Kitap Kuran-ı Kerim Müdafaası
Yazar İhsan Şenocak
Yayınevi Hüküm Kitap
Kağıt Cilt 2.Hamur, Karton kapak cilt
Sayfa Ebat 324 sayfa, 13x21 cm
İhsan Şenocak Kuranı Kerim Müdafaası kitabını incelemektesiniz.
Hüküm Yayınları Kuranı Kerim Müdafası kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Kuran-ı Kerim Müdafaası
İhsan Şenocak
Kur'an-ı Kerîm kendinden doğmayan bütün sistemlerle hesaplaştı. İlahi olanı beşeri olanla, beşerin arzularını dikkate alarak uzlaştırmayı reddetti. Hayata müdahil oldu, hükmetti. Sorunsuz bir cemiyet vücuda getirdi. Çirkini kaldırıp güzeli, en güzeli yerleştirdi. Bu yüzden O'nun yürürlükte olduğu çağlar insanlık tarihinin en güzel çağlarıydı. Ne Kapitalizma'da olduğu gibi zengin adına fakire haksızlık etti, ne de Komünizma'da olduğu gibi devlet adına zenginin malına el koydu. Fert ve cemiyet nizamını adalet üzerine tesis etti. Çünkü 0, her şeyi en doğrusu ile bilen ve buna göre vahyeden Allah Teâlâ'nın kelamıdır.
Emperyalizmanın değer yargılarını reddediyor diye böyle bir kitabın hükümlerinin tarihsel olduğunu söylemek, Kurana değil emperyaliz-maya hizmet etmektir. Kur'an'ı Kerîm'in emperyalizma ile olan mücadelesinde tarihselciliği tercih etmek, Allah ve Rasul düşmanlarının safında yer almaktır. Kur'an-ı Kerîm, kendisini etkilemeye çalışan bir bakış açısıyla değil, kendisinden etkilenilen bir bakış açısıyla anlaşılabilir. O, kulların istediği manayı değil yalnız Allah Teâlâ'nın muradını verir.
TAKDİM
Kendi kendine tıp kitapları okuyanların insan tedavi ettiği bir memlekette doktor, avamın meal okuyup hüküm verdiği bir yerde de âlim yetişmez. Bir takvim yaprağında okuduğu bilgiye dayanarak, doktorlarla tedavi usulü üzerine tartışan bir hasta ne kadar normalse, ulemâ ile cedelleşen mealciler de o kadar normaldir. Ne var ki, insan hayatının yalnız bir yönüne bakan tıpla alakalı bir hususta mutlaka mütahassıs arayan ehl-i dünya, hayatın bütün şûbelerine müdâhil olan Kuran-ı Kerîm'i anlama noktasında kendini yeterli görür.
Hz. Muhammed'e sav Arapça olarak indirilen, rivayet ve yazı yoluyla mütevâtiren bize ulaştırılan, karşıtlarını benzerini getirmekten âciz bırakan, tilavetiyle ibadet edilen, Fatiha sûresi ile başlayıp Nas sûresi ile sona eren[1], hakkında âlimlerin derin bir dikkatle, cahillerin ise cesaretle konuştuğu Allah Kelâmını Peygamber-i Ekber (sav) şu ifadelerle tanımladı: "Sizden önceki ve sonraki nesillerin haberi, aranızdaki meselelerin çözümü Ondadır. O, hak ile bâtılı ayırt eden kesin bir doğrudur. Komedi değildir. Kim bir zorbadan korkarak Onu terk ederse Allah O'na öldürücü darbe indirir. Kim Ondan başka yol gösterici ararsa Allah Teâlâ Onu saptırır. O, Cenâb-ı Hakk'ın sağlam ipidir. O, zikr-i hakim, sırat-ı müstakimdir. İstekler Onunla masrufunda kalır. Diller Onunla rekâketten kurtulur. Âlimler Ondan usanmaz. Çokça tekrarı yeniliğine halel getirmez. İnsanı hayrete düşüren yönleri bitip tükenmez. O, öyle bir kitaptır ki cinler O'nu işittiklerinde şöyle demekten kendilerini alıkoyamadılar: 'Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kuran dinledik de O'na inandık.'[2] Kim O'nunla bir görüşü desteklerse doğru söyler. Kim O'nunla amel ederse mükafatlandırılır. Kim O'nunla hükmederse adil olur. Kim O'na çağırırsa doğru yola ulaştırılmış kabul edilir."[3]
Müfessirler, hak kelâmın sapık yorumlarının önüne geçebilmek için Kur an-ı Kerîm'in inişi, toplanışı, tertibi, tedvini, mekkî-medenî ayetleri, nâsihi-mensûhu, muhkemi-müteşâbihi ve bunlar dışındaki meselelerini 'Ulûm-u Kuran/ Kuran ilimleri' kapsamında bir araya getirdiler. "Kuran İlimleri" tefsire sabit ölçüler kazandırdı. Birden çok anlama gelen ayetlerin murâd-ı ilâhî çerçevesinde anlaşılmasını temin etti. "Rivâyet", "işaret" ve "dirâyet" tarzında telif edilen tefsirler "Kur an İlimleri'ni içselleştiren müfessirlerin kaleminden çıktı. "Kur an İlimleri", anlama delâleti açık olmayan ayetlerin ideolojik bakış açısıyla tefsir edilmelerine de engel oldu. Bu yüzden yakın dönem modernist tefsir hareketleri, düşüncelerinin İslâmîliğini iptal eden "Kuran İlimleri" ve müdevvinlerini tenkit etmeyi öncelikli vazife telakki etti. Mevcut haliyle "Kuran İlimleri'nin çağın ihtiyâçlarını karşılayacak şekilde Kur'an-ı Kerîm'in anlaşılmasına mani olduğunu iddia eden modernistler, köklü bir değişimle oluşacak yeni usul ve yöntemlere ihtiyâç olduğu hissini uyandırdılar.
Onlara göre, kudemâdan müfessir ve müctehidler ictihadda bulunmuş, düşüncelerini inşa etmiş ve bir kültür oluşturmuş fakat bunun ötesine geçememişlerdir.
Müslümanları, Kur'an-ı Kerîm'i aydınlanma döneminin ürünü olan bilimsel zihniyet(î) ile yorumlamaya çağıran modernistler, beşeri metinleri anlamada esas alınan yöntemlerle ya da İncil'i tashih amacıyla kullanılan Tarihselcilikle Kuranın anlaşılmasını önererek, beşerî olanın etken, ilahî olanın ise edilgen olduğunu ilan etmektedirler.
Her biri müstakil makalelerden oluşan bu kitap, Allah Azze ve Celle'nin koruyacağını ilan ettiği Kitab'ını müdafaa etmenin yanında, asıl olarak pek çok cepheden yapılan taarruzlara karşı müslümanların imanlarını muhafaza amacı gütmektedir.
İhsan ŞENOCAK
Şubat 2016
[1] Vehbe Zuhaylî, Usulu'l-Fıkhi'l-İslâmî, Dâru'l-Fikr, Beyrût, 1998, I, s.421
[2] Cin: 1-2.
1 Tirmizî, Kitab-u Fedâili'l-Kur'an, H. no: 2915