Kitap Hadislerle İslam
Yazar Komisyon
Tercüme Heyet
Yayınevi Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Kağıt - Cilt Şamua ( ivory kağıt ) Lüks Bez Cilt, 7 Cilt takım, ÖZEL KUTULU
Sayfa - Ebat 5.780 sayfa - 17x24 cm, Orta Boy
Yayın Yılı 2020
Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları tarafından hazırlanan Hadislerle İslam kitabını incelemektesiniz.
7 Cilt Hadislerle İslam kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Hadislerle İslam Diyanet İşleri Başkanlığı
Hadislerle İslâm, Hz. Peygamber’in hikmet ve rahmet dolu dünyasını keşfetmeye davet eden bir
hadis külliyatı dır. Eser, Sevgili Peygamberimizin (sav) çağlar üstü örnekliğini, sade ve anlaşılır bir dille ve özgün bir tasnif metoduyla günümüz insanına ulaştırmayı amaçlayan, aynı zamanda toplumun güncel ihtiyaçlarını dikkate alarak hadislerin hadislerle yorumunu ortaya koyan, Türkiye’nin hadis alanındaki birikimini yansıtan katılımcı bir çabanın ürünüdür.
Hadislerle İslam, Allah Resûlü’nün (sav) hakikat çağrısına kulak vermek; onun (sav) imanına, ibadetine, ahlâkına, örnekliğine, değerlerine, beşerî münasebetlerine tanıklık etmek; onun (sav) varlık ve bilgi ufkunda seyreylemek, tarihin ve medeniyetin önemli kavşaklarında onun (sav) izini sürmek ve nihayet varlık âleminin ötesine ve sonsuzluğun bilgisine ulaşmak isteyenler için kaynak bir eserdir.
BİLİM KURULU
Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ
Prof. Dr. Mehmet Emin ÖZAFŞAR
Prof. Dr. İsmail Hakkı ÜNAL
Prof. Dr. Yavuz ÜNAL
Prof. Dr. Bünyamin ERUL
EDİTÖRLER
Prof. Dr. Mehmet Emin ÖZAFŞAR
Prof. Dr. İsmail Hakkı ÜNAL
Prof. Dr. Yavuz ÜNAL
Prof. Dr. Bünyamin ERUL
Doç. Dr. Huriye MARTI
Dr. Mahmut DEMİR
REDAKSİYON HEYETİ
Doç. Dr. Huriye MARTI
Yrd. Doç. Dr. Zişan TÜRCAN
Dr. Abdurrahman CANDAN
Dr. Mahmut DEMİR
Dr. Mehmet HARMANCI
Dr. Muhammet Ali ASAR
Dr. Saliha TÜRCAN Ali ÇİMEN
Elif ERDEM
Esma ÜRKMEZ
Hale ÇERÇİBAŞI
Kenan ORAL
Rukiye AY DOĞDU
Mahmut Esad ERKAYA
Salih ŞENGEZER
Suat KOCA
Yıldıray KAPLAN
Yusuf TÜRKER
SON OKUMA
Prof. Dr. Mehmet Emin ÖZAFŞAR
Dr. Mahmut DEMİR Elif ERDEM
Hale ÇERÇİBAŞI
Kenan ORAL
Rukiye AY DOĞDU
Salih ŞENGEZER
Yusuf TÜRKER
En Sevgiliye İltica
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Her türlü tahiyyât, her türlü salavât, her türlü tayyibât âlemlerin Rabbine mahsustur. Bütün hamd ü senalar, bütün selâmlar, bütün iyilikler yalnız Allah içindir.
Her türlü salât ü selâm, her türlü tahiyyât ü ikram, her türlü ihtiram, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (sav), ehl-i beyti ve ashabı içindir.
Bize selâmı, duayı, iyiliği sen getirdin ey Nebî! Bize hamdi, senayı, şükrü sen öğrettin ey Allah'ın Resulü! Miracımız olan namazın her tahiyyâtında, "Selâm sana ey Nebî!" diye sana selâm gönderiyoruz.
Bize hakkı, hakikati, hidayeti sen getirdin. Rahmet yüklü adaleti, hikmet yüklü ahlâkı sen öğrettin. 'Mekârim-i ahlâk'ı sen tamamladın. Yüce Rabbimiz insanlığa olan büyük nimetini seninle kemâle erdirdi.
