Kitap Tibyan Tefsiri, Kuranı Kerim Meali ve Tefsiri
Yazar Ayıntabi Mehmet Efendi
Yayınevi Huzur Yayınevi
Tercüme Abdullah Yücel
Kağıt Cilt Sarı Şamua, Lüks Ciltli, 4 Cilt
Sayfa Ebat 1.863 sayfa, 17x24 cm
Ayıntabi Mehmet efendi Tibyan tefsiri kitabını incelemektesiniz.
Huzur yayınları 4 cilt tibyan tefsiri kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Tibyan Tefsiri Kuran-ı Kerim Meali ve Tefsiri Huzur yayınları 4 cilt
Bu eser, Tefsir ilmiyle çok meşgul olduğu için Tefsîrî Mehmed Efendi diye şöhret bulan ehil bir alim tarafından yazılmıştır.
Bu Tefsir, Osmanlı Padişahı IV.Mehmed’in isteği üzerine yazılmış bir eserdir.
Tefsir, gereksiz dil ve gramer konularına girilmeden herkesin okuyup anlayabileceği bir üslupla kaleme alınmıştır.
Aynı zamanda bu kitab, Osmanlıca Türkçesi ile basılan ilk tefsir olma özelliğine sahiptir.
Yeni neslin daha rahat anlayabilmesi için günümüz Türkçesine sadeleştirilmiştir.
Tercüme Heyeti; Diyanet İşleri Başkanlığı İstanbul Haseki (İhtisas) Eğitim Merkezi Öğretim Görevlilerinden
Abdullah Yücel (Sadeleştiren)
Doç.Dr.Durak Pusmaz (Takriz)
TAKDİM
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd, Efendimiz Resulullah (s.a.v.)'e salat ve selam olsun.
Merhum Süleyman Fahir tarafından 1956 yılında sadeleştirilmiş olan bu eseri, merhum Ahmet Davutoğlu'na tetkik ettirip 1980'li yıllarda yayınlamıştık. Türkçemiz'in geçirmekte olduğu hızlı değişimler neticesinde daha önce sadeleştirilmiş olmasına rağmen yine de günümüz nesli tarafından anlaşılmasında birtakım zorluklar bulunmaktaydı. Bu eserin daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla değerli ilim adamı Sayın Abdullah Yücel Bey'e yeniden sadeleştirmesi için müracaat ettik. Lütfettiler, ricamızı kabul ettiler. Kendilerine teşekkür ederken, Cenab-ı Hak'tan sıhhat, afiyet niyaz eder, çalışmalarının devamını dilerim.
Tibyan Tefsiri, Kur'an-ı Kerim'in hem mealini, hem de kısa ve özlü tefsirini ihtiva etmektedir. Tefsirde teknik olarak;
1-Arapça metinler, Yayınevimiz'in yayınlamış olduğu bilgisayar hatlı Kur'an-ı Kerim'den alınmıştır.
2-Ayetlerin mealleri düz siyah harflerle yazılmıştır.
3-Başka ayetlerden alıntı yapılan mealler ile bazı Arapça ibarelerin okunuşları siyah italik, Hadis-i şerifler ise genel olarak italik yazılmıştır.
Bu Tefsirin müellifi Ayıntabî Mehmet Efendi başta olmak üzere, ilk sadeleştirmeyi yapan Süleyman Fahir ve 1980'li yıllarda bu kitabı yayınlayan babamız Alaaddin Sağlam'a Allah'tan rahmet diliyorum. Yeniden sadeleştiren Muhterem hocamız Abdullah Yücel'e, eser için takrizleriyle katkıda bulunan Doç. Dr. Durak Pusmaz Hocamız'a ve diğer emeği geçen kardeşlerimize sağlık ve afiyetler dilerim.
Bizlere bu eseri yeniden yayımlama imkanını veren Cenab-ı Hakk'a hamd ederken, bu çalışmanın rızasına uygun olmasını dilerim.
