Kitap Süneni Nesai
Yazar İmam Nesai
Tercüme Prof. Dr. Ali Özek
Yayınevi Hisar Yayınları
Kağıt - Cilt Sarı Şamua - Lüks Bez Cilt, 4 Cilt Takım
Sayfa - Ebat 3080 sayfa - 17x 24 cm
İmam Nesai , 4 Cilt Süneni Nesai adlı kitabını incelemektesiniz. Hisar Yayınları 4 Kitap Süneni Nesai adlı hadis kitap seti hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Aziz Okuyucu
Cenâb-ı Hakk'ın (c.c) Rahmeten lil âlemin olarak gönderdiği, kendisine Makam-ı Mahmud'u ihsan ettiği kâinatın efendisi yüce insan Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz her türlü övgünün üzerindedir.
Yüce Allah (c.c.) onu himayesine aldı. Yardımlarıyla kulları âciz bırakan âyet ve mucizelerle onu destekledi. Ona vahyini emanet etti.
Onu mükemmel bir davetle umumi bir peygamberlikle göndererek diğer yaratılmışlarla kendisi arasında elçi olarak görevlendirdi.
Diğer peygamberleri bir topluluğa veya bir kavme gönderdiği halde, Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz'i bütün kâinata gönderdi.
Ona gönderdiği vahyi (Kur'an'ı) korumayı bizzat üzerine aldı. Allah (c.c.)'ın bu himayesi sayesinde hiç kimse onun bir harfini bile değiştirmeye muvaffak olamadı. Hiçbir zaman da olamayacaklardır.
Cenâb-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'i mü'minler için bir rahmet, karanlıkları aydınlatan bir nur, hakikate ulaştıran, hak yola ve kurtuluşa eriştiren bir rehber olarak ihsan etmiştir.
Nitekim bir âyeti kerimede:
"Allah Teâlâ (bu Kur'an'a tabi olanı) bununla rızasını arayanı kurtuluş yollarına götürür. Kendi irade ve yardımıyla onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve dosdoğru bir yola iletir." (5/16) buyurmaktadır.
Biz Müslümanlara düşen vazife ise Allah (c.c.)'ın verdiği bu nimetler karşısında, Rahman ve Rahîm olan, din gününün sahibi Allah (c.c.)'a hamd etmek, yalnız O'na kulluk etmektir. Bu vazifeyi yerine getirirken de Cenâb-ı Hakk'tan yardım ve tevfikini üzerimizden eksik etmemesini dilemek olmalıdır. Böylece Allah Teâlâ'nın (c.c.) kendilerine nimet ihsan ettiği peygamberler, velîler ve salih kullar zümresine bizleri de dâhil etmesi için duâ etmelidir.
Muhakkak ki Cenâb-ı Hakk'ın bize en büyük ihsanlarından biri de hiç şüphesiz Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in bizâtihi kendisidir. Onun emir ve nehiylerini bize anlatan, vahyini açıklayan odur. Mü'minlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir. Bu yüzden Allah (c.c.)'ın emrine itaat etmemiz için gerek sözleri, gerekse davranışlarıyla bizleri bilgilendirmiştir. Bu hadislerin birçoğu Kur'an-ı Kerim'in açıklamasıdır.
Bir ayeti kerimede:
"Sana da Kur'an'ı indirdik ki insanlara vahyedileni açıklayasın." (16/44) emri ilâhisinin tecellisidir.
Başka bir hadisi şerifte Resûl-i Zişân Efendimiz'in:
"Bana bu Kur'an'ın bir misli daha verildi." Buyurması ve yine Necm suresinde onun için:
"O keyfine göre konuşmaz. (Onun) konuştukları, kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir." (53/3-4) ayeti kerimelerinde buyrulduğu gibi onun bize söyledikleri çok önemli şeylerdir.
Cenâb-ı Hakk'ın (c.c) Rahmeten lil âlemin olarak gönderdiği, kendisine Makam-ı Mahmud'u ihsan ettiği kâinatın efendisi yüce insan Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz her türlü övgünün üzerindedir.
Yüce Allah (c.c.) onu himayesine aldı. Yardımlarıyla kulları âciz bırakan âyet ve mucizelerle onu destekledi. Ona vahyini emanet etti.
Onu mükemmel bir davetle umumi bir peygamberlikle göndererek diğer yaratılmışlarla kendisi arasında elçi olarak görevlendirdi.
Diğer peygamberleri bir topluluğa veya bir kavme gönderdiği halde, Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz'i bütün kâinata gönderdi.
Ona gönderdiği vahyi (Kur'an'ı) korumayı bizzat üzerine aldı. Allah (c.c.)'ın bu himayesi sayesinde hiç kimse onun bir harfini bile değiştirmeye muvaffak olamadı. Hiçbir zaman da olamayacaklardır.
Cenâb-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'i mü'minler için bir rahmet, karanlıkları aydınlatan bir nur, hakikate ulaştıran, hak yola ve kurtuluşa eriştiren bir rehber olarak ihsan etmiştir.
