Kitap Riyazüs Salihin Tercüme ve Şerhi
Yazar İmam Nevevi
Tercüme İhsan Özkes
Yayınevi Kahraman Yayınları
Kağıt - Cilt 1.Hamur - Ciltli, 6 cilt
Sayfa - Ebat 2.631 sayfa - 14x20 cm. Roman boy
Kahraman Yayınevi tarafından yayınlanan, İmam Nevevi nin yazdığı, Riyazüs Salihin Tercüme Şerhi adlı kitabı incelemektesiniz.
6 Cilt Riyazüs Salihin kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
YAYINLARKEN
Yılların getirdiği bir sessizlikten sonra müslümanlar arasında öze dönüş hareketi başlamıştır. Üzeri kasıtlı bir şekilde küllenen İslâmi kültür, uyanan müslümanlarla birlikte gerek hayatta gerekse yayın dünyasında kendini göstermeye başlamıştır.
Temel dini bilgileri dahi öğrenme şansını bulamayan bir nesilden sonra, onların da gayretleriyle, dinini öğrenmek şansını elde eden yeni bir nesil yetişmiştir. Bu nesil İslâm'ı temel kaynaklardan öğrenmeyi kendilerine şiar edinmiştir.
Bu yönde ülkemizde çok ciddi adımlar atılmış, Kur'an'ın anlaşılması yolunda birçok
meal ve tefsir kitapları yayınlanmıştır. Yine ikinci temel kaynak olan
Hadis üzerinde de çok ciddi çalışmalar yayınlanmıştır.
Bu
yayınlar içerisinde önemli bir yeri olan,
İmam Nevevî tarafından hazırlanmış
Riyâzüs Salihin adı altında bir
hadis kitabı vardır. Bu eser yayınlandığından bu yana çok büyük bir ilgi görmüş,
kitaplıklarımızda hak ettiği yere kavuşmuştur.
Yayınevimiz birçok
Arapça şerhlerinin olmasına rağmen
Türkçe şerhinin olmayışını dikkate alarak bu eseri
Türkçe tercüme ve şerhiyle siz muhterem okuyucularımıza kazandırmayı hedef edinmiştir.
Yoğun ilgi ve geniş bir kadro çalışmasıyla hazırlanan bu eser inşaallah
6 cilt olarak okuyucularımızın istifadesine sunulacaktır.
Yüce Allah'a bize böyle bir çalışmayı nasib ettiği için hamdeder, hatalarımızdan dolayı affını dileriz.
Eserde emeği geçenlere teşekkür eder, eserin İslâmî kültür oluşumuna katkıda bulunmasını Yüce Allah'tan temenni ederiz.
Kahraman Yayınevi
İhsan özkes (
İstanbul Merkez Vaizi )
1957'de Çorum'da doğdu. Ankara İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Bir müddet Çorum-Alaca ilçe merkezinde İmam-Hatip olarak görev yaptı.
İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü (gece böl.) tefsir-hadis bölümünden 1981'de birincilikle mezun oldu. Yüksek tahsil esnasında Beyoğlu Emin Camii Kur'an Kursu öğreticiliği yaptı.
Sinop-Gerze müftüsü iken yedek subay olarak askerlik görevini yapmak üzere bu görevinden ayrıldı.
Yozgat-Sorgun müftüsü olarak birkaç yıl hizmet veren yazarımız iki yıl müddetle Mısır'da el-Ezher Üniversitesi'nde hadis dalında çalışmalar yaptı. Mısır dönüşü Bolu-Akçakoca müftüsü olarak atandı.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde hadis ana bilim dalında mastır yaptı. Bu süre içinde Haseki Eğitim Merkezi ihtisas kursuna katıldı.
Evli ve beş çocuk babası olan
İhsan ÖZKES hocanın "Hadislerle Çocuk Eğitimi" isimli bir
tercüme eseri bulunmaktadır.
TERCÜME VE ŞERHEDENİN ÖNSÖZÜ
Allah'a hamd, Rasûlü'ne salât ve selâm olsun!