Dünyamızı sen anlamlandırdın. İnsanlık seninle anlam buldu ey Allah'ın Sevgilisi! Bize hayat veren 'Kerim
Kitabı sen getirdin. '
Kitapla beraber furkanı, mizanı, hikmeti getirdin.
Kitabı örnek hayatınla beyân ettin. Onu yaşanan bir hayata sen dönüştürdün. Bize 'Mahaccet-i beyzâ', gecesi gündüz gibi apaydınlık bir yol bıraktın. Hikmetli sözlerin, örnek davranışların 'hadis ve 'sünnet' oldu ve insanlığa yol gösterdi. Sözün ve sünnetin bize tarih sahnesinde süreklilik kazandırdı. Ümmetin bütün fertleri arasında bilgi, duygu ve davranış birliği oluşturarak kalplerimizi ve gönüllerimizi birleştirdi. 'Sünnet' ve 'hadis'in, asr-ı saadeti, bütün zamanlara taşıyarak yolumuzu aydınlattı.
Selâm sana ey Nebi!
Ümmetin âlimleri mübarek sîretini, sünnetini ve hadislerini sonraki nesillere aktarmak için hayatlarını vakfetti; müsnedler, sünenler, camiler, mucemler ve musannefler, senin hadislerini bir araya getirdi. Siyerler ve meğâziler, senin örnek hayatını bize tarif elti. Delâil, şemail ve hilyeler, senin vasıflarını bize anlattı. Naatlar, kasideler, mevlitler, sana olan aşkımızı ve sevgimizi dile getirdi. Nice telif ve tasnifler hep seni anlatmak için imla edildi. Sana gül terennümünde besteler yapıldı; ilahiler söylendi, divanlar dolduruldu. Mesnevilere senin adınla başlandı. Hattatlar en güzel tablolarına senin adını nakşetti. Ne yana baksak senden bir iz bulduk ey Nebi! Ne yöne dönsek seni gördük ey Nebî!
Ancak ne diller hakkıyla seni söyleyebildi ne de kalemler hakkıyla seni yazabildi!
Selâm sana ey Nebi!
İnsanlık tarihine altın harflerle yazılması gereken Veda Hutbesi'nde ashabına seslendin. Ashabına "Ben Allah'ın dinini hakkıyla tebliğ ettim mi? diye sordun. Ashâb-ı güzîn'in, "Elbette sen hakkıyla tebliğ ettin yâ Resûlallah! " diyerek karşılık verdiler.
Biz de haddimiz olmayarak diyoruz ki: "Elbette tebliğ ettin ey Allah'ın Resulü! Elbette tebliğ ettin."
Selam sana ey Nebî!
Yine Veda Hutbesi'nde ashabına: "Burada bulunanlar bulunmayanlara benden dinlediklerini tebliğ etsinler! Umulur ki, sonradan tebliğ edilenler burada bulunanlardan daha iyi anlarlar " buyurdun.
Ey Nebî! Bu müjdenden umut devşirdik. Bir avuç hadis talebesi olarak ümmetine bıraktığın hadis mirasından, sünnet hazinenden anlayabildiklerimizi topladık. Zayıf idraklerimizle şerh ettik. İstedik ki hadislerinden süzülüp gelen kutlu nefesin hissedilsin!
Gönüllere hayat veren âb-ı kevserinden kana kana içilsin! Hakikat çağrına kulak verilsin! İmanına, ibadetine, ahlâkına, örnekliğine, değerlerine, dualarına, beşerî münasebetlerine tanıklık edilsin! Varlık ve bilgi ufkunda seyredilsin! Tarihin ve medeniyetin kavşaklarında izin sürülsün! Bize bildirdiğin hakikatin ışığında varlık âleminin ve sonsuzluğun bilgisine ulaşılsın! İstedik ki günümüz insanı senin çağrınla buluşsun! Senin davetini anlasın! Kavrasın! Bu niyet ve düşüncelerle yola çıktık ve umutlandık. Yanımızda bulunmayanların bulunanlardan daha iyi anlayacaklarını umut ettik. Umudumuzu boşa çevirmemesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyoruz.
Bir hadisinde "Her kim benim sözlerimi işitip koruyup anlayıp başkasına tebliğ ederse Allah onun yüzünü ağartsın! Nice fıkıh taşıyıcıları vardır ki kendisinden daha fakih olanlara tebliğ ederler” buyuruyorsun.
