Kitap Tenbihül Gafilin, Gafillere Nasihatler
Yazar Ebülleys Semerkandî
Yayınevi Semerkand Yayıncılık
Tercüme Hüseyin Okur
Kağıt - Cilt 2.Hamur - Ciltli, 2 cilt takım
Sayfa - Ebat 1.024 sayfa - 17x24 cm
Ebülleys Semerkandî nin Tenbihül Gafilin Gafillere Nasihatler kitabı nı incelemektesiniz.
Semerkand yayınları Semerkand yayınları Tenbihül Gafilin Gafillere Nasihatler hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
YAYINEVİNİN ÖNSÖZÜ
Yayınevimiz çeşitli alanlara dair eserlerle siz değerli okurlarımıza hizmet vermektedir. Bu eserler arasında tasavvuf klasikleri çok önemli bir yere sahiptir. Tasavvufî eserlere en mütevazı kütüphanelerde bile rastlamak mümkündür. Hemen her evde en az bir tasavvuf klasiği vardır. İhya, Müzekkin Nüfûs, Reşehât... Biz de bu eserlerin bir kısmını yayınladık, bir kısmını da hazırlıyoruz. Bu başucu kitaplarının asıllarına sadık kalınması, doğru tercüme edilmesi, akıcı bir dille sunulması başlıca vazifelerimizdir. Ayrıca dipnot ve indeks çalışmaları da büyük bir titizlikle yürütülmektedir.
Klasik eserler, geneli itibariyle her meşrep ve kabiliyete hitap edebilen olağanüstü bir güzelliğe sahiptir. Ancak pek tabiidir ki, bu gibi eserlerin farklı meşrep ve kabiliyetlere hitap eden yönleri de vardır ve olmalıdır da. Ayrıca klasik eserler, kaleme alındıkları devrin zihniyetini, o devrin en çok ihtiyaç duyulan konularını, müellifin meşrebini, mezhebini, içtihatlarını ve kişilik farklılıklarını hatta bazen devrin sosyal ve siyasi meselelerini de yansıtır. Dolayısıyla tasavvufî eserlerin her biri, farklı bir tasavvufî anlayışın ürünüdür. Birinde olan usul diğerinde olmayabilir.
O bakımdan siz kıymetli okuyucularımız kitapta her gördüğü meseleyle amel etmemeli, kendi meslek ve meşrebine uygun olan konuları almalı, aykırı konulara da itiraz etmemelidir. Unutmamalıdır ki, o kitabı kaleme alan zat sıradan bir zat değildir. Ya bir velî ya da âlim bir zattır. Fıkıhta olduğu gibi tasavvufta da ilim sahiplerinin farklı içtihatlarının olması gayet tabiidir. Bu tür konularda her ne kadar bizler yer yer dipnotlarla okuyucularımızı uyarmaya çalışsak da yeterli olmayabilir. Okuyucularımız Semerkand Yayınevi'nin çıkardığı her kitabı okuyup istifade etmeli, ama kendi meşrebine ait özel konulan meşrepleriyle ilgili eserlerden öğrenmelidir.
Elinizdeki eserin sahih ilim, salih amel ve ihlâsa vesile olmasını diler, maddi-manevi katkısıyla ilmi neşreden bütün kutlu insanlara, emeği geçenlere, okuyuculara Hak Teâlâ hazretlerinin rızasını talep ederiz.
GİRİŞ
MAVERAÜNNEHR'İN FETHİ ve ÖZETLE 8. ASIRDAN 10. ASRA KADAR BÖLGENİN SOSYAL VE SİYASAL DURUMU
Ebü'l-Leys Semerkandî'nin (v. 373) yaşadığı coğrafyanın bütünüyle İslâmlaşması ve Müslümanların hakimiyetine girmesi, Emeviler'in son Horasan valisi Nasr b. Seyyar zamanındadır ve fethin tamamlanması 750'li yıllara kadar uzanır.
İslâm orduları Hazret-i Ömer'in hilafetinde doğuya ilerlediler, bu bölgede çok uzun asırlardan beri hüküm süren Sasaniler ile karşılaştılar. Müslümanların Kadisiyye (14/635) ve Nihavend (21/642) zaferleri, İslâm'ın doğuya doğru açılmasının ilk merhaleleri ve giriş kapılarıdır. Hazreti Osman devrinde ise Belh, Herat ve Merv gibi büyük şehirleri fethedilerek Horasan bölgesinin İslâm ülkesine ilhakı tamamlanmış ve sınır Maveraünnehir'i güneyden çevreleyerek Aral gölüne dökülen Ceyhun nehrine dayanmıştı. İleri harekat Emeviler devrinde, Ceyhun'un ötesinde devam etmiş gerçekleşen yoğun fetih hareketleri sonucu bölgenin önemli şehirleri Buhara ve Semerkand fethedilerek Maveraünnehir'de İslâm'ın hakimiyeti tesis edilmişti.
