Kitap Elmalılı Tefsir Hak Dini Kuran Dili
Yazar Elmalılı M. Hamdi Yazır
Tercüme Doç. Dr. Sıtkı Gülle
Yayınevi Huzur Yayınları
Kağıt Cilt Sarı Şamua - 10 Lüks , Kalın Sıvama cilt , Özel Kutulu
Sayfa Ebat 5446 sayfa - 17x24 cm
Huzur Yayınları, Elmalılı M. Hamdi Yazır (ra) tarafından yazılan Elmalılı Tefsir Hak Dini Kuran Dili adlı kitabı incelemektesiniz.
Hak Dini Kuran Dili Elmalılı Tefsir kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı.
Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
SUNUŞ
İnsanları en doğru yola ileten ve güzel amellerde bulunan müminlere büyük bir mükâfatla ödüllendirileceklerini müjdeleyen Kur'ân-ı Kerim, Hz. Peygamber'e vahyedildiği günden beri ruhları aydınlatmaya devam etmiştir, kıyamete kadar da devam edecektir. Kur'ân-ı Kerîm'e hizmet etmeyi şereflerin en büyüğü sayan İslâm âlimleri, bir yandan onun gönüllerde yer etmesi uğruna harcadıkları mürekkep kadar göz nuru dökmeyi esirgemezken, öte yandan Allah Kelâmı'nın hep yücelerde kalması için muharebe meydanlarında cengaverlerle birlikte kanlarını akıtmaktan da çekinmemişlerdir.
Bizler de onların torunları olarak karınca kararınca bir hizmette bulunmak gayesi ile Merhum Elmalılı M. Hamdi YAZIR'ın, kıymeti erbabınca çok iyi bilinen Hak Dini Kur'an Dili adlı Türkçe tefsirini günümüz Türkçe 'siyle okuyucularımıza sunmaya karar verdik.
Bu gayemizin gerçekleşmesi için kendisine başvurduğumuzda, eserin sadeleştirme hizmetini üstlenmekten kaçınmayıp, bu uğurda yıllarca göz nuru dökerek değerli mesailerini harcayan Yrd. Doç. Dr. Sıtkı GÜLLE hocamıza, gösterdiği feragatten dolayı minnettarız. Hocamıza ve bu değerli eserin sadeleştirilmesinin gerçekleşmesinde bize yol gösteren ve emeği geçenlere şükranlarımızı sunuyoruz.
Huzur Yayınevi
TAKDİM
Şu hakikati en başta itiraf etmek gerekir ki, Elmalılı Haindi Efendi, asırların benzerini nadiren yetiştirebildiği büyük din bilginlerinden biridir.
Türk bilginleri öteden beri Kur'an-ı Kerim'in tefsiri hususunda çok büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Ancak bu bilginlerin yazmış oldukları tefsirlerin büyük ve en önemli kısmı Arapça'dır. Hamdi Efendi ise, tefsirini Türkçe yazmış ve bu nedenle erbabınca bilindiği üzere büyük zorlukları göğüslemeye muvaffak olmuştur. Özellikle âyetlerin meallerini ayrıca yazmış olması, bu zorlukların derecesini bir kat daha artırmıştır. Çünkü Arapça tefsir yazanlar, diğer tefsirlerden ve kaynaklardan tercüme zahmetine katlanmaksızın istedikleri kadar iktibasta bulunabilmektedirler. Ayrıca bir meal yazmak mecburiyetinden de kurtulmuş bulunmaktadırlar. Türkçe yapılan bir tefsirde ise, durum çok başkadır. Özellikle belagatın icaz mertebesinde bulunan Kur'an âyetlerini, aslında bulunan fesahat ve belagatı gösterebilmek şartıyla, Türkçe'ye çevirmek tahmin edilenden çok daha güçtür. Bununla beraber kabul etmek gerekir ki, Hamdi Efendi bu hususta en fazla muvaffak olanlardan biridir. Mânâyı lafza feda etmeksizin tercümede, o gün kullanılan dile göre, sadeliği yeteri derecede muhafaza edebilmiştir. Ancak zamanla bu kullanılan dil de eskimiştir. İşte bu neslin de bu büyük tefsirden istifade edebilmesi için sadeleştirme yoluna gidilmesi zarureti ortaya çıkmıştır.