( tibyan tefsiri , kuranı kerim meali ve tefsiri kitap , ayıntabi mehmet efendi , huzur yayınları , kuran tefsiri , ucuz tefsir , yazar , tercümesi
)
Huzur Yayınevi
Faruk Sağlam
TAKRİZ
İnsanı yoktan var eden, akıl, fikir, muhakeme gücü ve düşündüklerini ifade edebilme kabiliyeti gibi üstün meziyetlerle donatan, ayrıca ona iyiyi-kötüyü, doğruyu-eğriyi, hakkı-batılı bildirmek için kitaplar ve peygamberler gönderen Yüce Rabbimiz'e hamd ü senalar ediyoruz.
Yüce Rabbimiz'in insanlara göndermiş olduğu son ilâhî mesaj olan yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'i onlara tebliğ eden, içerisindeki hükümleri yaşayışı ve sözleriyle açıklayan sevgili Peygamberimiz'e salat ü selam ediyoruz.
Kur'ân-ı Kerîm; Yüce Allah'ın Hz. Peygamber (s.a.v.) vasıtasıyla insanlığa göndermiş olduğu son ilâhî mesajdır. Yüce Allah bu son mesajıyla insanlara bir kez daha kendi rızasına uygun kullukta bulunmalarının yolunu göstermiştir. Yüce Allah'ın rızasına uygun yaşamak ve davranışlar sergileyebilmek için O'nun mesajlarının çok iyi bir şekilde anlaşılması ve bilinmesi gerekmektedir.
Bilindiği gibi Kur'ân-ı Kerîm'in dili Arapçadır. Fakat Kur'an'ın muhatapları sadece Araplardan ibaret olmayıp bütün insanlardır. Öyleyse Kur'an'a inanan bütün insanların onu öğrenmeleri, anlamaları ve içerisindeki hükümler doğrultusunda hayatlarını düzenlemeleri gerekmektedir. Anadili Arapça olmayan bütün Müslümanların Kur'ân-ı Kerîm'i okuyup anlayabilmeleri için Arapça öğrenmeleri mümkün olmadığına göre Kur'ân-ı Kerîm'in kendi dillerine çevrilmesi gerekmektedir. Bu nedenle daha asr-ı saadetten itibaren Arap olmayan müslümanlar Kur'ân-ı Kerîm'i kendi dillerine çevirmeye başlamışlardır. Nitekim islâmiyet'i kabul eden iran asıllı ilk sahâbî olan Selmân-i Fârisî (r.a.), Peygamber Efendimiz hayatta iken onun izniyle Fatiha suresini Farsçaya çevirdiği bilinmektedir.[1] Daha sonra islam'a giren diğer milletler de Kur'ân-ı Kerîm'i kendi dillerine çevirmişlerdir. Bu güzel faaliyet günümüzde de devam etmekte olup yüce kitabımız yaşayan dünya dillerinin pek çoğuna; 139 dile çevrildiği bilinmektedir.[2]
Asırlarca İslam'a büyük hizmetler eden yüce milletimiz de islam'a girdikten sonra onun temel kaynağı olan yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'i anlayıp yaşayabilmeleri için kendi dillerine tercüme ve tefsir etmeye başlamışlar ve bu sahada değerli eserler meydana getirmişlerdir. İşte bu tefsirlerden biri de Osmanlılar döneminde yazılmış olan "Tibyan Tefsiri"dir. Tibyan Tefsiri, XVII. Yüzyılda yaşamış olup (1111/1699) tarihinde vefat etmiş olan Ayıntâbî Mehmed Efendi tarafından yazılmıştır. Tefsir yazıldığı tarihten itibaren Osmanlı aydınları ve toplumu tarafından büyük rağbet görmüş, hatta bu rağbet Cumhuriyetin ilk yıllarında da devam etmiştir.