Riyaz'üs-Salihin, VIII. asırdan itibaren İslâm ülkelerinde hadis ile içice olanların daha yakından tanıdığı; sünnet tebliğcilerinin ellerinden ve dillerinden düşürmediği tanınmış bir eserdir.
Rasûlullah'ı (s.a) dolayısıyla İslâm'ı anlamak; şüphesiz Kur'an ve Sün-net'i en iyi şekilde bilmekle mümkündür. Arapçayı -ana dilleri olması sebebiyle-halkımızdan daha iyi bilen Arap âleminde bile Kur'an-ı Kerim tefsirlerinden ve hadis şerhlerinden müstağni olunmamıştır. Nitekim hicri 1. asırda tefsirler, III. asırda Garib'ul-Hadisler, IV. asırda da
hadis şerhleri yazılmaya başlanmıştır.
Riyâz'üs-Sâlihîn'in değişik asırlarda
arapça şerhlerinin yapılmış olması da bu değerlendirme çerçevesindedir.
Yüce milletimize bu muhteşem eserin tercümesini ve ilk türkçe şerhini yazmaktan bahtiyarım.
Bu
şerhi yaparken,
Riyâz'üs-Sâlihîn'in, Deffl'ül-Fâlihîn,
Nüzhet'ül-Muttakîn,
Menhel'ül-Vâridîn
adlı şerhlerinden büyük ölçüde istifâde ettim.
Ayrıca;
Sahih-i Buhârî şerhlerinden;
Feth'ul-Bârî,
Umdet'ul-Kârî,
İrşâd'us-Sârî,
Sahih-i Müslim şerhi Minhâc, Sünen-i Ebu Dâvud şerhi Avn'ul-Ma'bud, Sünen-i Tirmizî şerhi Tuhfet'ul-Ahvezî, Sünen-i Neseî şerhi Zehr'ur-Ruba ve Sünen-i îbn Mâce şerhi Misbâh'uz-Zücâce ile diğer kaynaklardan faydalandım.
"Hadis İlmi ve Tarihî Gelişimi" ile
"Hadis Usûlü" bölümlerinde, ilgili ilk dönemler ve sonraki dönemlerde yazılan, özellikle de Tahhân'ın
Teysîru Mustalah 'ıl-Hadis'inden yararlandım.
Bu eseri aziz milletimize sunan
Kahraman Yayınevi ‘ni kutlar, daha nice hayırlı hizmetlere öncülük etmesini dilerim.
Belirli bir zaman ve ölçüde yaptığım bu çalışmanın, İslâm'ın ikinci kaynağı Sünnet'in anlaşılmasına ve yaşanmasına vesîle olmasını Rabbim'den niyaz ederim.
İhsan ÖZKES
Ocak - 1991
İstanbul
HADİS İLMİ VE TARİHÎ GELİŞİMİ
I. HADİS VE ÖNEMİ
Hadis'in Lügat ve Istılah Mânâsı
Hadis lugavî olarak
"yeni" demek olduğu gibi
"haber vermek" anlamına da gelir. Bu anlamda
"haber" ve
"eser" kelimeleri de kullanılmaktadır.
Hadis, "..
Onun (Kur'an) gibi bir söz getirsinler..." (Tûr/34) ayetinde
söz ve
ayet anlamında,
"Musa'nın haberi sana ulaştı mı?" (Tâhâ/9) ayetinde de
haber anlamında kullanılmıştır.
Hadis ıstılahı mânâ olarak şöyle tarif edilmektedir: "
Hadis; söz, fiil, takrir, ahlâk ve fıtratıyla ilgili bir vasıf olarak Hz. Peygamber'e izafe edilen her şeydir".
