Kitap Zadul Mesir Fi İlmit Tefsir Kuranı Kerim Tefsiri
Yazar İbn Muhammed Cevzi
Tercüme Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk
Yayınevi Kahraman yayınları
Kağıt - Cilt Sarı Şamua - Lüks Kalın Cilt, 6 cilt set
Sayfa - Ebat 3.600 sayfa - 17x24 cm.
Kahraman Yayınevi, Zadul Mesir Kuranı Kerim tefsiri kitabını incelemektesiniz.
Zadul Mesir Kuran tefsiri hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
YAYINEVİNİN TAKDİMİ
Bismillahirrahmanirrahim
İnsanın tarihi boyunca var olan hak-batıl mücadelesinde, müslümanlara rehberlik eden temel kaynaklar
Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin sünnetidir. 1970'li yıllardan beri faaliyet gösteren
yayınevimiz bu kaynaklar ekseninde birçok eseri kütüphanelerimize kazandırmıştır: Sünen-i İbn-i Mace, Siret-i İbn-i Hişam, El-Hidaye, İslam Tarihi, Orjinal İbn-i Kesir Tefsiri'nin yanısıra onlarca Arapça eser, Elmalılı Meali, Satır Arası Kur'an-ı Kerim Meali, islam Hukuk Tarihi, El-Hediyyetü'l Alaiyye, Sıfatu's-safve, Telbisu İblis....
Hayatı ve şahsiyeti hakkında gerekli bilgileri, bu sayfanın akabinde bulabileceğiniz, mümtaz alim
İbn'ül Cevzi'nin bu
tefsir çalışmasını
okunma kolaylığı ve genel okuyucunun azami istifade elde etmesi gayesiyle
Kuran-ı Kerim metni dışında
Arapça ibarelere ve farklı karakterlerde yazı şekillerine yer vermeden, değerli hocamız Doç.
Dr.Abdulvehhab Öztürk'ün akıcı ve anlaşılır Türkçesiyle yayınlıyoruz. Bu vesileyle kendisine ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük
Tefsir Tarihi eserinde bu
tefsiri şöyle takdim etmektedir: ' "...
el-Cevzi,
Kur'an'ın ruhuna aşina, mütefekkir bir
müfessir olduğundan
Zadul Mesir unvanlı tefsirini alimane, beliğane, mürşidane bir tarzda yazmıştır. Bu
tefsirinde meani ve beyan ilimlerine çok itina göstermiş, bu iki ilim olmaksızın Kur'an-ı Azimuşşan'ın bihakkın
tefsir edilemeyeceğini Cahız'dan naklen beyan etmiş..."
Çalışma bizden, tevfik Allah Teala'dandır.
Kahraman Yayınları
İMAM EBUL FEREC CEMALÜDDİN ABDURRAHMAN ALİ İBN MUHAMMED CEVZİ
İbnül Cevzi, Hicri 510 yılında Bağdat'ta doğmuştur. Bazı alimler doğum tarihinin Hicri 508 olduğunu söylerler. Soyu Ebü Bekr es-Sıddık'a dayanmaktadır. Ondokuzuncu göbekten torunudur. Babası dahil atalarının yukarıya doğru adları şöyledir: Ali, Muhammed, Ali, Ubeydullah, Abdullah, Hummadi, Ahmed, Muhammed, Cafer, Abdullah, Kasım, Nadr, Kasım, Muhammed, Abdullah, Abdurrahman, Kasım, Muhammed, Hz. Ebubekir (ra). Ceddinden
Cafer el-Cevzi'ye ait
El Cevzi nisbetinden dolayı ( Vasıt’ta sadece bu zatın bahçesinde bir
ceviz ağacı bulunurmuş ),
İbni Cevzi diye meşhur olmuştur. Lakabı Cemaleddindir. Küçük yaşlarda dönemin büyük alimlerinin yanına girmiş, onların himayesinde yetişmiştir. Ebu'l-Kasım b. el-Hüseyin, Ali bin Abdulvahid ed-Dineveri, Ebu Abdullah el-Bari', Ebu Galib Muhammed el-Hasen el-Maverdi gibi dönemin meşhur ilim ve irfan erbabından, seksen civarında şahsiyetten istifade etmiştir.
Yine kendisinden sonra gelen birçok alim de onun tarafından yetiştirilmiştir. Birkaç medresede ders vermenin yanında,
İbnul Cevzi halka vaaz ve nasihatlerde bulunurdu. Vaazlarını halktan pekçok kimse dinlediği dönemin yönetici ve önde gelen şahsiyetleri, alimleri bu ilim ziyafetini kaçırmazdı. Abid, zahid, latif, dengeli ve tatlı konuşan;
tefsir, hadis ve tarih konusunda ihtisaslı, ayrıca birçok ilimle mücehhez bulunan
Cevzi, üç yüz üzerinde telifatta bulunmuştur.
