Kitap Müfredat Kuran Kavramları Sözlüğü
Yazar Rağıb el Isfahani
Tercüme Mustafa Yıldız
Yayınevi Çıra Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur - Kalın Ciltli
Sayfa Ebat 1.065 sayfa - 17.5x24.5 cm
Yayın Yılı 2023 Son Baskı
Çıra yayınları, Rağıb el-Isfahani tarafından yazılan Müfredat Kuran Kavramları Sözlüğüadlı kitabı incelemektesiniz.
Müfredat Kur’an Kavramları Sözlüğükitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartlarıbilgiyi aşağıda geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku , Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
MÜFREDAT KUR’AN KAVRAMLARI SÖZLÜĞÜ
müfredat kuran kavramları sözlüğü
el-Müfredat ’ın Çevirisine Önsöz
Mütercimlerin Birkaç Hatırlatması
Rağıb'ın el-Müfredâtı,Tefsir Disiplini içinde değerlendirilen bir
Kur'an Kavramlarıçalışmasıdır.
Müfredat, bu alanda yapılan çalışmaların en değerlisi ve en rağbet görenidir.
Bunun pek çok sebebi vardır:
En başta geleni,
Kur'ân kavramlarının büyük bir vukufıyet ve titizlikle ele alınmış olmasıdır.
Bir diğer özelliği de,
Kur'an kavramlarını tüketmeyi hedeflemeden onlara hizmet etmeyi bir şeref bilmesidir. Onun için kullandığı üslup ve ifâde tarzı genelde içli, duyarlı ve bilinçlidir. Değişik görüşleri verirken, çoğu zaman tercih etme yoluna bile gitmemiş olması, onun ne kadar engin bir ihtilâf fıkhına vakıf olduğunu göstermektedir. Hemen hiçbir yerde kavramların anlamlarına indirgemeci bir yaklaşım sergilememiş olması da, her sayfada onun âlimâne tutumunun tanıklığını yapmaktadır.
El - Müfredat, bir
Kur'an kavramları çalışması olduğundan, içinde aşırı denebilecek derecede çok kelime geçmektedir. Kelimelerin çoğu isim, bir kısmı da fiillerden oluşmaktadır. Fiillerde değişme ihtimali olan harekeler konmuştur. İsimlerlerde de değişebilecek harekeler konmuş, değişmeyecek olanlar konmamıştır. Bu açıdan isimlerin son harekeleri genelde konmamıştır.
Doğal olarak bunların başlarında yer alan ve “
lam-ı tarif” diye bilinen elif ve lam harflerine de hareke verilmemiştir. Çünkü, bunlar her zaman aynıdır; daima Türkçe'deki "el" sözcüğü gibi bir seslendirme ile okunurlar.
Aynı şekilde, son harekeleri kural gereği açık olan ifâdelerin bu harekeleri konmamıştır. Sözgelişi, isim tamlamalarında yer alan ikinci ismin son harekesi genelde konmamıştır. Bunların harekeleri daima esredir. Sadece istisnai bir durumu olanların harekesi belirtilmiştir;
Öte yandan son harekeleri mutlaka belirtilmesi gereken kelimelerin bu harekeleri konmuştur.
Kitapta geçen âyetlerin metinleri için uzun inceleme, soruşturma yapıldı. Bunun değerlendirmesinden sonra konmalarının daha faydalı olacağı düşünülmüş ve meallerinden önce verilmiştir. Bu arada müellifin, o âyeti orada hangi amaçla kaydettiğine yardımcı olmak için âyette geçen ilgili kavram veya türevi bold (siyah) biçimde verilmiştir. Bunun yanında mealde de ilgili kavramın anlamı veya yaklaşık manası yine bold olarak verilmiştir. Bu vurgular sayesinde, kimi silik duruma düşen delillendirmeler böylece daha belirgin hâle gelecektir.
