Kitap Dinde Kırk Esas - el-Erbain fi Usuliddin
Yazar İmamı Gazali (ra)
Tercüme Hüseyin S. Erdoğan
Yayınevi Hisar Yayınları
Kağıt - Cilt 2. Hamur kağıt - Karton Kapak
Sayfa - Ebat 416 sayfa - 13,5x19,5 cm. - Roman Boy
Yayın Yılı 2018
Hisar Yayınları İmam Gazali Dinde kırk esas adlı kitabı incelemektesiniz.
İmam Gazali, Dinde kırk esas kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
TAKDİM
Aziz okuyucu,
Allah'a hamdü senâlar olsun ki, bizlere, kendisine hizmet etmek, O'nun yolunda yürümek şerefini bahşeyledi.
Bu itibarla bizler de, O'nun, emir ve nehiylerini en güzel bir şekilde anlatan, Büyük âlim İmam-ı Gazâlî'nin DÎNDE KIRK ESAS adlı eserini, aslına uygun olarak neşretmeğe çalıştık.
Bu kitap dört kısım olarak mütalaa edilmiş ve her kısım on ana maddeyi yemiş bir şekilde izah ederek İslam'ın kırk ana maddesini açıklamıştır.
Birinci kısım da Allah'ın zatı, sıfatları âhiret günü ve peygamberlik müessesesi gibi Amentü ile ilgili konuların izahı yapılmıştır.
İkinci kısım da zahiri ameller ehlisünnet itikadına uygun anlatılmış emri bilmaruf nehyi anil münker meselesi işlenmiştir.
Üçüncü kısım da İslam'ın iyi saymadığı kibir, ucüp, Riya, dünya sevgisi, Hamakat, mal sevgisi, Haset, cimrilik, öfke gibi mevhumların afetleri ve kötülükleri anlatılarak takva ile ilgili insanları Allah'a yaklaştıran haller arz edilmiş böylece insanların âhiret azığına katkıda bulunulmak istenmiştir.
Dördüncü kısım da ise, güzel ahlâk başta olmak üzere, tövbe, Allah korkusu, zühd, sabır, şükür, ihlas, tevekkül, Allah sevgisi, kadere rıza, ölümün hakikati ve Allah'ın Kur'an'da insanlara yaptığı uyarılara kulak vermeleri tembihlenmiş ve nihayet bütün bunlarla emri bilmâruf ve neh-yi anil münker (yani Allah'ın emri olan iyiliği emretmek ve kötülükten men etme) meselesini bütün detayları ile ele alarak Peygamberlerin vazifesi olan ilahi tebliğin âlimler vasıtasıyla insanlara aktarılma görevi ifa edilmiştir. Kitabın müellifi îmam-ı Gazali İnsanlara faideli olan âlimler zincirinin altın halkalarından birisidir.
Eserin mütercimi, Muhterem Hüseyin S. Erdoğan Hocamız bu konuda, azamî titizliği göstermiş, daha iyi yapabilme ümidi ile insanüstü bir gayret sarf etmiştir.
Son derece önemli konuları ihtiva eden bu kitap, her Müslümanın âhiret reçetesi niteliğini taşımaktadır.
Bu reçeteyi uygulayan her insan, ebedî saadetin anahtarını elde etmiş demektir.
Cenab-ı Hak, Ümmet-i Muhammed'e (s.a.v) hâsseten İzzet; Bütün insanlara âmmeten hidayet ihsan buyursun... Âmin...
Tevfık Allah'tandır.
MEVLÜT KARACA
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla, Kitabın Önsözü ve Yazarının Hal Tercümesi
Bütün hamd ve sena, bizi kendisine ibadet etmek için yaratan ve yüce olan Allah'a mahsustur. Şehadet ederim ki, hikmetiyle bütün işlerin müdebbiri olan Allah'tan (c.c) başka ilâh yoktur. O, Hakim ve Alimdir. Gene şehadet ederim ki, hidayete iletenlerin en hayırlısı ve abidlerin efendisi olan efendimiz Muhammed (s.a.v), Allah'ın elçisidir.