Hanbeli mezhebine mensup olmasına rağmen bu şahsiyet, esasen bütün İslam mezheplerini kucaklayan bir inanç ve uygulama ile islam içtihad kurumunun evrenselliğini, saygınlığını ve dokunulmazlığını çok güzel şekilde korumaya çalışmış ve canlı tutmuştur.
Hayatının tümünü gerçekleri yakalamak, doğruları tespit etmek ve yanlışları düzeltmekle geçirmiş olan bu değerli islam alimi, ümmetin çöküş trendine hızla girdiği bir dönemde yaşamıştır. Cesareti, güçlü iman ve samimiyeti sayesinde sözünü kimseden esirgememiş, bid'atçılara, hurafecilere, sapıklara ve İslam düşmanlarına karşı yoğun bir savaş vermiştir. Ömrünün son dönemlerinde Vezir
ibnül-Kassab'ın hışmına uğramış, ev hapsine tabi tutulmuş ve Vasıta sürgün edilmiştir. Hicri 597 yılında Bağdat'ta vefat etmiş ve Babu'l-Harb mezarlığına defnedilmiştir.
Eserlerinden bazıları:
Adabü'l-Hasan el-Basri ve Ziihdühü ve Mevaizuhu, Ahbarü'l-Hamka vel-Mugaffelin, Ahbarü'z-Ziraf ve'l-Mütemacinin, Ahkamü'n-Nisa, Bustanül-Vaizin ve Riyazi's-Samiin, Camiü'l-Mesanid, Def'u Şübehi't-Teşbih bi-Ekeffi't-Tenzih, Ed-Duafa ve'l-Metrukin, El- Birr vers-Sıla, El-Ezkiya, El-Ilelüll-Mütenahiye fi'l-Ehadisi'l-Vahiye, El-Muğni fit-Tefsir, El-Muntazam fi Tarihil-Müluk Omem, El-Miidhiş, El-Vefa bi-Ahvali'l-Mustafa, Et-Tahkik fi Ehadisi'l-Hilaf, Et-Tahkik fi Mesaili'l-Hilaf ve Maahu Tenkihü't-tahkik, Et-Tebsıra, Fedailül-Kuds, FünunütEfnan fi Uyuni Ulumi'l-Kur' an, Garibü'l-Hadis, Ihbarı' Ehli'r-Rusuh fi'l-Fıkh ve't-Tandis bi Mikdari'l-Mensuh minel hadis, Plamül-Alem Baide Rusuhihi bi-Hakaiki Nasihi'l-Hadis ve Mensuhihi, Keşfü'l-Müşkil min Hadisi's-Sahihayn, Keşfü'n-Nikab ani'l-Esma ve'l-Elkab, ve'd-Diyanat, Kitabü'l-Hadaik fi velz-Zühdiyyat, Kitabill-Mevduat mine'l-Ehadisi'l-Merfuat, Menakıbu Emiri'-Mü'minin Ömer b. el-Hattab, Menakıbu Ma'rufi'l-Kerlıi ve Ahbuh, Menakıbüll-Imam Ahmed b. Hanbel, Merafıküll-Mevafık fi'l-Va'z ve Yelihi Ruusül-Kavarir, Müsirül-Azmi's-Sakin ila Eşrefi'l-Emakin, Nevasihü'l-Kur' an, Nüzhetü'l-Ayüni'n-Nevazır fi ve'n-Nezair, Saydü'l-Hatır, Sıfatü's-Safve, Silsiletu Haza Muhammed, Tarihu Beyti'l-Makdis, Ta'zimü'l-Fütya, Telbisu iblis, Telkihu Fuhumi Ehli'l-Eser fi Uyuni't-Tarih ve's-Siyer, Tenbilıti'n-Naimil-Gamr ala Mevasimi'l-Ömr, Tezldretu Ma'rifetil-Kebair, Tezkiretü'l-Erib fi Tefsir' il Garib, Uyunü'l-Hikayat, Zadü'l-Mesir fi İlmi't-Tefsir, Zemmü'l-heva ( zadul mesir tefsiri kitap , zadul mesir , kahraman yayınları , 6 cilt zadul mesir tefsir , zadul mesir tefsiri fiyatı , tercümesi , zadul mesir tefsiri , ibnul cevzi tefsir
)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd o Allah'a mahsustur ki bizi Kur'an-ı Kerim'le bütün ümmetlere karşı şereflendirdi, bizi hikmetlere muvaffak kılmakla doğru şeylere davet etti ve nefislerimizi onun sayesinde vaat ve tehditler arasında doğrulttu ve onu (Kur'an-ı Kerim'i) cahillerin değiştirmesinden ve inatçıların bozmasından korudu. Batıl ona ne önünden ne de arkasından gelebilir, o övgüye layık himmet sahibi Allah tarafından indirilmiştir. Bizi hamde muvaffak kıldığı için O'na hamd eder, tevhidi gerçekleştirdiği için O'na şükrederim. Şahadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, birdir, ortağı yoktur. Bu şahitliğin azığı ebediyete kadar kalacaktır. Yine şahadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve Resul'üdür, onu yakına ve uzağa göndermiştir. Bütün mahlukat için müjdeci ve uyarıcıdır, kainatı aydınlatan kandilidir. Ona kendi lütfünden çok hayır bağışlamış ve onu bir büyük olarak herkesin önüne geçirmiştir. Ona kendi cinsi içinde bir benzer kılmamıştır. Saygı ve hürmet icabı ismi ile çağırmayı men etmiştir. Ona öyle bir kelam indirmiştir ki doğru söylediğini şu sözü ile meydan okuyarak ispat etmiş ve şöyle demiştir: "De ki: Eğer insanlar ve cinler bu