Müellif , âyetleri delil olarak sunarken, genelde çok kısa ve sadece ilgili kelimenin geçtiği yeri vermekle yetinmiştir. Biz âyetlerin meallerini verirken bunda çok sıkıntı çektik. Çünkü, burada bazen ana cümle değil yan cümlecik, bazen de yan cümlecikte geçen bir kelime seçilip konmuştur. Bunun açık anlamını yansıtmak için, bazen ilgili sözcüğün birkaç kelime önünden veya arkasından almak zorunda kaldık. Çoğu zaman üç nokta koyarak metnin ilgili yerine havale yapmakla beraber bazen tamamen anlam kaymasına yol açmamak ve maksadı açık ifâde etmek için bu ilave mealleri verme gereği duyduk. Mealleri verirken, mutlak anlamda bir mealden almayı değil, en uygun meali vermeye çalıştık. Bu arada mevcut meallerden de epey istifâde ettik. Bu bağlamda Elmalılı Hamdi, Ö. Nasuhi Bilmen, Süleyman Ateş ve DİB. Mealleri ile Tefhim, Fi Zılâl ve İbn Kesîr tefsirlerinin meallerinden çokça istifâde ettiğimizi belirtmeliyiz.
Hadisler ve şiirler çok büyük bir yekûn tutmadıkları için âyetlerde izlenen metoda uygun olarak harekeli metinleri ve çevirileri birlikte verildikten sonra ilgili noktalar bold ile nazara verilmiştir.
Müfredatın şimdiye kadar pek çok baskısı yapılmıştır. Ancak bunların hiçbiri hata, tashih ve tahliflerden kurtulabilmiş değildir. Kimilerinde Râğıb'ın kullandığı bazı şiirler, kimilerinde bazı âyetler, kimilerinde ise, bazı kavramlar eksik kalmıştır.
Çeviride esas aldığımız nüshalar: Tahkikini Adnan Safvân Dâvûdî'nin yaptığı Dâru'l-Kalem, Dimeşk - ed-Dâru'ş-Şamiye, Beyrut 1992'de çıkan birinci baskısı ile 2002'de yayınlanan üçüncü baskısıdır. Bu baskıda sözü edilen kusurlardan herhangi birinin bulunmaması için özel bir gayret sarf edilmiştir.
Kitapta yer alan âyetlerin hem orijinal metinleri hem mealleri verilmiş olup, dipnotları azaltmak maksadıyla sûre ve âyet numaraları metnin içinde belirtilmiştir. Müellif, Kur'ân'ın kıraat farklarına değindiğinde bu kıraatlerin sahih ve şaz olanları dipnotlarda açıklanmıştır. Rağıb'ın kullandığı şiirlerin, kime ait oldukları tespit edilmiş ve kaynakları gösterilmiştir. Atasözlerinin de geçtikleri dil kitaplarındaki yerlerine işaret edilmiştir.
Metinde zikredilen birtakım ifâde ve deyimlerin hangi bağlamlarda söylendiklerinin bilinmemesi çeviriyi zorlaştıran hususlardandı. Bu tür sözleri sağlıklı bir şekilde Türkçe'ye çevirmek için onların diğer kaynaklarda nasıl kullanıldıkları ve ne gibi anlamlar taşıdıklarını araştırmamız gerekiyordu.
Bu amaçla sıkça başvurduğumuz başlıca Arapça kaynaklar şunlardır:
1-Ebû Bekr b. Muhammed b. Hasan İbn Düreyd, Cemheretu'l-Luğa, 2. EbuT-Kasım Mahmud b. Ömer ez- Zemahşerî, Esâsu'l-Belâğa, 3. Muhammed b. Mükerrem b. Manzûr, Lisânu'I-Arab; 4. es-Semîn el-Halebî, Umdetu'l-Hııffâz, 5. Mecdûddin Muhammed b. Ya'kûb el-Feyrûzâbâdî, el-Kamûsu'l-Muhît, 6. İsmail b. Hammâd el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcu'l-Luğa ve Sıhâhu'l-Arabiyye, 7. EbûT-Hasan Ahmed b. Fâris, Mu'cemu Mekâyîsi'l-Luğa.