Nübûvvet pınarından alabildiğimiz kadarıyla bu naçiz esere vücut verdik. Ak yüzlülerle kara yüzlülerin ayrılacağı o hesap gününde
Hadislerle İslâm adlı bu eseri yüzümüzün ağarmasına vesile kılması için Yüce Rabbimize niyaz ediyoruz. Niyazımıza şefaatçi olmanı diliyoruz ey Nebî!
Selâm sana ey Nebî!
Cenab-ı Hak'tan istediğin hayırları biz de istiyoruz ey Nebî! Sen dünyada da ahirette de iyilik, güzellik ve nimet istedin.
Sen Allah sevgisini, Allah'ı sevenlerin sevgisini ve Allah'ın sevgisine ulaştıracak tutum ve davranışları istedin.
Sen cenneti ve cenneti kazandıracak amelleri işleyebilmeyi nasip etmesini istedin.
Sen doğru olanı kalbine ilham etmesini ve nefsinin şerrinden korumasını istedin. Biz de istiyoruz ey Nebî!
Sen nasıl ki, kalbini
İslâm üzere sabit kılmasını, ayaklarını 'Sırât-ı Mustakîm'den kaydırmamasını, dinde sebat etmeyi ve doğrulukta kararlı olmayı istedin. Biz de istiyoruz ey Nebî!
Sen nasıl ki, fayda verecek ilimleri öğrenmeyi lütfetmesini, öğrendiğin ilimlerin hakkında hayırlı olmasını ve ilmini artırmasını istedin. Biz de istiyoruz ey Nebî!
Sen ilimle beraber hilm ve vakar istedin. Biz de istiyoruz ey Nebî!
Sen hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istedin.
Sen Allah'ı zikretmeyi, O'nun nimetlerine şükret meyi ve ibadetleri güzel yapmayı isledin.
Sen sadık bir dil, selîm bir kalp ve müstakim bir ahlâk istedin.
Sen yaratılışını güzel yaptığı gibi ahlâkını da güzelleştirmesini istedin.
Sen dinin, dünyan, ailen ve malın hakkında af ve afiyet isledin.
Sen helal rızık istedin. Sen istenenlerin hayırlısını; duanın, amelin, sevabın ve kurtuluşun hayırlısını istedin. Biz de bunları istiyoruz ey Nebî!
Sen nasıl ki Allah'tan hatalarından arındırıp kalbini temizlemesini ve günahlarla aranı doğu ile batı arası kadar uzaklaştırmasını istedin.
Biz de aynısını istiyoruz Rabbimizden.
Sen bağışlamasını ve merhamet etmesini istedin.
Sen düzgün bir hayat, temiz bir ölüm ve mahcup olmadan Allah'a kavuşmayı istedin.
Sen hayatın ve ölümün hayırlısını istedin. Biz de istiyoruz ey Nebî!
Cenab-ı Hak'tan istediğin bütün bu hayırları biz de istiyoruz ey Nebî!
Selâm sana ey Nebi!
Cenab-ı Hakk'a sığındığın kötülüklerden biz de sığınıyoruz ey Nebî!
Sen gazabından rızasına, cezasından affına, Ondan yine O'na sığındın. Sen huşu duymayan kalpten, doymak bilmeyen nefisten, fayda vermeyen ilimden ve kabul edilmeyen duadan O'na sığındın. Biz de sığmıyoruz ey Nebî!
Sen kederden, üzüntüden, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve bunaklıktan O'na sığındın.
Sen katı kalpli olmaktan, gafletten, fakirlikten, yokluktan, zilletten, miskinlikten, zulmetmekten ve zulme uğramaktan yine O'na sığındın. Biz de sığınıyoruz ey Nebî!
Sen kulağının, gözünün, dilinin ve kalbinin şerrinden O'na sığındın.
Sen kötü ahlâktan, kötü işlerden ve çirkin arzulardan O'na sığındın. Sen kötü bir ömür sürmekten, kalp fitnesinden, kabir azabından ve nefis vesvesesinden O'na sığındın. Biz de sığınıyoruz ey Nebî!