Kur'an'ın benzerini meydana getirmek için toplansalar, birbirlerine yardımcı da olsalar bunu meydana getiremezler." (İsra: 88) Allah; ona, âline, ashabına, tabilerine, zevcelerine ve taraftarlarına salat ve selam etsin, çok çok da selam etsin. ZADÜL-MESİR Fİ İLMİT-TEFSİR 6 CİLT ŞAMUA ABDURRAHMAN İBNÜ´L CEVZİ
Kur'an-ı Kerim ilimlerin en şereflisi olduğu için manalarını anlamak da anlayışların en mükemmeli olmuştur. Çünkü ilmin şerefi konusunun şerefi iledir. Ben
tefsir kitaplarına baktım; onların kimisini öyle büyük gördüm ki onları ezberlemek mümkün değildir, kimilerini de öyle küçük gördüm ki maksadı ifa etmez. Orta halli olanların da faydası azdır, düzensizdir. Çoğu zaman müşküller ihmal edilmiş garip olmayan kelimeler izah edilmiştir. Ben de içine bol ilimler koyarak bu
muhtasar tefsiri ortaya koydum, ona:
Zadül Mesir fi ilmit tefsir adını verdim. Onu gayet kısa tuttum, artık sen de onu anlamak için uğraş, onu ezberlemek için Allah seni muvaffak kılsın. Allah bunu gerçekleştirmek için yardımcıdır, tevfıkini hiçbir zaman eksik etmez.
TEFSiR İLMiNİN FAZiLETİ
Abdurrahman es - Sülemi, ibn Mes'ud'dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Biz Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den onar ayet öğrenirdik; içindeki ilim ye ameli iyice öğrenmedikçe diğerlerine geçmezdik. Katade de Hasen Basri'den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah bir ayet indirdi ise ben ne için indirilmiş ve onunla ne kastedilmişse onu öğrenmek istedim. İyas bin Muaviye de şöyle demiştir:
Kur'an okuyanla tefsirini bilen ye bilmeyen şuna benzer: Bir topluma bir gece tanıdıklarından bir mektup geldi, yanlarında lamba yoktu, bu mektubun gelmesi ile içlerine bir korku düştü, çünkü içinde ne olduğunu bilmiyorlardı. Sabah olunca içinde ne olduğunu anladılar. Alimler
tefsir ve tevil kelimeleri üzerinde aynı manaya mıdırlar yoksa farklı mıdırlar diye ihtilaf ettiler. Arapçaya ağırlık verenler bunların aynı manaya olduğunu söylediler, eski müfessirlerin çoğu bu görüştedirler. Fıkha ağırlık verenler de aynı olduğunu söylediler ve: Tefsir, bir şeyi karanlıktan aydınlığa çıkarmaktır. Tevil ise sözü bir delil dolayısıyla esas manasından çıkarmaktır, eğer o delil olmasa idi dış manası terk edilmezdi, dediler. Bu evl kökünden gelir ki dönüşmek manasınadır.
KUR'AN'IN İNİŞ SÜRESİ
ikrime, ibn Abbas'tan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kur'an Kadir gecesinde Levhi- Mahfuz'dan Beytü’l - izzet'e toplu olarak indi. Sonra da yirmi yıl içerisinde inişi devam etti.
Şa'bi de şöyle demiştir: Allah Kur'an'ı parça parça indirdi; başı ile sonu arasında yirmi yıl vardır.
Hasen Basri de şöyle demiştir: Bize anlatıldığına göre Kur'an'ın başı ile sonu arasında yirmi yıl vardır; Mekke'de ona sekiz sene vahiy indirildi.