Bu sadeleştirmeyi, aslına uygun olarak, büyük bir başarı ile yapan değerli dost ve arkadaşım Yrd. Doç. Dr. Sıttı GÜLLE'yi gönülden kutlar; tefsirin, okuyucular için bu haliyle çok daha faydalı olacağını ümit ederim.
Ayrıca bu değerli tefsiri bu şekliyle yeniden neşreden HUZUR YAYINEVİ 'ne de teşekkür etmeyi bir vecîbe addediyorum.
Prof. Dr. M. Sadi ÇÖGENLİ
TAKDİM
İslâmi literatür iyice incelendiğinde görülecektir ki, ilk bakışta din ile ilgili bulunmayan bilim dallarındaki çalışmalar da dahil olmak üzere, İslâm alimleri tarafından yapılan tefsîr, hadîs, fıkıh, kelâm, gramer, edebî bilgiler v.b. her türlü çalışma, Kuranı Kerimin verdiği mesajı imkan ölçüsünde doğru anlama ve yorumlama gayesine yöneliktir.
Asr-ı Saadette Kuran-ı Kerim âyetlerini bizzat Hz. Peygamber'den sorup anlamaya çalışarak ihtisas sahibi olan sahabîlerin görüşlerine başvurularak. ihtiyaca binaen, Kur'ân-ı Kerîm'in bazı sûrelerinin açıklamalarının yapılmasıyla başlayan tefsir yazımı, çoğu günümüze kadar ulaşan büyük tefsir kitaplarının ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Türk dünyasında Kur'ân-ı Kerîm'in verdiği ilâhî mesajlar, önceleri din adamları tarafından Arapça tefsir kitaplarından yararlanılarak halka anlatılırken, zamanla birçok değerli İslâm âlimi tarafından Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe tefsirinin yazılması isabetli bir gelişme olmuştur.
Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe tefsirini yapan şahsiyetleden biri, hattâ en önemlisi merhum Elmalılı Hamdi YAZIR 'dır. O, Kur'ân-ı Kerim'in hiçbir dile hakkıyla tercüme edilemeyeceği kanaatine sahip olmasından olacak ki, Hak Dîni Kur'an Dili adlı tefsirinde Kur'ân-ı Kerîm'in mealini ve tefsirini yaparken, Arapça, Farsça ve Türkçe'ye hakimiyeti ve geniş ufku sayesinde, kelimeleri ve cümleleri Arap grameri ve belagat açısından iyice irdeleyerek manayı olabildiğince doğru olarak ortaya koyma gayretini göstermiştir. Bunun yanı sıra, çağdaş ilmî verileri dikkate alarak yeni yorumlar getirdiğini söylemek de yanlış olmaz. Yine de, âyetleri zahiri anlamıyla tefsir etmeyi tercih etmiş olduğunu ve zorlama tevillerden kaçındığını söylemek mümkündür.
Merhum Elmalılı Hamdi YAZIR'ın, bu kısa takdim yazısında övgüye sığmayacak olan Hak Dini Kuran Dili adlı tefsîrini, yazarının verdiği anlamlardan şaşmadan aslına uygun, fakat günümüz kuşaklarına hitap edecek şekilde başarılı bir üslupla sadeleştiren Yrd. Doç. Dr. Sıtkı GÜLLE nin bundan sonra da daha nice başarılı çalışmalarla Türk okuyucusunu aydınlatma hizmetlerine devam etmesini umuyor ve bu değerli tefsiri sadeleştirilmiş şekliyle yayınlama hizmetinden dolayı HUZUR YAYINEVİ sahibi Faruk SAĞLAM 'ı kutluyorum.