Maveraünnehr'in fethi, İslam aydınlanmasının menşei olması bakımından da önemlidir. Bölgenin daru'l-İslam kimliği kazanmasını takip eden ilk iki asırda, Farabi, Musa b. Muhammed Harezmi, Birûnî, İbn Sinâ, Buhârî, Tirmizi, Dârimî, Maturidi, Dahhak b. Müzahim, Ebû'l-Leys es-Semerkandî, gibi zirve alimleri yetiştirmesi, fethedilen diğer yerlerde görülmeyen bir bereketliliktir. Bu bereketlilik 9. ve 10 asırlardan sonra da devam etti ve Samaniler devrinde; İslâm dünyasının kültür merkezleri olan Şam, Bağdat, Endülüs gibi yerlerle boy ölçüşebilen Maveraünnehir, zamanın ünlü âlimlerinden Ebü'l-Hasan Harkanî, Ebu Ali Farmedî,
Yusuf-i Hemedanî, Abdülhalık Guncdüvanî, Arif-i Rivegerî, Ali Ramitenî, Muhammed Baba Semmasî, Seyyid Emir Külal, Behaeddin-i Buharî, Alaüddin-i Attar,Yakub-ı Çerhî, Ubeydullah Ahrar, Muhammed Zahid, Derviş Muhammed [kaddese esrarehum] gibi ulema ve ariflerin yetiştiği bir bölge olmuştu. İlim ve irfan kaynağı bu şahıslar, birtaraftan ilmî çalışmalarla uğraşırken diğer taraftan insanların önünde, onları doğru yola iletecek manevi rehberlik görevi de yapıyorlardı. Bölgede kurulan medreselerde binlerce talebe yetiştiren bu âlimler, yazdıkları ciltler dolusu eserle de Buhara, Semerkand ve Taşkent'in kütüphanelerini doldurmuşlardı.
Miladî 10. asırda Seyhun'un kuzeyindeki Türk devleti Karahanlılar, İslâm'ı kabul etti. Sâmânî Devleti'nin yıkılmasından sonra İslam dini, Karahanlıların eliyle doğuda yeni bir çıkış yaptı. İslam dininin Türkler arasında yayılmasında Karahanlı Devleti'nin büyük önemi bulunmaktadır. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm, ilk defa bu devlet döneminde Türk diline tercüme edilmiştir. Karahanlılar, insanları Allah'a davette hikmet ve güzel öğüt yöntemini benimsemişlerdir. Hiç bir kimseyi, İslam'a girmesi konusunda zor kullanmamışlardır. Böylelikle davet ettikleri dinin hoşgörüsünü, onlara büyük oranda vermişlerdir. Bunun sonucunda komşu bölgelerdeki Türk kabileleri, İslam'a girme hususunda birbirleriyle yarışmışlardır. Karahanlılar dönemlerinde bölgenin en meşhur medreselerini kurmuşlardır. Bunlar arasında Semerkand'ın en meşhur medreselerinden Kuşem b. el-Abbas, Re'sü Sikketi Umur, Dârü'l-Cüzcâniyye, Sikketü'l-Bâdin, Re'sü Sikketi Iclân gibi medreseleri sayabiliriz.[1]
Ceyhun'un güneyinde Müslüman bir Türk devleti olan Gazneli-ler, tarih sahnesine çıktı. Bu dönemde, Abbasiler Maveraünnehir'i, Sasaniler'den gelen ve kendilerine tabi bir devlet olan Samanilere bırakmışlardı. Güneyde Gazneliler, Abbasi halifesini tanımadıklarını ilan ederek Samani idaresine saldırdılar. Bunun üzerine Karahanlılar güneye inerek Samani hanedanına son verdiler ve Gazneliler'le Ceyhun nehri arada sınır olmak üzere anlaştılar. Bu sıralarda Oğuzların Kınık boyu, Selçuk Bey'in idaresi altında batıya doğru akmaya başladı. Seyhun ve Ceyhun nehirlerini geçerek önce Maveraünnehir'e, oradan Horasan'a oradan da İran'ın kuzeyine girdi. Bir kısım kafileler buralarda yerleşti. Bir kısmı da batıya doğru yola devam etti. Karahanlılar, bu büyük göçe olumlu ve yumuşak davrandılar, ancak Gazneliler'in tavrı sert oldu.