Tefsirin Bazı Özellikleri
Elinizdeki Tibyan Tefsiri'nin bazı özellikleri ve güzellikleri vardır:
Bu tefsirin, tefsir ilmiyle çok meşgul olduğu için Tefsîrî Mehmet Efendi diye şöhret bulan ehil bir âlim tarafından yazılmış olması,
Zamanın Osmanlı Padişahı IV. Mehmed'in isteğiyle yazılması,
Kur'ân-ı Kerîm'in ilk Türkçe matbu tefsiri olması onun bu özelliklerinin başında gelmektedir.
Tibyan Tefsiri'nin milletimiz tarafından çok rağbet görmesinin sebeplerinden biri, dilinin sade ve akıcı olmasıdır. Söz konusu tefsir, yazıldığı dönemde gayet güzel ve akıcı bir Türkçe ile yazılmış olmasına rağmen zamanla dili eskimiş; halkımız, özellikle yeni nesil tarafından anlaşılması güç hale gelmiştir, işte söz konusu güçlüğü giderip bu kıymetli tefsiri halkımızla tekrar buluşturmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Huzur Yayınevi Sahibi Faruk SAĞLAM Bey'i ve böyle değerli bir eseri sade, anlaşılabilir günümüz Türkçesiyle din kardeşlerimizin istifadesine sunan değerli ilim adamı kardeşim Abdullah Yücel Bey'i tebrik ediyor, daha nice yararlı eserler meydana getirmeleri hususunda Yüce Rabbimiz'in kendilerini muvaffak kılmalarını diliyorum .
[1] Bkz. M. Hamidullah, Aziz Kur'an (çev. A. Hatib - M. Kanık), Beyan Yayınları, İst. ts, s.78
[1] Mustafa Özkan, "Eski Anadolu Türkçesi Döneminde Yapılmış olan Kur'an Tercümeleri", Tarihten Günümüze Kur'an'a Yaklaşımlar, İlim Yayma Vakfı Kur'an ve Tefsir Akademisi yay. İst. 2010, s. 518
Doç. Dr. Faruk Pusmaz
ÖNSÖZ
Allahu Teâlâ'ya hamd, Resulüne salat ve selâm olsun. Allah insanları yaratmış, yeryüzünde yaşamalarını takdir buyurmuştur. Bununla birlikte onları kendi hallerine bırakmamış, doğru yolu gösterecek peygamberler göndermiştir. Bu peygamberlere dekendilerine ve ümmetlerine rehberlik edecek kitaplar indirmiştir. Bu kitapların en mükemmeli ve sonuncusu hiç şüphesiz Kur'an-ı Kerim'dir.
Kur'an-ı Kerim, yirmi üç yıllık bir zaman süreci içinde Hz. Muhammed (s.a.y)'e vahiy yoluyla indirilen, mushaflarda yazılı bulunan, mütevatir olarak bize kadar nakledilegelen ve okunuşuyla ibadet edilen mucize bir kelamdır.
Kur'an, üslup bakımından hiçbir esere benzemez. O, Allah Taâlâ'nın, kullarının işlerini düzene koymak ve yeryüzünün nizamını sağlamak için insanlık âlemine gönderdiği ebedi ve değişmez kanunudur.
Kur'an-ı Kerim, dinin esası ve mukaddes kitabıdır ki, İslam dini, itikad, ibadet, edep, ahlak, hüküm, hikmet, öğüt, ilim, irfan, kısaca tüm konularda ona dayanmaktadır. Çünkü Kur'an her şeyi beyan için indirilmiştir.
Kur'an-ı Kerim, Allah'a kulluk yapmayı, ana ve babaya iyilikte bulunmayı, insanlarla kardeş olmayı emreder. İnsanların dünya ve âhirette mutlu olmaları için gerekli esasları bildirir. Geçmişte meydana gelen olaylara temas etmesi yanında gelecekte gerçekleşecek olan bazı hakikatleri de haber verir.
Kur'an-ı Kerim, lâfzı, tertibi, üslûbu, rehberliği, etkisi ve içerdiği çeşitli ilimlerle insanlar için bir mucizedir. O tüm edipleri, hatipleri, şairleri, bilginleri sus-turmuştur. Benzerini getirmeleri konusunda tüm insanlara ve cinlere meydan okuduğu halde hiç kimse bir benzerini getirme gücünü kendisinde bulamamıştır.