KUR'AN'DAN İLK İNENLER
Kur'an'dan ilk inenler hususunda da ihtilaf ettiler; şu naklen sabittir ki ilk inen: "İkra bismi rabbikellezi halak "tır. (Alak: 1) Cabir bin Abdullah'tan da şöyle dediği rivayet edilmiştir: İlk inen: "Ya eyyühel müddessir "dir. ( Müddessir: 1 )
Doğrusu şudur ki ona "ikra bismi rabbikellezi halak" ayeti inince eve döndü, üzerine bir örtü çekti, bunun üzerine: Ey örtüsüne bürünen ayeti indi. Buhari ile Müslim'de Cabir'den yapılan rivayet de bunu göstermektedir: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den vahiy fetretinden bahsederken şöyle dediğini işittim: Ben yolda yürürken gökten bir ses işittim; başımı kaldırdım, baktım bana Hira'da gelen melek gökle yer arasında oturmaktadır. Ondan korktum; eve dönüp üzerimi kapatın, üzerimi kapatın, dedim. Allah Teala da: Ey örtüsüne sarınan ayetini indirdi.(-1)
Hadis metninde geçen cesestü kelimesi korkmak manasınadır. Bazıları bunu yanlışlıkla cebentü okumuşlardır ki aynı manayadır. Hasen ile İkrime'den de: İlk inenin: Bismillahirrahmanirrahim olduğu rivayet edilmiştir.
1 - Buhari, tefsirü sure 74, bab, 1, 2 ve 4, tefsirü sure 96, bab, 1; Müslim, iman, hadis no, 255 ve 257. Bunu Urve, Hazreti Aişe'den rivayet etmiştir. Katade ve Ebu Salih de böyle demişlerdir.
KUR'AN DAN SON İNENLER
Son inen ayet hakkında da ihtilaf ettiler; Buhari tek başına İbn Abbas'tan rivayet ettiği hadiste şöyle demiştir: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e en son inen faiz ayetidir. Müslim'in de ondan tek başına rivayetinde de şöyle denilmiştir: Toplu olarak son inen sure "iza cae nasrullahi velfeth"tir. (Nasr: 1)
Dahhak da İbn Abbas'tan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Son inen ayet, "Allah'a döndüreleceğiniz o günden korkun" (Bakara: 281) ayetidir. Said bin Cübeyr ile Ebu Salih de bu görüştedirler. Ebu İshak da Bera'dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Son inen ayet: "Sana kelale hakkında sorarlar" (Nisa: 176) ayetidir, son inen sure de Beraet suresidir.2
Zadül Mesir Kuranı Kerim Tefsiri İbnül Cevzi 6 Lüks Cilt Büyük Boy
Übey bin Ka'b'ten de şöyle dediği rivayet edilmiştir: Son inen ayet: "Size kendi içinizden bir Resul geldi" (Tevbe: 138) ayetidir.3
Ben müfessirlerin çoğunun
kitaplarına baktım, neredeyse hiçbirinin maksadı ifa etmediğini gördüm, bir ayet için birçok
kitaba bakmak ihtiyacı hasıl oluyor. Öyle
tefsirler vardır ki içinde nasih ve mensuh ilmi yoktur yahutta az bir şey vardır. Eğer o varsa, sebeb-i nüzul yoktur, eğer o varsa Mekki veya Medeni olduğu açıklanmamıştır, eğer o varsa ayetin hükmüne işaret edilmemiştir, eğer o varsa ayette geçen müşkül bir şeye cevap verilmemiştir. Daha buna benzer birçok lüzumlu fenlere temas edilmemiştir. Ben bu
kitaba bu saydığım fenlerin gerekli olanlarını aldım, umarım ki bu
tefsirim diğer benzerlerine ihtiyaç bırakmayacaktır.
Daha önce
tefsirini yaptığım kelimeyi tekrar etmekten sakındım, küçük bir işaretle yetindim. Bildiğim görüşlerden de sağlam olanlarını terk etmemeye gayret gösterdim, bunu da gayet
muhtasar olarak yaptım. Eğer ayetlerin hükümlerinde bir şeyin açıklanmadığını görürsen, bu iki şey dolayısıyla olmuştur; ya mesele yukarıda geç-miştir, yahutta
tefsire ihtiyaç duymayacak kadar açıktır.
Bu çalışma daha önceki
tefsirlerden seçmedir, onlardan en sağlam, en güzel ve en mazbut olanlar alınmış, kısa bir ibare ile anlatılmıştır.
İşte şimdi konuya başlıyoruz, Tevfik Allah'tandır.
Kahraman Yayınları Zadul Mesir Kuranı Kerim tefsiri kitap seti ni incele diniz.