Bunun yanında metinde yer almayan fakat tarafımızdan yapılan açıklamalar köşeli parantez [] içinde gösterilmiş, gerektiğinde yıldız (*) işareti kullanılarak dipnotlar eklenmiştir.
Metne azami derecede bağlı kalmakla beraber, her dilin kendine özgü bir anlatım biçiminin ve mantık bakış açısının olmasından dolayı, çeviriyi daha anlaşılır kılmak için kimi zaman metinden fedakârlık ettiğimiz de olmuştur. Ayrıca, elimizdeki Metni tahkik eden Adnan Safvân Dâvûdî'nin eklediği dipnotların tümünü değil, manaya katkısı olan ve yerinde bulduklarımız çevrilmiştir.
Çeviride Arapça muğlak sözlerin çözümünde ve özellikle şiirlerin çevirisinde engin Arap Edebiyatı vukufiyetinden istifâde ettiğimiz değerli Hocamız Prof. Dr. M. Halil Çiçek Bey'e teşekkür etmeyi bir borç biliriz. Bunun yanında âyet metinlerinin seçilip ilgili yerlere konması, binlerce kelimenin harekelenmesi konusunda bize çok yardım eden değerli dostlarımız Mecit Öztürk, Yılmaz Aydın, Fatma Yazıcı ve Ayşe Tokay ile daha rahat bir ortamda çalışmamız için tüm imkânlarını kullanan Köksal Turan Bey'e teşekkür ediyoruz.
Mart 2006
Mehmet YOLCU
Abdulbaki GÜNEŞ
Not: İkinci Baskıyı hazırlarken;
Çevirisini yaptığımız Müfredat kitabı baştan sona kadar yeniden gözden geçirildi; gerekli düzeltmeler yapıldı.
Bir kısmı yayınevinden kaynaklanan metin hataları, eksiklikler ve fazlalıklar düzeltildi.
Müfredat'in tahkikinde başvurulan kaynak eserler eklendi.
" Müfredat ( Kuran Istılahları Sözlüğü )" olan çevirinin adı " Müfredat ( Kuran Kavramları Sözlüğü )" şeklinde değiştirildi.
Okuyucudan gelen yoğun talep dikkate alınarak birinci baskıda iki cilt halinde basılan eser, sayfalar iki sütun şeklinde dizayn edilip ikinci baskıya tek cilt halinde hazırlandı.
Nisan 2010 Mütercimler
Müfredat Hakkında Özlü Bilgiler
Müfredâtın Metodu
Ragıb, bu kitabında mükemmel bir metot, üstün bir üslup kullanmıştır. Derin ve geniş bir ilmî vukufiyete dayanarak maddelerin önce hakikî manaları, ardından türetilen kelimeleri ele almıştır. Ardından maddenin mecazî manalarım belirtip hakikî anlamla ne ölçüde bağlantılı olduklarını açıklamıştır. Bu, ancak Arap dili ve belagatında köklü ve sindirilmiş; yani içselleştirilmiş bir bilgi ile yapılabilir. Kendisi her kavramı işlerken önce madde ile ilgili Kur'an âyetlerini vermiş, ardından hadislere geçmiş, sonra da Arapların deyim, atasözü ve şiirlerini sıra ile vermiştir. Ele alınan kavramın manasını ortaya koymak için çok âyeti delil getirmiştir. Bunun yanında değişik kıraatlere de değinmiştir. Çoğu zaman, Kur'ân'ı, Kur'an ve Sünnet ile, ardından Sahabe ve Tabiîn'in görüşleriyle açıklamıştır. Sonra da bilgelerin Şeriat ile bağdaşan görüşlerini sergilemiştir. Bazen imamların görüşlerini tartışmış, kimi görüşlerini kabul etmemiş, kimi zaman da kendine mahsus görüşler ileri sürmüştür. ( müfredat sözlüğü, kuran kavramları sözlüğü, ragıb el ısfahani, müfredat kuran sözlüğü, müfredat kuran fihristi , müfredat fiyatı, kuran kavramları sözlüğü , pınar yayınları )