Sen bela ve musibetlerin şerrinden O'na sığındın. Sen işlerin dağınıklığından, altından kalkamayacağın borçtan, düşmanın galip gelmesinden ve düşmanları sevindirecek bir musibete duçar olmaktan O'na sığındın. Sen işlediklerinin ve işlemediklerinin şerrinden O'na sığındın. Sen hayatın ve ölümün, dünyanın ve ahiretin fitnesinden O'na sığındın. Sen cehennemden ve cehenneme sürükleyecek amellerden O'na sığındın. Biz de yolundan giderek aynı kötülüklerden Allah'a sığınıyoruz ey Nebî!
Selâm sana ey Nebi!
Cenab-ı Hak'tan sürekli ümmetini diledin. Dilinde ve kalbinde hep ümmetin oldu. Ümmetin olduğumuz devlet yeter. Hizmetinde olduğumuz izzet yeter. Senden sonra gelen ve seni görmediği halde sana iman edenleri 'kardeşlerim' diyerek görmeyi çok arzu ettin. Bizi de 'Havz-ı kevser'in başında karşıladığın kardeşlerinin arasına kabul buyur ey Nebi!
Selâm sana ey Nebî!
Salât sana ey Rasûl!
Tahiyyât sana ey Ahmed-i Mustafâ!
Her türlü ihtiram sana ey Âlemlerin Efendisi
ÖNSÖZ
Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla.
Hadis ve sünnet, Kur'an'ın beyanı olması cihetiyle Müslümanların inanç, ibadet ve ahlâk esaslarını, dünya görüşlerini, hayat tarzlarını ve değer yargılarını tesis eden temel kaynaktır.
Sünnet, Kur'an'ı hayata aktaran bir vasıta olmanın yanında, Müslümanların varlık, bilgi ve değer tasavvuruna da kaynaklık eder.
İslâm toplumlarının bölge, ırk, soy, yapı ve kültür farklılıkları ne olursa olsun ortaya koydukları maddî ve manevî bütün eserlerde Kur'an'ın ve sünnetin izleri vardır. İslâmiyet'in kısa sürede dünyaya yayılmasında, yerleştiği bölgelerde sürekliliğinin sağlanmasında, farklı kültür ve coğrafyalarda yaşayan mensupları arasında ortak bir yaşama biçiminin oluşmasında Sünnet-i Nebeviyye'nin rolü büyük olmuştur. Sünnet aynı zamanda asr-ı saadeti şimdiki zamana taşıma gayretinin de ana vasıtası olarak görülmüştür.
Resûl-i Ekrem'i (sav) bütün yönleriyle yeni nesillere anlatmasının yanı sıra onun (sav) sünnetini çağlara taşıyan en önemli vasıta olarak hadis, erken dönemlerden itibaren
İslâm ümmetinin ilgi odağı olmuştur. Din ve dünya tasavvuruna ilişkin pek çok rivayet, muazzam bir külliyata dönüşmüş, zengin bir literatüre vücut vermiştir. Hadis âlimleri, bir yandan Resûl-i Ekrem'in (sav) hadis mirasını aslına uygun bir biçimde aktarmaya çalışırken, diğer taraftan sünnetin ilke ve değerlerini yaşanır kılmak için çaba göstermişlerdir.
Hadis tarihi boyunca klâsik
hadis kaynaklarımızı anlamak ve yorumlamak için gösterilen çabaların bir bakıma metin ile hayat arasında köprü kurmaya yönelik olduğu söylenebilir.
Klâsik
hadis kaynaklarımızın her isteyenin rahatlıkla yararlanabileceği türden eserler olmadığı açıktır. Bu kaynaklardaki hadislerin mesajını kendi zamanlarına taşıma ve güncelleme gayreti, her çağdaki muhaddisleri harekete geçirmiştir. Bu maksatla hemen her dönemde çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Yakın tarihimiz de bu türden çalışmalara tanıklık etmiştir.
