%37

Dürretül Vaizin, 2 Cilt HUZUR

  • 2.7 / 5
2.7 / 5
745,00 TL
1.200,00 TL
Havale / EFT: 722,65 TL
Şamua, Lüks Bez Cilt, 1.220 Sayfa, 17x24 cm
Aynı Gün Kargo

Ürününüz 1-2 gün içerisinde kargoya verilir.

Güvenli Alışveriş

Ürününüzü 14 gün içerisinde kolayca iade edebilirsiniz.


Kitap              Dürret’ül Vaizin - Dualı
Yazar             Osman Hubevi
Tercüme         Abdülkadir Akçiçek
Yayınevi         Huzur Yayınları
Kağıt - Cilt      Sarı Şamua - Lüks Bez Cilt
Sayfa - Ebat   1.220 Sayfa - 17x24 cm

 

 
Huzur yayınları, Osman Hubevi tarafından yazılan Dualı Dürret’ül Vaizin adlı kitabı incelemektesiniz.
Dürret’ül Vaizin Dualı kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
  
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır.  Alak 1-2


  
                DÜRRETÜL VAİZİN
                   Dürretül Vaizin

 
Aile meclislerinde rahatlıkla okunup istifade edilebilir.
Bu eser ayrıca vaaz meclislerinde notlar alınıp veya konu konu
okunup cemaat aydınlatılabilir.
Sade bir dil ve akıcı bir usluba sahiptir.
Her seviyeden müslümanın vaaz ve irşat kitabıdır.
Her konu âyet-i kerimeler ve hadis-i şeriflerle detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
Konuyla ilgili birçok hikaye ve kıssalar anlatılmıştır.
                          
   
           VAAZ  -  VAİZ

   Abdulkadir AKÇİÇEK
 
Değerli Okuyucularımız,
Sizlere sunduğumuz bu yeni eser, bir vaaz kitabıdır. Vaizler için de bulunmaz bir inci gibidir.
—  Vaaz..
Derken, şu mana akla gelmelidir :    Öğüt..
—  Vaiz..
Derken de, akla gelen şu mana olmalıdır :    Öğüt   veren..
 
Öğüt vermek, büyük bir görevdir. Öğüt veren de, bu büyük göre­vin büyük adamıdır. Onun başında akıl, kalbinde sevgi, nefsinde denge vardır. Başka türlüsü, öğüt vermeye lâyık biri değildir:
—  Hocanın sözünü tut, gittiği yola gitme..
Sözü, geçerli bir söz olamaz.
 
Öğüt vermenin, insanlık tarihinde temeli, Âdem aleyhisselâmla atıl­mıştır. Çile Yayınları tarafından neşredilen Yazıcıoğlu Muhammed'in, Muhammediye Kitabı'nda, Âdem aleyhisselâmın, oğlu Şit'e şu öğütle­rini görmekteyiz :
—  Sana beş nasihat edeceğim, bunları iyice bil; senden sonraya kalacak çocuklarına da bu öğütleri sen söyle..
BİRİNCİSİ: Yaratılmışlara dayanma; ama kim ve ne olursa ol­sun. Ben cennete dayandım, güvendim; Yüce Hak da beni ondan uzak­lara attı.
İKİNCİSİ ; Olmaya ki, kadına güvenesin, ona uyasm. Ben kadına uydum, beni zor durumda bıraktı.
ÜÇÜNCÜSÜ : Daima işin sonunu düşün, eğer ben işin sonunu dü­şünecek olsaydım, bana bunca perişanlık gelmezdi.
DÖRDÜNCÜSÜ : İçinden gelen acelecilik düşüncesine uyma; dai­ma dikkati, teenniyi elden bırakma. Ben işi aceleye getirdim, işim bo­zuldu.
BEŞİNCİSİ: İşlerini daima danışmalı yürüt; her yapacağın işi, aynı iş olsalar dahi, yine danışarak yap. Danışmanın çokluğundan za­rar gelmez.
 