Prof. Dr. Nevzat H. YANIK
ÖNSÖZ
ELMALILI HAMDİ YAZIR (1295/1878-1361/1942) VE TEFSİRİ
ÖZETLE HAYATI
1295/1878'de Antalya'nın Elmalı kazasında doğdu. Babası Numan Efendi, annesi Fatma Hanım'dır. İlkokulu ve bugünkü ortaokula tekabül eden rüşdiyeyi Elmalı'da bitirdi. Küçük yaşlarında hafız oldu. Dînî ilimler alanında önbilgileri Elmalı'da okudu. 1312/1894'te dayısı Mustafa Sarılar tarafından İstanbul'a getirildi. Burada dönemin meşhur âlimlerinden Kayserili Hamdi Efendi (Ö. 1332/1914)'nin derslerine devam etti. 1324/1906'da Bayezıt Dersiamı oldu. 1325/1907'de Mekteb-i Nüvvâb (Hukuk Fakültesi)'ı birincilikle bitirdi. 1326/1908'de ailesi İstanbul'a taşındı. H.Yazır aynı yıl Antalya milletvekili seçildi ve altı ay sonra da evlendi.
Öğretim hayatına dersiâmlıkla giren H.Yazır, Vaizler Medresesinde Fıkıh Usulü, Mekteb-i Nüvvâb ile Mekteb-i Kuzat'da İslâm Hukuku, Mekteb-i Mülkiye'de de Mantık okuttu. Bu arada Huzur Dersleri''ne de muhatap olarak katıldı.
Gençliğinde Şeyhülislâmlık Mektub-i Kalemi'de yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1918 yılında Şeyhülislâmlık teşkilatı içinde kurulan Daru'l-Hikmetil-İslâmiye'ye önce üye, ardından da başkan oldu.
I. Damat Ferit Paşa Hükümetinde (4 Mart-30 Eylül 1919) Evkaf Nâzın (Vakıflar Bakanı) olarak atanan H.Yazır, Ankara'da TBMM Hükümeti kurulduktan (Cumhuriyet henüz ilan edilmemiştir, devletin resmi adı budur)2
- Huzur Dersleri: Ramazan ayının ilk gününden başlamak ve sekiz dersle sona ermek üzere saray'da padişah huzurunda, 'Mukarrir' adı verilen zamanın tanınmış âlimleri tarafından takrir olunan derslerin adıdır. Buna 'Huzûr-i Hümâyun Dersleri' de denilirdi. Mehmet Zeki PAKALIN. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, I, 860. Ayrıca bkz. Ord. Prof. Ebu'l-ulâ Mardin. Huzur Dersleri, İsmail Akgün Matbaası, İstanbul, 1956, l-III.
- Dr.Fatma PAKSÜT, -'Merhum Dayım Hamdi Yanı", Elmalılı Hamdi YAZIR Sempozyumu, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1993, s. 2.
sonra tutuklanıp Ankara'ya götürülür (1922). Kırk gün kadar süren tutuklanma ve yargı sürecinin ardından beraat eder-etmez İstanbul'a döner.
1926 yazında yazmaya başladığı tefsirini 12 Cumâdelâhire 1357 (18 Ağustosl938)'de tamamlar. 27 Mayıs 1942'de vefat eder. Kabri Sahra-i Cedid mezarlığındadır.
Çocukları, büyük oğlu Ahmet-Muhtar (1910-1980), ortanca oğlu Numan
[menenjit sonucu vefat eder. (1916-1931)], küçük oğlu da Hamdun'dur (1919 - 1988).
Basılmış Eserleri
-İrşâdu'l-Ahlâffî-Ahkâmi'l-Evqâf (1330/1912'de basılmıştır).
-P. Janet-G. Seailles'in "Histoire de la Philosophie" isimli eserini Metâ-lib ve Mezâhib adıyla yaptığı tercüme (1923 yılında tercümesi tamamlanan bu eserin ilk baskısı 1925 yılında gerçekleştirilmiştir).