Bu manada Cumhuriyet döneminde TBMM'nin iradesiyle hazırlatılan bir
hadis eserine değinmek yerinde olacaktır. 21 Şubat 1925 tarihinde, kuruluşunun henüz ikinci yılında,
Diyanet İşleri Reisliğinin bütçesi TBMM'de görüşülürken meclis gündemine bir önerge taşınmış ve Kur'an-ı Kerim'in ve bazı
İslâmî eserlerin
telif ve tercümesine karar verilmiştir. İlk başlarda, elinizdeki,
Hadislerle İslam adlı esere benzer bir külliyat telif edilmesi düşünülmüşse de sonradan Sahîh-i Buharî'nin Zeynüddin Ahmed b. Ahmed ez-Zebîdî (893/1488) tarafından hazırlanmış olan Tecrid-i Sarih adlı muhtasarının
tercüme ve şerh edilmesi uygun görülmüştür. Bu vazife Darülfünun müderrislerinden Babanzâde Ahmed Naim'e (1872-1934) verilmiş, ancak yazarın üçüncü cildi
yayına hazırlandıktan sonra vefatı üzerine eksik kalan bu hizmeti tamamlama görevi Kâmil Miras'a (1875-1957) tevdi edilmiştir. Kâmil Miras, kalan dokuz cildi on yıl içinde tamamlamış ve eser 1947 yılında basılmıştır. Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi içerik ve üslubuyla bugün de ilmî değerini korumakta ve seçkin bir
hadis kaynağı olarak kabul görmektedir.
Cumhuriyet döneminde Sevgili Peygamberimizin (sav)
hadis-i şeriflerini halka ulaştırmak maksadıyla kaleme alınan ve pek çoğu münferit çalışmalardan oluşan başka eserler de olmuştur. Ancak elinizdeki eser, kapsam, katılım, altyapı, içerik ve üslup açısından gerek tarihteki ve gerekse günümüzdeki herhangi bir eser ile mukayese edilemeyecek bir özellik arz etmektedir.
Hadislerle İslam başlığını taşıyan bu eser Sevgili Peygamberimiz (sav) tarafından sergilenen örnek tutum ve davranışları, onun (sav) söz ve hadislerindeki mesajları; kısacası onun (sav) çağlar üstü örnekliğini sade ve anlaşılır bir dille günümüz insanına ulaştırmayı amaçlayan, özelde Anadolu insanının genelde
İslâm toplumunun modern zamanlardaki problem ve ihtiyaçlarını dikkate alan, hedef kitle olarak ortalama okuyucuya hitap ettiği için teknik olarak hadis ilminin sorunlarını okuyucuya açmayan, ülkemizdeki hadis uzmanlarının birikimlerinden yararlanan, seksen beş yazarın katkı sunduğu katılımcı bir çabanın ürünüdür. Aslında "Konulu Hadis Projesi" olarak adlandırılan proje kapsamında iki ürün ortaya çıkmıştır. Bunlar, "Elektronik Veri Tabanı-Hadis Bilgi Bankası" ve
Hadislerle İslâm adlı hadis külliyatı dır.
Konulu Hadis Projesi ile öncelikle temel hadis kaynaklarındaki
hadis rivayetlerinin bir araya toplanması ve konularına göre güncel bir bakış açısıyla yeniden tasnif edilmesi amaçlanmış, bunun için de bir veri tabanı hazırlanmıştır. Bu veri tabanı,
yayımlanan kitap ile ilişkili olduğu kadar ondan bağımsız bir mahiyete de sahiptir. Elektronik veri tabanında iki yüz binden fazla kayıt yer almaktadır. Kur'an-ı Kerim'in yanı sıra on dokuz temel
hadis kaynağındaki rivayetler bu veri tabanına kaydedilmiştir. Bu rivayetler beş bin kadar konu başlığı ile ilişkilendirilerek klâsik
hadis külliyatında bulunmayan birtakım konular da güncel başlıklar altında yeniden tasnif edilmiştir. Elde edilen bu başlıklar, daha sonra,
kitapta yer alması düşünülen üç yüz elli civarındaki ana başlık altında toplanmıştır. Böylece bu
hadisler yazarlara elektronik ortamda kolaylıkla ulaştırılmış, ayrıca
kitaptaki her bilgi bu sistem sayesinde rahatlıkla denetlenmiştir. Elinizdeki eser, böyle bir teknolojik alt yapı desteğiyle hazırlanmıştır.
Hadislerle İslam 'a gelince, eser bir mukaddime, bir giriş ve sekiz ana bölümden oluşmaktadır.
Bu bölümler şunlardır:
- Allah, Âlem, İnsan ve Din
- Bilgi
- İman
- İbadet
- Ahlâk
- Sosyal Hayat
- Tarih ve Medeniyet
- Ebedi Hayat, Ahiret.