Hadis'le eş anlamlı bir kelime olarak
"sünnet" terimi de kullanılmaktadır. Sünnet, lügatte mutlak olarak yol ve gidişat anlamlarına gelmektedir. Hadisçiler, hadiste olduğu gibi Hz. Peygamber'in ahlâk ve fıtratıyla ilgili vasıflarını da
"sünnet" kavramına dahil etmektedirler. Bu yüzden Sünnet'le Hadis'i birbirinin yerine kullanılan iki terim olarak kabul etmek mümkün olmaktadır.
Yukarıdaki tarife tekrar bakıldığında
'hadis' veya
'sünnet'
Denildiği zaman, kavlî, fiilî, takriri ve ahlâkî özelliklerin tümünün birden kastedildiği anlaşılır.
2 -
Kudsî Hadis
"Kudsî", "ilâhî" veya "rabbanî" diye nitelenen bir başka hadis çeşidi daha vardır ki, bunu da kısaca açıklamak faydalı olacaktır.
"Kudsî Hadis", Kur'an olmamak kaydıyla, Hz. Peygamber'in (s.a)
"Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur" diyerek, Allah'a nisbet etmek suretiyle bildirdiği sözlere denilmektedir. Bu, Kur'an ile hadis arasında bir mertebede olduğundan Kur'an hükmünde sayılmaz; zira sözler peygambere aittir. Ancak Hz. Peygamber
"Allah Teala buyurdu" diye bunun kendi beyanı olmadığım açıklamış ve
"hadis-i nebevi"den farklı olduğuna işaret etmiştir.
Kudsî hadisler genellikle Allah'ın büyüklüğünü, rahmetinin beyanını, hükümranlığının kudretini, ihsan ve ikramının bolluğunu konu edinirler. Hz. Peygamber'in hadislerinden bu yönden de ayrılırlar. Namazda okunmazlar, abdestsiz kendilerine dokunulabilir. Lafızları muciz değildir, mânâ olarak rivayet edilmeleri de caizdir.
3) İslâm Dini'nde Hadis'in Yeri
Mütahassıs âlimlerimiz,
sahîh hadisin bütün müslümanlara delil olduğu sonucuna vararak, mü'minlerin, Rasûl-i Ekrem'e (s.a) bağlanıp onun hükmüne boyun eğmelerim farz kılan ayetlerle bu görüşlerini desteklemişlerdir. Bu görüşün aksini kabul eden kimseye de
âlim sıfatını vermemişlerdir.
Derin ilmî araştırmaların bu doğru sonuca varması gayet tabiidir. Zira müminlerin Rasûlullah'a (s.a) itaat etmesini emreden ayet-i kerimelerin başka türlü yorumlanması mümkün değildir. Hz. Peygamber'e itaat da ancak onun sünnetine yapışmak, hadisleriyle amel etmek, dinî problemlerde ona başvurmak ve onu, dinin Kur'an-ı Kerim'den sonra gelen ikinci kaynağı olarak kabul etmekle mümkündür.
"Hz. Peygamber'in hadislerinin teşri' bakımından müstakil olduğunu Kur'an kabul ediyor mu?", "Eğer hadis Allah Kitabı'nın bir açıklaması veya kapalılığının anlatımı iset bu durumda Kur'an'la beraber hukukî kaynaklardan biri olarak kabul edilebilir mi?" gibi sorulara cevap verebilmek için sünnet-i seniyye ile amel etmenin vâcib olduğunu belirten belli-başlı ayetlere göz atmamız gerekecektir.
Abdurrahman b. Yezid, hac mevsiminde dikişli bir elbise ile ihrama girmiş bir kişiyi görür ve ona, elbiselerini çıkararak Rasûl-u Ekrem'in (s.a) giydiği şekilde ihrama bürünmesini tavsiye eder. O kişinin
"Bana elbisemi çıkarmamı emreden bir ayet oku bakalım!" demesi üzerine Abdurrahman ona verilecek en güzel cevabın;
"Peygamber size neyi getirdi ise onu alın, size neyi yasak etti ise ondan da uzak durun" (Haşr-7) ayetini okumak olduğunu görür.
Dikişli elbisenin çıkarılması Kur'an-ı Kerim'de açıkça belirtilmemiştir.