Kitap Duaların Esrarı
Yazar Ayhan Yalçın
Yayınevi Çelik Yayınevi
Kağıt - Cilt 2.Hamur , İnce Ciltli
Sayfa - Ebat 512 Sayfa - 13.5x19.5
Çelik Yayınları, Ayhan Yalçın tarafından yazılan Duaların Esrarı adlı kitabı incelemektesiniz.
Duaların Esrarı kitabı hakkında yorumları okuyup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
ÖNSÖZ
Elhamdü li'llâhi Rabbi'l-Âlemîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ecmâîn.
Verdiği sonsuz ni'metleri arasında bu kitabı da hazırlayıp, neşretmek imkânını lûtf ve ihsan eden Allahu Teâlâ Hazretlerine sonsuz hamd ve senalar olsun. Hamd ve senanın her türlüsü ancak O'na mahsûstur.
Salât ve selâm Rasûl-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem, Sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ salla'llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'e; O'nun aile efradına ve ashabına (Ra-dıyallahu anhüm ecmaîn) olsun.
Kâinât'ta var olduğunu bildiğimiz, bilmediğimiz ne varsa; hepsi kendi dillerince, Allahu Teâlâ Hazretlerini hamd ile teşbih etmektedir. Bu, Kur'ân-ı Kerîm'in bildirdiği bir gerçektir. İsrâ' sûresinin 44'üncü âyet-i kerîmesinde şöyle buyurulmuştur:
"Yedi gök ile yer ve ikisinin İçindekiler, O'nu (Allahu Teâlâ'yı) teşbih ve takdis ederler. Hiçbir şey yoktur ki, O'nu hamd ile teşbih etmesin. Fakat siz, onların teşbihlerini anlamazsınız. Ailahu Teâlâ Halimdir, Gafur'dur."
Ra'd sûresinin 15'inci âyetinde de şöyle buyurulmuştur:
"Göklerde ve yerde ne varsa; kendileri de gölgeleri de, ister istemez, sabah-akşam Alahu Teâlâ'ya secde ederler."
Duâ, çok farklı bir şeydir. Zîrâ, o, alelade "istemek, başvurmak, müracaat etmek" değildir. Duâ, ilim ötesi bir olaydır. Çünkü, Cenâb-ı Hakk Azze ve Celle ile kulu arasındaki münâsebet "bir ilim ve lisân işi" değil, bir "gönül/kalb" ve "yaşayış/hâl işi"dir. Bu ise; anlatılamaz, hissedilir; gösterilemez ama, görülür.
Oldukça farklı bir uslûb ve değişik bir sayfa tertibi içinde hazırlamaya gayret ettiğim bu kitapta, mü'-min kardeşlerimin duâ ihtiyaçlarını karşılayacağını ümid ettiğim konulara yer verdim. Eserlerinden faydalandığım muhterem zevattan Âhiret'e intikâl edenlere, Allahu Teâlâ'dan rahmet ve hayatta olanlara da iki cihan saadeti diler, bu kitabımın da haydara vesîle olmasını niyaz ederim.
Tevfîk ve hidâyet ancak Ailahu Teâlâ Hazretleri 'ndendlr.
"Elhamdü li'llâhi alâ Dîni'l-İslâm ve alâ tevfîki'l-îmân ve alâ hidâyeti'r-Rahmân."
"İlâhî ente maksûdi ve rızâke matlûbî."
"Rabbena tekabbel minnâ inneke ente's-Semîu'l-Alîm."
Avukat
Ayhan YALÇIN
"'DUÂ" denen SIR!..
Duâ —kelime mânâsı— "çağırmak" demektir. Kur'ân-ı Kerîm'de ise; kimi âyetlerde (Nisa': 56, isrâ: 110) "İbâdet"; kimilerinde (Bakara: 23) "İstiaze/yardım istemek", kiminde de (Mü'min: 60) "taleb" mânâlarına gelmektedir.
Duâ —deyim olarak—: Bir şeyin olmasını veya olmamasını Allahu Teâlâ'ya hamd ve sena ederek, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e salât ve selâm getirerek, kulun zillet ve ihtiyacını ifâde eden bir dille, Allahu Teâlâ Hazretlerinden yardım dilemektir.
Duâ; kulun, Cenâb-ı Hakk'a ubudiyetini arz etmesi; O'ndan Dünya ve Âhiret'i ile ilgili istekte bulunmasıdır.
Duâ; kişinin, Allahu Teâlâ'ya kul olduğunu idrak etmesi ve bu inancını İlâhî Huzur'da itirafta bulunmasıdır.
DUÂ, kişiyi: Allahu Teâlâ'ya kulluğa,
O'na teslimiyyete,
Alçakgönüllülüğe, ve
Kişinin kendini, Allahu Teâlâ'ya karşı zelîl görme noktasına çağırır, ve duâ ehlini o noktaya alır götürür.
* Allahu Teâlâ'ya tesiîm olan:
* Sâdece O'na yönelir, ancak O'ndan ister.
* O'ndan gayrı ne varsa, onlara karşı duyduğu korku ve ürpermeyi de aklından çıkarır; sâdece Cenâb-ı Hakk'tan korkar.
O halde duâ; kişinin hâlini Allahu Teâlâ'ya "arz etme ve isteklerini sıralama''dan öte bir şey'dir.