Ey Allah'ım! Kerim ve mübarek olan şu Peygambere salât ve selâm et. Âl ve ashabına da salât ve selâm et Allah'ım!
Bundan sonra:
İmam-ı Ebu Hamid Muhammed bin Muhammed El-Gazâli, (Allah ruhunu takdis buyursun, kabrini nurlandır-sın) münakaşasız İslâm tasavvuf üstadlarının üstadıdır.
İmam-ı Gazâli'nin (r.a) irşadının ışıkları bütün yollan aydınlatır ve insanları hidayete iletirdi. Çünkü basiretli ve alim olanın Allah (c.c) kalbini iman, marifet, hikmet ve ilim ile doldurmuştur. O'nu Allah Tebareke ve Te'ala fuyuzat-ı ilahiyyesi ile himaye etmiş, O'na bolca ihsanda bulunmuştur.
İmam-ı Gazâli'nin derslerinden istifade eden talebeleri, kitaplarını okuyan talebeleri yanında pek az kalır. Şüphesiz Allah Te'ala, şarktan garba yeryüzünde ona çok talebe ihsan buyurdu, kitaplarını insanlara sevdirdi.
Burada İmam-ı Gazâli'yi (r.a) muhakkak tanıtmak lazım gelirse: Onun ismi, lakabı ve nisbeti Hüccet-ül İslam diye geçer. Kendisi ile Cennete ulaşılan dinin yoludur diye de geçer. Bilimlerin her çeşidini kendisinde toplamıştır. Aklî ve naklî ilimleri açıklayandır. Benzeri bulunmayan zekâsı, derin anlayışı, yaradılışındaki dehşet verici mevhibesi, ile gayesine ulaşmakda ciddi olarak çalışırdı. Taki akranlarından yüksek derecelere ulaşmak isteyenleri geri bıraktı.
İmam-ı Gazalî (r.a) Horasan şehirlerinden Tus şehrinde Hicri 450, Miladi 1058 yılında dünyaya geldi. Babasının san'atı, yün eğirmek ve onu Tuştaki dükkânında satmak idi. Babası salih ve öğrenimi seven bir zat idi. Bunun içindir ki, ölümü yaklaştığında hayır ehli ve tasavvuf ehlinden olan arkadaşına iki oğlunun, yani hal tercümesi yapılan Muhammed ile kardeşi Ahmed'in okutulmaları hususunda vasiyyet ederek dedi ki:
Onları okut ve onlara bıraktığım malı tahsilleri uğrunda harcamaktan çekinme ben okur yazar olmadığımdan derin teessüf içindeyim, benim kavuşamadığıma şu iki yavrumun kavuşmasını çok arzularım. Arkadaşı vasiyyetini yerine getirdi ve onların malı bitip geçimlerinin temininde güçlüğe düşünce, bir yurda girerek yurt öğrencileriyle geçimlerinin temini hususunda onlara yol gösterdi. Çocuklar yurda intisab ettiler ve bu husus onların saadet ve yükselmelerine sebep oldu. İmam-ı Gazalî (r.a) bu hususu nakl ederek, biz ilmi Allah'tan başkası için istedik, fakat Allah (c.c) İlmin ancak kendisi için olmasını diledi dedi.
Gazâli'nin (r.a) babası bilginlerle oturur, onlara hizmet eder ve bilginlere ihsan ve ikramda bulunurdu. Sözlerinden müteessir olup ağlardı. Canü-gönülden, Allah'a kendisine bilgin bir evlad vermesi için niyaz ederdi. Va'z meclislerinde bulunup ağlar ve Allah'ın kendisine bir va'iz olan evlad ihsan etmesini Allah'a niyaz ederdi.