-Sırât-ı Müstagîm, Sebilu'r-Raşâd ve Beyânu'l-Haq'ta yayınlanan Makaleleri.3 .
-Ve:
" Hak Dini Kur'an Dili “ adlı tefsiri.
Yüce Kur'ân'ın manasının anlaşılmasına yönelik faaliyetler Sahabe döneminde başlamış ve artan bir yoğunlukla hep sürdürülmüştür. Bu çalışmaların çoğunluğu Arapça olmakla birlikte Arapça konuşmayan müslüman milletlerin yetkilileri de Kur'ân'ın kendi dillerine çevirilmesi, tefsirinin yapılması için girişimlerde bulunmuşlardır. Bu uluslardan biri de Türk Milleti'dir. İslâm Dini ile şereflenen milletimizin yetkilileri de Kur'ân'ın Türkçe mealinin yazılması, tefsirinin yapılması için öteden beri himmet göstermişlerdir. Bu gelenek Cumhuriyet döneminde de bozulmamış ve sonuçta "Hak Dini Kuran Dili" adlı o güne kadar yazılmış Türkçe meal ve tefsirlerin en kapsamlısı halkın istifâdesine sunulmuştur.
Ceride-i İlmiye' adlı aylık dergide de bir makalesi tesbit edilmiştir. H. Yazır Sempozyumu, Doç. Dr. Nesim Yazıcı, Muhammed Hamdı Yazır'ın Basın Hayatı ve Yazarlığı, s. 27.
Bu tefsir, TBMM'nin o tarihlerdeki adı ile: T.C. Diyanet İşleri Reisliği'ne verdiği bir görev sonucunda gerçekleştirilmiştir.4 Yapılan görüşmeler neticesinde Müfessirimiz, tevdi edilen teklifi kabul etmiş ve eserini on iki yılda tamamlamıştır. Çalışma 1938 yılında noktalanır. İkmal edilen kısımların basımına İstanbul'da Ebuzziya Matbaasında 1935 yılında başlanır ve 1939 yılında tamamlanır. 1960 ve 1971 yıllarında bu nüshanın ofset baskıları yapılmış; 1990'lı yıllarda da sadeleştirilerek yayımlanmıştır.
Orijinal Nüshası
Merhum Müfessirimiz tefsirini, Fatil. İskenderpaşa mahallesinde Ahme-diye camiine bakan apartmanın yanında bulunan 6 nolu Yazır apartmanında yazmıştır. Şimdilerde de bu apartmanın önünden zaman zaman geçerken Elmalılıya Fatiha göndermeyi unutmamaya özen gösteriyorum.
Biz Hamdi Efendi'nin bu eserini Osmanlıca yazdığını, eksik orijinal nüshasının İstanbul Müftülüğü arşivlerinde olduğunu biliyorduk. Ne yazık ki o tarihlerde çok aramamıza rağmen bu nüshaya ulaşamamıştık.5 Ebuzziya ve
- Müfessirimiz, mukaddimesinde bu olayın târihî seyrini ve sözleşme şartlarını ayrıntıları ile vermektedir. Biz oradaki bilgilere ek olarak şunları da kaydedelim: Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rifat BÖREKÇİ ile yardımcısı Ahmet Hamdi AKSEKİ'nin ısrarları üzerine âyetlerin tercümesinin İstiklal Marşı Şâiri Mehmet AKİF Bey'e, tefsirinin de Müfcssiri-miz'e verilmesi kararlaştırılır. M. Akif bir süre sonra Mısır'a gider, bitirdiği bölümleri Hamdi Efendi'ye gönderir. Derken ülkede:'Türkçe Kur'ân' propagandaları başlar. Bu hususta Prof. İ. Ersöz Bey (H.Yazır Sempozyumu, 173) şöyle der: ".. Akif gönderdiği tercümeleri düzeltme bahanesi ile geri ister. Almış'olduğu avansları iade edip sözleşmeyi fesheder. Fakat tercüme işini bırakmaz. Arkadaşı Yozgatlı Müderris İhsan Efendi'nin ısrarı üzerine tamamlayıp ona tevdi eder ve: "Ölümümden sonra ister başkasına ver, islersen yak' diye vasiyette bulunur. Bu tercümenin ne olduğu konusunda şu anda ma'Iesef net bir bilgiye sahip değiliz.."