Ragıb'ın Mukaddimesi
( Müfredatın Önsözü )
[Yüce Allah'a kulluk ve hamd ederim. Onu zikreder ve Ona şükrederim. Âlemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun. Akıbet muttakilerindir. Yarattıklarının en hayırlısı ve hakkının ortaya çıkarıcısı olan, nebilerin sonuncusu, Resullerin efendisi ve tüm yaratılmışların umudu olan Muhammed'e salat ve selâm olsun; onun Aline ve ashabına da].40
Şeyh Ebû'l-Kâsim el-Huseyn b. Muhammed b. el-Mufaddal er-Râğıb, Allah ona rahmet etsin, şöyle der: Yüce Allah'ın bize nurlarından bir nur vererek, bizim iyiyi iyi, kötüyü kötü olarak görmemizi sağlamasını, hakkı ve batılı göstererek/öğreterek her ikisini de kendi hakikatiyle tanımamızı sağlamasını diliyorum. Biz ancak bu sayede nurları önlerinde ve sağ ellerinde olan kişilerden olabilir ve Yüce Allah'ın: Mü'mirilerin kalplerine sekinet veren O'dur (48/Fetih 4) ve İşte Yüce Allah'ın kalplerine imanı yazdığı ve kendinden bir Ruh ile desteklediği kişiler onlardır (58/Mücâdele 22) diye nitelediklerinden olabiliriz. Müfredat
Ben,er-Risâletu'l-Munebihhetu alâ Fevâidi l-Kur'âni (Kur'ân'ın Faydalarına Dikkat Çeken Risale) de demiştim ki: Yüce Allah, peygamberliği, bizim Peygamberimizin peygamberliğiyle sona erdirdiği, onların şeriatlarını da onun şeriatıyla bir açıdan yürürlükten kaldırıp bir açıdan da; Bugün sizin için dîninizi kemale erdirdim ve size verdiğim nimetimi tamamladım ve sizin için dîn olarak İslâm'a razı oldum (5/Mâide 3) âyetinde ifâde ettiği gibi, nasıl onu kemâle erdirdiyse, Peygamber'e gönderdiği Kitabınıda ilk ümmetlerden itibaren gelmiş olan ilâhî kitapların meyvesini/özünü mutlak anlamda içeren bir kitap kılmıştır. Buna da; Tertemiz kılınmış suhuflar okur; onlarda değerli kitaplar vardır (98/Beyyine 2-3) âyetiyle dikkat çekmiştir. Bu Kitabın mucizelerinden biri de, onu, küçük hacmine rağmen, alabildiğine geniş manaları taşıyan bir hususiyete sahip kılmasıdır. Mufredat
40-Mahmudiye Nüshası.
Öyle ki, bütün bir insanlığın akılları onu tamamıyla elde etmekten aciz kalmakta, dünyanın tüm imkanları onun tüm haklarını vermekten aciz düşmektedir. Nitekim Yüce Allah da buna dikkat çekmiştir: Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de, yedi denizle ona destek olsa, Allah'ın kelimeleri [makdûrâtı, akla durgunluk veren sistemleri ve malûmatı yine anlatmakla] tükenmez; Allah aziz ve hakimdir (31/Lokmân 27). Ben, ez-Zerîa ilâ Mekârimi'ş-Şerîa kitabımda41 işaret etmiştim ki; Kur'ân, her ne kadar görmesini sağlayacak bir nuru ve kendisine yönelenlere fayda vermekten tamamen hâli olmasa da, şairin dediği gibi;
Dolunay gibidir; nereye dönsen onu görürsün, senin gözlerine bir nur huzmesi gönderir.
