Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) 4 Kitap Bahar

Fiyat:
1.450,00 TL
İndirimli Fiyat (%46,9) :
770,00 TL
Kazancınız 680,00 TL
Havale / EFT:
746,90 TL
Aynı Gün Kargo
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) 4 Kitap Siyer-i Nebi

 AHMET CEMİL AKINCI

 Hz. Muhammed (s.a.v) - Siyer Bahar Yayınları

Sevgili Peygamberimiz serisinin yeni baskısı 4 kitaptan oluşmaktadır.

1. Cilt: Genel bilgiler, Hakkındaki Müjdeler, Peygamberimizin Dünyaya Gelişi, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Gençlik Yılları ve Beklenen İlahi Emir (Vahiy) konularını içermektedir.
2. Cilt: Beklenen İlahi Emir (Vahiy), Hicret, Hicretin 1. Yılı, hicretin 2. Yılı (Bedir Zaferi) ve Hicretin 3. Yılını (Uhud Savaşı) anlatmaktadır.
3. Cilt: Hicretin 4. Yılı (Gazveler), Hicretin 5. Yılı (Hendek Savaşı) ve Hicretin 6. Yılını (Davet Mektupları) anlatmaktadır.
4. Cilt: Hicretin 7. Yılı, Hicretin 8. Yılı (Mekke’nin Fethi), Hicretin 9. Yılı, Hicretin 10.ve 11. Yılı İlk 3 Ay (Veda Haccı - Vefatı) ile tamamlanmaktadır.

Yayınevimiz bu eserin yeni baskısını da Akıncı’nın diğer eserlerinde olduğu gibi, İslam tarihi uzmanları ve ilahiyatçı akademisyenlerden oluşan bir heyetin titiz incelemesiyle sunmaktadır. Peygamberimizin hayatını böylesine sürükleyici, heyecanlı ve çok geniş bir kitleye hitap edecek tarzda sunan bu eser akademik bir yardımla daha mükemmel bir hale gelmiştir.


Barkod                 9789754506792
Yayın Tarihi         2022-02-24
Yayın Dili              Türkçe
Orjinal Adı           Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) 4 Kitap Siyer-i Nebi
Baskı Sayısı          1.Baskı
Sayfa Sayısı         2240
Kapak                   Ciltsiz
Kağıt                     Kitap Kağıdı
Boyut                   135 x 210  cm


 
Bu kitap bir yanıyla, yirmi iki kitaplık bir seri halinde yayınladığımız "Kısas-ı Enbiya, Peygamberler Tarihi" seri­sinin bir devamı olsa da son peygamberin hayatı nere­deyse tüm peygamberler tarihi serisi kadar geniş, ayrı bir seri oluşturacak nitelikte olduğu için müstakil olarak ele alınmıştır.
Yayınevimiz bu eserin yeni baskısını da Akıncı'nın di­ğer eserlerinde olduğu gibi, çoğu İslam tarihi uzmanı ol­mak üzere İlahiyatçı akademisyenlerden oluşan bir heye­tin titiz incelemesiyle sunmaktadır. Bu heyet eser üzerin­deki bu inceleme ve edisyon çalışmasında, eserdeki tüm bilgi ve rivayetleri İslam tarihi kaynakları ışığında gözden geçirmiş ve gerekli düzenlemeleri yapmıştır. Peygamberi­mizin hayatını roman üslubu içinde, böylesine akıcı, sü­rükleyici, heyecanlı ve çok geniş bir kitleye hitap edecek tarzda sunan bu eserin akademik bir yardımla daha mü­kemmel bir hale gelmesi bizim açımızdan ayrı bir mutlu­luktur.
On beş ciltlik Sevgili Peygamberimiz serisinin ilk cildi "Genel Bilgiler" adını taşımakta olup tüm seri için bir baş­vuru kitabıdır. İkinci kitap, Hz. Peygamberin hakkındaki müjdeler, üçüncü kitap, Hz. Muhammed'in (sa) gençlik yılları, dördüncü ve beşinci kitaplar ise İslamiyetin Mekke dönemini konu edinmiştir. Sonraki her cilt Medine döne­minin bir yılını incelemektedir. Sonuncu cilt olan on be­şinci kitap ise hicretin onuncu ve on birinci yılını ele al­makta ve Hz. Peygamber'in hayatı bu şekilde tamamlan­maktadır.
'Peygamberler Tarihi' ve 'Sevgili Peygamberimiz' seri­lerinden sonra yayınevimiz yazarın tarihi ve dini diğer bazı romanlarını da yanına hazırlamaktadır.