- Bu orijinal nüshanın akıbetini öğrenmek için araştırmalarımızı, ilgililerle görüşmelerimizi sürdürdük. Sonunda bu eksik -ki baştan ilk iki cilt ile ortalardan bazı bölümler ve 30. cüzün nerede olduğu tesbit edilememiştir- nüshayı bulduk, demirbaş deflerine kayda geçirilmesini sağladık ve resmi kanaldan birkaç sayfa fotoğrafını aldık. Bu eksik nüshanın gün yüzüne çıkarılmasında bize yol göteren Prof Dr. Abdulaziz BAYINDIR ile İsav'dan Dr. İsmail KURT Bey'lere ve resmî işlemlerde yardımcı olan İst. Müftülüğü yetkililerinden Ataman YILMAZ ve İstanbul vaizlerinden Masum VANLIOĞLU Bey'lere teşekkürler ediyorum. S.G.
Eser baskıları üzerinden çalışmalarımızı sürdürürken -henüz birinci cildi tamamlamamıştık ki- kulağımıza orijinal Osmanlıca elyazması nüshasının Üsküdar'da Hüdai Vakfına bağışlandığını haber aldık. O sıralarda bir başka haber daha aldık ki Vakıf, bu nüshaların fotokopi yöntemi ile isteyenlere verilebileceğini kararlaştırmış ve bu gibi eserlerin değerini bilen bir kardeşimizle anlaşmış. Sonuçta eserin fotokopisini temin ettik. Nefis bir ciltle ciltlenerek bize teslim edilen fotokopileri incelemeye başladık. İnceleyince Osmanlıca bu elyazması fotokopilerin merhum müfessirin kendi orijinal nüshası değil, kardeşi Mahmud YAZIR'ın tebyiz edip Topbaş ailesine takdim ettiği nüsha olduğunu gördük6
Bu Tefsir İle İlgili Bazı Tesbit ve Düşüncelerimiz
Kur'ân'ı, anlamına âşinâ olarak dikkatlice okuyanların, onun tertibinin/sûre ve âyetlerinin dizilişinin vahy kaynaklı olduğunda kuşku duymazlar ve bunu sayfalar ilerledikçe artan bir hayranlıkla gözlemlerler. Farklı görüşler ileri sürenler bir tarafa, tefsirlerde Kur'ân'ın tertibinin tevkîfîliği hususunda çeşitli fikir jimnastikleri yapılmıştır. Elmalılı da sözleşme gereği âyetler arasındaki bağlantılara olabildiğince geniş yer vermiş ve çoğunda üstün bir başarı göstermiştir. Tefsirin ilk üç cildi ile son iki cildinde derin tahliller yapmış, ayrıntılı bilgiler vermiştir7. Bize göre Merhum Müfessir'in bu çalış-
- Burada Mahmud YAZIR'ın, ağabeyinin tefsirini tebyiz edip Topbaş ailesine takdimi ile ilgili taraflar arasında gerçekleşen, ama sınırlı bir çevre tarafından bilinen 'mücamele'nin güzel örneklerinden birini zevkle kayıtlara geçiriyorum: Mahmut Yazır, tefsiri tebyize (temize çekerek yeni bir nüshasını yazmaya) 1354/1935 tarihinde başlar ve ağabeyinin vefatından yaklaşık beş ay sonra 1942 Ekim ayında tamamlar. Bu nüsha bir cildi fihrist olmak üzere on üç cilttir. M. Yazır, istinsah ettiği nüshayı Topbaş ailesinden Ahmet Efendi'ye hediye eder. Aile de onun bu cemilesine Erenköy'de bir ev armağanı ile mukabelede bulunur. M. Yazır Ankara'da Çalıştığı Vakıflar'dan 1952'de emekli olunca İstanbul'a bu eve taşınır. Daha sonra bu nüsha aileden Abidin Bey'e verilir. O da Üsküdar'da bulunan Hüdai Vakfı 'na bağışlar.