Kur'an-ı Kerim, dil itibariyle Arapça olarak gönderilmiştir, ama bütün insanlık âlemine hitap etmektedir. Bütün insanların Arapça'yı anlaması imkânsız olduğundan Kur'an-ı Kerim'in başka dillere çevrilmesi de zorunlu olmuştur. Bu yüzden Kur'an-ı Kerim, dünyanın birçok dillerine çevrilmiş ve tefsiri yapılmıştır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in gösterdiği hedeflere erişebilmek, onu okuyup anlamaya bağlıdır. Fakat Kur'an-ı Kerim ne ölçüde tercüme edilebilir? Bu konu üzerinde ciddiyetle durmak gerekir.
Tercüme, bir sözün mânâsını diğer bir dile dengi bir ifade ile aynen olduğu gibi aktarmaktır. Tercümenin, aslın mânâsına tam anlamıyla uygun olabilmesi, her yönüyle onun tarzına uygun olmasına bağlıdır. Oysa Kur'an-ı Kerim'in hiçbir dile kendi anlatım tarzı ile ve bütün yönleriyle tercümesi mümkün değildir. Çünkü her dilin kendine mahsus özellikleri, incelikleri, nükteleri, işaretleri vardır. İnsanların kendi eserlerinin başka dile tercümesinde bile aslı tam olarak muhafaza edilemezken, binlerce hakikati, işareti, mecazı, sayılamayacak nükteleri ve incelikleri içeren Kur'an nasıl tercüme edilebilir? Bu yüzden biz, Kur'an tercümeleri için dilimizde, bir şeyi eksiltmek, bir sözün mânâsını her yönüyle aynen değil de biraz noksanıyla ifade etmek anlamında "Meal" tabirini kullanıyoruz.
İşte bundan dolayı Kur'an hizmetinde bir ömür harcamış olan birçok İslam âlimi, onun yüce hikmetlerini anlama ve kavrama yolunda gayret göstermiş, kendi ilmi kudretleri ölçüsünde, çeşitli üsluplarda tefsir kitapları yazmışlar, bu alanda ellerinden gelen her imkanı sonuna kadar kullanmışlar ve insanlığın istifadesine sunmuşlardır.
Bu eserler içinde ilmî delillere başvurarak ilim erbabına hitap eden eserler olduğu gibi geniş halk topluluklarına hitap eden, herkesin okuyup anlayabileceği eserler de mevcuttur.
Elinizdeki bu tefsir de ilmî konulara girmeden, dil ve gramer özelliklerini incelemeye dalmadan herkesin okuyup anlayabileceği bir üslupla kaleme alınmıştır. Bu Elinizdeki bu eser de ilmî konulara girmeden, dil ve gramer özelliklerini incelemeye dalmadan herkesin okuyup anlayabileceği bir üslupla kaleme alınmıştır. Bu yüzden de geniş halk kitleleri tarafından çok rağbet edilen, aranan ve okunan bir tefsir olmuştur.
Bu tefsir aynı zamanda Osmanlı Türkçesiyle basılan ilk tefsir olma özelliğine de sahip bulunmaktadır. Tefsir-i Tibyan veya Terceme-i Tefsir-i Tibyan adlarıyla anılmaktadır.
1324 İstanbul baskısının baş tarafında, tefsir tanıtılırken şu ifadelere yer verilmektedir: "İşbu Türkçe tefsiri, Ayıntabî Mehmed Efendi 1110 tarihinde Türkçe'ye tercüme edip, o zamanın yazı dili üzere güzel bir tefsir meydana getirdi. Halisane bir niyetle telif edildiğinden o kadar makbul ve muteberdir ki, herkes bir nüshasına sahip olmayı ganimet sayar."