Mukaddimede hadis tarihi ve literatürü, sünnet ve hadisi doğru anlamada temel ilke ve prensipler, Konulu Hadis Projesi'ni ortaya çıkaran şartlar (esbâb-ı mucibe) ve elinizdeki
kitabın ilkeleri, dil ve üslubu, bilimsel düzeyi ve metin iyileştirme süreci gibi hususlarda bilgiler verilmektedir. Sünnet ve hadise ilişkin temel bilgiler içermesi ve eserin hazırlanma süreçlerinde takip edilen usûl ve metotları anlatması bakımından öncelikle mukaddimenin okunması faydalı olacaktır.
Kitaptaki konuların/makalelerin yazımında belli ilkeler gözetilmiştir. Kur'an, sünnet ve sîret birlikteliğini metne yansıtmak, Kur'an-sünnet bütünlüğünü, sünnetin iç bütünlüğünü, hadislerin hayat bulduğu bağlam ve ortamı, sebeb-i vürudlarını göz önünde bulundurmak, aynı şekilde metinler arası iç bütünlüğe riayet etmek; yaşadığımız çağın gerçeklerini, niteliğini ve edebî zevkini dikkate almak, geçmişi bugünün algısıyla tasavvur etmekten sakınmak, hadislerde geçen kelime, deyim ve kavramla nn Resûl-i Ekrem (sav) dönemindeki anlamlarını tespit etmek bunlardan birkaçıdır. Ayrıca eser temel olarak
hadis alanındaki birikimi ve hadis kültürünü ortalama okura taşımayı ve günümüz insanına İslâm mesajını
hadislerle vermeyi hedeflediğinden, makalelerde râvi ve senedle ilgili teknik bilgilere ve hadis alanındaki akademik problemlere değinilmemiş; tefsir, fıkıh, kelâm ve tasavvuf gibi bilimlere ilişkin teknik tartışmalara da yer verilmemiştir. Özellikle fıkhı konular her mezhebin kaynak
kitaplarına bırakılmış, ilgili yazılarda fıkhı ihtilaflar yerine konunun hikmet yönü üzerinde durulmuştur.
Konu yazımında "hadislerin
hadislerle yorumu" şeklinde ifade edilebilecek bir yaklaşım tarzı benimsenmiştir. Bir hadis metninin, hatta isnadının satır aralarında kalmış birtakım bilgilere dahi yeri geldiğinde tarihsel ve kültürel bir değer atfedilmiştir. Ancak her konuda, ilgili rivayetlerin tamamının kullanılamadığını ifade etmemiz gerekir. Zira
kitapta yer alan konuların pek çoğu hakkında yüzlerle hatta binlerle ifade edilebilecek sayıda hadis bulunmaktadır. Sayfa ve kelime sınırlaması nedeniyle her konuda yaklaşık otuz
hadis kullanılmıştır. Bu hadislerin mana itibariyle kuşatıcı olmasına ve metinde kullanılamayan diğer hadislerin de içeriğini yansıtacak nitelikte olmasına dikkat edilmiştir. Ayrıca çok uzun olan, birden fazla konusu bulunan, metni tamamen zikredilmeyen veya daha önce verilen metinden sadece birkaç kelime farklılığı olan
hadisler, konu bütünlüğü dikkate alınarak mezcedilmiş ve atıf yoluyla zikredilmiştir.
Hadislerle İslâm, konu yazım tekniği ve içeriği itibariyle özgün bir tarza sahiptir. Her şeyden önce bu kolektif çalışma, muhtelif konularla ilgili hadislerin alt alta sıralandığı bir derleme değil; konu merkezli bir eserdir.
Eserde, muayyen bir konuya dair tüm rivayetler, girişi, gelişmesi, sonucu ve kurgusu olan bir yazı sistematiği içinde harmanlanarak/yorumlanarak sunulmuştur. Bir konu, Kuran ayetleri başta olmak üzere ilgili tüm rivayetler ışığında bütüncül bir bakış açısıyla etraflı bir biçimde ele alınmıştır. Resûl-i Ekrem'in (sav) örnek hayatı, sünneti ve uygulamaları, meydana getirdiği ilk İslâm toplumu,
hadisler aracılığıyla resmedilmeye çalışılmıştır.