- Bu vesile ile Emin SARAÇ hocamızın bize anlattığı bir hatırasını kayıtlara geçirmek düşüncesi ile aktarmak istiyorum: Eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan -elini öpüp duasını alma bahtiyarlığına erenlerdenim (S.G.)- Ömer Nasuhi BİLMEN (1883-I971)'den dinlemiştim: "Muvazzah İlm-i Kelâm adlı eserimi bastırınca (ilk baskısı 1923'le yapılmıştır. Diyanet Ansiklopedisinde ilk baskı için gösterilen tarih hatalıdır. S.G.) bir adet Üstad Hamdi YAZIR 'a takdim ettim. Bir-iki hafta sonra karşılaştığımızda bana: 'Ömer Efendi! Eserini âhirinden evveline (sonundan başına) kadar okudum, pek muvaffak olmuşsun, tebrik ederim. Müellifler genellikle teliflerinin baş taraflarına büyük i'tina gösterirler, sonlarına doğru aynı dikkati göstermezler. Senin eserinin son kısmı da baş tarafı gibi başarılı' dedi." Biz de Müfessirimizin Ö. N. Bilmene söylediği cümlesini: "Eserini, âhirinden, vasatından evveline kadar.." demiş olsa idi 'vasatından=ortasından’ kaydını koymakla kendini bağlamış olur, eserinin ortası da başları ve sonları gibi olurdu. S.G. masının başka hiçbir faydası olmasa bile bazı sûre ve âyetler arasında kurduğu bağlantılar ile Muhammed Abduh'un Fil Sûresi'ndeki görüşlerine yönelik ilmî eleştirileri yeter de artar bile! Müfessirimiz eserinde tasavvufçuları sahiplenir ama onların çirkin hareketlerine de karşı çıkar8
Bu eserde: Kur'ân âyetlerinin hangi açılardan mucize olduğu9, Hz. Âdem'e secdenin mahiyeti10, Allah Teâlâ'ya 'seyyid=efendi, bey' denilip-denilemeyeceği]', Allah'ın Arş üzerinde istivasının ne anlama geldiğiI2, Hz. Peygamber'in yaşadığı asrın üç döneme ayrılarak değerlendirilmesi'-\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\ aklın tanımı14, bidat kavramı15, insanlığın yeryüzünde ebedî kalacağı görüşüne karşı ileri sürdüğü deliller16, beş vakit namazın farz olduğu hakkında delil gösterilen âyetlerle ilgili yorumları17, Hz. Peygamberin peygamberliği hakkında Hıristiyan ve Yahudi kaynaklarında yer alan deliller18, İstanbul'un fethi19, Tur dağının İsrailoğullarının tepelerine kaldırılması olayı20, cahiliye döneminde kadınlar21, cennetteki hayatın sonsuzluğu22, Hz. Peygamber'in
- Bkz. et-Tekâsür, 102/2. âyetin tefsiri.
- Bkz. eI-Baqara, 2/17. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Baqara, 2/34. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-İhlâs, 112/2. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Baqara, 7/55. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Asr, 103/1. âyetin tefsiri.
- Bkz. Âlu İmrân, 3/18. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Ahqâf, 46/9. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Baqara, 2/5. âyetin tefsiri.
- Bkz. en-Nisâ', 4/103. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Baqara, 2/213. âyetin tefsiri.
- Bkz. Sebe', 34/15. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Baqara, 2/63. âyetin tefsiri; en-Nisâ', 4/154. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Ahzâb, 33/28. âyetin tefsiri.