* Kul; duâ ile, Kâinat'ın Yaratıcısı, Tek ve Mutlak Hâkimi Allahu Teâlâ'ya;
* O'nu sevdiğini,
* Verdiği ni'metlere şükrettiğini,
* O'nun irâdesi doğrultusunda her zaman hareket etmeye hazır olduğunu gösterir.
İnsanların dualarını iki grupta toplayabiliriz.
* Avamın duası: Bencil insanların duâsıdır. Çünkü bunlar;
* Ya borçludur, borcunu ödemek için yardım istemektedir.
* Veya hastadır (yahud hastası vardır) şifâ taleb etmektedir.
* Yahud işleri bozuktur, düzelmesini istemektedir.
* Ariflerin duası: Samîmî dualardır. Zîrâ, Allahu Teâlâ'nın arif kullan, O'nun huzurunda bulunmaktan tarif edilemez derecede zevk alırlar.
Allahu Teâlâ Hazretleri, kimin duası olursa olsun, mutlaka kabul eder.
DUALAR KABUL OLUNUR...
Cenâb-ı Hakk Azze ve Celle, Bakara sûresinin 186'ncı âyetinde şöyle buyurmuştur:
"Ben, onlara yakınım. Bana duâ edince, duâ edenin duasına karşılık veririm..."
Bir hadîs-i Kudsî'de de şöyle buyurmuştur:
"Âdemoğlu! Sen, Bana duâ ve ricada bulunduğun zaman, sendeki günâhları kayıtsız bağışlarım. Günâhların göklerin arasını dolduracak duruma ulaşsa, Ben'den bağışlanmayı istediğin zaman Ben, seni bağışlarım.
Âdemoğlu! Bana ortak koşmadıktan sonra yeryüzünü dolduracak ölçüde günâhla karşıma gelsen, yeryüzünü dolduran bir afvla karşılık verir, seni afvederim."
• Rasûlullah saliallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de;
— "Duâ, ibâdetin özüdür." buyurmuş ve sonra da şu âyet-i kerîmeyi okumuştur:
"Rabbiniz buyurdu ki: Bana duâ (ibâdet) edip kullukta bulunun ki, size karşılığını vereyim..." (Mü'min: 60)
"DUÂ EDİYORUM, KABUL EDİLMİYOR!?" DEME...
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur: — Bir mü'min; günâhla, akrabaları ile münâsebetleri kesmekle ilgisi olmayan bir duâ ederse, Allahu Teâlâ, o'na mutlaka üç şeyden birini verir: Ya, duada istediğini, Dünya'da iken verir, Veya, duada istediğini, Ahiret'te o'nun için bir hazırlık olarak bekletir, Yahud, o'na gelecek bir fenalığı önler."
Bunun üzerine, orada bulunanlardan biri:
—"O halde çok duâ edelim, yâ Rasûlallah." dedi.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
—"Allahu Teâlâ daha çok verir."
"DUALARIMIZ KABUL EDİLMİYOR!" diyenlere CEVAP...
Bir gün, İbrâhîm bin Edhem'e — kuddise sırruh—: "Dualarımız kabul edilmiyor, ne dersiniz?" diye sormuşlar.
O da cevap vermiş:
— Cenâb-ı Hakk'ı tanıyorsunuz ama, emirlerini yerine getirmiyorsunuz!
Rasûlullah'ın sünnetlerini uygulamıyorsunuz!
Kur'ân-ı Kerîm okuyorsunuz ama, onun gösterdiği yoldan gitmiyorsunuz!
Allahu Teâlâ'nın verdiği ni'metleri yiyor ama; şükretmiyor, şükranda bulunmuyorsunuz!
Cennet'i biliyorsunuz ama, fiillerinizle onu istemiyorsunuz!»
Cehennem'den korkmuyorsunuz!
"Ölüm var" diyorsunuz ama, ona hazırlanmıyorsunuz!
Ana ve babalarınızı kendiniz defnediyorsunuz, lâkin ibret almıyorsunuz.
Sonra da kalkıp, "Dualarımız kabul edilmiyor" diyorsunuz. Bu kadar kabahatlarla, dualar kabul olunur mu?
• DUÂ ETMEYENLERİN HALİ!..
Allahu Teâlâ'ya duâ etmemek; O'na kulluk etmeye tenezzül etmemek olur. Bu konuda, Mü'min sûresinin 60'ıncı âyetinde şöyle buyurmuştur:
"Rabbiniz buyurdu ki: Bana duâ (ibâdet) edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler, yakında hor ve zelil olarak Cehennem'e gireceklerdir."
• YA KÂFİRLERİN DURUMU?
Onlar için de, Ra'd sûresinin 14'üncü âyetinde şöyle buyurulmuştur:
"Hakîkî duâ (ve davet), ancak O'na (Allahu Teâlâ'ya) yapılır. O'nun dışında duâ ettiklerine, sığındıklarına gelince; onlar, duâ edenlerin hiçbir isteklerini karşılayamaz. (Allahu Teâlâ'dan gayrısına niyazda bulunanların hâli) tıpkı ağzına değsin diye suya doğru iki avucunu açan ve fakat ona asla ulaşamayan birinin haline benzer. İşte kâfirlerin duası, ancak dalâletten başka birşey değildir." ( Duaların Esrarı , Ayhan Yalçın , Çelik Yayınevi , yazar , tercümesi, 1. kalite kağıt, ciltli, sırlı dualar )
Çelik Yayınları, Ayhan Yalçın tarafından yazılan Duaların Esrarı adlı kitabı incele diniz.