunan ve Latin Feylezoflarının maksatlarını açıklayan “Mekasid-ül-Felasife”
kitabını yazdı. Bu feylezofların fikirlerini çürüten “Tehafüt-ül Felasife” adlı
eseri yazmak, eserle bunların görüşlerini reddetti. Avrupa’nın dünyayı düz sayan ilmi yanlışlıkları gibi nice yanlışları mantık ve ilimle açıkladı. Gazali bir feylezof değildir. O, gerçek bir İslam bilgini ve velisidir. Yolu sünnet yoludur. Yani o bir müctehittir.
Bir ara Gazali yerine kardeşi
Ahmet Gazali’yi bırakarak Bağdat’tan ayrılarak Şam’a gelmiş. Oradaki ehli tasavvufla görüşmüş, onların
kitaplarını incelemiş, riyazetle ve nefsi terbiye ile uğraşmış, bu sırada en güzel
kitabı olan “
İhyau Ulumi’ddin” adlı
kitabını yazmıştır.
Sonra Kudüs’e gitti Batınilere karşyı “Mufasıl-ül-Hilafı Ceva-bül-Mesail” ve “El Maksad-ül Esma”
isimli eserlerini yazdı. “İhya” Şam’da
ders kitabı olarak okutuldu.
Gazali ömrünün her gününe 15-20 sayfa yazmış görünüyor. Brockelmann’ın tabirinde 75 eseri vardır. Hakikatle bu sayı daha da fazladır.
İmam Gazali “El-Munkiz” isimli
kitabında, Ebu Talib el-Mekki, Cüneyd; Şibli, Bayezid-i Bestami ve diğer birçok büyüklerin menkıbelerini okuduğunu beyan ediyor. Bazı kaynaklar onun, Ebu Ali Faremidi (k.s.) kendisine mürşid edindiğini yazmaktadır.
Gazali’ye göre tasavvuf kaal değil bir haldir. Tasavvuf kamil olmanın yoludur.
Gazali Şam’da, Emeviyye Camii’nde itikafe girer. Gece olunca nefsi terbiye için caminin tuvaletlerini temizler nefsini aşağılardı.
Peygamberlerin kabirlerini ziyaret eder. Sultanlara önem vermezdi.
Büyük İmam’ın çok düşmanı vardı. Bunlar kendisini ilmi durumunu kıskanan iftiracılar ve gıybetçilerdi. Kendisini Selçuklu Hükümdarı Sancar’a “Ebu Hanife” düşmanıdır diye gammazlamışlardı. Sancar imamı tarafına çağırdı. İmam belli bir noktaya kadar geldi. Hükümdara “Hazreti İbrahim huzurunda padişahları ziyaret etmeyeceğim diye yemin ettim. Emrinize uyarak buraya kadar geldim. Artık fazlasına gelemem. Lütfen bana yeminime uymamda yardımca olun.” Diye bir mektup yazdı. Sancar mektubu okuyunca imamla görüşeceğini söyledi. Muhalifler telaşlandılar. Bu arada Tus’ un ileri gelenleri gelip “ne soracaksanız bize sorun sözler imamın dengi değilsiniz” dediler.
Tartışmalar büyürdü. Neticede imamın saraya getirilmesi kararlaştırıldı. Kendisini saygıyla karşıladılar. Görüşme Sancar’ın tatmin ve ikna olmasıyla sonuçlandı.
Gazali hakkında maalesef ileri geri konuşanlar bugün de vardır. Bir velinin
kitabında kullandığı hadislerin zayıf oluğu söyleniyor. Onun bir müceddit olduğu hiç düşünülmüyor.
Gazali eserleriyle var ve onlarla yaşayacaktır.
Bendeniz “
Mükaşefetül Kulub” tercümesi olan
Allah Nizamında Kalplerin Keşfi kitabının birtakım düzeltmelerini yaptım. Bu
tercümede mevcut kusurlar bana ve
mütercime aittir. Bu hususta okurlardan kusurlarımızın affını diler ve eserin hayra vesile olmasını da Allah’tan niyaz ederiz.
Em. Öğ. Ahmet Metin Şahin
30.12.1995 - BURSA
İmamı Gazali kalplerin keşfi kitabı nı incele diniz.