MÜELLİFİN ÖNSÖZÜ
Bize hidayet eden, son peygamberini bize göndererek bizi diğer ümmetlerden üstün kılan Allah'a hamdolsun. İstenilen her şey O'nun rızasından, O'nun hazinelerinden istenir. Rabbimiz bizleri nimetlerini bilip şükredenlerden eylesin.
Salât ve selam, O'nun seçilmiş elçisi, Efendimiz Muhammed Mustafa'ya, onun temiz, pak aline, aile halkına, ashabına ve tüm zürriyetine olsun.
Fakih zahid, alim, fazıl, Nasr b. Muhammed b. İbrahim Semerkandî [rahmetullahi aleyhim] der ki:
Allah'ın kendilerine manevi rızık ihsan ettiği kimselerin, edeplerde marifet sahibi olmaya, ilimlerden haz almaya, hikmet ve vaazlara ibret nazarıyla bakmaya çabaladıklarını, salihlerin yolunda yürümeye gayret gösterdiklerini ve yine bu kutlu yolda ilerleyen abidlerin, salihlerin, zahidlerin, Allah Teâlâ'nın rızasını arama yolunda, Kur'an'ın hükümleriyle ve sünnet-i seniyyede geçtiği gibi amel ettiklerini gördüm Kur'an-ı Kerîm'de de buyrulduğu üzere, "(Resulüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır" (Nahi 16/125).
Abdullah b. Mesud [radıyallahu anh] diyor ki: "Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] bize bıkkınlık gelmesinden endişe ederek muayyen günlerdeki yaptığı konuşmalardan dolayı bizim durumumuzu yoklar ona göre ayarlardı."[2]
Bu sebeplerden dolayı, ben de bu kitabımda, okuyanlar için şifa olacak vaaz ve hikmetleri bir araya getirdim. Bu kitabı okuyan kişiden, ilk olarak bundan kendisine dersler ve ibretler çıkarmasını sonra başkalarına rehber olması yolunda vasiyette bulunuyorum. Çünkü Allah Teâlâ'nın Kitab'ı ve Resûlü'nün [saiiaiiahu aleyhi veseiiem] sünneti bize bu hususta tamamen böyle emir buyurmuştur. Allah [celle celâluhû] Kur'ân-ı Kerîm'de, "Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe hâlis kullar olunuz" (Âi-i imrân 3/79) buyurmaktadır. Bazı müfessirler bu ayet-i kerimenin manasını, "İnsanlara Kur'an'ı öğrettiğiniz gibi siz de onunla amel edenlerden olunuz" şeklinde tefsir etmişlerdir.
Yine Rabbimiz bir ayet-i kerimede, "Allah'tan hakkıyla ancak alimler korkar" (Fâtır 35/28) buyurmuştur. Yine Allah [ceiie celâluhû] bir başka ayet-i kerimede Efendimiz'e [aleyhissalatü vesselam], "Ey bürünüp sarınan (Resulüm)! Kalk, ve (insanları) uyar" (Müddessir74/ı-2) buyurmuştur.
Bir diğer ayet-i kerimede de, "Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir" (Zâriyât 51/55) denilmektedir.
Rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resûlullah Efendimiz [saiiaiiahu aleyhi veseiiem], "Bir saatlik tefekkür bir senelik nafile ibadetten hayırlıdır" [3] buyurmuştur.
Vaaz ve hikmetlerden ve selef-i salihinin güzide yaşantılarından yüz çeviren kişi, kendisini mutlaka şu iki haslet içinde bulur: Ya çok az bir amelle yetinir ve kendisini hayırda yarışanlar zümresinden zanneder ya da bir takım amel ve ibadetlerde bulunur ve bunları kendi gözünde büyüttükçe büyütür, yaptıklarıyla kendini başkalarından üstün görmeye başlar. Böylece bütün çabası boşa gider, amelleri heba olur. Fakat kişi, vaaz ve hikmetlere ve de selef-i salihinin hayatlarına bakıp amel etmeye başladığında, ibadet ve taate karşı hırsı daha da artar, kendi kusurlarını görür ve ona göre hareket eder, tedbirini alır.