N'olurdu ben de yapacağım iş için meleklere danışsaydım; hiç ba­şıma bu belâlar mı gelirdi?.
Son Peygamber Hazret-i Muhammed Mustafa'ya kadar bu öğüt verme görevi daima üst düzeyde yürütülmüş, çoğunlukla peygamberler üstlenmiştir. Ondan sonra da, bu ümmetin bilginleri.. Sunacağımız iki hadis-i şerif, bu manada önemlidir :
—    «Ümmetimin bilginleri, İsrailoğullarının peygamberleri gibidir.»
—    «Âlimler, peygamberlerin manevî varisleridir.»
Bu hadis-i şeriflerin delâletine göre, öğüt verme görevini, bu üm­metin bilginleri üstlenmiştir. Ama, nasıl bilgin!.
Bu büyük görevi üstlenecek bilginlerin, öncelikle kendilerini bil­meleri gerekir. Koca Yunus'un da işaret ettiği gibi, ilim sahibi önce kendini bilmelidir. Kendini bilmezlerin sözlerinden ne fayda gelir.
Her peygamber, yaşadığı asrın tüm bilgileri ile donanmış, en mü­kemmel insandır. Onların vekili, varisi sayılan bilginler de, zamanla­rında en mükemmel, en dürüst insan olmaları gerekir.
Fıkıh kitapla­rında :
 
—  İmam olacak kimsenin, bulunduğu yerde en iyi Kur'an okuma­sı, en temiz, dış görünüşü iyi, sesi güzel, toplum içinde itibarı yerinde
kimseler arasından seçilmelidir..

Diye geçer ki, işin önemine işaret eder.
 
Bazı esas dışında, hiç bir peygamber, kendisinden önceki peygam­berin uydusu olarak kalmamıştır. Dinini yenilemiş, kendini yenilemiş, içinde yaşadığı toplumu yepyeni bir hayata kavuşturmuştur: Hem mad­dî, hem manevî.. Peygamberlerin vekili olan bilginlerin durumu da aynı olmalıdır. Tekâmül kaidesi her zaman için geçerlidir. Geçmiş ne kadar iyi olursa olsun, gelecek ne kadar sıkıntılı olursa olsun; hiç kim­se geçmişi yaşamak istemez. Telefonsuz, televizyonsuz bir yaşantıyı kim ister.. İşte öğüt verme durumunda olan kimse, bütün bunları göz önün­de tutarak, kendisini ve kendilerine öğütçü olduğu kimseleri gelecek için hazırlamalıdır.
 
Hazret-i Ali'nin şu cümlesi pek güzeldir; Allah on­dan razı olsun :
—  Çocuklarınızı gelecek zaman için hazırlayınız..
Halk da, ilim sahiplerinin çocukları sayılırlar; onları geleceğe iyi hazırlamaları gerekir.
 
Arzu edilen manadaki bilginler, ilk asırlarda çoktu. Ashabın he­men hepsi öyle idi. Tabiin de onlar gibi idi. Onlardan sonra bilginler seyrekleşmeye başladı; zaman zaman bulunmaz oldu. Bu arada, çok büyük bilginler de geldiler; gelecekteki tehlikeyi sezdiler, özellikle dinî bilgiler esasa bağlıdır; ve bu sebeple mezhepler kurdular, tarikatlar kurdular, eserler yazdılar. Mezheplerini, tarikatlarını, kitaplarını ken­dilerinden sonra gelenlere emanet edip gittiler.
 
Şimdi onlar ayarında bilgin yoktur. Zaman zaman gelen büyük bilginler olsa da onların yerini tutamaz; onları izlemek zorundadır. Bu­nun gerekçesini açıklamak uzun olur, konumuz da o değil.. Yalnız kı­saca şunu arz edelim : Onların esas kaynağa ulaşmak için on kişiyi aş­ması gerekirken, şimdikilerin belki milyonlarca kişiyi aşması gerek.. Buna kimin gücü yeter?.
 
Anlatılan manadan ötürüdür ki, son asırlarda gelen haddini bilen büyük bilginler, esasta hep eskileri izlemişlerdir. Yeni yorumları dışın­da hiç bir şey yapmamışlardır. Yorum için bir sınır yoktur, her zaman serbestir.
Sizlere  sunduğumuz  bu  eser,   iki   bölümden  ibarettir;   şöyleki:
 
a)     Dualar..
b)     Vaaz Meclisleri..
 
Dualar bölümünde çeşitli dualar vardır: Hatim duası, yemek dua­sı, nikâh duası gibi.. Tamamı on üç tanedir.
Bu dualar, eski dilde yazılmıştı; şimdiki neslin ondan bir şey an­laması güçtü. Bunun için biz, onlan sadeleştirdik; anlaşılır hale getir­dik. Bir insan duâ ederken ne dediğini bilmeli.. Sadeleştirirken, metne sadık kaldık; aslından pek bir şey çıkarmadık.
 