Konu yazımında mümkün olduğunca kuşatıcı, özgün ve çarpıcı başlıklar belirlenmiştir. Eserde yer alan bütün konularda, başlıktan sonra, ortalama beş hadise yer verilmiştir. 'Serlevha hadis' adı verilen bu rivayetlerin sahâbî râvisi, Arapça metni,
Türkçe tercümesi ve kaynağı da belirtilmiştir. Serlevha
hadisler, muteber kaynaklardan ve konunun ana fikrini yansıtan kapsamlı hadislerden seçilmiştir. Metinlerin yazımında, anlatım tarzı olarak bazen tasvir edici, çoğunlukla da tahkiye yöntemi denilen öyküleyici anlatım biçimi tercih edilmiştir. Özellikle metinlerin girişinde konuyla ilgili bir hadisin hikâyesi anlatılmış ve okuyucunun, hadisi zihninde canlandırarak algılaması amaçlanmıştır. Hadisin vârid olduğu zaman, mekân, durum ve hadiste geçen kişiler tespit edilmiş ve bu çerçevede bir tahkiye ile konuya başlangıç yapılmıştır. Bir hadisi doğru anlamak için gerektiğinde o hadisin tüm tarikleri/varyantları araştırılmıştır.
Hadisi nakleden sahâbî hakkında nitelendirici kısa bir bilgi verilmesi yazıları akıcı kılan bir unsur olarak değerlendirilmiştir.
Hadislerin anlaşılmasında ve yorumlanmasında geleneksel izahlardan büyük oranda istifade edilmiştir. Bu bağlamda hadisin yanı sıra tefsir, siyer ve tarih kaynakları ile hadis şerhleri en çok müracaat edilen eserler olmuştur. Ayrıca metinlerde yer alan rivayette geçen ve metnin anlaşılması açısından önem taşıyan bazı şahıslar, râviler, kabileler, şehirler/mekânlar ve kavramlar ile ilgili kısa bilgiler, konu bütünlüğünü bozmayacak biçimde metne yansıtılmış;
hadislerin Türkçeye aktarılmasında ise hadiste verilen mesajın en yalın ve anlaşılır bir biçimde okuyucuya sunulması hedeflenmiştir.
Hadislerle İslam'ı oluşturan makalelerdeki bilgiler temelde Kur'an-ı Kerim'e ve on dokuz
hadis kitabına dayanmaktadır. Bunların dışında konu yazımında kullanılan bilgilere kaynaklık eden iki yüzden fazla esere atıfta bulunulmuştur. Dipnotlarda gösterilen kaynakların başında yer alan rumuzlar (ID numaraları), Konulu Hadis Projesinin web tabanındaki kayıt numaralarıdır.
Eserin tamamında kullanılan ve atıfta bulunulan ayet ve rivayetlerin toplamı -mükerrerleriyle birlikte- 25.147'dir. Tekrarsız olarak atıfta bulunulan rivayetlerin sayısı ise 9.782'dir. Bu istatistiki bilgiler, eseri okuyanların dikkate değer düzeyde
hadis bilgisi ve kültürüyle buluşacağı anlamına gelmektedir. Ancak eser, asla bütün
sahih hadisleri kuşatma iddiası taşımadığı gibi, bu
kitapta yer almayan
hadislerin sahih ve geçerli olmadığı iddiasında da bulunmamaktadır. Esasen eserde hadislere karşı 'sahih/sahih değil' gibi bir ayrıştırmaya dayalı yaklaşım izlenmemiştir.
Hadislerin sıhhat açısından değerlendirilmesinin kendi içinde önemli ve faydalı tarafları bulunsa da bunun hadislerin rivayet dönemine özgü bir bilgi tasnifi olduğu unutulmamalıdır.
Hadis rivayetleri ile İslâm toplumunun dinî, ahlâkî, kültürel, tarihsel ve toplumsal kabul ve değerleri arasında sıkı bir irtibat bulunduğu düşünüldüğünde, hadis rivayetlerini değerlendirmek için onların sıhhati ve sübutu hakkında verilecek sahih, hasen veya zayıf gibi hükümlerle iktifa etmenin daraltıcı bir yaklaşım olduğu düşünülebilir. Bu noktada hadis rivayetlerine yönelik anlayıcı, açıklayıcı, kuşatıcı, tutarlı, bütünlükçü ve işlevsel yaklaşımları dikkate almak yerinde bir tavır olarak görünmektedir.