Allah (c.c) her iki duasını kabul buyurdu, bunun içindir ki Ebu Hamid yaşıtlarının en bilgini ve ehli, zamanının imamı, kendi sahasının otoritesi idi. Bu hususa kendisine muvafık ve muhalif olan da tanıklık etti. Gerçek şahsiyetini onu isteyen ve istemeyen kabul etti:
Ahmed ise öyle bir vaiz idi ki, va'zı ile kalbler yumuşar ve va'zı ile tüyler ürperirdi. İrşadı ile de insanlar taptaze bir hayata kavuşurlardı.
Ebu Hamid (Gazali) küçüklüğünde, köyünde Ahmet bin Muhammed El-Razikâniden bir az fıkıh okuyup sonra Cürcana gitti. Orada, İmam-ı Ebi Nasr El-İsmailden talikat yazdı. Sonra Tus'a döndü. Dönüşünde hırsızlar onun ve arkadaşlarının yolunu keserek yanlarında bulunanları aldılar. Gazali, hırsızların reislerine giderek kendisinden selamet dilediği Allah için kendisine yalnız kitaplarının verilmesini rica etti. Onların faidelenecekleri bir şey olmadığını söyledi.
Bunun üzerine, hırsızların reisi ona, senin o talikatın nedir dedi? İmam-ı Gazalî (r.a) ona, o torbadaki kitaplardır, ki, onları işitmek, yazmak ve içindeki ilimleri öğrenmek için (yabancı illere) hicret ettim dedi. Bunun üzerine reis güldü ve sen onlardaki ilimleri bildiğini nasıl iddia edersin ki, biz onları bilmekten yoksun olup ilimsiz kaldın dedi. Sonra bazı arkadaşlarına emr ederek torbayı ona teslim etti.
Gazalî (r.a) hırsızların reisinin sözünden faidelenerek dedi ki, Şu konuşanı, Allah onunla beni işimde irşad etmek için konuşturdu. Vaktâki Tus şehrine ulaştı, üç sene
çalışmağa yöneldi taki yazdıklarını ezberledi. Ve dedi ki, ben öyle oldum ki, yolum kesilse de ben ilimsiz kalmam.
İmam-ı Gazalî (r.a) hırsızların reisinin sözü gibi gerçeği söyledi: Hakikâten: İlim çantanın içindeki kitapların ihtiva ettiği değil, ilim ancak dimağın kavradığıdır.
İmam-ı Şafii (r.a) buyurdu ki: İlmim benimledir, nerede bulunursam bana tabidir. Sandığın içi değil sinem onun kabıdır. Eğer evde olursam ilim benimle evdedir. Yahut ben çarşıda olursam ilim de çarşıdadır.
Sonra Gazali Nişabura gelerek İmam-ı Haremeynden ders aldı. Gece, gündüz çalışarak, Şafii mezhebinde, din esaslarında, fıkıhta, cedel ve mantık bilimlerinde parladı.
Gazalî (r.a) Hikmet-i, Felsefeyi okuyup onları hazm ederek erbablarının sözlerini çok iyi anlayıp davalarını iptal için onlara reddiyede bulundu. Bu fenlerin her birinde çok güzel tekliflerde bulundu. İlimlerden telif ettiği şeyi yerli yerine yerleştirmeği başardı. İmam El-haremeynin irtihalinden sonra (Kâdi) Askere çıkarak vezir Nizamülmülk'le görüşmek istedi ve onun meclisinde bilginler ve imamlarla münazada bulunarak muhaliflerini susturdu. Hepsinin katında sözü zahir oldu ve bilginler onun üstünlüğünü itiraf ettiler. Sahib onu Bağdat'a davet ederek onu tazimle karşıladı.
Hicri 484. yılında Bağdat'taki okulunun tedrisini ona verdi. Nizamiyede ders okuttu. Sözünün güzelliği, lisanının fesahati, fadlının kemali ince nüktesi ve hoş işaretleriyle halkın hüsnü kabulüne mazhar oldu.