Gökyüzünün kalbinde duran Güneş gibidir, ışığı doğunun da batının da ülkelerini sarar.42
Şu var ki, Kur'ânî aydınlanmanın güzelliklerine basireti aydınlanmış kişilerden başkası nüfuz edemez; güzel meyvelerini tertemiz ellerden başkası toplayamaz; şifalarının faydalarına arınmış gönüllerden başkası erişemez. Nitekim Yüce Allah, onu ellerine alanları nitelerken bunu açıklamıştır: Şüphesiz o, değerli bir Kur 'ân 'dır; korunmuş bir kitaptadır; temiz kılınmışlardan başkası ona dokunamaz (56/Vâkıa 77-79). Onu dinleyenleri tanımlarken de buyurur ki: De ki: O, iman edenler için yol gösterici ve şifadır. îman etmeyenlerin ise, kulaklarında bir ağırlık vardır ve o, onların gözlerine/basiretlerine kapalıdır .
(41/Fussilet 44).
Yine belirtmiştim ki, nasıl ki bereketleri taşıyan melekler, içinde suret (heykel, büst veya resim) ve köpek bulunan eve girmezse, beyyineleri cezbeden sekîneler de içinde kibir ve hırs bulunan kalbe girmezler; çünkü: Pis kadınlar, pis erkekler içindir; temiz kadınlar, temiz erkeklerindir; temiz erkekler de temiz kadınlarındır. Müfredat kuran sözlüğü
Adı geçen Risalede,43 kişiye elde edildiğinde gerçek bilgilerin yolunu açan azığın nasıl kazanılacağını göstermeye çalıştım. Böylece kişi, insan gücünün erişebileceği hüküm ve hikmetlerin en yücesine ulaşma, Allah'ın Kitabı'ndan göklerin ve yerin melekûtuna kadar her şeye muttali olma imkanına kavuşaçaktır. Böylece Yüce (Allah'ın) sözünün; Kitapta hiç bir şeyi ihmal etmedik (6/En'âm 38) âyetinde nitelediği gibi olduğunu görebilecektir.
Bukitap, Mısır'da Mektebetu'l-Külliyyâti'l-Ezheriyye'de 1973/1393'te basılmıştır. Bkz. age, s. 116.
Bu iki beyit, EbCı't-Tayyib el-Mütenebbî'nindir. Bkz. Şerhu Divâni'l-Mütenebbî, I, 130; el-Visâîatıı Beyne 'l-Mütenebbî ve Husûmihi, s. 262; Mu 'terekii 'l-Alcrân.
I, 23. Bu konu, ez-Zerîa'nın XI. bölümünde dile getirilmiştir. Allah 'in emanetini hakkıyla korumak ve ibadetin kemali için gönül temizliği şarttır. Bkz. Râğıb, Zerîa. s. 29.
Yüce Allah bizi, bu makama erişene ve bu onura kavuşana kadar hidâyetini esirgemediği kullarından eylesin. Malumdur ki, Allah'ın hidâyet vermediğine, bir insan yol gösteremez. Tıpkı Yüce Allah'ın, Peygamber'ine (sas) bildirdiği gibi; Sen sevdiğine/dilediğine hidâyet veremezsin; sadece Allah dilediğine hidâyet verebilir (28/Kasas 56).
Yine belirttim ki, Kur'ân ilimlerinin en çok gerekli olanı lafza ilişkin ilimlerdir. Kavramların gerçek anlamlarını incelemek de lafza ilişkin ilimlerdendir. Kur'ân'ın manalarını anlamak isteyenler için Kur'ân kavramlarının anlamlarını öğrenmek, ilk yardımcı unsurdur. Bunlar, tıpkı, bir bina yapmak isteyenin öncelikle ilk kullanacağı malzemeler arasında yeralan kerpiçleri temin etmesine benzemektedir.
