Kitap Letaiful İşarat Tefsiri
Yazar Abdülkerim Kuşeyri
Tercüme Prof. Dr. Mehmet YALAR
Yayınevi İlk Harf Yayınevi
Kağıt Cilt Ivory Şamua Kâğıt, Kalı Ciltli, 6 Cilt Takım
Sayfa Ebat 2.988 sayfa, 15x22 Cm.
İlk Harf yayınları 6 Cilt Letaiful İşarat Kuranı Kerim Tefsiri kitabı nı incelemektesiniz.
Letaiful İşarat Tefsiri tefsiri hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Mütercimin Önsözü
İslam dininin ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerîm'in ortaya koyduğu maddi ve manevi hayat düsturlarının, ilahi murada uygun bir biçimde yerine getirilebilmesi, her şeyden önce onun doğru anlaşılmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Kur'an'ın inmeye başladığı ilk günden itibaren bu husus, Müslümanlar için birinci derecede öncelikli konu olmuştur. Zira Kur'an, gerek bazı ayetlerindeki meydan okumalarından gerekse de nüzul döneminde Arap dilinde otorite kabul edilen bazı Kureyşli müşriklerin itiraflarından da anlaşılacağı üzere, hem üslup hem de içerik bakımından o güne kadar alışılmış olandan tamamen farklı bir yapıda inmiştir.
Bu arada, Hz. Peygamber (s.a.v.) hayatta iken hem Kur'an'ın doğru anlaşılmasını sağlamış hem de getirdiği inanç ve hayat prensiplerinin örnek uygulayıcısı olmuştur. Bu sayede Müslümanlar, onu doğru anlayıp doğru yaşamada karşılaştıkları her problemi kolayca çözebilmişlerdir. Ancak Hz. Peygamberin vefat etmesi, yanı sıra Arap dışı unsurların Müslüman olmaya başlaması ve yabancı kültürlerle yaşanan yoğun temas, Kur'an'ın doğru anlaşılması için özel birtakım ilmî çabaların sarf edilmesi ihtiyacını ortaya koymuştur. İşte bu ihtiyacı karşılamak üzere yapılan çalışmalar, belli bir süre sonra müstakil bir İslamî ilim haline gelmiş ve "Tefsir İlmi" adını almıştır. Aynı zamanda bu ilim, doğrudan Kur'an merkezli olması sebebiyle, İslamî ilimlerin önemce başta geleni olarak kabul edilmiştir.
Tefsir ilmi çerçevesindeki çalışmalar, tarihi süreç içerisinde çeşitlilik arz etmeye ve buna bağlı olarak farklı isimlerle anılmaya başlamıştır. Buna göre öne çıkan başlıca çalışmalar şöyledir:
- Rivayet Tefsiri Çalışmaları
- Dirayet Tefsiri Çalışmaları
- Tasavvufî Tefsir Çalışmaları
Çalışmamızın konusu olan ünlü tasavvuf âlimi Abdulkerîm el-Kuşeyrî'ye ait "Letâifu'l-İşârât" adlı eser de tasavvufî tefsir çalışmalarının en önemli klasik örneklerinden biridir. Bu realiteden hareketle, Türkçe İslamî literatüre katkıda bulunmak, yanı sıra genelde tasavvuf ve tefsir alanlarına ilgi duyan okuyucu kitlesinin, özelde de tefsir alanında akademik çalışmalar yapan araştırmacıların istifadesine sunmak üzere, Çelik Yayınevi'nin önerisiyle eseri Arapça aslından Türkçeye çevirmeye karar verdik.
Bu arada okuyucunun, eseri daha bilinçli okumasını ve ondan daha fazla faydalanmasını sağlamak amacıyla, hem belli başlı bazı özellikleri hem de tercümede izlediğimiz yol hakkında gerekli olduğuna inandığımız hususlara yer vermek yararlı olacaktır:
Eserin Belli Başlı Bazı Biçim ve İçerik Özellikleri
- Eserde kullanılan dilin en önemli biçimsel özelliği, yoğun bir şekilde seci sanatına başvurulmuş olmasıdır. Bu özellik, müellifin Arap dili, belagati ve edebiyatı ile alanın kavramlarına olan hâkimiyetini ortaya koyması bakımından olumlu; seci kaygısıyla yer yer birtakım zorlamalara ve tekrarlara yol açması bakımından ise olumsuz değerlendirilebilir.
- Çok miktarda mecazlı ve teşbihli ifade ve terkipler kullanılmıştır. Bu, müellifin Arap dili belagatındaki derinliğini göstermekte, ancak söylediklerinin anlaşılmasını kısmen zorlaştırabilmektedir.
- Zaman zaman ayetlerin sözlük ve gramer izahlarına da yer verilmiştir.