Onu halk çok sevdi ve başlarına taç ettiler. Gazali, derecesinin yüksekliği, örnek olarak gösterilen şanının büyüklüğü ve isminin şöhreti sebebiyle ilim öğrenmek için kendisine müracaat edildiği müddetle öğretimle meşgul oldu. Sonra, dünyadaki şan ve yüksek derecesini bırakıp attı. Ve hacc ederek Hicri 488, yılının Zil Ka'de ayında Şam'a yöneldi. Eğitimde kardeşi ona vekalet etti.
Gazalî (r.a) Beyti Makdiste bir müddet kalarak, Dımışka döndü. Kendisine nisbetle bugün Gazaliye diye bilinen camii Emevîdeki zaviyesinde itikâfa girdi. Kalın elbise giydi. Yemek ve içmesini azalttı. Hakkında, İhyayı okumayan dirilerden değildir denilen ihya kitabını yazmağa başladı. O, her konuyu içine alan büyük kitabıdır (ki, onu on cüz' olarak, Hadislerini bu satırların yazarı fakirin işrafında tahric ederek tahkik ve tedkike azami gayreti sarf edip iyi bir tab ile neşr etmeyi Bay Muhammed Ali El-Cündi azm etti.)
Gazalî (r.a) o zamandan beri meşhedleri, mescidleri ve kabristanları ziyaret ederdi. Tenha yerlere sığınıp nefsini terbiye etmek üzere nefsiyle iyi kişilerin savaştığı gibi savaşır ve ona en meşakkâtli ibadetleri yüklerdi. Nefsini çeşitli taatler ve ibadetlerle imtihan ederdi. Bunun için varlığın kutbu ve her varlıklar için genel bir bereket kaynağı ve Allah'ın rızasına ulaşılacak bir vesile oldu.
Sonra Bağdat'a dönerek orada va'z meclisi kurdu. Ehli hakikât ve tasavvufun dili üzere konuşarak ihya kitabından bahsetti. Sonra Horasana döndü; Nişaburdaki Nizamiye okulunda az bir zamanda ders okuttu.
Sonra Tus şehrine dönerek evinin yanında fakihlere bir okul ve ehli tasavvufa bir mahal ittihaz etti. Vakitlerini, Kur'an-ı Kerim'i hatmetmek, ehli tasavvufla oturmak, öğrencilere ders vermek, namaz kılmak, oruç tutmak ve bunlardan başka ibadetlerdeki vazifelerine taksim etti.
Nihayet Miladi, 1111, Hicri, 505. yılının C. Âhirin 14. Pazartesi günü irtihal eyledi. Ve Tus şehrinin dışındaki Tabiran kabristanında defn olundu. (Allah ondan razı olsun)
İnsanları hidayete götüren bir zattır.
İmam-ı Gazâli'nin kitaplarından faydalanıldığı gibi başka kitaplardan faidelenilmemiştir. Eyyühel Veled risalesi Almancaya El-Fahire fi El-Ehvalilahire risalesi de Fransızcaya tercüme edilmiştir. İmam-ı Gazâli'nin ihyasından ötürü kitaplarının çoğu muhafaza edildi. Zira onun kitaplarında kapalı ilmin anahtarları, ilme giden yolun ışığı vardır.
İmam-ı Gazalî (r.a) insanların güzideleri arasında Hüccet-ül İslâm ile isim alır. İmam-ı Gazalî'nin (r.a) İhyadan sonra bazı kitapları: Mizan El-Âmel gibi kitaplarını münferiden, El-Münkız Mineddelal, Kimya-yı Saadet, El-Kavaid El-Aşere, El-Edeb Fiddin, El-Kusur, El-Lvali, El-Kıstas, El-Müstakim, Minhacül Arifin, Errisale El-Ledüniyye, Fasal-ül Tafrika, Risale-Eyyühelveled, Miş-kat-ül-Envar, Risalet-üt-Tayr, El-Risale-El-Va'ziyye, İl-cam-ül-Avam Min İlmilkelam, El-Ecvibet-ül-Gazaliyye, Filmesail-El-Ühreviyye, El-Madnun bih Ala gayri ehlil, El-Resail, El-Ferail, Kavaid El-Akaid, El-Hikmetü fi Mah-lukatillahi Azze ve Celle, Ravdatuttalibin, Umdetüssalikin, Hulasatül-Tesanıf Fittasavvuf, Minhac El-Abidin, El-Keşf, El-Tebyin, Bidaye El-Hidaye.