  
    YAZARIN SUNUŞU VE ŞÜKRÜ

Hazreti Allah'a (cc) hamd ve senâ ederim. Şükrümü ifadeden âcizim.
Sevgili Peygamberimizin hayatını yazmaya başladığım zaman Hazreti Allah'tan bu yetmiş yaşını aşmış kuluna bir sene izin buyurması için yalvarmıştım. Hamdolsun ki, bunu lütfetti. Şimdi kalbim rahattır.
Eserlerimi yazarken ana düşüncem ve arzum yeni nes­le kolayca anlayacağı ve zevkle okuyacağı bilgiler vermek­ti. Her eserimde anlattığım gibi, yeni nesle ancak sıkılma­dan okuyabileceği eserler sayesinde milli, dini ve ahlaki değerler kazandırılabilir. Bu yüzden eserlerimi bir roman üslubu içerisinde ve şiirlerle süsleyerek yazdım.

Yine Yüce Allah'a binlerce şükürler olsun ki, bunda ancak O'nun emriyle muvaffak oldum. Esasen ben yeni bir şey yapmadım. Yüce Allah'ın (cc) tebliğ ettirdiği kita­bındaki yoldan yürüdüm. Onu örnek aldım.
Kur'an-ı Kerim okunduğu zaman görülecektir ki Cenab-ı Allah da kullarına emir ve yasaklarını bir şiir ha­vası içinde, zaman zaman da kıssalarla bildirmektedir.

O halde en uygun öğrenme usulü budur ve dâima da öyle olacaktır. Başta Hazreti Mevlânâ olmak üzere gelmiş, geçmiş nice velilerin eserleri incelenirse, aynı yoldan git­tikleri görülür.
Şuna da özellikle işaret etmek isterim: Yıllar hızla geç­mekte ve ilim adamlarının çalışmalarıyla gerek pozitif bi­limlerde yeni buluşlar yapılmakta; gerekse de sosyal bilim­ler ve ilahiyat alanında yeni yeni görüşler ve metotlar or­taya çıkmakta, belirli konulardaki fikirler daha da netleş­mektedir. Bu yeni imkânları takip eden yazarlar insanlığa çok faydalı olabilirler. O halde, hiç değilse her çeyrek yüz­yılda bir, başta Kur'an tercümeleri olmak üzere Siyer-i Nebiler, ilmihaller, tefsirler vb. sosyal ve pozitif bilimlerin yeni verilerine göre yeniden kaleme alınmalıdır.
Eserlerimde görülebilecek eksiklerin ve hatta hataların İslâm'a ihlasla bağlılık ve Ehl-i sünnet yolunda İslâm'a hizmet aşkına, bağışlanmasını dilerim.

Ahmet Cemil Akıncı
 
     ÖNSÖZ

Yüce Allah (cc), yarattığı mahlûkata, kendileri için tak­dir edilen hayatı devam ettirecek bütün donanımları bahşetmiştir.

Kendisinin de Kur'ân'da sık sık buyurduğu gibi, bu varlıklar O'nu daima dilleriyle yüceltirler; teşbih ve tenzih ederler. İnsan da O'nun yarattığı varlıklar içinde "eşref-i mahlûk" (En şerefli, en üstün yaratık) derecesinde bir yaratılışa sahiptir.
Yüce Allah onu, her türlü imkânlarla donatarak yeryü­züne göndermiştir. Bizzat Cenab-ı Allah, insanın dünyada halifesi olduğunu, kâinatta ne varsa onun emrine âmâde kıldığını ve istifadesine sunduğunu açıklamaktadır.
Ondan istediği sadece, sapıtmaması, şeytanla mücade­lede muzaffer olması ve emrettiği yoldan dışarıya çıkma­ması, kulluğunun sürekli olmasıdır.
Esasen emrettiği yoldan yürüyecek olan her insan, ge­çici dünya hayatını cennetteymişçesine yaşar. O yolun dışına çıkanlar ise, hayatlarını cehenneme çevirirler.
Allah Tealâ insanı neden bu derece üstün tutmuştur?

Elbette bunun cevabı bizim bilgimiz dışındadır. Lakin Kur'ân-ı Kerim'de zaman zaman rastladığımız açıklama­lardan anlıyoruz ki O, insanı pek çok sevmekte, üzerine titremekte ve kollamaktadır. Yeryüzü hayatında insanları 
birbirlerine emanet etmiştir.
Bunu insan göz önünde bulundurmuş mudur? Maale­sef tam olarak değil. Nitekim insanların büyük bir çoğun­luğu, Allah'ın en sevgili mahlûkuyla, yani bizzat kendi hemcinsiyle, devamlı mücadele etmiş ve kıyamete kadar da edecektir.
İnsanı sevmek büyük ve üstün bir meziyet iken, tam tersine onun kanını dâhi akıtmıştır.
Yeryüzünün geçiciliğini unutmuş, o hayata aldanmış, gerçek hayatı (ahireti) bir tarafa bırakmış, seraplar peşin­de koşmuştur. Nefsinin ihtiraslarından yakasını kurtaramamıştır.
Her gün ve her saatte, bu dünyadan göçüp gidenleri gördüğü halde, gerçeklerden yüz çevirmiş, nura ve aydın­lığa gözlerini kapamıştır.