Tercümemizeesas aldığımız eserin baş tarafında, bu duâları ha­zırlayan zat şöyle tanıtılıyor :
—  Öğretmen Okulu Farsça Öğretmeni Merhum Seyyid Şeyh Mehmed Tevfik Efendi..
Daha sonra, duaların edebî bir şekilde yazıldığı, beğenilen, mak­bul dualar olduğu anlatılıyor.
Aynı yerde, Vaaz Meclislerinin yazarı da şöyle tanıtılıyor :
—  Nasihatçı bilginlerden, faziletli vaizlerden, önde gelen kâmiller­den Osman b. Hasan Hubevî.. Melik Kavi Allah ona rahmet eylesin.
Hazırladığı bu eser ise, şöyle tanıtılıyor :
—  Adı geçen zatın tanzim ve tertip ettiği, vaaz ve nasihatlannı içine alan Tibyanlı Meclis olup bilginler ve öğrenciler arasında :
 
 
—  Dürret'ül-Vaizin..  ( Vaizlerin İnci Kitabı..)

Diye bilinmektedir; bu isimle meşhur olmuştur.
Bu eser ve yazan hakkında daha fazla bilgi verilmemiştir. Ancak, eserin 49. sayfasındaki TAKDİM yazısında bizzat kendisi biraz da­ha bilgi veriyor.
 
 
Kısaca size tanıttığımız bu eser; yetmiş beş meclistir. Daha çok, geçmişteki bilginlerin değerli eserlerinden derlenmiştir.
 
Özellikle, tercümesinde çok sade bir dil kullandığımız için, her ke­simden kimseler yararlanabilir.
 
Vaazetmeye yetkili kimseler, bu eserden notlar alıp meclislerini süsleyebilir; cemaatlerini aydınlatabilirler.
 
Bu eser, aile meclislerinde dahi, okunabilir. Anlaşılmayan hiç bir yanı yoktur; faydası çoktur.Oku yanın, dinleyenin biraz dinî bilgisi var­sa faydalı olur, faydalanır; eksiğini tamamlar.
 
Bundan sonrası sizlere.. Okuyunuz, okutunuz; Allah'a emanet olu­nuz.
 
27 Receb1404
28 Nisan1984
Bostancı-İstanbul
 
 
• Allah-ü Taââ, kullarım duâ etmeye teşvik için Mü'min suresinin 60. âyetinde şöyle buyurdu :
— «Bana duâ ediniz; sizin için duanızı kabul ederim.»
 
 
 
                     ÖNSÖZ
 
Yediren doyuran, esirgeyen koruyan Allah'ın adı ile..
Allah'a hamd olsun, şükürler olsun. İbadet edilmeye, dua için el açılmaya, yalvarılıp yakarılmaya lâyık olan onun Yüce Zat'ıdır. Se­bebine gelince: İhtiyaçları yerine getiren, zorlu işlerin kolaylık yolları­nı açan odur.
İşbu anlatılan sebepten ötürü: Şanı anlatılan Yüce Hakka şükür, kulluk, münacaat, duâ etmek pek yerinde ve lâyıktır.
Allah-ü Taâlâ, kullarını duâ etmeye teşvik için, Mü'min suresinin 60. âyetinde şöyle buyurdu:
—  «Bana duâ ediniz; sizin için duanızı kabul ederim.»
"Allah-u Taâlâ, bu güzel vaadi ile, kullarından gelen duaları kabul
hedefine ulaştırdığını, çeşit çeşit lütuflarına erdireceğini müjdeleyip se­vindirdi; memnun eyledi.
Kesintisiz salât ü selâm; A'raf suresinin 29. âyeti ile gelen:
—   «Dini, Allah'ın zatına has, halis kılarak ona duâ ediniz.» Manasını açıklayan, ayrıca:
—   «Allah, günahkârların ah edip inlemelerini sever.»
Hadis-i şerifi ile de müjdeler veren Allah'ın sevgilisi kıyamet gü­nünün şefaatçisi Muhammed Mustafa hazretlerinin toprağı pâk Ravza-i Mutahharasma, aydınlık ve mana gülleri ile donatılmış türbesine bolca arz olunur; saygıların da en mükkemmelini ona sunarız.
Sonra, Resulüllah efendimiz:
—  «Allah katında duadan daha güzel bir ikram olamaz.»
Sağlıklı emri ile de, ümmetini duâ etmeye, münacaata teşvik edip heveslendirdi; Allah ona salât ve selâm eylesin.
 