Bu sadece Kur'ân ilimleri için faydalı/geçerli bir kural değildir; aksine, şeriat ilimlerinin her biri için de faydalı bir kuraldır; çünkü: Kur'ân kavramları, Arap Kelamının özü ve kaymağıdır; en mutedil, en değerli olandır. Fakih ve bilgelerin hüküm ve hikmetlerini ortaya çıkarmadaki dayanaktır. En büyük şair ve belagat ustalarının nazım ve nesirlerinde daima başvurdukları kaynaktır.
Bu kavramların ve onlardan doğan ve türetilenlerin dışında kalanlar, ona kıyasla, meyvelerin içi ile kabuğu/hurmanın kendisi ile çekirdeği, buğdayın özü ile kepeği gibidir.
Ben Kur'ân kavramlarını her yönden inceleyen yeterli alfabetik şekilde dizilmiş bir kitap dikte etmek için Yüce Allah'tan hayır dileğinde bulundum. Buna bağlı olarak önce elif, ardından ba harfini alfabetik sıraya göre dizecek, bu dizilişte kavramları ilk aslî harflerine göre düzenleyecek, ilave edilmiş harfleri dikkate almayacağız. Bu arada kavramların istiare yoluyla kullanılanları ile türevlerini Kitabın hacminin elverdiği ölçüde ele alacağız. Kavramların birbirleriyle ilişkileri konusunun incelenmesi ile ilgili kuralları ise, bu konuya ayırdığım Risaleye havale edip burada tekrar ele almayacağım.
Bu bağlamda kendi alanında yeterli olan yazdıklarım, beni hayırlar yolunda yarışmaktan ve bizi; Rabbinizden bir mağfirete koşunuz (57/Hadîd 21) sözü ile teşvik ettiği şeylerden müstağni kılmaktadır. Allah bize o mağfirete kavuşma yolunu kolaylaştırsın.
Bu kitaptan sonra, Allah diler ve ömür verirse, bir manaya gelen müteradif kelimeleri ve onlar arasındaki gizli farkları inceleyen bir kitap yazacağım.
O zaman, her yerde kullanılan bir kelimenin neden başka bir müteradifi ile kullanılmadığı da ortaya çıkacaktır.
Sözgelimi, neden bir yerde
kalb, bir yerde
fuâd, bir yerde
sadr denmiştir. Öte yandan, bir kıssa anlatıldıktan sonra neden;
Bazen:
Bunda iman eden bir topluluk için âyetler/ibretler vardır (30/
Rûm 37);
Bazen:
Tefekkür eden bir topluluk için (1 O/Yûnus 24);
Bazen:
Bilen bir kavim için (2/Bakara 230);
Bazen:
Derinden anlamaya çalışan (6/En'âm 98);
Bazen: basiret:
Uzbakış sahipleri için ibretler/dersler vardır (3/Al-i İmrân 13);
Bazen:
hicr sahipleri için (89/Fecr 5);
Bazen de:
Nuhâ sahipleri için (20/Tâhâ 54) denmektedir?
Buna benzer konular çoktur. Bu konuda hakkı tahkik, batılı iptal etmeyenler bunların hepsinin bir olduğunu düşünürler. Bunlar, sözgelimi, “
Hamd Allah'a mahsustur” ifâdesini
(Şükür Allah'a mahsustur) diye açıkladıklarında veya
(İçinde reyb yoktur) sözünü
(İçinde şek yoktur) diye değiştirdiklerinde
Kur'ân'ı tefsir ettiklerini ve ona yeterince açıklık kazandırdıklarını sanırlar.
Yüce Allah, başarıyı öncümüz, takvayı kılavuzumuz yapsın; bize verdiklerinden bizi faydalandırsın ve onu:
Azığınızı hazırlayınız; çünkü, azıkların en hayırlısı takvadır (2/Bakara 197) sözünde emredilen azığı elde etmede bize yardımcı kılsın.
Ragıb el Isfahani
Çıra yayınları Rağıb el Isfahani Müfredat Kuran Kavramları Sözlüğü adlı
kitabı incele diniz.