Kitap Tasavvuf Külliyatı
Yazar Seyyid Abdülkadir Geylani, Muhammed Es-Sayyadi Er-Rifai Muhyiddin İbn Arabi, İmam-ı Gazali Feridüddin Attar (rahmetullahi aleyhim.)
Tercüme Doç. Dr. Osman Güman
Yayınevi Gelenek Yayıncılık
Kağıt Cilt Şamua , Kalın Ciltli
Sayfa Ebat 480 Sayfa, 17x24 cm
Yayın Yılı 2019 Son baskı
Gelenek Yayınevi Tasavvuf Külliyatı kitabını incelemektesiniz.
Tasavvuf Külliyatı kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Kim namaz kılar da o namaz kendisini hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoymazsa, o namaz olsa olsa onun Allah’tan daha fazla uzaklaşmasını sağlar.
Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.
Ey boş yere kendini gamlara kaptıran, elde edemediği dünya malı için üzülüp duran gafil. Kuran’ı aç da; “Sizden önce gelen insanlar nice akarsular nice bahçeler terk edip gittiler.” ayetini oku.
Siz şükredip iman ettikten sonra Allah ne diye sizi cezalandırsın ki? Gerçekten Allah şükredenlerin mükâfatlarını bol bol verir ve her şeyi hakkıyla bilir.
Oruç günahlara karşı bir kalkandır. Sizden biriniz oruç tuttuğu zaman kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da sataşırsa: ‘Ben oruçluyum desin.
Mukaddime
Alemlerin Rabbine hamd olsun. Başta ve sonda, zahirde ve batında, yaratıklarının adedi, kelimelerini yazan mürekkebin miktarı, arş'ının ağırlığı, zatının rızası kadar, yaş ve kurunun sayısı kadar, yarattığı varlıkların sayısı kadar Allah'a daima, sonsuza kadar en güzel şekilde hamd olsun. O ki, yaratıp tertip etti, takdir edip doğru yolu gösterdi, öldürüp diriltti, ağlatıp güldürdü, verip aldı.
O ki kelimeleriyle yedi kat gökleri ayakta tuttu, yüce dağlar boyun eğdi, dünya karar kıldı. O'nun rahmetinden ümit kesilmez, hükmünün, fiilinin ve emrinin icrasından emin olunmaz, ibadetinden yüz çevrilmez, nimetlerine sınır olmaz.
O'nun verdiği mükâfatlara hamd edilir, lâyık gördüğü lütuflara şükredilir. Efendimiz Muhammed Mustafa (salMâhu aleyhi ve sellemfe salât ve selâm olsun. Ona tabî olanlar sapıklıktan kurtulup doğru yolu bulur, ona sırtını dönenler doğru yoldan çıkar perişan olur. O; sadık ve herkes tarafından tasdik edilen, dünyaya itibar etmeyen, insanlar arasından seçilen, mahlukatı içinden tercih edilen Peygamber'dir. Onun gelmesiyle hak meydana çıktı, onun ortaya çıkmasıyla batıl zail oldu, onun nuruyla yeryüzü aydınlandı.
Efendimiz Muhammed Mustafa'ya Allah'ın çokça salât ve selâmı olsun, ashabına ve onların doğru yolundan gidenlere, Allah Teâlâ'ya güzel ibadetlerde bulunup doğru söz söyleyenlere ve doğru yoldan ayrılmayanlara da salât ve selâm olsun.
Bütün niyazımız O'nadır, dönüşümüz de O'nadır. O bizim Rabbimizdir, yaratanımız, rızık verenimiz, yedirenimiz, içirenimizdir. Bizi hasta eden, bize şifa veren, bizi koruyan da O'dur. Bize hayat veren, bize zarar veren ve bizi bütün şeylerden bizi muhafaza eden de O'dur.
Bütün bunlar O'nun rahmeti, şefkati, lütfü, keremi iledir. Bizi sözlerimizde, işlerimizde, gizli ve açık koruyan, bolluk ve darlıkta, nimet ve musibetlerde bizi esirgeyen O'dur. O, her istediğini yapar, her dilediğine hükmeder. Gizlileri bilir. Herkesin hal hareketine, kusurlarına, taat ve ibadetlerine mut-talidir. Yalvarmalarımızı işiten, dilediğinin duasını kabul eden O'dur. Bunda kendisine kimse karşı çıkamaz, itiraz edemez.
İmdi, Allah'ın kullarına nimeti çoktur. Gece gündüz, her an ve her zaman, her lahza Vb her hal-u kârda ardı arkası kesilmeden devam eder. Nitekim Yüce Rabbimiz: "Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalkarsanız bitiremezsiniz (Nahl, 81) buyurmuştur.
"Üzerimdeki bütün nimetler Allah'tandır." (Nahl, 53)
Bunları saymaya ne kalbim yeter ne dilim. O, saymakla bitmez, akıl ve zihin onu kavramaz. Kalpler kapsamaz, diller ifade edemez.
Dilimin dönebildiği, sözümün açıkladığı, kalemimin yazdığı, beyanımın ifade ettiği birtakım kelimeler meydana çıktı ki bunlar bana gayp kapılarından göründü. Kalbime düştü, bir yer işgal etti. Hal onları açığa çıkardı, sonuca bağladı. Allah'ın lütfü ve rahmeti onların ortaya çıkmasını istedi. Söz kalıbına döktü. İstedi ki bunlar Hak celle ve âlâ'yı dileyenlere ve O'nu talep edenlere takip edecekleri bir yol olsun.