Muhterem okuyucu, Gazâli'nin kitaplarından münferid olarak yayınlanan kitaplarından biri de elindeki bu kitaptır. El-Erbain fi l su 1 iddin kitabı bir cüz' mesabesindedir. Zira Cevahir-ül Kur'an kitabı, Gazâli'nin kendisi bizzat vasf ettiği gibi, Kur'an ilimlerinin hulasasına müştemildir, İlmi Tavhidin esasını hulasa olarak kuvvetli esaslar üzerine tesbit ettiği meseleleri için almıştır. Bu eserlerin medhü senası, Gazâli'nin (El-İktisad fi El-İtikad) kitabında işaret edildi.
Şimdi okuduğun bu kitabın, müslümanın, abid, zahid ve günahlardan tertemiz olmasına sebep olan zahiri amellerin meziyetlerine müştemil olması ümit edilir. Ey akıllı ve basiretli olan, elinden tutup, seni üstün kanun, Kur'an-ı Kerim'in tatlı sularından içmen, onun çiçekli bahçesinden faidelenmen, gölgesinde saadet ve refah içinde yaşaman, bu hayatı ve "Hak meclisinde, ve kudret sahibi, mülkü çok yüce olan (Allah) ın yanında" (Kamer, 55) ebedi hayatını görmen için bu kitaptan sakın uzak kalmayasın.
Allah Azze ve Celle, kalblerin kesilmeyen mededini, nefisleri kötülükten menedeni ve onların yüksek derecelere çıkmaları için, vasıtaları beyan buyurdu. Ve senin Rabbine gitmekte kat'ettiğin merhalelerden en hayırlı yolu sana beyan buyurdu. Bunun, senin için din esasları hakkında parlak bir yeri vardır. Sen kendine hidayet vesilesi edinip bu kitaptaki bölümünde dikkatle onu okursan bunu anlarsın.
Resulullah (s.a.v) e uymak, onun izinden gitmek kesin ve ihtilafsız bir emirdir. İmam-ı Gazali bu iktidaya insanları teşvik etti ve onlara bunu sevdirdi. Taki, ona diri bir vicdan, kuvvetli bir duygu ve geçen faideleri istihdaf ederek uysunlar ve bu sebeple günahlardan temizlenip felaha kavuşsunlar. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Her bir nefse ve onu düzenleyene, sonra da ona hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene ki, onu tertemiz yapan kişi muhakkak umduğuna ermiş, onu (nefsini) alabildiğine (günahlarla) örten kişi ise elbette ziyana uğramıştır." (Eş-Şems, 7-10)
Ahlak için kırk esas kitabında -Parlak konuları, usanmak bilmeyen üstün inayeti ve bu kitabı okuyan ile Gazalinin dünya hayatının ötesine yükselmesiyle- Ulvi faide ve bu konuda susayan için yakınen gözünü doyuran hususlar vardır.
Eğer hem cinsimin hayrını seven ve benim de bu kitap için yazdığım bu mukaddimenin sonlarında bir şey söylemem lazım ise o da şudur:
Akıllı olanın bunu okuması ve onun irşad ettiği hususlarla amel etmesini ricada bulunmamdır.
Muhterem okuyucu elinde bulunan bu baskının meziyetlerinden biri de, bazı şerhlerle hadislerin taric edilmesidir. Tevfık Allah'tandır.
Muhammed Mustafa Ebu El-Ula Hamid ismi ile maruf
incele diniz.