- Çok miktarda eşanlamlı kelime kullanılmıştır. Müellif, bunu seci sanatı uğruna yapmak zorunda kalmıştır.
- Eserde en fazla kullanılan tasavvufî terimler; hak, şuhûd, müşahede, ru'yet, nefis, kalp, sır, latîfe, latâif, tarîk, edeb, abid, arif, zahid, muhib, mürid, irade, zahir, bâtın, marifet, mahabbet, ubûdiyet, rubûbiyet, safâ, mahv, sahv, fenâ, bekâ, kurb, vuslat, firak, istiklal, hicâb, nûr, ilhâm, fark, cem' ve keşif gibi lafız ve tabirlerdir.
- Ahkâm yönü olan ayetlerde önce fikhî izaha yer verildikten sonra işârî tefsirlerine geçilmiştir.
- Gerektiğinde ayetin ayede veya hadisle tefsiri de yapılmıştır.
- Çok sayıda şiir örneğine yer verilmiştir. Bunlar arasında kendisine ait bazı şiirler de bulunmaktadır.
- Az sayıda da olsa bazı ayetlerin tefsiri yapılmamış ve eserin Arapça aslında bunlara yer verilmemiştir.
- Münasebet düştükçe kelamî izahlar da yapılarak Ehl-i Sünnetin görüşleri ısrarla savunulmuştur.
- Bir ayetin hem ilmî hem de işârî tefsirine yer verileceği zaman önce tefsir âlimlerinin izahına değinildikten sonra işârî tefsirine geçilmiştir.
Ayrıca:
Bu eserde müellif, tefsir, fikıh, kelam ve edebiyat alanlarındaki geniş ilmî birikimini kullanarak tasavvufî kavramları ve ilham ya da sezgi merkezli işârî yorumları, önce tefsirini yapmakta olduğu ayetle, ardından varsa konuya uygun başka bir iki ayet veya hadisle, sonra da uygun bir şiirle temellendirmektedir. Öte yandan istihraçta bulunduğu tasavvufî kavramlar ve işârî yorumların gerek akait gerekse de fikıh prensipleri açısından, Ehl-i Sünnet çizgisine uygun olmasına özen göstermektedir. Bu sayede müellif, kendisinden önceki ve sonraki işârî tefsirlerin tenkide maruz kalan aşırılıklarından başarıyla korunabilmekte, onların düştüğü hatalara düşmemekte ve yorumlarını, değişik tabirlerle de olsa nefis tezkiyesi ve Allah'a kavuşup O'nu görmede yoğunlaştırmaktadır.
Nihayet bir kulun varabileceği manevî zirveyi, "Hakk'ı Hak ile görmek" şeklinde tanımlanan "şuhûd" kavramıyla ifade etmektedir. Bu arada müellif, çoğu zaman bir ayetin birden fazla yorumuna yer vermekte, ancak farklı yorumların sahiplerine ismen değinmemektedir. İsmen zikrettiği yegâne şahsiyet, bu eseri ortaya koymasında en büyük ilham kaynağı olan şeyhi Ebû Ali ed-Dakkâk'tır. Zira Kuşeyrî, şeyhiyle tanışmadan ve 434/1042 tamamladığı bu tefsirin telifinden önce 410/1019 yılında "et-Teysîrfl ilmi't-tefsîr" adıyla, ilmi esaslara uygun ve "et-Tefsîru'l-kebîr" olarak da bilinen klasik bir tefsir telif etmiştir.
Tercümede İzlenen Yol
Konuyla ilgilenenlerin malumu olduğu üzere tercüme çalışması, başarıyla gerçekleştirilmesi hayli zor olan işlerden biridir. Çevirisi yapılan eserin, yaklaşık on asırlık ve kendine has terminolojisi olan işârî bir tefsir olması, yanı sıra daha önce çevirisinin yapılmamış olması ise çalışmanın zorluğunu daha da artıra bir husustur. Bu nedenle, daha önceki tercüme deneyimlerimizden de yararlanarak söz konusu eseri Arapçadan Türkçeye çevirirken benimsediğimiz ve titizlikle uymaya çalıştığımız birinci ilke, aslını doğru anlamak ve Türkçeye doğru ve anlaşılır bir dille aktarmak olmuştur.
Buna ilave olarak gözetilen diğer bazı hususlar da şöyle sıralanabilir:
- Çeviride, eser üzerinde mastır ve doktora çalışması yapan Dr. İbrahîm Besyûnî'nin, bu çalışmalarının ürünü olan tahkikli, takdimli ve açıklayıcı dipnotlar içeren baskısı esas alınmıştır. Muhammed Ali Beydûn baskısı ise daha yeni olmasına rağmen, eserin aslıyla ilgili kayda değer bir özellik taşımadığından çalışmamızda dikkate alınmamıştır.