- Bkz. Hûd, 11/108. âyetin tefsiri.
cinleri görüp-görmediği23, cihad ile güdülen amacın düşmanlık değil, insanlar arasında sevgi ve dostluğu sağlamak olduğu24, Dabbetu'l-arz kavramı hakkında değerlendirmeler25, Deccal hakkında Yahudilerin iddiaları26, dünyanın bir hastahaneye, Hz. Peygamber'in bir doktora, Kur'ân'ın da şifâ veren bir ilaca benzetilmesi27, din, şeriat ve millet kavramları ve aralarındaki farklar28, İslâm dininin diğer dinlere üstünlüğü hangi açılardandır29, İslâm dininin baskıyı öngörmediği30, ecel kavramı3', kadınların örtünmekle yükümlü kılınmalarındaki amaç32, insanın maymundan geldiğini söyleyenlerin kafir oldukları33, Allah Teâlâ insanlara hangi aşamada: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye hitap ettiği34, dinin silaha bakışı35, 'evliyaullah' unvanının ne gibi anlamlara geldiği36, Cenâb-ı Hakk'ın kulların isteklerini yerine getirmek mecburiyetinde olmadığı37, yeni kurulan yerleşim birimlerinde cami ve mescitler, nerelere yapılacağı, bu hususta estetiğe önem verilmesinin gerektiği?38, kabir ziyareti39, Kaf dağı diye bir dağın olup-olmadığı40 gibi yüzlerce konuyu ve binlerce meseleyi okuyabilirsiniz.
- Bkz. el-Cinn, 72/9. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Mümlehıne, 60/7. âyetin tefsiri.
- Bkz. en-Neml, 27/82. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Mü'min, 40/35. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-İsrâ, 17/83. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Baqara, 2/120. âyetin tefsiri.
- Bkz. Feth, 48/28. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Hacc, 22/78. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-En'âm, 6/2. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Ahzâb, 33/59. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Furqân, 25/54. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-A'râf, 7/170. âyetin tefsin.
- Bkz. el-Baqara, 2/190. âyetin tefsiri.
- Bkz. Yûnus,10/62. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-Haşr, 59/23. âyetin tefsiri.
- Bkz. el-A'râf, 7/31. âyetin tefsiri.
- Bkz. et-Tekâsür, 102/2. âyetin tefsiri.
- Bkz. Qâf, 50/1. âyetin tefsiri.<
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9789758666447 |
Marka | Huzur Yayınları |
Stok Durumu | Var |
9789758666447
Havale / Eft :
Havale İle : 2.667,50 TL
Kapıda Ödeme :
Kapıda Ödeme ile : 2.750,00 TL
Tek Çekim :
Kredi Kartı ile : 2.750,00 TL
Bankalara Göre Taksit Seçenekleri (Kampanyalı taksitler kalın yazıyla belirtilmiştir) :
|
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
776,88 TL |
3.107,50 TL |
4 |
776,88 TL |
3.107,50 TL |
|
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
776,88 TL |
3.107,50 TL |
|
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
776,88 TL |
3.107,50 TL |
|
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
776,88 TL |
3.107,50 TL |
|
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
776,88 TL |
3.107,50 TL |
|
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
776,88 TL |
3.107,50 TL |
Hak Dini Kuran Dili Elmalılı Tefsiri, 10 Cilt HUZUR isimli ürün ile alakalı tarafınıza teklif verebilmemiz için aşağıdaki formu eksiksiz olarak doldurunuz. Bilgilerinizin bize ulaşmasının ardından en kısa sürede teklifimizi tarafınıza ileteceğiz.
"Hak Dini Kuran Dili Elmalılı Tefsiri, 10 Cilt HUZUR" hakkında satıcıya daha önceden sorulmuş soru ve cevaplara aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Soru :
Merhabalar, Kur'an lafızları türkçe mi yoksa arapça mı?
25.3.2016
Cevap :
Kuranı Kerim metni Arapçadır.