Tibyan Tefsiri, Hıdır b. Abdurahman el-Ezdî ed-Dimeşkî'nin "et-Tibyan fî Tefsi-ri'l-Kur'an" isimli Arapça tefsirinin Türkçe tercümesidir. Tefsirle çok meşgul olmasından dolayı Tefsin Mehmed Efendi lakabıyla tanınan Ayıntabî Mehmed Efendi bu tefsiri yeniden düzenleyip biraz da genişleterek birtakım ilavelerle ve oldukça serbest bir yöntemle Türkçeye çevirmiştir.[3]
Bu eserin, Ezdî'nin adı geçen tefsirinin tercümesi olmadığını, Begavî, Beydavî ve Razî tefsirlerinin yanı sıra Süyutî'nin el-İtkanı, Ebu'l-Leys Semerkandî'ninTen-bihü'l-Gâfilîni, Gazzalî'nin İhyası, İbn-i Arabi'nin Fütuhat-ı Mekkiyyesi gibi eserlerden de yararlanılarak hazırlanmış bir telif eser olduğunu, ancak el-Ezdî'nin tefsirinden daha çok yararlanıldığı için "Tercüme-i Tibyan" diye anıldığını söyleyenler de vardır. 2
Bizim için tercüme veya telif olmasından çok okuyucu üzerinde bıraktığı etki ve sağladığı fayda önemlidir. Tibyan Tefsiri, Osmanlı Padişahı IV. Mehmed'in isteği üzerine yazılmış bir eserdir. Sivas'ta uzun süre müderrislik ve müftülük görevlerinde bulunmuş olan Ayıntabî Mehmed Efendi'nin ilmî şöhreti Anadolu'ya yayılmıştı. Devrin Şeyhülislâmı Minkârîzade Yahya Efendi kendisini, padişahın huzurunda, devlet büyüklerinin katılımıyla gerçekleştirilen huzur dersleri için İstanbul'a çağırdı. Uzunca bir süre devam eden bu derslerin birinde Sultan IV. Mehmed kendisinden Kur'an-ı Kerim'i Türkçeye tercüme ve tefsir etmesini istedi. Bunun üzerine Ayıntabî, el-Ezdî'nin "et-Tibyan fî Tefsiri'l-Kur'an" isimli tefsirini esas alarak yeni bir eser hazırladı.
Tibyan Tefsiri, basılmış ilk Türkçe tefsir olması, üslubunun anlaşılır ve kolay olması, kısa bir tefsir olması ve padişahın teşvikiyle yazılmış olması gibi sebeplerden dolayı Osmanlı toplumunda önemli bir yer tutmuştur. Halkın rağbet ve ilgisinin sonucu olarak, gerek Osmanlı döneminde ve gerekse Cumhuriyet döneminde defalarca basılıp yayımlanmıştır.
2 (bkz: Recep Arpa, Tibyan Tefsiri mad. DİA, c. 41, s. 127-128)
3 (bkz: Orhan İyibilgin'in "Ayıntabi'nin Tercüme-i Tibyan Tefsirinin muhteva ve metot bakımından değerlendirilmesi" adlı doktora tezi. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt, XVI, sayı, 29,2014/1)
Ancak yazıldığı günden bu yana aradan uzun yıllar geçince, dilinin ağırlığı ve üslubu nedeniyle, bazı çevrelerce 'bugünün dilinden ve tercüme tekniğinden uzaklaşmış' diye eleştiri konusu edilmiştir. Eserin, anlaşılır bir ifadeye sahip bulunması esas olduğundan sadeleştirilme cihetine gidilmiş ve ilk defa 1956 yılında Süleyman Fahir tarafından birtakım kısaltma ve ilâvelerle birlikte sadeleştirilerek Latin harfleriyle basılmıştır. Daha sonra bu sadeleştirme Ahmet Davudoğlu tarafından gözden geçirilerek 1980'li yıllarda basımı tekrarlanmıştır.