- Çeviride terimler hariç, aslın Arapça lafız ve ifade biçimlerine bağlılık değil, müellifin meramının doğru ve yeterli aktarımı esas alınmıştır.
- Müellifin tefsirde kullandığı başka ayetlerin sûre ve ayet numaralarına yer verilmiştir.
- Müellifin tefsirini yapmadığı ayetlerin mealine, ait oldukları suredeki numarası korunarak, yer verilmiştir.
- Eserde yer alan şiirlerin hemen hemen tamamı şiir üslubunda çevrilmiştir.
- Rastlanan az sayıdaki baskı hataları düzeltildikten sonra ilgili kelimelerin çevirisi yapılmıştır.
- Eserin Arapça aslında Besyûnî'nin, okunamadığını veya silik olduğunu söyleyip boş bıraktığı yerler, çeviride de boş bırakılmış ve (...) şeklinde gösterilmiştir.
- Müellifin, yaygın bir biçimde yer verdiği farklı yorumlar için kullandığı " >" tabirinin sözlük anlamı "denilir, deniliyor, denilmekte" olmakla birlikte, çeviride bu kelimelerin sık sık tekrar edilmesini önlemek ve bu yolla Türkçeye uygun akıcılık ve insicamı sağlamak amacıyla, bir farklı yorum için: "Bir yoruma göre de" denilmiş, iki farklı yorum için: "Bu konuda şu iki yorum da yapılmıştır", ikiden fazla farklı yorum içinse: "Bu konuda şu yorumlar da yapılmıştır" denildikten sonra yorumlar, önlerine tire konularak alt alta sıralanmıştır. " " tabiriyle dile getirilen farklı yaklaşımlar ise görüş veya iddia şeklinde aktarılmıştır.
Çevirinin kusursuz olduğu iddiasında olmadığımızı, aksine, yapılacak olan iyi niyetli ve yapıcı eleştirileri memnuniyet ve şükranla karşılayacağımızı belirtir, ilim ve irfan dünyasına katkı sağlamasını Allah'tan niyaz ederiz.
Prof. Dr. Mehmet YALAR
"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla."
Rabbim kolaylaştır, zorlaştırma!
Hamd Allah'a özgüdür. 0, velilerinin kalplerini irfanıyla açmış; O'nun yolunu arzulayanlar için hak yolu apaçık deliliyle aydınlatmış; hakkı gerçekleştirmek isteyene anlayış vermiş; Kur'an'ı seçkin kulu Muhammed'e hidayet, mu'cize ve açıklayıcı olarak indirmiş; âlimlerin kalplerine Kur'an bilgisi ve te'vilini emanet etmiş; onlara Kur'an kıssaları ve nüzulünün ilmini lütfetmiş; muhkem, müteşabih, nâsih, vaat ve uyarı ayetlerine iman etmeyi nasip kılmış; Kur'an'ın kapsamına aldığı güvence altındaki ince işaretlerini ve nurlarını iyice kavramaları için, seçkin kullarına sırlarının inceliklerini anlama yeteneğini bahşetmiştir. Böylece onlar, kendilerine özgü kılınan gaybın nurlarıyla, başkalarından gizli kalan hususlardan haberdar olmuş, sonra da dereceleri ve güçleri oranında konuşmuşlardır. Ve şanı yüce Allah, değerlerini artıran hususları onlara ilham etmektedir. Onlar da bununla O'nu konuşmakta, O'nun sırlarından söz etmekte, O'na işarette bulunmakta, O'nu açıklamaktadır. Yaptıklarının ve yapmadıklarının hepsinde hüküm O'nundur.
İmam Cemalu'l-İslâm Ebu'l-Kâsim el-Kuşeyri şöyle der:
Bu kitabımız marifet ehlinin dilinden Kur’an ın zor ulaşılan bazı işaretlerini ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Söz konusu işaretler; ya söylediklerinin anlamlarına ya da prensipleriyle ilgili meselelere ilişkindir. Biz bu kitapta okuyucuyu usandırma endişesiyle işaret sayısını az miktarda tutmaya özen gösterdik. Bunu, lütuf ve keremiyle sonumuzu hayırlı kılması için, Allah'tan nimetinin bereketlerini dileyerek, güçsüzlüğümüzü itiraf ederek, hata ve yanılgıdan korunmaya çalışarak, söz ve davranışın en doğrusunu gözeterek yaptık. Hicri 434 yılının ayları içerisinde bu kitaba başlamak nasip oldu. Tamamlanması ise Allah'a aittir.
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9786055457471 |
Marka | İlk Harf Yayınevi |
Stok Durumu | Bu ürün geçici olarak temin edilememektedir. |
9786055457471