Kitaptaki makaleler içerik, bütünlük, tutarlılık ve üslup açısından yukarıda belirtilen ölçütler çerçevesinde üst kurul üyeleri ve proje bünyesinde çalışan uzmanlar tarafından değerlendirilmiş ve genel olarak beş aşamalı bir incelemeye tâbi tutulmuştur. Bu inceleme esas itibariyle, seksen beş farklı yazar tarafından kaleme alınan ön metinler arasında belli bir uyum ve birlikteliğin sağlanmasına yöneliktir.
Ancak gerek metinlerin yazımı ve tashihi sırasında gösterilen çabalar, gerekse eserin
Diyanet İşleri Başkanlığı himayesinde varlık bulması
kitabın oluşumuna katkı veren akademik heyetin bilimsel sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi, eserin yanlış ve hatadan azade olmasını da gerektirmez.
İslâm ilim geleneği içinde kaleme alınan bütün
kitaplar, bir yönüyle, "Kur'an'dan başka hiçbir
kitap hatasız değildir," tespitinin birer numunesidir. Bu itibarla yapıcı ve anlamlı her eleştirinin dikkate alınacağı özellikle belirtilmelidir.
Hadislerle İslam, okuyucuyu Hz. Peygamber'in (sav) rahmet ve hikmet dolu dünyasını keşfetmeye davet eden bir çağrı olarak görülmelidir. Allah Resulünün (sav), hadislerden süzülüp gelen kutlu nefesini hissetmek, onun (sav) gönüllere hayat veren âb-ı kevserinden kana kana içmek; onun (sav) hakikat çağrısına kulak vermek; onun (sav) imanına, ibadetine, ahlâkına, takvasına, örnekliğine, değerlerine, dualarına, beşerî münasebetlerine tanıklık etmek; onun (sav) varlık ve bilgi ufkunda seyreylemek, tarihin ve medeniyetin önemli kavşaklarında onun (sav) izini sürmek ve nihayet varlık âleminin ötesine ve sonsuzluğun bilgisine ulaşmak isteyenlere, bu davete icabet etmek tavsiye edilir.
Yaklaşık altı yıllık bir emeğin ürünü olan bu eser, mesailerine bizzat şahit olduğum çok sayıda muhterem ilim adamının, kıymetli ilim yolcusu gençlerin ve kurulların gayretleri ve değerli katkılarıyla ortaya çıktı. Hepsine ayrı ayrı gönülden teşekkür ediyorum. Üst kurul (Bilim Kurulu) teknik alt yapıdan metinlerin
yazımı ve redaksiyonuna kadar projenin her aşamasında birikim ve deneyimlerini paylaşarak projeye katkı sundu. Editörler Kurulu metinleri birkaç kez titizlikle okudu ve en iyi metne ulaşmak için ellerinden geleni yaptı. İlmî ve edebî redaksiyon heyeti bir kuyumcu hassasiyetiyle çalıştı ve metinlerin hatasız olması için fedakârca çaba gösterdi. Akademik Heyet (
yazarlar ) bilimsel birikimlerini, fikir ve gönül dünyalarını yazılarıyla ortaya koyarak esere katkıda bulundu.
Din İşleri Yüksek Kurulu eseri inceleyerek kıymetli mülahazalarını paylaştı. Türkiye
Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti projenin maddi külfetini üstlendi ve ona sahip çıktı.
Türkiye Diyanet Vakfı İLKSAY Kurulu, teknik alt yapıdan dosyalamaya varıncaya kadar projenin her aşamasıyla yakından ilgilendi.
Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Bardakoğlu projenin başlamasına ve hayat bulmasına vesile oldu. Bu özgün ve hayırlı çalışmaya katkı sunan herkese en kalbî şükranlarımı sunuyorum.
Eserin, mana dünyamızda ve düşünce ufkumuzda yeni pencereler açmasını, ülkemiz, gönül coğrafyamız, İslâm âlemi ve tüm insanlık için yararlı olmasını Cenâb-ı Mevlâ'dan niyaz ediyorum. (
Hadislerle İslam kitap , Hadislerle İslam kitabı , 7 cilt Hadis Kitabı , diyanet hadislerle islam kitabı, diyanet işleri başkanlığı hadis kitabı, tercümesi , diyanet işleri yayınları )
Prof. Dr. Mehmet Görmez
Diyanet İşleri Başkanı
Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları 7 Cilt Hadislerle İslam kitabı nı incele diniz.