Üzerinde yüksek lisans ve doktora çalışmaları da yapılmış olan bu eser, altmış yıl kadar önce sadeleştirilmiş olsa bile yine de günümüz nesli tarafından anlaşılmasında birtakım zorluklarla karşılaşılmaktaydı. İşte bu yüzden daha iyi anlaşılması için biz de elimizden geldiği ölçüde eser üzerinde yeni bir çalışma yaptık. Eserin yeniden gözden geçirilip sadeleştirilmesi ve bugünkü dilde daha iyi anlaşılır hale getirilmesi amacıyla yapılan çalışma sırasında:
1-Aslında olup da sadeleştirmede bulunmayan önemli kısımlar ilave edilmiş, konunun daha iyi anlaşılması sağlanmıştır.
2-Bazı bilgilerin kaynağı verilmiş, bazıları için de daha geniş bilgi bulunabilecek yerler gösterilmiştir. Bu bilgiler için esere dipnotlar konulmuştur.
3-Eserin aslında olmadığı halde eski sadeleştirmede görülen bazı gereksiz ilâveler çıkarılmıştır. Faydalı olacağı düşünülen ilaveler ise aynen bırakılmış, ancak dipnotlarda başka kaynaklardan alındığına işaret edilmiştir. (Örnek olarak bkz: En'am Suresi, 93; Enfal Suresi, 11 ve 30; Sebe' Suresi, 1.)
4-Meali veya tercümesi verilmemiş olan bazı âyet ve ibarelerin mealleri veya tercümeleri de verilmiş, böylece eserden istifadenin kolaylaştırılması hedeflenmiştir.
5-Cümlelerin daha iyi anlaşılması için cümle içinde bazı ifade değişiklikleri yapılmış, bu sayede akıcılığın sağlanmasına çalışılmıştır.
6-Bazı eski tabirler ve ıstılahlar günümüz Türkçesine uyarlanmış olmakla birlikte aynen olduğu gibi kalmasında fayda görülen tabirlere dokunulmamış, gerekli yerlerde parantez içi açıklamalar getirilmiştir.
7-Birtakım hatalı veya eksik çeviriler düzeltildiği gibi, eserin aslında olmadığı halde başka kaynaklardan yapılan bilgi aktarımında, daha önceki sadeleştirmede gözden kaçan hatalı aktarımlar da düzeltilmiştir. Mesela En'am suresinin 63. Ayeti, gerek asıl nüshada gerekse sadeleştirmede farklı kıraatlere göre: "...Eğer bizi bundan kurtarırsan sana şükredenlerden oluruz," şeklinde tercüme edilmişti. Biz bu cümleyi: "...Eğer Allah bizi bundan kurtarırsa şükredenlerden oluruz," diye düzeltip kaydettik. Asım kıraatine göre Mushaflarda yaygın bir şekilde yazılı bulunduğu üzere ayet-i kerimedeki "lein encânâ..." ifadesi dikkate alındığında doğru tercümenin böyle olması gerektiği de açıkça görülecektir.
Böyle titiz bir çalışma ile yeniden hazırladığımız bu eserin, değerli okuyucularımıza faydalı olmasını diler, hatalarımızın, kusurlarımızın bağışlanmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederiz.
Abdullah YÜCEL
Huzur yayınları 4 cilt Ayıntabi Mehmet efendi Tibyan tefsiri kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9786054606672 |
Marka | Huzur Yayınları |
Stok Durumu | Var |
9786054606672
Havale / Eft :
Havale İle : 1.013,65 TL
Kapıda Ödeme :
Kapıda Ödeme ile : 1.045,00 TL
Tek Çekim :
Kredi Kartı ile : 1.045,00 TL
Bankalara Göre Taksit Seçenekleri (Kampanyalı taksitler kalın yazıyla belirtilmiştir) :
 |
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
295,21 TL |
1.180,85 TL |
4 |
295,21 TL |
1.180,85 TL |
 |
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
295,21 TL |
1.180,85 TL |
 |
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
295,21 TL |
1.180,85 TL |
 |
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
295,21 TL |
1.180,85 TL |
 |
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
295,21 TL |
1.180,85 TL |
 |
Ay |
Taksit Tutarı |
Toplam Tutar |
4 |
295,21 TL |
1.180,85 TL |