Nitekim bir âyeti kerimede:
"Allah Teâlâ (bu Kur'an'a tabi olanı) bununla rızasını arayanı kurtuluş yollarına götürür. Kendi irade ve yardımıyla onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve dosdoğru bir yola iletir." (5/16) buyurmaktadır.
Biz Müslümanlara düşen vazife ise Allah (c.c.)'ın verdiği bu nimetler karşısında, Rahman ve Rahîm olan, din gününün sahibi Allah (c.c.)'a hamd etmek, yalnız O'na kulluk etmektir. Bu vazifeyi yerine getirirken de Cenâb-ı Hakk'tan yardım ve tevfikini üzerimizden eksik etmemesini dilemek olmalıdır. Böylece Allah Teâlâ'nın (c.c.) kendilerine nimet ihsan ettiği peygamberler, velîler ve salih kullar zümresine bizleri de dâhil etmesi için duâ etmelidir.
Muhakkak ki Cenâb-ı Hakk'ın bize en büyük ihsanlarından biri de hiç şüphesiz Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in bizâtihi kendisidir. Onun emir ve nehiylerini bize anlatan, vahyini açıklayan odur. Mü'minlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir. Bu yüzden Allah (c.c.)'ın emrine itaat etmemiz için gerek sözleri, gerekse davranışlarıyla bizleri bilgilendirmiştir. Bu hadislerin birçoğu Kur'an-ı Kerim'in açıklamasıdır.
Bir ayeti kerimede:
"Sana da Kur'an'ı indirdik ki insanlara vahyedileni açıklayasın."
(16/44) emri ilâhisinin tecellisidir.
Başka bir hadisi şerifte Resûl-i Zişân Efendimiz'in:
"Bana bu Kur'an'ın bir misli daha verildi." Buyurması ve yine Necm suresinde onun için:
"O keyfine göre konuşmaz. (Onun) konuştukları, kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir." (53/3-4) ayeti kerimelerinde buyrulduğu gibi onun bize söyledikleri çok önemli şeylerdir.
Allah Teâlâ (c.c.)'nın, Resûlü Ekrem Efendimiz vasıtasıyla gönderdiklerine iman ettikten sonra en iyi şekilde bu emirleri yaşamak, Resûlullah (s.a.v.)'ın sünnetini bilmekle mümkündür. Bunun yolu ise onun söylediklerini öğrenmektir. Mesela; Peygamberimiz (s.a.v.)'in namazı kılarken "beni gördüğünüz gibi kılınız" emrini yerine getiren sahabe efendilerimiz gibi bu emri yerine getirmek için de Efendimizin hadisi şeriflerini iyi bilmek gerekir.
İşte bunları yerine getirmek, Allah (c.c.)'ın hidayetine ve felaha erenlerden olmaya vesiledir. Çünkü Resûlullah (s.a.v.)'ın ahlâkı Kur'an'dır. O, Allah (c.c.)'ın mü'minlere bir nimetidir ve O'nun nimetleri saymakla bitmez.
Ancak bizim bu nimetlere en büyük şükrümüz, Allah (c.c.)'a ve onun peygamberlerine, yine o peygamberler vasıtasıyla bize gönderilenlere Allah (c.c.) ve peygamberlerinin istediği şekilde iman etmek ve şekilde yaşamaktır.
Efendimiz'in söylediği sözleri onun zamanında sahabe-i kiram efendilerimiz kaydetmiş, daha sonra tabiiler ve daha sonra gelenler derlemiş ve tertip etmişlerdir. Böylece İslâm âlimlerinin üzerinde ittifak ettikleri kitaplar telifle meydana gelmiştir.
Bunların en önemlileri Kütübü Sitte adıyla üzerinde ittifak edilenlerdir. Bunlar; Buharî, Müslim, Nesâî, Ebû Davud, Tirmizî ve İbni Mâce'dir.
İşte elinizde bulunan bu kitap, yukarıda adı geçen kitaplardan Süneni Nesâî (Neseî)'dir.
Allah (c.c.)'ın ve Resulünün yolunu en iyi anlatan ve onlara inananları doğru yola götüren eserlerdendir.
Uzun süren bir zaman dilimi içinde bu eseri tercüme eden Prof. Dr. Ali Özek Hoca efendiye şükranlarımızı arz ederiz.
Eseri baştan sona yeniden okuyup tashih eden Bekir Şengün Hoca efendiye ve son cildi terceme eden Yrd. Doç. Dr. Nedim Yılmaz Hoca efendiye de teşekkürlerimizi sunarız.
Nesâî hakkında geniş malumat hemen kitaba başlarken arz edilmektedir.
Böyle bir Nesai Kitap Seti eserini neşrini bizlere nasip eden Allah (c.c.)'a hamd eder, bu türlü nimetlerinin devamını niyaz ederiz. Tevfik Allah'tandır.
Mevlüt Karaca