Onun âl ve ashabının dahi ıtır kokuları saçılmış kabir makamla­rına binlerce rıza dileğimizi arz eder, çeşit çeşit saygılar sunarız; Allah onlardan razı olsun. Yüce Allah dahi, Maide suresinin 119. Tevbe sure­sinin 100. Mücadele suresinin 58. Beyyine suresinin 98. âyetinde şöyle buyurdu:
— «Allah onlardan razıdır; onlar da Allah'tan razıdırlar.»
Böylece onların üstün şanlarını yüceltti; ikrama lâyık değerlerini yükseltti, artırdı.
 
Sonra..
Zaman veriminin seçkini, devran yumurtası. kuşunun koruyucusu, saltanat göğünün kandili, hilâfet seması çenberinin kutbu, cihan pa­dişahlarının değerlisi, Osmanoğulları Hanedanının seçkini SULTAN ABDÜLHAMİT HAN HAZRETLERİNİN üstün devlet sancakları gökte­ki iki parlak yıldız ferkadan kaldıkça inmesin; devleti için çokça dua­larımızı Ülûhiyet makamı dergâhına sunarız. Zira, bu büyük zatın sal­tanat devrinde tüm insanlar çeşitli nimetlere dalmış, bolca ganimet bulmuş, yardım görmüşlerdir.
 
Yeri göğü yaratan, insanlardan ve cinlerden yaratılmışların rızıklarını veren, şanı yaratılmışların gelip geçici hallerinden uzak olan Aziz Celil Allah; çok faydalı nimetleri damarlarımıza, adalelerimize can gibi yürüyen ve bizim için uğur bereketi açık Velinimet Hazretlerinin güçlü mutlu yurdunu dünyanın yersiz olaylarından korunmuş gece gündüz arızalarından emin, ömrünü, üstün saltanatını artırsın.
 
Ayrıca bu duaları biraraya getiren, düzenleyen Nusretiye Camii Vaizi Seyyid Şeyh Muhammed Tevfik kulunu dahi Cenab-ı Hak, affı­na ve mağfiretine daldırsın.
Âmin!. Emin Nebi hürmetine.. Allah ona salât ve selâm eylesin.
 
 
Okumaya Başlama Töreninde Okunacak Dua
 
1. DUÂ: Bir çocuğun ilk defa okumaya başlayacağı zaman okunur.

 
Bismillahirrahmanirrahim
 
Yediren doyuran, esirgeyen koruyan Allah'ın adı ile..
Allah'a hamd olsun.
Yüce Allah, Nemil suresinin 30. âyetinde şöyle buyurdu:
—  «Bu, Süleyman'dan gelmektedir; Rahman Rahim Allah'ın adı ile..»
 
Salât ve selâm, efendimiz Muhammed'e olsun; bir hadis-i şerifinde şöyle buyurdu:
—  «Bir tehlikeye düştüğün zaman, şöyle oku:
—   Yediren doyuran esirgeyen koruyan Allah'ın  adı ile..» Onun âline ve ashabına da salât ve selâm olsun. Onlar:
—   Yediren, doyuran, esirgeyen, koruyan Allah'ın adı ile.. Manasına aldığımız besmele'nin sırlarına ulaşmışlardır.
—    
Harfleri ve kelimeleri yaratan, duruşları ve davranışları, hareket­leri, sükûnları icad eden izzet sahibi Yüce Rabbimiz; bu güzel meclisi cümlemiz hakkında iki cihanda gayelerin elde edilmesine sebep, iki âlemde mutluluğu bulmaya sermaye eyleye.. Bu okumaya başlamayı, okunan Kur'an-ı Kerim'i, yüce dergâhında kusurlarımızla kabul eyle­sin.
 
Burada okunanlardan hâsıl olan mükâfatı ve sevabı; öncelikle biz­zat varlık eserinin besmelesi, meydana gelen sınıf sınıf varlıkların mü­kemmeli, risalet kitabının başı, nübüvvet nüshasının sonuncusu, Kur'-an harfleri sırları mektebinin edibi, Furkan surelerindeki işaretler minberinin hatibi, efendiler efendisi, kıyamet gününün şefaatçisi Efendimiz Hazretlerinin nurlu, latif, şerif, nazif mesut ruhuna, bütün şeref­leri alan kabrine muhtaç halimizle hediye eyledik, Yüce Mevlâ ulaştıra. Duruşlar ve davranışlar sürdükçe, Yüce Allah ona salât ve selâm ey­lesin."
 