Peygamberler tarihi serisinde, insanın ilk yaradılışından sonraki en az beş bin yıllık hayatı incelendi.
Bunları okuyan dikkatli bir göz görecektir ki, Yüce Al­lah, dünyayı onun yararına olacak bir şekilde yaratıp isti­fadesine sunmuş ve onun selameti için gerekli olan bütün tedbirleri almıştır.
Yeryüzünün neresinde olursa olsun, sayısını ancak kendisinin bildiği ve bazı rivayetlere göre sayıları iki yüz bini aşan peygamberleri göndererek, devamlı surette onu uyarmıştır.
İnsanların ise bu peygamberlere neler yaptıkları açıktır. Sözlerle, yazılı sahifelerle ve kitaplarla gelen peygamberler olmuş, pek çoğu onları yalanlamış; hatta bununla da kal­mayarak Allah katından getirdikleri kitapları bile çekin­meden tahrif etmişlerdir.
Hz. İsa'dan sonra altı yüz seneye yakın, vahyin ve pey­gamberlerin arkası kesilmiş, insanlar cahiliyenin en karan­lık ve koyu günlerini yaşamaya başlamış, böylelikle bütün insanlığa gönderilecek son büyük peygambere duyulan ihtiyaç had safhaya çıkmıştı. Bu durum, din adamlarının bilgisi dışında değildi.

Çünkü bir "Fetret Devri"nin olacağını, bunu takiben yalnız tek topluluğa değil, bütün insanlara, hatta cinlere, tek bir peygamberin geleceğini, rahmeti müjdeleyip azabı haber vereceğini, mükâfatta cenneti, günahta cehennemi göstereceğini biliyorlardı.
Peki din adamları bunu nereden biliyorlardı?
Biliyorlardı. Çünkü bu peygamber, Tevrat ve İncil'de sıfatlarıyla, ismiyle yazılıydı. Ayrıca Yüce Allah'ın has kul­larından bazılarının kalbine ilham edilmişti ve ediliyordu.
Bu gerçekleri bile değiştirmeye kalktılar. Fakat asla muvaffak olamadılar. Olamamaları insanlık için en büyük kazançtı.
Zuhuru her nesilde sabırsızlıkla beklenen peygamber, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'dı.

Ezelden beri Allah (cc) huzurunda var olan mübarek ruhu, Hz. İsa'dan (as) altı yüz seneye yakın bir zaman sonra, izin verilir verilmez Kâbe'ye indi.
Demek Cenab-ı Allah Kâbe'yi yeniden inşa eden Hz. İbrahim ile oğlu Hz. İsmail'in dualarını kabul buyurmuştu ki, onların soyundan bir bedene bu ruhu yerleştirdi ve o bedene son peygamberlik görevini verdi.
Kısacası, Kâbe'den Fışkıran Nur'du o. Çok şükür, Al­lah'ın O Habîbi'nin dünyada geçen hayatını yazma şere­fine nail oldum.

Bundan önce Dört Halife, Hz. Peygamberin Savaşları, Hz. Amine, Hz. Hatice, Hz. Fâtıma, Hz. Aişe, Hz. Hamza, Hz. Hâlid b. Velid, Hz. Bilâl-i Habeşî, Hz. Veysel Karânî, Hz. Eyyub Sultan Hazretleri eserlerini ve diğerlerini yaz­mıştım. İnanıyorum ki bu eserler, mü'min kardeşlerimin Kur'ân-ı Kerim ile hadisler ışığında, Sevgili Peygamberi­mizi ve bilhassa tebliğ etmeye memur kılındığı dini daha kolay anlayıp kavramalarına katkıda bulunacaktır.
Hz. Peygamberin hayatı ile ilgili bu eserin birinci kitabı, gerekli ve önemli bilgileri içeriyor. Bu kitapta, Sevgili Pey­gamberimizin özellikleri, başta Kur'ân-ı Kerim olmak üze­re, hadisler ve diğer güvenilir eserlerden çıkarılıp sunul­muş, okuyucuya başka kitaplar, lügatler karıştırtmayacak bilgiler verilmiştir.

İlk kitapta bunlar okunduktan sonra, diğerlerinde işle­necek "Peygamberimizin Hayatı" rahatlıkla, zevkle, du­raklamadan hürmetle okunur kanaatindeyim. Dolayısıyla okumada ve öğrenmede bir kopukluk olmaz inancında­yım.
Dine düşman olanlar daima zihinleri bulandırmak için, peygamberlerin hep çölden çıktığını ileri sürerler. Diğer topluluklara gelen peygamberleri bir tarafa atarlar.
Son peygamberin Kâbe'den bir nur halinde fışkırması­nı hafife alırlar ve neden oradan çıktı demek isterler. Bü­tün bunlar yoruma gerek kalmayacak bir şekilde sebeple­riyle eserde izah edilmiştir.
Bu eserimin de bütün insanlığa hayırlı olmasını Yüce Allah'tan (cc) niyaz ederim.

Ahmet Cemil Akıncı

 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9789754506792
MarkaBahar Yayınları
Stok DurumuVar
9789754506792
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.