En güzel, en saf amelleri işleyebilme yolunda, Allah Teâlâ'dan bizleri muvaffak kılmasını, bereketinin ve ihsanının en büyüğünü istiyoruz. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. (
Ebü’l-Leys Semerkandî Tenbihül Gafilin Gafillere Nasihatler, Semerkant Yayıncılık, Semerkand Yayınları, Ebülleys Semerkandî, Hüseyin Okur, tasavvuf kitapları, pozitif dağıtım, ebulleys semerkandi tenbihul gafilin gafillere nasihatler, tenbihul gafilin kitabı )
1.CİLT İÇİNDEKİLER
Yayınevinin Önsözü
Giriş
Maveraünnehr'in Fethi ve Özetle 8. Asırdan 10. Asra
Kadar Bölgenin Sosyal ve Siyasal Durumu
Ebû'l-Leys Semerkandî ve Eserleri
Ebü'l-Leys Semerkandî ve Eserleri
Hakkında Yapılan Çalışmalar
Eser Ve Tercümede Takip Edilen Metot
Müellifin Önsözü
Tenbîhü'l-Gâfilîn
İhlâsile Amel Etmek
Ölüm Korkusu Ve Ölümün Şiddeti
Kabir Azabı
Kıyametin Dehşetli Halleri
Cehennemin Ve Cehennem Ehlinin Özellikleri
Cennetin Ve Cennet Ehlinin Özellikleri
Allah'ın Rahmetini Ummak
İyiliği Emretmek Kötülükten Sakındırmak
Tövbe
Nasuh Tövbesi
Anne Baba Haklarına Riayet Etmek
Evladın Anne Babadaki Hakları
Akrabalara Karşı Sorumluluklar
Komşu Hakkı
İçkinin Haram Oluşu Ve Zararları
Yalan Söylemekten Sakınmak
Gıybet
Söz Taşıma
Haset
Kibir
Karaborsacılık Stokçuluk
Çok Gülmenin Zararları
Öfkeye Hâkim Olmak
Dili Muhafaza Etmek
İhtiraslar Ve Ardı Arkası Kesilmeyen Emeller
Fakirliğin Ve Fakirlerin Fazileti
Dünyaya Aldanmamak
Bela Ve Sıkıntılara Sabretmek
Musibetlere Karşı Sabır Göstermek
Abdestin Fazileti
Beş Vakit Namaz
Ezan Ve Kametin Faziletleri
Temizliğin Önemi
Cuma Gününün Fazileti
Mescidlere Hürmet
Sadaka Vermenin Fazileti
Sadaka İnsanı Korur
Ramazan Ayının Fazileti
Zilhiccenin İlk On Günü
Aşure Gününün Fazileti
Nafile Oruçlar Ve Faziletleri
2.Cilt İçindekiler
Ailenin Geçimi İçin Çalışmak
Emir Altındakilerle İlişkiler
Yetimleri Gözetmek
Zina
Faiz
Günahlardan Sakınmak
Zulümden Sakınmak
Şefkat Ve Merhamet
Allah Korkusu
Allah Teâlâ'yı Zikretmek
Dua
Tesbihatlar
Resûlullah'a Salâtü Selâm Getirmek
Kelime-İ Tevhidin Fazileti
Kur'ân-I Kerîm Okumanın Fazileti
İlim Öğrenmek
İlim İle Amel Etmek
İlim Meclislerinin Fazileti
Şükretmek
Maişet İçin Çalışmanın Fazileti
Ticarette Haramlardan Sakınmak
Yoksulları Doyurmak Ve Güzel Ahlâk Sahibi Olmak
Tevekkül
Vera
Edep Ve Haya
Niyet Ve Amel
Ucub: Kendini Ve Amellerini Beğenme
Haccın Faziletleri
Gaza Ve Cihadın Fazileti
Nöbet Tutmak
Atıcılık Ve Binicilik Öğrenmenin Fazileti
Gazanın Edepleri
Ümmet-İ Muhammed'in Fazileti
Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakları
Kadının Kocasının Üzerindeki Hakları
İki Kişinin Arasını Düzeltmek
Devlet Adamlarıyla İlişkiler
Hastalığın Fazileti Ve Hasta Ziyaretinin Önemi
Nafile Namazların Fazileti
Namazda Huşu (Allah Korkusu)
Dualar Ve Teşbihler
İnsanlara Karşı Nazik Olmak
Sünnet-İ Seniyye İle Amel Etmek
Ahiret Hayatı
Yeni Bir Güne Başlarken
Tefekkür
Kıyametin Alametleri
Ebû Zer Gıfârî'ye Nispet Edilen Hadis-İ Şerifler
İbadetlerde Gayret Göstermek
Şeytanın Düşmanlığı Ve Onun Hilelerini Tanımak
Rıza
Öğütler
Hikâyeler
Semerkant Yayınları Tenbihül Gafilin Gafillere Nasihatler kitabı nı incele diniz.
[1] Dr. Ali b. Salih el-Müheymid, Karahanlılar ve islam'ın Yayılmasındaki Katkıları, (Çeviri: Yrd. Doç. Dr. Ali Aksu, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fak.)
[2] Buhârî, İlim, 27; Müslim, Sıfatu'l-Kıyâme, 17.
[3] Beyhaki, Şuabu'l-İmân, nr. 118; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, nr. 35728.