Dört seçkin sahabe, ansar, muhacirler, pâk zevceler, cennetle müj­deli on sahabe, ashab-ı suffe, Bedir gazasına katılanlar, Uhud gaza­sında savaşanlar, diğer ashab-ı kiram, hürmete lâyık evlâd hazretleri­nin tümden pâk ruhlarına dahi Yüce Mevlâ ulaştıra. Allah onların hep­sinden razı olsun.
 
Ashabı görüp tabi olanların, tabiini görüp tabi olanların, din imam­larının, müfessirlerin, muhaddislerin, ermiş meşayihin, ilminin gereği ile amel eden bilginlerin, ibadet ehli olgun zatların, hafızların, Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen herkesin dahi pâk ruhlarına Yüce Mevlâ ulaştıra.
 
Allah onların kabirlerini nurlandırsın; makamlarını cennet eylesin.
 
Sonra..
 
Yüce Mevlâ; okumaya başlayacak olan bu temiz yavrunun bu baş­lamasını, uğurlu ve mübarek eylesin. Ömrüne bereket, rızkına genişlik. vücuduna sağlık afiyet, zekâsına keskinlik ihsan edip yardım eylesin.
 
Sonra onu; ilmi ile amel eden bilgin, şükreden zengin, irfan sahibi, ermişler zümresine katsın.
Bu yavrunun ana babasını dahi Cenab-ı Hak, onun çokça mürüv­vetini görmekle mesrur ve- şad eylesin, cehennem azabından kurtarsın.
Bu mecliste hazır olan din kardeşlerini iki cihanda aziz eylesin; geleceklerini, sonlarını da hayır eylesin. Maddî ve manevî zorluklarını çözsün; kolay getirsin.
 
Karada ve denizde bulunan tüm Muhammed ümmetine, iki cihan­da selâmet ihsan eylesin.
 
Özellikle kendisine duâ etmek tüm insanlara bir borç olan iki ci­hanı yaratanın yeryüzünde gölgesi, insanların ve cinlerin sultanı Resul'ün halifesi, Sıddık tabiatlı, Faruk gidişatlı Sultanoğlu Sultan Gazi ABDÜLHAMİD HAN efendimiz Hazretlerini üstün bahtlı tahtında kaim ve sağlık, afiyet sergisinde daim eylesin. Allah, onun saltanat günlerini dünya durdukça durdursun.
 
Doğruluk üzerine kurulan üstün devlet vezirlerini, karşılıklı sami­miyete dayalı büyük saltanat vekillerini; değerli arzusu doğrultusunda başarılı, yerinde istekleri karşısında uygun davranışlı eylesin.
 
Keremli çocuklarını dahi, uzun ömürlü yaşatsın.
Özellikle nurlu iffet seması sayılan, yüce saltanat beşiği olan iyilik ihsan sahibi Valide Hazretlerini dahi Yüce Allah uzun ömürlü eylesin.
 
Sonra..
Allah-ü Taâlâ, ömrümüzün sonunda bize iman selâmeti ihsan ey­lesin; ölümün sıkıntılı hallerini kolay eylesin; son kelâmımızı dahi tevhid kelimesi eylesin.
Yüce Mevlâ, cümlemize cennete girmeyi, cemalini görmeyi ikram eylesin.
Yüce Allah, burada okunan hayırlı duaları kabul hedefine ulaş­tırarak, kabul olma belirtilerini göstererek iki cihanda cümlemizi sevin­dirip memnun eylesin.
 
Bu duamızı, Saffat suresinin 180. 18.1. 182. âyetleri ile tamamla­yalım :
— «Üstünlük sahibi Rabbın, o bilmeyenlerin isnad ettikleri vasıf­lardan yana üstün ve temizdir. Gönderilen peygamberlere selâm olsun. Âlemlerin Rabbı Allah'a hamd  olsun.»
 
Dualarımızın kabulü için, bu mecliste hazır olan kardeşlerin selâ­meti için, Allah rızası için: EL-FATİHA..  ( dürretül vaizin 2 cilt , huzur yayınları , Dürretül Vaizin , dürretül vaizin 2 cilt fiyatı , vaaz kitabı dürretül vaizin, Dualı Dürret’ül Vaizin 2 Cilt set, dürretül vaizin takım, lüks bez cilt )
 
   
 
Huzur yayınları, Osman Hubevi Dürret’ül Vaizin Dualı vaaz kitabı incele  diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9785203756985
MarkaHuzur Yayınları
Stok DurumuVar
9785203756985

İlgili Ürünler

En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat